30 Mart 2008 Pazar

Kermese davet

kermese davet.J
Önümüzdeki hafta ZAANDAM Mizaan camisinde kermesimiz vardir yakinlarda oturan ve benim blogumu ziyaret eden herkesi bekliyorum yiyecek satis yerinde gorevliyim herkesi kermese bekliyorum...bende guzel yaspastalarimdan hazirlayacagim,baklava,kurabiye ve daha baska seyler ....

En son hazirladigim yas pastalar

Denenmis Pasta,Tatli ve Yemek tarifleri

Uzun zamandir bloguma yazi eklemeye firsat bulamiyorum bunun icin hepinizden özür diliyorum.,okul,imtihanlarimiz basladi,aldigim yaspasta siparislerini yetistirmeye ugrasiyorum ,kermes icin havlu kenari hazirliyorum derken bu gun hazirladigim pastalarin resimlerini sizlerle paylasma firsati buldum aslinda isim de cok ama bari bu resimleri ekleyeyim de tariflerini kermesten sonra eklerim dedim.


nejla ablanin p

Bu yaspasta 20-22 kisilik

Bu Yaspasta komsum canim Nejla ablamin siparisi kendisi ehliyet(Rij examen) imtihanindan önce yazili imtihani(Theori examen) kazandi yani insallah diger imtihani da kazanip ehliyetini hayirlisiyla alir.kendisine basarilar diliyorum...

nejla ablanin p

meyveli yaspast

Bu yaspasta da 12-14 kisilik

Bu Meyveli yaspastayi da Nejla abla icin hazirladim...

meyveli yaspast alman pastaSI.J

Bu balli,bademli alman pastasi da Nejla ablam icin 12-14 kisilik

araba

Bana daha önce yaspasta yaptiran Semiha hanim in büyük kizi ehliyetini almis ve beni arayip üzerinde araba olan bir yaspasta yapmami istedi bende onun icin bu marzipan arabayi yaptim bayagi ugrastim,araba agir oldugu icin tekerlekler altinda ezildi gitti..ama cok seker bir araba olmus degilmi??

arabali pasta.J

Semiha hanimin kizina kazasiz guzel gunlerde araba kullanmayi diliyorum.bu pasta da 20 kisilik ...

Bahar pastasi.J

bahar pastasi2.JPG

Bu yaspasta da 12-14 kisilik ve tamamen marzipanla kapladigim nerdeyse 1 kilo marzipan gitti..Bu yaspastayi ismarlayan Zeynep Hoca Amsterdamda oost camisinde yapilan kermeste satmak icin ismarladi bu pastadan baska 3 adet daha yas pasta hazirladim amsterdam oost daki kermesedigerleri meyveli yaspasta,cikolatali yaspasta ve karaorman pastasi..Hayirli bol satislar diliyorum kendilerine..hazirladigim yaspastalardan bu yukardaki ve cikolatali yaspasta kermesten önce alici bulmus bile yani ben hazirlayip yollamadan önce satilmis...Insallah digerleri de satilmistir..yiyenlere afiyetler olsun..

pasta8 kara orman p.JP

29 Mart 2008 Cumartesi

Cumartesi sabahının keyifleri..


Bugün Cumartesi..
Hafta sonunun en sevdiğim saatleri.
Tembel bir kahvaltının ardından gazetelerin arasında kaybolmuş durumdayım. Evi toplamaya, mutfağı temizlemeye girişmeden önceki en sevdiğim, ve uzatabildiğimce uzattığım keyif anları.. Ama bugün gazete keyfime ara verdim, bu güzellikleri taze taze paylaşabilmek için.

Gideceğim demiştim, gittim.
Sabahın köründe uyandım, o saatte acıkmış olmama rağmen aldırmadım, hemen çıktım evden ve ekolojik pazara yürüdüm. Hemen girişte her zamanki yerinde gözleme yapan ablamın yanına kahvaltı tezgahları da açılmıştı. Eh olacağı da buydu:) Ama ben kahvaltı için sabredip pazarı gezmeye başladım. Görmeyeli büyümüş pazar yeri! Sağlı sollu tezgahlardan oluşan iki koridordu son gördüğümde, şimdi üçe çıkmış sayısı. Bu daha çok üretici demek, daha çok organik ürün ve elbette bizler için de daha çok seçme şansı.. Yumurta gibi bazı ürünler her tezgahta aynı olsa da kimi ürünlerin fiyatları ve özellikleri değişebiliyor. Her zamanki pazar gezme alışkanlığımla önce tüm pazarı gezdim, çeşitlere ve fiyatlara baktım, sonra tekrar başa dönüp alışverişimi yaptım.

Kıvırcıklar, ıspanaklar ve diğer otlar öyle tazeydi ki! Erken gelmenin faydası buymuş. Radika, gelincik, arapsaçı, taze sarımsak, şevketibostan bile vardı tezgahlarda. Ebegümeci aldım, bir yıl olmuştur yemeyeli.. Isırgan vardı aynı tezgahta, aklıma hemen bir ufacık demet alıp omlet yapmak geldi eve gidince. Kendim dokunmayarak ondan da koydurdum poşete. Omlet için de organik yumurta aldım, olmuşken tam olsun. Mis gibi koksun omletim, damağıma mis gibi aromalar yayılsın..

İşte böyle bir şey oldu..
Oya abla yapar da ben yapmaz mıydım yani? :) Bulaşık eldivenlerimi giyip yıkadım ısırganları, doğradım ve zeytinyağında biraz kavurup yumurta kırdım üstüne. Sağolasın Annoya! Ben börekten başka bir şey bilmezdim ki ısırganla. Nefis oldu nefis.. Annemin böreklerini de andım yerken. Hatta telefon ettim anneme sonra, söylemeden duramam, ısırgan aldım pazardan diye. Börek mi yapacaksın sorusuna, hayır az önce yedim cevabını verince çok eğlendik.
- nasıl yedin kızım, çiğ çiğ mi yedin naptın?
- çiğ olur mu anne ya, omlet yaptım!
- amanın nerden aklına geldi, pek güzel olmuştur!
Muhabbet uzadı, annemin gittiğimde bana vereceği 5 litrelik zeytinyağına, köylü teyzelere getirteceği 1 koli yumurtaya, derken İrem’in benimle konuşmak (!) üzere telefona yaptığı hamlelere geldi..

Neyse efendim, yılın ilk domatesini takdim ederim!
Henüz kabukları incecik değil, rengi de öyle kıpkırmızı değil ama kokusu yerinde.. Çok özleyenler için gelivermişler tezgahlara, birkaçı da benim torbama girivermiş. Aaa hem de dalıyla beraber gelmiş üçü! Koparmaya kıyamadım, sevgilime de göstereyim diye bıraktım onları dalında. En ufağını yıkadım, ikiye bölüp kokladım önce. Sonra şükür kavuşturana dedim, doğradım yeşil kahvaltı tabağıma. Köy ekmeğim, omletim, zeytinim, Ezine peynirim, ah tabi ya, bir de fındıklı ezmem vardı kahvaltı tepsimde.

Fındıklı ezme nasıl bir şey derseniz, şöyle: 1 bardaktan biraz daha az domates salçasını 1/2 çay bardağı zeytinyağı ile ezdim. İçine 3 diş sarımsağı da ezip karıştırdım. 1 tatlı kaşığı ince pul biber ekledim, biraz da tuz. 1 bardak çekilmiş fındığı (ben biraz irice kırdım) da karıştırınca.. ekmeğe sürmelik, makarnaya koymalık bir şey oldu. Güzel de oldu!

Başka neler geldi pazardan?
Çavdar ekmeği, salata yapmalık yeşillikler, süzme yoğurt, tam buğday unu, bir de Buğday dergisi.. Bu hafta böyle… Bakalım haftaya neler gelir? Pazarla ilgisi yok ama geçenlerde tattığım bir lezzet var son olarak
:

Bu da cibes. Yeni aşkım:)
Egeli olup da Cibes’i niye daha önce tatmadığımı gerçekten bilmiyorum (anneme sordum o da bilmiyormuş, benim bilmeyişim normal). Metro marketlerde satılan Erüst Tarım’ın Ege otları serisindeydi. Koca bir paketi ayıklanmıştı ve yıkanıp haşlanmayı bekliyordu. Hemen tazecikken üzerindeki tarife göre yaptım, tadına doyamadım!

Şöyle yapılıyormuş:
1 paket (500 gr) cibes, bolca kaynamış su içinde 7 dk kadar haşlanır. Süzgece alınır. Ufak bir kase içinde ½ çay bardağı zeytinyağı, 1 limonun suyu, tuzla ezilmiş 3 diş sarımsak karıştırılır, haşlanmış cibese dökülür. Sonra da ılık ılık yenir, dikkat, yanında mercimekli bulgur pilavı varsa parmaklar da güme gider! Otlar tahıllara ve bakliyatlara öyle yakışıyor ki..

Kırk takla attım güzel bir fotoğrafını çekebilmek için şu otun, ama olmadı. Yine de eklemeden duramadım. Böyle birşey işte. Çiçek gibi açılmış brüksel lahanasına benzettim ben!

Son haberler böyle..
Tekrar gazetelerime döneyim ben.
Bir de kahve yapayım tam olsun:)

28 Mart 2008 Cuma

Balıklı Salata


Başlığın aslında ton balıklı salata olması gerekiyordu. Ama ben bu salatayı bir gece yenmeyip kalan çupra balığı ile yaptığım için adı balıklı salata oldu. Sizde bu salatayı yenmeyip kalan büyük beyaz etli balıklar ile yapabilirsiniz.

Malzemeler:
  • 1 adet beyaz etli balık yada bir kutu konserve ton balığı
  • 1 adet havuç
  • 1/2 adet iceberg tipi marul
  • 1/2 demet roka
  • mayonez
  • 1/2 küçük konserve mısır
  • 1/2 demet taze soğan

Yapılışı:

  1. Marulu, taze soğanı, rokayı doğrayın. Ben marulu biraz kalın doğrarım hatta elimle kırarak koyarım.
  2. Havucu salatalık soyma aleti ile ince ince dilimleyin. Yani üstten havuca 90 derece açı ile kesikler atıyorum. (Mühendis tarifi ancak bu kadar olur)
  3. Doğranmış sebzeleri salata kasesine koyun. Mısırları ve balığı da atıp karıştırın. Üstüne çok az mayonez gezdirin.

Belkıs Özener


Halen nasıl müzik eklenir bilemiyorum. Bir şeyler yapmaya çalıştım kendimce. Zaten amaç sizleri Belkıs Özener ile tanıştırmak. Zaten tanışıyorsunuz da aslında hatırlatmak.

Benim gibi ve benden daha büyükler eski türk filmlerini çok severler. Hatta benim ki biraz da saçmalık derecesindedir. Filmi seyrederim ve üstüne üstlük böğürür gibi ağlarım. :))) Napayım çok seviyorum. Belki biraz da ağlamayı da seviyorum. Her kadın gibi...
Belkıs Özener işte o eski Türk filmlerinde ki tüm bildiğimiz şarkıları söyleyen kadındır. Hülya Koçyiğt, Türkan Şoray, Filiz Akın gibi sanatçıların gizli sesidir. Aynı zamanda Gönül Yazar'ın da kız kardeşidir.

O dönemin şarkıları "sahibinin sesinden" diye bir albümde toplanmıştır.

İşte size biraz nostalji. Alttaki ilk şarkı Sevemedim Karagözlüm. İkinci şarkı ise Damarımda kanımsın. Keyifli dinlenceler dilerim.



27 Mart 2008 Perşembe

Balkabaklı Pasta


Evde balkabağından yaptığım tatlı vardı. Onunla bir tarif denedim. Bir çok tarife baktım. Ben de böylesini yaptım. Çok güzel oldu gerçekten.

Bu gün bir de doğum günüm. Saat 10'da bir dilim pastanın üstüne mum koyup üfledim. Fotosunu da ben çektim. Abla'cim sana da ithaf olunur. Sağlıklı ve multu günler hepimizin olsun.

Malzemeler:
  • 1 kilo balkabağından yapılmış tatlı. (sadece kabaklar)
  • 1 paket petibör bisküvi
  • 1 su bardağı ceviz
  • 1 adet krem şanti
  • 1 bardak süt
  • Hindistan cevizi

Yapılışı

  1. Kabakları , bisküviyi ve cevizi ayrı ayrı rondodan geçirin. Sonra birbirine katın. Bir birine güzelce yedirin.
  2. 30'luk kare borcamı kenarları dışarı taşacak şekilde sterch film kaplayın. Üstüne bolca hindistan cevizi dökün
  3. Birbirine yedirdiğiniz pastayı bu strech filmin üstüne serin.
  4. 1 paket krem şanti ile sütü koyulaşana kadar çırpın ve bu karışımda pastanın üstüne serin.
  5. Buzdolabına koyun bekletin. Sonra sterch filmi kenarları dışarı taşan kısımdan tutarak çekin ve içindekini yuvarlayın. Bir daha hindistan cevizi dökün
  6. Servise hazırdır. Afiyet olsun.

Bal Kabağı Çorbası


He He . Yine unlu ve sütlü bir çorba. Siz benim tariflere falan bakmayın. Çorba ismini görünce sebzeyi haşlayın, un ve süt koyun gitsin. Ben de zaten farkli yapmiyorum . Bal kabağı çorbası hafif tatlımsı tadı ile -havuç çorbası gibi yani- ve safran sarısı rengi ile ( bu arada İnci Aral'ın bu kitabının okunması tavsiye edilir. ) çoookkk güzel bir çorba oldu.

Malzeme:
  • Doğranmış dilimlerden 4 adet kabak parçası( yaklaşık 200 gr )
  • 1 bardak süt
  • 2 kaşık dolusu un
  • 1 adat küçük soğan
  • 1 yemek kaşığı sıvı yağ ve 1 tatlı kaşığı tereyağ
  • tuz ve karabiber. Bulabilirseniz muskat
Yapılışı

  1. Bal kabağı parçalarını az su ile haşlayın.
  2. Soğanı yemeklik doğrayıp yağlar ile birlikte kavurun.
  3. Unu da katın ve kavurun 3 dakika kadar.
  4. Sonra 1 bardak su ve 1 bardak sütü ekleyip blendırı tencereye daldırın.
  5. 1 litre daha su ekleyip, tuzunu ve baharatını katın.
  6. Kaynayıncaya kadar karıştırın. Kaynayınca kısık ateşte 10 dk. tutun.

26 Mart 2008 Çarşamba

Ekolojik pazar, ıspanak beğendi ve..ödül kahvesi!


Geçtiğimiz Cumartesi sabahı uyanıp ilacımı aldıktan sonra kahvaltıya kadarki bekleme süresini geçirmek için kalorili birşeyler pişirmek yerine televizyonu açtım. Ve Feriköy’deki ekolojik pazardan yapılan canlı yayınla karşılaştım. Evime 20 dakika yürüme mesafesinde olan pazara ne zamandır gitmemiş olmanın utancı ile, hemen çıkıp gitmenin ya da kalıp televizyondan izlemenin kararsızlığını yaşadım bir süre.. Avokadolar vardı tezgahlarda ne güzel, sonra enginarlar, şimdi tam zamanı olan muzlar, fiyatı henüz yüksek de olsa domatesler! Sonuçta kalıp izlemeyi tercih ettim, tembellikten çok, saatin zaten ilerlemiş olmasıydı sebep. Pazara erken gidilmeli... İyi ki de izlemişim, tam 3 saat (başlangıcını kaçırdım) canlı yayın yapıldı pazaryerinden; pekçok dernek temsilcisi ve üretici konuştu, pekçok şey öğrendim, sağlıklı bir hayata ve tamamen organik beslenmeye yeniden heveslendim, bir daha pazar ziyaretlerimi hiç mi hiç aksatmama kararı aldım..

Tarifimle hiçbir ilgisi yok anlattıklarımın, organik bir yemek değil bu, sadece yazmak istedim. Hem kendime, hem size hatırlatmak için.. Bir de müjde verdiler, Antalya ve Samsun ekolojik pazarları da yoldaymış! (kulakların çınlasın Tijen abla) Habertürk’ü de tebrik etmek lazım, şimdiye dek 10 dakikalık tanıtımlar dışında pazaryerine bu kadar ciddi ilgi gösteren televizyon kanalı olmamıştı.

Tarife geçeyim.
Az miktarda ıspanağım vardı, kavursam mı napsam diye düşünürken başka birşey yapmaya karar verdim. Hep yeni şeyler denemek lazım ya! Bu da ıspanak beğendi. Ben pek beğendim:) Tarif Emine Beder’in. Ana yemekten çok bir ara lezzet, hatta meze olarak yenebilir diye düşünüyorum. Hazırlaması çok kolay, ıspanak yemeklerine lezzetli bir alternatif.. Yanında kepekli makarna (organikleri çok lezzetli oluyor bunların!) ile pek güzel geldi bana.. Ben 150 gr kadar ıspanağım olduğu için ölçüsüz yaptım sayılır, ama size 4 kişilik ölçüyü yazacağım:


Malzemeler:

- 250 gr ıspanak
- 1 yemek kaşığı tereyağı
- 1 yemek kaşığı un
- 1 su bardağı süt
- 3 yemek kaşığı rendelenmiş kaşar peyniri
- ½ su bardağı sarımsaklı yoğurt
- 1 yemek kaşığı sıvıyağ
- Deniz tuzu, ince pul biber

Yapılışı:

1. Öncelikle ıspanakları ayıklayıp yıkayın. Teflon bir tavaya koyup, üzerine yağ ve su eklemeden pişirin.

2. Ispanaklar suyunu çekince ocaktan alın, el yakmayacak ısıya gelince çok ince olarak doğrayın.

3. Tereyağını tavada eritin, unu ekleyin ve kavurun. Sütü azar azar ve sürekli karıştırarak ekleyin. Koyulaşana dek pişirin. Tuzunu ayarladıktan sonra ateşten alın.

4. Ispanakları hazırladığınız karışıma ekleyin, kaşarları da ekleyin, tümünü karıştırıp servis tabağına alın. Üzerine sarımsaklı yoğurdu gezdirin. Sıvıyağda pul biberi biraz yaktıktan sonra yoğurdun üzerine gezdirin ve ılıkken servis yapın.

Pul biber demişken bir tavsiye.. Ayfer Kaur'un ince pul biberi var, benim de bu tarifte (ve hemen her yerde) kullandığım. İncecik, tuzluktan dökülebilen, çok güzel bir pul biber bu. Hafif acı sevenlere şiddetle tavsiyedir.


Yukarıdaki fotoğrafın anlamını blogu takip edenler hemen çıkardılar:)
Bugün doktor kontrolüm vardı ve dün yaptırdığım tahlilin sonucuna göre demir depolarımı doldurmuş durumdayım:) Hatta ihtiyaç fazlası bile var!! Hal böyle olunca, ilaçları hemen kesmemi istedi doktorum. Sadece B12 iğnesine ayda bir kez ihtiyacım olacakmış, o da et yemediğim için.. 2 ay sonra da tekrar kontrole gideceğim, ilaç kullanmadan ne durumda olduğumu görmek için. Kendimi harika hissediyorum, sadece bu süreçte 1 kilo aldım, o da hiç önemli değil..

Bu da ödül kahvesi oluyor işte..
Tabi bu kadar zaman içmedikten sonra eskisi gibi günde 2-3 fincan canımın isteyebileceğini sanmıyorum, ama istediğinde içebileceğimi bilmek bile harika. İlk fırsatta kendimi Gloria Jeans’te ödüllendirmeliyim, evet.

MİSSS GİBİ WAFFLE

Sevgili zerrinciğimden aldığım waffle tarifini size ne kadar övsem azdır,inanılmaz lezzetli yedikçe yiyesi geliyor insanın:)
Yakında midemizde waffle ağacı çıkarsa hiç şaşırmam...resmini çekip yayınlarım artık:)))
Emre her ısırık öncesi ve sonrası mııımmmm yapıyor,çok gülüyoruz:)
Bu güzel tarif için çooook teşekkür ederim misss'im.

Denemek isteyenlere tüm kalbimle tavsiye ederim nefis bir tat...
Ben kilolarımıza kilo katmamak için ölçüleri yarıya indirdim:)
Tarifin orjinalini ve diğer nefis lezzetleri görmek istersen burayı tıklamanız yeterli:)

Malzemeler:

1 su bardağı un
125 cc. süt.
1/2 çay bardağı pudra şekeri
50 Gr. tereyağı (ben margarin kullandım)
1 yumurta
1 Pk. kabartma tozu
1 tutam tuz
1 pk. vanilya(ben ekledim)


Yapılışı:

Unu,kabartma tozunu,vanilyayı karıştırıp,tuzu,pudra şekerini,yağı ve yumurtayı ekleyip tekrar karıştırıyoruz.Sütü de ilave edip en az 1 saat dinlendiriyoruz.
Kepçe yardımıyla karışımı makinamızın ortasına döküp pişiriyoruz.
Piştikten sonra servis tabağına alıp dilediğimiz şekilde süsleyip afiyetle yiyoruz.




AFİYET OLSUN...





Ispanaklı Krep Sarma


Çok asil bir başlık attım değil mi?. Gören de bir şey sanacak. Aslında biz krepe akıtma deriz, eşimin yöresi cızlak der.
Aslı Fransızca olan bir başlığı kullanmak ne kadar doğru !!! Ama ben cızlak deseydim siz bulabilecekmiydiniz bu tarifi

Malzeme
Krep için:
  • 4 yemek kaşığı dolusu un
  • 1 yumurta
  • Alabildiğince süt (Boza kıvamından daha ince bir kıvam olacak)

İçi için

  • Ispanağın yaprakları
  • 1 büyük soğan
  • tuz ve karabiber

Üstü için

  • Yaz ayı ise domates , biber ve kaşar
  • Kış ise domates suyu ve kaşar

Yapılışı

  1. Krep için tüm malzemeyi blandırdan geçirip pürüzsüz bir sıvı elde ediyoruz.
  2. Orta boy bir tavayı çok az yağlayarak, bir kepçe yardımı ile krep hamurunu döküp arkalı önlü kreplerimizi piriyoruz.
  3. Başka bir tavada soğanı yemeklik doğrayıp sıvı yağda öldürmeyip bayıltıyoruz. Doğradığımız ıspanak yapraklarını da katıp suyunu çekene kadar pişiriyoruz. Tuzunu ve karabiberini katıyoruz.
  4. Kreplerin içine ıspanaklı harcımızı koyup , sarıyoruz. Üstüne kaşar parçası domates ve biberi bir kürdan yardımı ile tutturup fırında kaşar eriyene kadar tutuyoruz.
  5. Kış ise sardığımız krepin üstüne domates suyu sürüp, bir parça kaşarı kürdan ile tutturup fırında kaşar eriyene kadar tutuyoruz.

Domates Çorbası


Çok pratik ve çok lezzetli bir çorba. Ben içine süt ve un giren çorbalara bayılıyorum. Hem de çok uğraşmadan pratik bir şekilde yapıyorum. bakalım beğenecek misiniz?

Malzeme
  • 2 yemek kaşığı dolusu domates salçası, 1 bardak domates suyu.( Ben yazın evde domates suyu yapıp şişelerde bulunduruyorum.)
  • 2 yemek kaşığı dolusu un,
  • 1 bardak süt
  • 1 tatlı kaşığı tereyağ, bir yemek kaşığı sıvı yağ
  • tuz ve kaşar rendesi

Yapılışı

  1. Çelik tencerede unu, salçayı, domates suyunu ve 1 bardakta suyu karıştırın. Sonra el blendırını sokup , pürüzsüz kıvama getirin.
  2. 1 lt su, 1 bardak süt ve yağı ve tuzu koyun.
  3. Kaynayıncaya kadar karıştırın. Kaynayınca altını kısın ve 10 dk. karıştırmadan pişirin.
  4. Kaşar rendesi ile servis yapın.

Zeytinyağlı Ispanak Yemeği



Ispanak yemeğini sap kısımlarından yapınca yemek süper oluyor arkadaşlar. Ben zaten yaprakları hep börek gibi şeyler için ayırır, yemeği saptan yaparım. Deneyin , yanılmayacaksınız.

Malzemeler:
  • 1 kilo ıspanağın sap kısımları, biraz da yapraklarından tabii
  • 1 büyük soğan, 1 büyük havuç
  • 1 yemek kaşığı salça, 3 diş sarımsak, 2 adet kesme şeker, 1 tatlı kaşığı tuz, sıvı yağ ve zeytin yağı
  • 1 avuç pirinç

Yapılışı

  1. 1 büyük soğanı yemeklik , havucu da halka halka doğrayıp sıvı yağda az kavuruyoruz. Sarımsakları da ince ince doğruyoruz.
  2. Salçayı katıp kavurmaya devam ediyoruz. Ispanağın saplarınıda doğrayıp yemeğe katıyoruz. 3-4 dakika kadar çevirdikten sonra yaprakları da katıyoruz.
  3. Üstüne çok az geçecek kadar su katıp , pirinçleri, şekeri , tuzu da atıyoruz ve suyunu iyice çekene kadar kısık ateşte pişiriyoruz. Altını kapatınca 1 yemek kaşığı zeytinyağını üstüne döküp karıştırıyoruz.

Zebra Kek











Bu keki çok uzun zamandır denemek istiyordum. Bakalım becerecek miyim diye? Sonuç beceremedim. :( Sanıyorum. Beyaz hamur biraz daha fazla ayrılması gerekti. Kakao katınca hamur kıvamı koyuylaştı . Ben de 1 fincan daha süt koydum. Böylece kakaolu hamur daha çok oldu. Bir de dökerken daha çok özen göstermek gerekiyor sanırım. Ben daha çok özen gösterseydim. Çizgiler daha güzel olacaktı.

Ama olsun, ama olsun tadi çoook güzel olmuştu.:))

Malzemeler:
  • 3 yumurta
  • 1.5 bardak toz şeker
  • 1 su bardağı sıvı yağ
  • 8 kahve fincanı un
  • 3 kahve fincanı süt
  • 3 kaşık kakao
  • kabartma tozu, vanilya, 1 tatlı kaşığı zencefil

Yapılışı

  1. Yumurtaların beyazlarını şeker ile güzelce çırpın. Kar beyaz olunca sarıları da katın.
  2. 2 kahve fincaı süt, un, kabartma tozu, zencefil, vanilya, sıvıyağ katıp karıştırın.
  3. Yarısından biraz daha az ayırıp (tecrübe ile sabittir.) 3 kaşık kakao ve 1 fincan süt katın. Güzelce karıştırın
  4. Kelepçeli kek kalıbınızı yağlayıp, fiske fiske unlayın.
  5. Tam ortasına beyaz hamurdan 1 kepçe dökün. Sonra kakaolu hamurdan beyaz hamurun ortasına bir kepçe dökün. (İki ayrı kepçe lazım dememe gerek var mı?) Hamurlar bitene kadar aynı işlemi uygulayın.
  6. Hamurları düzeltmeye kalkmayın. Benim ki gibi yamuk yumuk olabilir. 170 derecede 40 dakika pişirin.

20 Mart 2008 Perşembe

Fırında Brokoli ve Karnabahar


Ben bu yemeği sık sık yapıyorum. Aslında diyet nedeni ile krema ve mısır kullanmıyorum ama bloguma koyacagim diye kremali ve mısırlı yaptım. Herkes daha çok beğendi tabii

Malzemeler:
  • 2/3 demet brokoli
  • 7 -8 çiçek karnabahar
  • 1 paket 200 ml krema (krema kullanmak istemiyorsak 2 kaşık dolusu un, 1 bardak süt ve iki yumurtayı pütürsüz hale gelene kadar elde çırpıyorsunuz)
  • 1 küçük boy konserve mısır
  • Tuz ve fesleğen (ister kuru ister taze)
  • Rendelenmiş kaşar
Yapılışı:
  1. Brokolileri ve karnabaharları ayrı ayrı haşlıyorsunuz.
  2. Fırın kabına yerleştiriyorsunuz . (Kabımızı yağlamaya gerek yok)
  3. Üstüne kremayı döküyoruz. Mısırları, fesleğeni, tuzumuzu serpip 180 derecede 30 dakika pişiriyoruz.
  4. Fırını kapatınca üstüne kaşarları serpip kaşarlar eriyinceye kadar fırında bekletiyoruz.

Brokoli Çorbası


Ben bu çorbayı çok yapıyorum , Yapması son derce kolay. Ben daha doğrusu brokoli ve karnıbahar iklisini çok kullanıyorum. Önce brokoli çorbası. Bu arada tabak renklerimiz teyzemize ve babamıza özel. Aman Ata görmesin:)))


Malzemeler:

  • 1/3 demet brokoli ( ben tüm demeti haşlıyorum. 2/3'ünü fırında brokoli ve karnıbahar yemeği için ayırıyorum)
  • 1 bardak süt
  • 2 tepeleme kaşık dolusu un
  • 1 yemek kaşığı knorr sebzeli çeşni
  • Sanıyorum 1.5 litre su (ben göz kararı koyuyorum)

Yapılışı

  1. Brokolileri haşlayın. İçine el blendırını daldırıp bir güzel ezin. (Çelik tencerede haşlarsanız tencere bile değiştirmezsiniz.)
  2. 1 kasede su ve unu pütürsüz kıvama getirin
  3. Brokolilerin üstüne 1 bardak sütü, su ve un karışımını katıp kaynayıncaya kadar karıştırın.
  4. Kaynadıktan sonra kısık ateşte 10 dk. pişirin. İnmesine yakın 1 yemek kaşığı sebzeli çeşniyi katabilirsiniz. İşte bu kadar afiyet olsun.

19 Mart 2008 Çarşamba

Mevlid kandili

Denenmis Pasta,Tatli ve Yemek tarifleri

Image Hosted by ImageShack.us







"Mevlid-i Nebî"


Sevgili Peygamberimizin(s.a.v.) doğumunun 1437'inci yıldönümü bize, sevdiklerimize, milletimize, İslam alemine ve tüm insanlığa hayır ve sevgi dolu kalpler getirsin.


SAVAŞSIZ BİR DÜNYA DİLEĞİYLE


KANDİLİNİZ KUTLU OLSUN


İnsanlığın kurtuluşu için gönderilen ve peygamberlerin sonuncusu olan Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed'in (s.a.v) doğumunun 1437'inci yıldönümü bize, sevdiklerimize, milletimize, İslam alemine ve tüm insanlığa hayırlar getirsin.


Kameri takvime göre Rebiü'l-evvel ayının 12. gecesinde doğan Peygamberimizin doğum günü Milâdî takvime göre ise 571 yılı Nisan ayının yirmisine denk geliyor.


Her toplum kendi seçkin şahsiyetlerini örnek alır. İlim, irfan ve akl-ı selim sahibi insanların da yapacağı budur. İşte bu insanlar dünya ve ahirette, mesut ve bahtiyar olurlar. Bu tür bahtiyar insanlardan yoksun olan toplumlar ahlâki çöküntüye düşerler, huzurları bozulur; güç ve kuvvetlerini kaybederler; anarşinin içine düşerler. Bu kaçınılmaz bir sonuçtur.


Dinî ve ahlakî hayatımızın en büyük örnek şahsiyeti, hiç şüphe yok ki, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’dir.


Alemlere rahmet olarak gönderilen son peygamber, Hz. Muhammed (s.a.s.)’in örnek hayatı incelendiğinde; O’nun muhteşem özellikleri, açıkça görülür.


Allah Rasûlü, kimsenin ayıbını yüzüne vurmaz, hoşlanmadığı ve yanlış gördüğü bir davranış olursa o davranışı yapanların kim olduğunu belirtmeden ve kimseyi kırmadan, yanlışları düzeltir; kimsenin sözünü kesmez, konuşması bitinceye kadar dinler, kimsenin gizli hallerini araştırmaz, kendini ilgilendirmeyen konularla meşgul olmazdı. Allah’a hürmetsizlik yapılmadıkça, kendisine karşı yapılan kötülükleri bağışlar, eline fırsat geçse de intikam almayı düşünmezdi. Zengin-fakir, efendi-köle, büyük-küçük ayrımı yapmadan insanları eşit tutardı.


Hz. Peygamber cömertti. İkram etmeyi çok severdi. Eline geçen hemen her şeyi muhtaçlara dağıtır, kimseyi eli boş çevirmezdi. Bütün işlerini tam bir düzen ve intizam içinde yapar, vaktini boşa geçirmezdi.


Dürüstlükten ayrılmazdı. Verdiği sözü tutardı. Şakayla da olsa, asla yalan söylemezdi. Henüz peygamber olmadan “güvenilen kişi” unvanını kazanmıştı. Bunun içindir ki, Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de; “Sizin için, Allah’ın Rasulü (Hz. Muhammed), Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokca zikredenler için, güzel bir örnektir.[Ahzap Suresi Ayet:21.] buyurur. Bunun yanında; Allah Teala Kur’an’da Yüce Peygamberimizin “En üstün ahlâk üzere bulunduğunu”[Kalem Suresi Ayet:4.],“Allah’ın rahmetinin eseri olarak ümmetine yumuşak ve merhametle davrandığını”[Al-i İmran Suresi Ayet:159.] bildirmiş ve “Ey Muhammed! Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik”[Enbiya Suresi Ayet: 107.] buyurmuştur.


Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) de “Sizin en hayırlınız, ahlâken en güzel olanınızdır.”[Buhari], “Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim”[Malik] buyurmuştur.


Hz. Mevlâna (k.s.) "Ben sağ olduğum müddetçe Kur’an’ın kölesiyim. Ben Muhammed muhtarın yolunun tozuyum..." ve "Alnımızdaki o parlak nûr, Hak âşıkının gönlündeki o iman ışığı, secde eseri olarak mü'minlerin yüzlerinde görülen bütün bu nurlar, bilki her nurun nuru, Allah'ın sevgili peygamberi Muhammed'in nurundandır. " demektedir. Bizlerinde, Rahmet Peygamberinin, O yüce insanın (s.a.v.) yolunda kurban olması, örnek alması gerekmektedir.


O Rahmet Peygamberi, “İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gerçek manada iman etmiş olamazsınız.” buyurarak birbirimizi sevmeyi imanın bir gereği olarak ifade etmiş, sevgi ve imanı toplumsal barışın temel direği yapmıştır. O, bütün hayatı boyunca, bizlere Yüce Yaratıcı’ya iman edip O’nu içtenlikle sevmeyi, ona bağlanarak ibadetlerle hayatımızı anlamlı kılmayı, dürüstlüğü, emaneti korumayı, insan haklarına uymayı, zayıf ve muhtaçlara yardım etmeyi, yetim ve kimsesiz çocuklara kol kanat germeyi, herkesin ve her şeyin hakkını gözetmeyi, komşuluk ve akrabalık bağlarına riayet etmeyi, kimseyi kırmamayı, iyilikte yarışmayı, yararlı insan olmayı öğütlemiştir.


Mevlid Kandili, Hz. Peygamber’in bizlere sunduğu bütün değerleri ve yol gösterici öğütlerini anlama ve bu anlayışla yaşama ve yenilenme zamanıdır. Bu değerleri fark etmek ve onları bir davranış bilincine ve yaşanan bir hayat haline getirebilmek, dindarlığımızın temel hedefi olmalıdır.


Sevgili Peygamberimizin doğumunun 1437'inci yıldönümünü kutlarken, Müslüman’a yaraşanın onun yüksek ahlakını benimsemek, ailesine, çevresine, milletine ve devletine yararlı bir insan olmaktır.


Sevgili Peygamberimizin(s.a.v.) doğumunun 1437'inci yıldönümü "Mevlid-i Nebi" bize, sevdiklerimize, milletimize, İslam alemine ve tüm insanlığa hayırlar getirsin dileriz.

kenton.blogcu.com dan alintidir...

Kandil Simidi


Alemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimizin (A.S.)Doğum Günü Hepimize Kutlu Olsun!

Bu vesile ile şimdi kandil simidi yaptım bende. Evim miissss gibi mahlep koktu. Geçen kandilde de bir tepsi kandil simidi yapıpta Ata'ya sadece 1 adet kalınca haklı olarak kıyamet kopmuştu. Bu sefer ona beş adet bıraktım. :)))

Malzemeler:

  • 125 gr margarin ve 1 çay bardağı sıvı yağ
  • 3 kaşık dolusu yoğurt
  • 1 tatlı kaşığı tepeleme mahlep, 1 silme tatlı kaşığı tuz ve toz şeker
  • kabartma tozu, alabildiğine un
  • 1 adet yumurta, susam, çörek otu, haşhaş tohumu (hangisi varsa)

Yapılışı

  1. Margarini eritin, sıvı yağı, yoğurdu, mahlebi, tuzu, şekeri , unu ve unun üzerine kabartma tozunu katın. Kulak memesi kıvamında yoğurun. Sert bir hamur olmasın sakın.
  2. Ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp, elinizle rulo yapın. Uçlarını birleştirip halka yapın.
  3. Önce beyazı ve akı çırpılmış yumurtaya batırıp daha sonra susama batırıp yağlanmış tepsiye dizin. Önce bir kaç halka yapın. Sonra yumurtaya batırın. Çünkü halkalar yumurta batırınca çok yumuşuyor (yumurtanın beyazından dolayı) Özenle tepsiye koyun. Şekil açısından :))
  4. Çörek otlu ve haşhaşlılar için halkaları tepsiye dizdim. Üstüne yumurta karışımını sürdüm. Sonra çörek otunu ve haşhaşı serpiştirdim.
  5. 180 derecede ısınmış fırında 10 dakika pişirin.

Portakal Suyu

Yaklaşık 10 gündür eşim ve oğluma sabah ve akşam 1'er bardak olmak üzere portakal suyu içiriyorum. ve bu toplam 3 hafta böyle sürecek. Diyeceksiniz ki niye?

Portakal suyu 3 hafta boyunca sabah akşam 1'er bardak içildiğinde kolestrolü %21 oranında düşürüyormuş. Ata'nın kolstrolü 198 babamızın ki zaten sınır üstü. 2 hafta sonra bakalım kolestrol gerçekten düşecek mi?
Peki birde diyeceksiniz ki 3 haftadan sonra ne olacak ? İşte onu ben de bilmiyorum. Öğrenip yazarım.




Nikah Şekeri




Geçen pazar anne baba gibi sevdiğim ailenin oğullarının nikahı vardı.


Nikah şekerlerini Nevin teyzem yapmış. Çok beğendim. İçindeki çukulatalar da gerçekten çok lezzetliydi. Biz biraz fazla almışız. Şeker sepeti bizim elimizdeydi tabii. EEE ne yapalım bal tutan parmağını yalarmış :))) Nevin teyze sen sakın bu yazıyı okuma.


Not: Bu yazı özel olarak oğlumun isteği ile Ata'nın Neninine ithaf edilmiştir.

Buluşma, trüfler ve başka güzel şeyler..


Yazma konusunda daha disiplinli olmaya dair kendime sözler vermeme rağmen çok fazla mutfak maceramın olmaması beni engelliyor çoğu zaman, sayfamı güncellemek için.. Oysa benden ille de tarifler değil, yazılar beklediğinizi biliyorum. Ama burayı en baştan beri bir “cafe” gibi düşünmem, sohbetin yanısıra lezzetlerin de olması isteğimi beraberinde getiriyor. İşte bu nedenle; fotoğraflarımı, yazılarımı, gezi hikayelerimi ve okuduğum kitapları, izlediğim filmleri de rahat rahat paylaşacağım daha kapsamlı bir web sitesi hazırlamak gibi bir planım olduğunun haberini vermek istiyorum artık:) Site hazırlığını önümüzdeki birkaç ayı atlattıktan ve kardeşim askerden döndükten sonra hızlandıracağız, ama şimdiden ben yazılarımı toparlamaya başladım.

Geçtiğimiz haftasonu, sevgilimin açıköğretim sınavları nedeniyle gireceğimiz kamp öncesi dostlarımızla toplandık. Uzunca bir zaman görüşme fırsatı bulamayacağımız için hepsi yanımızda olsun istedik.. Sağolsunlar geldiler, birlikte yine keyfi hiçbir şeyle ölçülemeyecek güzellikte saatler geçirdik. Ufuk’un Belçika anıları, fotoğrafları, bize getirdiği çikolatalar, bahara ve yaza dair hepimizi heyecanlandıran planlar derken.. gün nasıl bitti yine anlamadık.

Pazar günü açık büfemizdekiler:
- Muzlu kek (Cafe Fernando’daki bu tarif gerçekten harika, herkesin beğenisini toplayan, yumuşacık, mis kokulu bir kek.. mutlaka denemenizi öneririm)
- Patatesli ve peynirli poğaçalar (kabartma tozu ile yaptım, klasik, anne poğaçaları:)
- Açma (yine bir klasik, ama tereyağı ile yapılınca daha bir mis kokulu)
- Trüfler
- Mozaik pasta
- Özlemciğimin getirdiği patates salatası


Trüflerden aslında şimdiye kadar pekçok sitede bahsedildi, ama maksat muhabbet, paylaşmak olsun deyip ben de yazıyorum. Hem ola ki başka yerde görmemiş ya da görüp de denememiş olanlar vardır. Pastane vitrinlerinde görüp de iştahlandığımız trüfleri evde yapmak gerçekten çok kolay.. üstelik son derece basit olan temel tarifi çeşitlendirip cins cins trüfler yapmak da mümkün. Ben Arman Kırım’ın geçtiğimiz haftalarda Hürriyet’teki sayfasında yayınladığı yazıyı baz alarak yaptım. Bazı aşamaları zahmetli, ama sonuca değiyor.

1. Trüf yapmak için öncelikle ganaj hazırlamamız gerekiyor. Bunun için bize gerekenler krema ve bitter çikolata. Sevdiğiniz bir bitter çikolata ya da en iyisi bitter kuvertür kullanmanızı öneririm. Ben şirkette kuvertür sattığımız halde eve almayı unutmak gibi bir akıllılık yaptığım için trüfleri marketten aldığım çikolata ile yapmak durumunda kaldım. Ama size kesinlikle kuvertür tavsiye ederim. Çikolatanın kalitesi trüflerin lezzetini doğrudan etkiliyor.

2. Ganaj için temel ölçü 1’e 2. Yani 2 ölçü çikolataya 1 ölçü krema. Ben 400 gram çikolata için 1 ufak kutu (200 ml) krema kullandım. Çikolatayı küçük parçalara kesin ya da rendeleyin. Eğer pul kuvertür kullanırsanız bu aşamayı atlayabilirsiniz, zira pul kuvertürün erimesi daha kolay. Dediğim gibi ben almayı unutmamış olsaydım çikolata keserken parmağım su toplamayacaktı:) Kremayı da bir cezve içine alıp ocakta kaynama noktasına getirin ve çikolatanın üstüne döküp çırparak karıştırın. Pürüzsüz bir kıvama gelince ganajınız hazır. Üstünü streç filmle örtüp buzdolabında 2 saat bekletin.

3. Bu arada ufak tabaklara trüfleri bulayacağınız dış malzemeyi hazırlayın. Ben kakao, tarçın-toz şeker karışımı, antepfıstığı ve hindistan cevizi kullandım. Ganajdan ufak bir kaşıkla parçalar alın ve avcunuzda yuvarlayıp bulayacağınız malzemenin içine atın. İyice buladıktan sonra da ufak kağıtlar içine yerleştirip ikram edeceğiniz ya da saklayacağınız kabın içine koyun. Bu arada ganaj yumuşadıkça buzlukta 5 dk bekletebilirsiniz.

4. Tüm trüfler hazır olunca buzdolabında saklayın. Oda ısısında çok fazla bekletmemenizi öneririm, asıl güzel kıvamı soğukken buluyor.

Yazıdaki çeşitlendirme önerilerini de not edeyim; ben bir daha yapışımda bunlardan birini deneyeceğim. Isınmış kremaya 1 çay kaşığı rendelenmiş portakal / limon kabuğu ya da tarçın eklemek, kremaya 5-6 tane dövülmüş kakule ekleyip yarım saat dinlendirdikten sonra süzüp tekrar kaynatmak, ganaja 1-2 kaşık kanyak ya da kahve likörü eklemek önerilerden bazıları..

Ayrıca şirkete yeni gelen aromalar (extract) da var ki, beni ayrıca heyecanlandırıyorlar. Acıbadem, fındık, portakal ve vanilya aromalarını kullanmak için sabırsızlanıyorum:) Bakalım neler yapacağım onlarla?


Bu arada sağlık durumum gayet iyi, çok şükür..
Gelecek hafta, ilk 2 aylık tedavi sonrası ne durumda olduğumu öğrenmek için tahlil yaptıracağım. Sanırım aldığım demir hapları ve her sabah içtiğim pekmezler işe yaramıştır. Çok sevdiğim pekmezden bıktım malesef, o ayrı..

Prof.Dr.Osman Müftüoğlu’nun “Yaşam Koçu” programında geçtiğimiz hafta kansızlıktan bahsedildi ve doktor çayın boş yere kötülendiğini söyleyince içime sular serpildi. Çayın demiri bağlama oranı binde birdir ve o kadarını kepekli gıdalar da yapar deyince hakikaten rahatladım. Artık sabahları bir fincan açık çay içiyorum:) Bir de onca zaman sonra, dostlarımızla birlikte, özellikle muzlu kek onsuz olmaz diyerek yarım fincan sütlü filtre kahve de içtim..
.. ama biliyor musunuz, unutmuşum tadını, hiçbir şey anlamadım!!

Uzun zaman yazmayınca böyle oluyor, parmaklar kalkmıyor klavyeden:)
Dünya buz pateni şampiyonası da başladı, yazmasam olmaz şimdi! Tv karşısında canlı yayına kilitlenip çikolatalar, tatlılar ile (sağlıklı beslenmeyi bir haftalığına erteleyerek:) keyif yapma zamanı benim için. Buzun kralları kraliçeleri ayrıldı tabi, eski tadı yok ama gençleri izlemek de keyifli. Yeni favoriler edinmek mesela, Tomas Verner gibi:) Dün çiftler kısa programda Çin yine yıktı geçti ortalığı.. bakalım kızımız Tuğba ne yapacak bugün?

Son olarak bir de tavsiye..

Hala birkaç sinemada gösterimdeyken, görmediyseniz hala, gidip Kaldırım Serçesi'ni izleyin. Gördüyseniz, bir kez daha izleyin. Ben önce festival gösteriminde, sonra sevgilimle bir kez daha izlememe rağmen yine izlemek istiyorum. Sevgilim ise eve dvd'sini almak ve belli aralıklarla izlemek taraftarı ki, normalde Piaf'ı benim kadar seven biri değildir! Marion Cotillard'ın Oscar'ı yüzde yüz hakeden performansı, adeta Edith Piaf'ın kendisi olması gerçekten görülmeye değer.. Hele Piaf'ın olağanüstü müziğiyle başka dünyalara giden benim gibi biri için soluksuz izlenecek, gözyaşlarıyla birlikte alkışlanacak bir film..

18 Mart 2008 Salı

Zeytinyağlı Bakla



Sonunda oğlum yürümeyi başardı:)))))

Uzun zamandır hiç ama hiç bu kadar mutlu olmamıştım...

Geçen Hafta Sonu havanın çoook güzel olmasını fırsat bilip oğlumuzu da alıp modada güzel bir yürüyüş yaptık,Eve geldik herşey yolunda hepimiz lay lay lom...

Emre su istedi bende bardağını eline tutuşturdum...oğlum suyunu içip sehpadan tutunarak ayağa kalktı ve hiç birşey yokmuş gibi mama sandalyesine kadar yaklaşık 8 adım yürüdü ve bardağını masasına bıraktı...tabi biz şok...hiç bu kadar seri ve çabuk ağladığımı hatırlamıyorum inanın:)))

emre tıkır tıkır sarhoş gibi 3-5 adım daha attı ve sonra yürüdüğünü fark etti ve paaat popo üstü:)))))
hayatımın en unutulmaz anlarından biri daha sanırım o andı:)))oğlumla gurur duydum:))
öyle ürkekki yavrum bir türlü cesaret edemiyordu...şimdi çok mutlu bizde tabi:))))kendine güveni geldi...artık evi daha rahat dağıtabiliyor:))))istediği odaya istediği anda gidebiliyor:))))
çok mutluyum çoook:)))
aslında bu kadar sevinçten sonra tatlı tarifi vermem lazımdı ama bakla tarifim bayatlamadan yazayım dedim:))))
artık benim için hayat daha da zor olmaya başladı bu günlerde...çok ihmal ettim sizi ve hepinizi çok özledim inanın...hepinizin kandili mübarek olsun...

gelelim bakla tarifimize;








Malzemeler:

1 kg. bakla
1 çorba k. un
1/2 kuru soğan
2 diş sarımsak
1 tutam dereotu
1/2 limon suyu
zeytinyağı
tuz
şeker
su

Hazırlanışı :

Zeytinyağında piyazlık kesilmiş soğanı ve sarımsağı soteleyelim.Yıkanmış ve ayıklanmış baklamızı ilave edip üzerine 1 çorba kaşığı unu eleyerek serpiştirelim. Tuzumuzu ,limon suyunu ,şekerimizi de atıp üzerine soğuk su ilave ederek pişirelim. Dereotu ile süsleyip arzuya göre sarımsaklı yoğurtla servis yapalım…



Afiyet olsun

15 Mart 2008 Cumartesi

Cevizli Damla Cikolatali Muffinler PDCST,Etkinlik18




Bu seferki PDCSTetkinlige ev sahipligi eden sevgili arkadasimiz http://kadininmutfagi.blogcu.com/ kendisine beni de davet ettigi icin tesekkur ediyor ve bende etkinlige muffinkeklerle katiliyorum...
Aniden gelen bir misafirim icin acele acele hazirladigim ,cok guzel olan bir tarifi bu vesile ile de sizlerle paylasmak istiyorum.Cocuklar cok begendiler.tabiki bizde cok begendik.diger kalipta pisirilen keke gore cok da cabuk pisiyor....Tavsiye ederim mutlaka deneyin eminim begeneceksiniz!!!
Bu malzeme ile 22 MUFFIN elde ettim!!!!!
CEVIZLI,DAMLA CIKOLATALI MUFFINLER
Malzemeler:
5 yumurta
1 su bardagi seker
1 su bardagi yogurt
1/2 su bardagi süt
1/2 su bardagi sivi yag
3 corba kasigi tepeleme ekmek üstü margarin(kalbim)
1 vanilya
1,5 paket kabartma tozu
aldigi kadar un
1/2 su bardagi iri ceviz parcalari
1/2 su bardagi damla cikolata
kagit kek kaliplari
YAPILISI:
Oda sicaligindaki yumurtalar sekerle beraber güzelce cirpilip kopürtülür.Daha sonra kopük beyaza yakin renk alinca siviyag,yumusak margarin,yogurt,süt ilave edilip güzelce cirpilir.En son olarak da vanilya ilave edilip,elenerek yavas yavas un ve kabartma tozu ilave edilir.Biraz un ilave edilip kivamina bakilir hamurun kivami koyu olmalidir kasiktan yavas yavas dokülmeli yani krema kivamina yakin bir kivami olmali.Kivami ayarlaninca un ilave etmeyi birakalim güzelce cirpalim.

Daha sonra kullanacagimiz kagit kaliplari bir muffin kalibinin üzerine yerlestirelim ki keklerimizin sekilleri düzgün olsun.Bir kasik yardimi ile kagit kaliplarimizin icine 1 er kasik hamurdan koyalim ve üzerine damla cikolata ve ceviz serpip üzerine tekrar 1 kasik daha hamur koyup en üste de damla cikolata ve ceviz koyup onceden isittigimiz 175 derecelik firinda alti,üstü kizarip pisene kadar firinin kapagini acmadan pisirelim.
Ilik olarak servis edelim...
AFIYETLER OLSUN!!!!!!!!!!!!!!!!



muffinler.JPG

14 Mart 2008 Cuma

Kermese Davet

mulifeestjn
Yukarda gordügünüz büyük bir kermes afisi aslinda bu etkinlige kermes demem pek dogru olmaz tam anlamiyla BÜYÜK BIR FUAR,benim sürekli ziyaretcilerim hatirlayacaklar gecen sene de Hollandanin UTRECHT kentinde olmustu bu sene de ROTTERDAM kentinde olacak Büyük bir kutlama olacak hepinizi bekliyorum ...kermese konuk olararak Türkiyeden OKTAY USTA ve IKBAL GÜRPINAR da katilacak,artik OKTAY ustanin en son yemek kitabini imzali olarak edinebilirsiniz..
ZAANDAM MIZAAN talebe yurdu ve camisi olarak 4 Mayis Pazar günü bizler gorevliyiz.Insallah yiyecek satis standinda beni de gorebilirsiniz.
Ayrintili bilgi icin www.multifestijn.nl adresine ugrayabilirsiniz .Kermes programini ve merak ettiginiz herseyi ordan bulabilirsiniz..