31 Temmuz 2005 Pazar

Cumartesi Kahvaltısı: Patatesli Pay, Peynirli Muhammara

Haftasonu kahvaltıları nasıl özel, nasıl keyiflidir! Dinlenmek için mesela Pazar gibi tek bir gününüz varsa eğer, günün olayı haline gelebilir / getirilebilir kahvaltı.. Kahvaltı alışkanlığınız, kahvaltıya düşkünlüğünüz varsa tabi! Yalnız da olsanız, iki kişi veya üç kişi de olsanız uzun uzun sofra hazırlamak, sofrada uzunca kalmak, belki her zamankinden farklı bir şeyler yemek, çayınızı yudumlarken gazetenizi de okumak, sohbetinizi de etmek istersiniz.

Kahvaltı Sofrası


Benim hafta içi ofiste yaptığım kahvaltılar yağsız süt ve bir kase müsli, bazen bir-iki de meyveden ibaret olduğu için, ekmek kızartmalı çay demlemeli omlet pişirmeli hafta sonu kahvaltılarımı dört gözle beklerim. Sabahları uyanır uyanmaz midesi kazınanlardanım, belki akşam yemeğini geç ve fazla yemediğim için. Ama hafta sonları erken uyanır, mutfağa girerim, bazen sıcacık bir poğaça veya açma, bazen taze ekmek, bazen sadece zengin bir omlet hazırlamak için... Kahvaltı biraz gecikir, ama olsun sonuç keyiflidir ya! Ben kahvaltıyla uğraşırken annem -çok daha erken uyandığı için- dayanamayıp kurabiye kutusundan bir tane aşırarak ilk çayını içer. Ekmekler kızarırken bir koşu gazete de alınır ve kahvaltı seramonisi başlar:)

Bu hafta Cumartesi kahvaltısına arkadaşım Bilge'yi davet ettim. Erken uyanıp patatesli pay pişirdim. Başka değişik ne yapayım diye düşünürken aklıma Tijen ablamın peynirli muhammarası geldi, hadi onu da deneyeyim dedim. Klasik tulum peynirli naneli omletimden hazırladım. Komşumuz Çayşeker teyze de (küçükken Nazike diyemeyip Çayşeker dermişim, hala öyle diyorum:) kapının önünde annemle karşılaşınca taze kızarttığı pişilerden göndermiş bir tabak (kızartma, ah kızartma!) Sonuçta keyifli bir kahvaltı oldu.

Bu patatesli pay'ı ilk kez denedim. Genelde kahvaltılar ya da ikindiler için tuzlu kekler yapmayı seviyorum, ama hep peynirli yapardım. Patatesliyi daha çok sevdim. Paydan çok börek gibi oldu. Herkes de sevmiş olmalı ki ertesi gün bitti (normalde bizim evde bir hamurişinin ertesi gün bittiği pek görülmez..)

PATATESLİ PAY

Patatesli Pay



Malzemeler

  • 2 yumurta
  • 1 su bardağı zeytinyağı
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1 çay kaşığı karabiber (mümkün mertebe taze çekilmiş)
  • 1 çay kaşığı pul biber
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1/2 paket kabartma tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 1 su bardağı normal un
  • 1 tutam maydonoz (ince kıyılmış)
  • 3 orta boy patates (küçük küpler halinde doğranmış)
  • 2 yemek kaşığı susam

*** Bu tarifteki yağ gözüme çok göründüğünden su bardağı ölçüsü için küçük boy bir su bardağı kullandım.

Yapılışı

  1. Yumurtaları mikserle birkaç dakika boyunca -rengi açılana kadar- çırpın.
  2. Zeytinyağı, yoğurt, tuz ve baharatları ekleyin.
  3. Unları kabartma tozunu da karıştırarak harmanlayın ve karışımınıza ekleyin.
  4. Maydonozları ve patatesleri ekleyip tahta kaşıkla karıştırın.
  5. Yağlanmış kare bir borcama döktüğünüz hamurun üzerine susam serpin.
  6. 180 derece ısıtılmış fırında 50 dk pişirin.

Peynirli muhammara tarifi Tijen ablamın (Tijen İnaltong) "Tak Koluna Sepeti" adlı iştah açıcı Bodrum güncesinden. Tariflerini denediğimde zaman zaman sizlerle paylaşmama izin verdiği, hatta "aşkolsun bu nasıl soru" dediği için bir kez daha teşekkürler!

PEYNİRLİ MUHAMMARA


Peynirli Muhammara


Malzemeler

  • 3 tatlı kaşığı biber salçası
  • 1 avuç ceviz (ince dövülmüş)
  • 1 çay kaşığı kimyon
  • 1/2 çay kaşığı pul biber
  • 1/2 su bardağı ufalanmış ekmek içi
  • 2-3 yemek kaşığı zeytinyağı (ben 3 kullandım)
  • 1/2 su bardağı ufalanmış beyaz peynir*
  • 3 diş sarımsak (ince kıyılmış) - belki kahvaltıda yemek için miktar azaltılabilir.

* Ben beyaz peynir yerine tuzlu lor kullandım. Beyaz peynir gerektiren pekçok tarifte lor kullanmayı seviyorum. Daha lezzetli ve çocukluğuma ait bir tat benim için (küçükken lordan başka peynir yemediğimi hatırlıyorum)

Yapılışı
  1. Hepsini karıştırıyorsunuz, bu kadar basit! Belki kaşığın tersiyle ezerek karıştırmak daha iyi sonuç verir, ekmeküstü yapmak için. Tijen abla kitabında susamlı kraker, etimek, peksimet veya kızarmış ekmekle sunulabileceğini yazmış. Biz kahvaltıda kızarmış ekmekle yedik.
Haftasonu mutfakta başka güzel faaliyetlerim(iz) de oldu ama onlar sürpriz olsun.

Pazar günü Sevim'le sıcağa rağmen "ama yeter yahu" diyerek kendimizi dışarı attık. Hem klimalı hem lezzetli bir yer gerekiyordu, istikamet bir cafe olmalı, ama neresi? Önce "bizim kız" Şebnem Ferah'ın son şaheseri "Can Kırıkları"nı aldık. Bundan sonraki birkaç ay boyunca bilimum müzik dinleme aletinden çık-a-mayacak albüm belli olmuştur!

Haftasonu Özsüt'te taze filtre kahve ve frambuazlı karaorman pastası keyfi ile noktalandı... Fonda Fransızca şarkılar.. O la la!



Boş oturmayıp bol bol pasta fikri toparladım tabi.. Şu güzelliğe bakar mısınız?

27 Temmuz 2005 Çarşamba

Semmel Ekmekleri

İnsanın kendi ekmeğini kendisinin yapması gibisi var mı? Fazla ekmek yemeyen, beyaz ekmek hiç yemeyen, ama yediği zaman da ekmeğin doğalını ve lezzetlisini arayan biriyseniz işiniz zor. Tatile çıksanız sırt çantanızda ekmeğinizle dolaşırsınız. Oturduğunuz lokantalarda kepekli ekmek olup olmadığını umutsuzca sorarsınız, "malesef" yanıtını alınca da usulca bir parça ekmek çıkarmanız gerekir çantanızdan! Bakkallardaki ekmeklerin hangisi daha lezzetlidir diye uzun uzun bakar, sonunda birini alır, umduğunuz gibi çıkmayınca da hayal kırıklığına uğrarsınız. Bunlar işin sıkıntılarıdır. Keyifli tarafı ise evde ekmek yapmaktır!

Ev yapımı esmer semmel ekmeği tarifi


Hemen belirtmem gerekir ki bizim evde ekmeğin uzmanı annemdir. Uzun yıllardır kendi ekmeğimizi kendimiz yapıyoruz. Henüz hem kepekli olup hem lezzetli olan bir ekmek bulamadık fırınlarda / marketlerde. Kepekli diye satılan ekmeklere bakıyorum da, bir ekmek nasıl o kadar esmer olabilir ki? Poşetlerde satılan markalı ekmekleri de denedim ama hem neden o kadar pahalı olduklarını anlayamadım hem de hakiki ekmek lezzetini bulamadım onlarda da.

Annem ekmeği nohut mayasıyla yapar. Mayayı kurar önce, sonra heyecanla mayanın gelmesini bekler. Yazsa problem olmaz da, kışsa mayayı üşütmemek için battaniyelere sarıp sarmalamak ve arada kontrol edip beklemek gerekir. Sabır işidir biraz da. Mayanın canı istemediyse ne yapsanız gelmez bazen! (neyse ki seyrek olur bu) Keyfi gelip köpüklenince de ekmek hamurunu hazırlamaya girişilir. Oldukça vakit alan bütün bu işlemlerin sonunda en az 1 hafta yenecek ekmeğimiz hazırdır, gerektikçe dilim dilim ısıtmak üzere buzdolabına kaldırılır. Hele kahvaltılarda, zeytinyağlı çökeleğe bu ekmeği banmak müthiştir!

Evde ekmek kalmadığı ya da azaldığı zamanlarda ben devreye girer, ekmek denemeleri yapmak isterim:) Annemin, "yağ konulmayan tarif dene, az yap, ben yarın öbür gün maya kurarım fazla olmasın" uyarıları eşliğinde kolları sıvarım. Ne keyiftir o! Önce sevdiğiniz bir müziği koyarsınız mutfağa taşıdığınız minik teybe. Hamuru uzun uzun yoğurmak, ama çok da yormamak gerekir. Yoğururken tüm sıkıntılarınız uçar gider. Parmaklarınızın altında yumuşacık şekillenen hamura konsantre olursanız, hakiki bir meditasyon yapmış olursunuz!

Ben de dün eve gidip marketten alınmış esmer (!) ekmekleri görünce ekmek yapmaya karar verdim. Viyanalı fırıncıların küçük ekmeklerine deniyormuş semmel ekmeği. Özelliği sadece küçük olmaları mıdır bilmiyorum, çünkü tarifi aslında oldukça basit. Ben böyle minik somun ekmekleri seviyorum, semmel ekmeklerini de sevdim.

Malzemeler
  • 600 g un* (yaklaşık)
  • 1/2 paket yaş maya (21 gr)
  • 250 ml su (ılık)
  • 1 tatlı kaşığı şeker
  • 1 tatlı kaşığı tuz

* Unun yarısını normal un, yarısını da tam buğday unu (kepekli un) olarak kullandım. Bu yöntemi pek çok hamur işine uyguluyorum aslında. Tamamında kepekli un kullanıldığında hamurun pişerken daha az kabarmasına neden olduğu için yarı yarıya ölçüsüyle yapıyorum.


Yapılışı
  1. Ilık suyun içine şekeri atın, mayayı elinizle ufalayıp suyun içinde çözdürün.
  2. Unun bir kısmını yoğurma kabınıza alın, ortasını açın, tuzu kenarlara serpin.
  3. Hamurun ortasına mayalı suyu dökün, yoğurmaya başlayın. Unun kalanını azar azar ilave ederek elinize fazla yapışmayan kıvama gelinceye kadar yoğurun (içinde yağ olmadığı için elinize hafif yapışan bir hamur olabilir, çok fazla un koymayın).
  4. Hamurun üzerini nemli bir bezle örterek 1 saat mayalanmaya bırakın.
  5. Mayalandığı zaman bir kez daha yoğurun, istediğiniz büyüklükte somunlar yapıp yağlı kağıt serilmiş tepsiye koyun (ben 3 somun yaptım).
  6. Tepsinin üzerini bir bezle kapatark bir 30 dk kadar daha bekleyin, somunlar tekrar kabarsın.
  7. Fırını 220 dereceye getirin, ısıya dayanıklı bir tasın içine doldurduğunuz sıcak suyu fırının içinde uygun bir yere koyun.
  8. Ekmeklerinizi fırına verin, yaklaşık 30 dk pişirin.
  9. Fırından aldıktan sonra somunların üzerine bir fırça ile su sürün, tepsinin üzerini de bir örtü ile kapatın ki yumuşak kalsınlar.
Ev yapımı esmer semmel ekmeği tarifi



Sabahın kör vakti olduğu için bu fotoğraf gün ışığından yararlanmak adına balkonda çekildi. İlk fotoğrafın arka planındaki yeşiller, talan ettiğim fesleğen saksıları :)

26 Temmuz 2005 Salı

Cevizli Ay Çöreği

Cevizli ay, ya da ayçöreği.. Gözlerimi kapatıp hemen Ankara'ya, Figen Pastanesi'ne gidebilirim ayçöreği deyince.. Cebeci'ye giden her daim çamurlu sokaklardan inince, Hukuk Fakültesi'nin merdivenlerini görmeden önce köşede karşınıza çıkıveren küçük ama şık bir pastaneydi Figen. Ders aralarında, ama en çok sınav haftalarında kitapları ders notlarını yüklenir, Figen'in yolunu tutardık. 

Cevizli Ay Çöreği Tarifi


Kantinin karton bardaklarından sonra mis gibi kokan doğru düzgün bir kahve veya çay içmek, yanında anne yemeklerini özleyip tazecik su böreği sipariş etmek, bazen dayanamayıp bir porsiyon profiterolü suç ortağı bir arkadaşımızla paylaşmak, ve üstelik öğrenci cüzdanını hiç de hafifletmeyecek bir tutar ödemek o yılların keyiflerindendi. Ben hayatımda yediğim en güzel ay çöreklerini orada yedim. Sonradan o bayıldığım ayçöreklerinin nasıl yapıldığına dair duyduklarım yavaş yavaş bu aşktan vazgeçmeme neden olsa da Figen'de yediğim "mutsuz anlar destekçisi" o hafif tatlı çörekleri hala özlerim.

Bir de Sakarya'daki simitçiler, poğaçacılar vardı tabi!
Oralarda da az çörek yememişimdir! Ankara'nın keskin soğuğunda çok üşünen ve çok acıkılan sabahlarda, hasır tabureli çay ocaklarından birine oturulunca "bi koşu kapılan" çıtır simitlerin üstüne tatlı niyetine ne güzel giderdi ayçöreği..

Dün akşam evde cevizli ay çöreği yaparken bir yandan bunları düşündüm. Çörekleri fırından aldığımda vakit geç olmuştu ama sabah ofise getirip hemen tadına baktım. Yumuşacık olmuşlar, içlerine koyduğum şekerlenmiş portakal kabukları da hoş bir aroma vermiş. Tarifini hemen paylaşıyorum. Klasik ay çöreğinden biraz farklı:

Malzemeler: (14 adet)
  • 1 çay bardağı ılık süt
  • 1 tatlı kaşığı toz maya
  • 100 g katı yağ (tercihe göre, ben zeytinyağlı Becel kullandım)
  • 2,5 su bardağı un (yaklaşık)
  • 1 kahve fincanı pudra şekeri
  • 2 yumurta (birinin sarısını ayırın)
İç malzemesi
  • 1/2 kahve fincanı süt
  • 1 su bardağı ceviz (iri dövülmüş)
  • 1 yemek kaşığı galeta unu
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
  • 1/2 paket vanilya
  • 1 yemek kaşığı portakal kabuğu rendesi*
  • 1/2 su bardağı toz şeker
* Ben portakal reçeli yaptığım zaman bolca portakal kabuğu rendeleyip şekerlemiş, bir kavanoza koyup buzdolabına kaldırmıştım. Çoğu kişinin bu yöntemi bildiğini ve uyguladığını düşünüyorum. Portakal olmadığı zaman kullanmak, o mis kokulu kabukları ziyan etmemek için harika bir yöntem. Yalnızca içindeki şekerden dolayı dikkat etmek gerekiyor. Mesela bu tarifte iç malzemenin şekerini azalttım, normal portakal kabuğu kullanılacaksa 1 yemek kaşığı daha şeker eklenebilir iç malzemeye..

Yapılışı


  1. Ilık sütte mayayı eritin.
  2. Unu bir kaba eleyin, ortasına mayalı sütü dökün.
  3. Birinin sarısını ayırdığınız 2 yumurtayı, pudra şekerini ve yağı ekleyip yoğurun. Elinize yapışıyorsa azar azar un ekleyin.
  4. Yumuşak ve elinize yapışmayan bir hamur elde edince, hamuru ceviz büyüklüğünde bezelere ayırın (ben 14 beze yaptım). Üzerlerini örtüp 20 dk dinlendirin.
  5. Hamur dinlenirken iç malzemenizi hazırlayın: Sütü ocakta kaynatın, içine cevizi ilave edin. Bir-iki taşım daha kaynatıp ocaktan alın. Cevizli süte diğer iç malzemelerini sırayla (galeta unu, tarçın, vanilya, portakal kabuğu, şeker) ekleyin, karıştırın.
  6. Dinlenen bezeleri bir tahta üzerinde biraz açın, iç malzemeden bir miktar koyup katlayarak ay şekli verin, yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine sıralayın. Tepside 20 dk daha dinlendirin.
  7. Üstlerine yumurta sarısı sürüp susam serpin, 175 derece önceden ısıtılmış fırında yaklaşık 30 dk pişirin.

Cevizli Ay Çöreği Tarifi

25 Temmuz 2005 Pazartesi

Brownie'li açılış...

Kahveyi nasıl seversiniz? Ben sade severim, az şekerli, hatta "bazen" şekersiz. Bu "bazen" şu demektir; yanında bir dilim kek varsa, ya da birkaç parça çikolata, o zaman kahveme şeker istemem. Damağımda çikolatanın tadı, burnumda kahvemin kokusu varken dünyanın en mutlu insanı sayılabilir miyim? Evet, belki.. :)

Fındıklı Brownie Tarifi


Kahveyi aromalı içeceksem iş değişir. Yeni keşifler yapmayı severim o zaman. Belki krema veya süt eklenmesini yine istemem, ama kahvenin keyifli dünyasında seçebileceğim çeşit çeşit aroma varsa, mutluluğum katlanır!

Kahve, sohbeti de getirir beraberinde. Hatta sohbet, kahveyi bahane eder kendisine. Öyle derler ya.. Ama kahveyi yalnız içmek, kötü hissettiğiniz bir anda elinizde en sevdiğiniz fincanla kendinize saklanmak da güzeldir, iyi gelir, iyileştirir. Güne onunla başlarsanız bir anda uyanırsınız, marifetlerinden biri de budur. Zararlı mıymış? Yok canım, kahve küpüne düşmeyeceksiniz ya? Bir-iki fincanlık keyif işte, altı üstü.

Mutfakla olan bağımı düşündüğümde aklıma kokular geliyor en önce. Kahve ve pişirmeyi çok sevdiğim diğer tatlı şeylerin kokusu geliyor. İşte o yüzden burası Sibel'in Kahvesi. Biraz keyif isteyen herkese de açık kapısı. Başlarken sizlerle paylaşacağım keyifli anların simgesi olsun diye bir fincan kahvenin eşlik ettiği fındıklı brownie'yi seçtim. E hadi buyrun o zaman!

Malzemeler:

  • 200 g bitter çikolata
  • 2 yemek kaşığı su
  • 100 g tereyağı
  • 1/2 su bardağı toz şeker
  • 1,5 paket vanilya
  • 2 yumurta
  • 1/3 su bardağı un
  • 1/2 paket kabartma tozu
  • 150 g beyaz çikolata
  • 2/3 su bardağı iri çekilmiş fındık
Yaplışı

  1. Bitter çikolata, su ve tereyağını küçük bir tencereye alıp kısık ateşte eritin. Eritirken tahta bir kaşıkla sürekli karıştırın. Hepsi eriyince şekeri ekleyip karıştırın, ocağı kapatın.
  2. Ayrı bir yerde yumurtalarla vanilyayı mikserle iyice çırpın. Çırpılmış yumurtalara çikolatalı karışımı yavaşça ekleyin.
  3. Un ve kabartma tozunu azar azar ekleyip tahta kaşıkla karıştırın.
  4. Beyaz çikolatayı bir bıçak yardımıyla iri parçalar halinde kesip karışıma ekleyin. Fındıkları ekleyin, hafifçe karıştırın.
  5. Kare veya dikdörtgen bir kek kalıbına (ben teflon dikdörtgen kalıp kullandım) yağlı kağıt serdikten sonra hazırladığınız karışımı boşaltın.
  6. Önceden 180 C ısıttığınız fırında 35 dk kadar pişirin. Diğer keklere göre daha çabuk piştiği için kontrol etmeyi unutmayın.
  7. Kalıpta soğuttuktan sonra dilimleyerek servis yapın.