29 Ağustos 2008 Cuma

Susamlı Tuzlu Kurabiyeler

İrem'in doğumgünü menüsünün tuzlular bölümünde en beğenilen çeşit annemin böreği olsa da, tuzlu kurabiyeler her zaman her menüde çayla birlikte sevilir. Öğleden sonra çayın yanına hemen yapabileceğiniz, pratik bir tarif bu. Dr. Oetker'in tarif serisinden..

Tuzlu Kurabiye Tarifi
Bugün fazla birşey yazmak gelmiyor içimden, affedin. Sadece bekleyen okurlar için bu tuzlu kurabiye tarifini paylaşmak istedim. Umarım tarifi deneyip seversiniz..

Malzemeler

  • 1/2 çay bardağı sirke (üzüm sirkesi kullandım)
  • 1 adet yumurta (akı ve sarısı ayrı)
  • 1 paket tereyağı (250 gr) - oda ısısında
  • 1 tatlı kaşığı toz şeker
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 3,5 su bardağı (yaklaşık) un
  • 1 paket kabartma tozu
  • Susam

Yapılışı

  1. Tüm malzemeleri (yumurtanın sadece sarısını) yoğurma kabına alın, yoğurarak elinize yapışmayan bir hamur elde edin.
  2. Hazırladığınız hamuru tezgahta 0,5 cm kalınlığında açın (ben tüm hamuru tek seferde açmak yerine birkaç parçaya bölüp açıyorum, daha kolay geliyor). Dilediğiniz şekil kurabiye kalıplarıyla kesin.
  3. Kestiğiniz hamurları önce yumurta akına, sonra bolca susama bulayıp yağlı kağıt serili fırın tepsisine sıralayın.
  4. Önceden 180 derece ısıtılmış fırında yaklaşık 20 dk pişirin.
Tuzlu kurabiyeleriniz piştiğinde böyle görünecek

28 Ağustos 2008 Perşembe

SÜRPRIZ KURABIYE





SÜRPRIZ KURABIYE
Bu kurabiyeleri sevgili arkadasim Ozgül ün blogunda gordüm ve denedim.Tabiki birkac degisiklik yaptim.Aslinda hamur malzemesi olarak arkadasim Ozgül yogurt kullanmisti, ben süt olarak degistirdim.Nedenine gelince benim deneyimlerime dayanarak, hamurunda yogurt kullandigim kurabiyeleri dip frize atinca cikardigimda gordüm ki kurabiye cok yumusak sanki islanmis gibi bir hal aliyor ama süt kullandigimda kurabiye ilk kitir kitir halini kaybetmiyor.(http://ozguluntarifleri.blogspot.com ) Gercektende cok nefis oldular yiyneler cok begendiler.Ayrica hamuru 3 esit parcaya boldüm ve bir parcasina kakao,bir parcasina zencefil, bir parcasini da sade olarak kullandim ve 3 degisik tatta kurabiye elde ettim..Tavsiye ederim mutlaka deneyin.
Gelelim tarife;
Malzemeler;
5 yemek kasigi tereyagi
1 cay bardagi pudrasekeri
1 cay bardagi süt
1 cay bardagi siviyag
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
Aldigi kadar un
ARZUYA GORE!!!! 1 corba kasigi kakao,1 tatli kasigi zencefil(GEMBER POEDER),1 tatli kasigi tarcin kullanabilirsiniz 3 esit parcaya ayirdiginiz hamur parcalarinda...
IC MALZEMESI:
2 su bardagi hindistan cevizi
3 corba kadigi ince antep fistigi
200gr lor peyniri(250 grRICOTTA Italyan peyniri)(hollandada)
1 cay bardagi pudra sekeri
1 portakal kabugu rendesi


1 su bardagi iri ceviz
ÜZERINE:
200gr bitter cikolata
150 gr beyaz cikolata
1 kahve fincani kirik findik ici
1 kahve fincani hindistan cevizi
1 kahve fincani antep fistigi
veya file badem

HAZIRLANISI:

Once hamurumuzu yogurmak icin bir legene oda isisindaki yumusak tereyagi,pudra sekerini alip guzelce yoguralim sonra siviyagi,sütü,vanilya, katilir.En son un yavas yavas ilave edilirken kabartma tozu da ilave edilip yogrulur yumusak bir hamur yapilir.hamur 3 esit parcaya ayrilir ve parcanin birine kakao katilip yogrulur, digerine zencefil katilip yogrulur diger parcayi da ben sade olarak biraktim.Biraz dinlendirdim.

Simdide ic malzemeyi hazirlayalim,Bir legene hindistan cevizi ni bosalttim daha sonra ricotta peynirini ilave ettim,pudra sekerini ve iri cekilmis cevizi ve portakal kabugu rendesini toz antep fistigini da ilave edip güzelce yogurdum ic malzeme de hamur kivamini aldi .Hamuru alip esit byyüklüklerde toplar yaptim,cevizden az kücük olacak sekilde toplar hazirladiktan sonra, ic malzemeden de ayni sayida minik toplar yapilir daha sonra hamurdan yapilan toplar merdaneyle veya avuc icine konup bastirilarak acilip inceltilir bir cay tabagi büyüklügünde acildiktan sonra hazirlanan ic malzeme ortasina konup kenarlari üzerine kapatilir ve kapatilan kisim alta cevrilip yagli kagit serilmis firin tepsisine dizilir.180-200c derecelik onceden isitilmis firinda alti kizarana kadar pisirilir.

Firindan alip sogutulduktan sonra eritilen cikolataya bulanir ve arzuya gore findiga,file bademe,antep fistigina bulanir veya eritilen beyaz cikolata ile süslenir.

NOTTTTTTTTTT!!!!!!!!!!!!!!!!!!Ben pisirdikten sonra dipfrize attim,misafirlerime servis etmeden hemen once cikarip erittigim cikolataya buladim, süsledim cikolatasi kurabiyeler soguk oldugu icin hemen soguyup dondu...gercektende cok nefis oluyor her kurabiyenin tadi baska baskaolutor koydugunuz baharata gore ...




26 Ağustos 2008 Salı

PORTAKALLI MUFFİN




EVİNİZİN MİS GİBİ PORTAKAL KOKMASINI İSTİYORSANIZ BU NEFİS TARİFİ MUTLAKA DENEYİN DERİM.
PAMUK PAMUK NEFİS BİR KEK OLDU.
ABİMLERE ÇAYA GİDERKEN HAZIRLADIM BU MUFFİNLERİ.
SAĞOLSUN YENGEMİN HAZIRLADIĞI NEFİS LEZZETLERİN YANINDA BİRAZ SÖNÜK KALDI AMA YİNE DE BEĞENİLDİ:))))
DENEMENİZİ TAVSİYE EDERİM.


MALZEMELER:

2 ADET YUMURTA
1 SU BARDAĞI TOZ ŞEKER
1 ÇAY BARDAĞI SÜT
1 ÇAY BARDAĞI SIVIYAĞ
1 PAKET KABARTMA TOZU
1 PAKET VANİLYA
2 SU BARDAĞI UN
1 PORTAKALIN RENDELENMİŞ KABUĞU
2 YEMEK KAŞIĞI KADAR PORTAKAL SUYU
İSTEDİĞİNİZ KADAR DAMLA ÇİKOLATA

YAPILIŞI:

YUMURTALARI VE ŞEKERİ KÖPÜK KÖPÜK OLANA KADAR İYİCE ÇIRPALIM.
SÜTÜ,YAĞI İLAVE EDİP ÇIRPMAYA DEVAM EDELİM.DİĞER MALZEMELERİ DE YAVAŞ YAVAŞ İLAVE EDİP TAHTA KAŞIKLA GÜZELCE KARIŞTIRIP KALIPLARIMIZA PAY YAPALIM.
ÖNCEDEN ISITILMIŞ 160-170 DERECELİ FIRINDA PİŞİRELİM...




AFİYET,BAL OLSUN.

SEVGİLER

25 Ağustos 2008 Pazartesi

Kabak Dolma


Kabakla ne yapacağını şaşıran tiplerdenim ben. En çok dolmasını, çıkan içi ile de mücver yapmasını severim. Oğlumda zaten mücvere bayılır. Şimdi klasik bildiğimiz kabak dışında bir de dışı koyu renk olan yuvarlak yuvarlak kabaklar var . Tadı bizim bildiğimiz kabaklardan çok daha lezzetli . Sanıyorum girit kabağı deniyor. Dur araştırayım da size döneyim. Evet arkadaşlar girit kabağı imiş.

Ben kabağı komple soyup dolma yaptım ama siz isterseniz soymadan veya tırtıklı soyarak da yapabilirsiniz. Çünkü kabukları da son derece ince. Ayrıca görüntüsü daha hoş oluyor. Ama bizim evdekiler biraz pipirik olduğu için ben komple soydum.

Malzemeler:

  • 6 adet kabak
  • 250 gr kıyma
  • 1 çay bardağı pirinç
  • 1 orta boy soğan
  • 1 küçük domates rendesi
  • tuz, karabiber, nane, maydanoz ve yenibahar
  • 1 yemek kaşığı salça ve sıvı yağ

Yapılışı:

  1. Kabakların içini alıyoruz. Bir kapta kıyma, pirinç, rendelenmiş soğan ve domates, tuz karabiber, nane, maydanoz ve yenibaharı karıştırıyoruz. Bu karışımı kabakların içine dolduruyoruz.
  2. Sıvıyağ, salça ve 3 bardak suyu 1 taşım kaynatıyoruz. Dolmaların üstüne döküyoruz. Sarımsaklı yoğurtla servis yapıyoruz.

Patlıcan Silkme


Arkadaşım Naz'ın isteği üzerine iki adet sebze yemeği geliyor. Birincisi çok kolay. Hem de çok lezzetli. Bütün yaz patlıcanı bu şekilde yapar oldum. Patlıcanım az ise yanına patateste ekleyiveriyorum. Patlıcanlar yağda kızarmadığı için ayrıca sağlıklı bir yemek. Tarif Emel Müftüoğlu ile yemek programı yapan, güler yüzlü bir bayan olan Elif Korkmazel'den arkadaşlar.

Malzeme:
  • 1 kilo patlıcan (veya yarım kilo patlıcan , 2 adet büyük boy patates)
  • 3-4 diş sarımsak
  • 3 adet büyük boy domates
  • 6-8 adet biber
  • Zeytinyağı, tuz
Yapılışı:
  1. Patlıcanları komple soyup ve önce uzunlamasına iki kesip, sonra her iki yarım parçayı tekrar ikiye kesip (kısacası patlıcanı 4'e ayırıp ) tuzlu suda en az 20 dakika bekletin.
  2. Domatesleri küp küp , biberleri kalın halkalar halinde doğrayıp tencereye koyun. Patlıcanları, kestiğiniz sarımsakları ve tuzu da ekleyin. Yaklaşık 5 dakika harlı ateşte daha sonra , kısık ateşte pişirin. Bu yemekte su yok, soğan yok. Yaklaşık kırk dakikada pişiyor. Yemek piştikten ve altı kapandıktan sonra 2 yemek kaşığı zeytinyağı dökeceğiz.
  3. Patatesli, patlıcanlı yapacaksanız da yöntem aynı . Hepsi çiğden, kısık ateşte. Hem kolay, hem lezzetli.

Minik Ekler Pastacıklar


Bu sıkıntılı havada kendimi nasıl oyalasam ve mutlu etsem diye düşünüyordum.. Akşam yemeğini hazırlamaya geçmeden önce sayfayı güncellemek güzel bir fikir gibi geldi:) Evde olmak güzel, ama insanın sevdiği bir işte çalışması daha güzel olmalı. Sizler eğer sevdiğiniz bir işte çalışıyorsanız çok şanslısınız. Umarım ben de artık sevebileceğim ve verdiğim emeğin karşılığını alabileceğim bir iş bulurum.. Sizler her ne kadar yazılarımı keyifle okuduğunuzu söyleseniz de yazarak hayatımı kazanabilmenin benim için hayal olduğunu anladım bugünlerde... Bu nedenle biraz üzgünüm aslında.. Üzüntümü sizinle paylaşmayı ve tatlı bir tarifle hafifletmeyi umuyorum şimdilik..

Daha önce de bir ekler tarifi vermiştim. O tarif sevgili arkadaşım Buket'e aitti (Buketciğim eğer sayfaya bakıyorsan sevgilerimi gönderiyorum sana), ve biraz daha farklıydı. Bunlar yumuşacık değil, biraz daha kıtır oldular. Bunda küçük olmalarının da etkisi olabilir. Gerçi iyi tanımadığım bir fırında pişirdiğim için ısıyı ayarlayamadım başta.. Kardeşimin fırını çok hızlı pişirdiği için 150 derece yerine -yeterli olacağını düşünerek- 120 derecede pişirmeye başladım. Daha sonra baktım ki değişiklik yok, 150'ye yükselttim. Bu nedenle geç piştiler ve kıtır oldular. Birini kremayla doldurup sosladığımda hemen -biraz da umutsuzca- denedim. Umduğumdan daha nefis olmuş diye düşündüm:) Sonuçta minik eklerler yiyen herkesin beğenisini topladılar ve pastalardan bile daha çok sevildiler.

Eklerin hazırlık aşaması uzun sürüyor, hem hamurun hem de kremanın soğuması beklendiği için, yoksa çok kolay bir tarif. Ben kremasını bir gece önceden hazırlamıştım. Siz de vakit sorununuz olursa böyle yapabilirsiniz. Sabah hamurunu hazırlayıp içini doldurmak daha kolay oluyor.

Malzemeler:

Hamur için:
- 1 su bardağı sıcak su
- 100 gr tereyağı
- 1 tatlı kaşığı toz şeker
- 1 tutam tuz
- 1,5 su bardağı un
- 4 adet orta boy yumurta

Kreması için:
- 3 su bardağı süt
- 1,5 su bardağı toz şeker
- 4 yemek kaşığı un
- 1 adet yumurta
- Birkaç damla sıvı vanilya (pek paket vanilin tercih etmiyorum ama bulamazsanız kullanabilirsiniz)

Üzeri için:
- 1 paket bitter çikolata (80 gr)

Yapılışı:

1. Öncelikle kremayı hazırlayın: Sütün yarısını şekerle birlikte tencereye koyup kaynatın. Ayrı bir yerde sütün diğer yarısını un, yumurta ve vanilya ile birlikte çırpın. Hazırladığınız karışımı kaynamakta olan süt-şeker karışımına ekleyin. Sürekli karıştırın, kaynayınca kremanız hazır. Soğumasını bekleyin.

2. Hamurunu hazırlamak için sıcak suyu tencereye koyup içinde yağı eritin. 1 tatlı kaşığı şeker ve çok az tuz ekleyin. Kaynadıktan sonra unu ekleyerek hızlıca karıştırın, ateşi kısın. Koyu kıvamlı bir hamur olacak. Biraz ılındıktan sonra yumurtaları teker teker kırarak hamura iyice yedirin.

3. Hamuru sıkma torbasına doldurun, uygun bir uç kullanın. Sıktığınız zaman parmak kalınlığında olmalı. Yağlı kağıt serili fırın tepsisine hamurları 4-5 cm uzunluğunda sıkın.

4. Önceden 150 derece ısıtılmış fırında eklerleri üzerleri pembeleşinceye kadar pişirin. Tam süre veremiyorum bahsettiğim nedenden dolayı, o yüzden kontrol edin. Piştikten sonra fırını kapatın ve en az 15 dk tepsiyi fırından almayın.

5. Daha sonra hamurlarınızı ayırmadan ikiye bölün. İçlerine bolca krema koyun. Servis tepsisine dizdikten sonra üzerlerine benmari usulü eritilmiş çikolayı gezdirin.

*********************

Olsa da yesem dedim şimdi.. mesela akşam dvd karşısında!
Lost'a sardık bu ara, altyazı sorunundan dolayı ilk bölümünü izleyip öylece kalakalmış, gerisini izleyememiştik. Çok şeyler kaçırmışız meğer. Dün ardarda 4 bölüm izledik, bu akşam rekoru egale etmek niyetindeyiz:)

İzlediğim son bölümden öğrendiğim bir şey var.. Bazen hiç önemsemeyeceğiniz bir şey, mesela doğada kendi halinde kozasından çıkan bir kelebek bile size yaşadığınız hayat hakkında çok şeyler söyleyebilir. Cesaret.. umut.. özgüven... Hayatım hakkında düşüncelere daldığım bugünlerde iyi geldi, bir mucizeye tanık olmak. Kaybolmak mı gerekiyor ne, bul(un)abilmek için?

24 Ağustos 2008 Pazar

KOLAY KÜNEFE







KOLAY KÜNEFE
Bu tarifi ilk defa denedim ve kendi hazirladigim blogumdada tarifini bulabileceginiz EV YAPIMI KAYMAK la servis ettim.Yiyenler de cok begendiler,hemen tükendi.
KOLAY KÜNEFE:
MALZEMELER:

250gr taze tel kadayif
2 paket mozarella peyniri (2×200gr)
125 gr tereyagi
Serbeti icin:
2,5 su bardagi seker
3 su bardagi su
az limon suyu




  • YAPILISI:
    Kadayif güzelce birbirinden ayrilir ve tereyagi eritilip kadayifin üzerine dokülür.kadayifa bütün tereyagi g.yzelce harmanlanarak her tarafina ulasmasi saglanir.daha sonra kadayif elle iyice parcalanir cok ince parcalar haline getirilir.
kadayif ikiye bolünür ve ilk parca en büyük tavanizin yaklasik 28-30 cm lik bir tepsiye elle güzelce bastirarak tepsinin alt kismi tamamen kapatilir.




  • Mozarella peyniri ince ince tel tel ayrilip ilk kadayif katinin üzerine bos yer kalmayacak sekilde serilir.Ayrilan diger kadayif peynirin üzerine kapatilir hertaraf kapaninca güzelce pastirip dip frize konur.


  • Serbet icin su ve seker bir tencereye alinip kaynatilir.Serbetimiz iri kopükler sacmaya baslayip koyulasinca az limon ilave edilip atesten alinir ve sogumaya birakilir.


  • Kadayif tepsimiz dipfrizden cikarilip hafif buzu cozülünce tepsi altindan ve yanlarindan sallanarak kadayif yerinden oynatilir.daha sonra künefemizi kizartacagimiz tavaya tepsimiz ters cevrilir ve ocak yakilip kisik ateste künefemizin alti kizarinca düz bir kapak yardimi ile künefemiz alt üst edilip ters cevrilir. her iki tarafi da kizarip peyniri eriyene kadar pisirilir.Ocaktan alinip soguyan serbeti dokülür ve sicak sicak servis edilir.


AFIYETLER OLSUN!!!!



ASCININ ONERISI: ev yapimi kaymakla nefis oluyor mutlaka deneyin.Blogumda ev yapimi adli kategoride bulabilirsiniz.
kolay kunefe 1.JPG

22 Ağustos 2008 Cuma

Erikli Tart -2



Hani ben erik suyu yapmıştım ya, meyve suyu niyetine içiyorduk. Bir de erik suyunu nişasta ile karıştırıp koyu kıvamlı bir muhallebi elde ederek tart yaptım. Tart hamuru yine diğer tart hamurları gibi. Tek farkı üstüne döktüğüm nişastalı erik suyu. Renk hamurun üstüne döktüğümde farklı bir kırmızıydı, fırından çıktığında farklı bir kırmızı. Lezzeti de son derece iyiydi.


Tart hamurunun tarifi daha önceki tart hamuru tarifinde yazıyor zaten. Yalnız bu sefer tart hamurundan koca bir portakal büyüklüğünde bir parça ayıracağız. Bu parçayı ceviz büyüklüğünde koparıp koparıp yılan yapacağız. Bu yılanları nişastalı muhallebiyi tartın üstüne döktükten sonra karşıdan karşıya baklava şerklinde yerleştireceğiz. Sonra pudra şekeri serpip servis yapacağız

Gelelim nişastalı karışımın tarifine. Oda son derece kolay. 2 yemek kaşığı dolusu nişasta. 1/2 lt erik suyu ve 1 bardak toz şeker. Ben yağ koymadım. İstenirse tereyağ konabilir. Bunu muhallebi kıvamında pişirdim. Biraz ılınana kadar bekledim. Bu arada üstü kabuk tutmasın diye karıştırdım. Sonra tart hamuruna döktüm. İşte hepsi bu.

21 Ağustos 2008 Perşembe

Patlıcanlı Bohça Böreği


Söz verdiğim gibi hemen ilk tarifle başlamak istiyorum, annemin patlıcanlı nefis bohça böreği ile... Annem her ne kadar tepsi ve tava böreklerinde uzman olsa ve yıllardır hep onları yapsa da, bohça böreğini keşfettiğinden beri ağırlıklı olarak bu tür börekler yapıyor. Porsiyonluk servisi kolay olan bu böreklerin yapımı diğerleri kadar basit değilse de zor sayılmaz. Yapım aşamasında ben kardeşimin mutfağında ekler yapmakla meşgul olduğumdan fotoğraflama şansım olmadı ama iyi anlatabilirim umarım. Ben henüz denemesem de "anne tarifleri" defterime yıldızlı bir börek olarak kaydettim bunu.

Sevgili
Tijen ablamın doyumsuz yazılarının tadını daha iyi çıkarmak için yola sakladığım ve Aydın'a giderken yol boyu okuduğum "Mutfaktan Taşan Öyküler", bana bir kez daha aile tariflerimizin ne kadar değerli olduklarını hatırlattı. Defter düşüncesi de öyle doğdu. Annemden bolca tarif aldım gittiğimde, ve yeni tarifler denemeye ne kadar meraklı da olsam onun tarifleriyle yemek yapmanın bambaşka bir keyif olduğunu keşfettim. Sonucun istisnasız mükemmel olması, ve bir de "ah işte aynı onun yaptığı gibi oldu!" demenin heyecanı başka birşeyde yok... Sizler kaydediyor musunuz annenizin tariflerini bilmem. İnsan zaten biliyorum diye düşünüyor ama aslında bilmediği ya da nasılsa o yapıyor ve daha güzel yapıyor diye evini ayırmadan önce denemediği tarifler olabiliyor, en azından benim için durum böyle..

Geçmişte zaman zaman paylaştığım anne tariflerini paylaşmaya devam edeceğim sizlerle de... Çerkez kızı annemin elinin lezzeti herkesçe malumdur, bu börekler de İrem'in doğumgünü menüsünün yıldızı oldular, benim yaptığım onca tatlıya rağmen! Hem kocaman ve leziz olduklarından, hem de masaya sıcak sıcak geldiklerinden hemen ön sırayı aldılar, öyle olunca da benim yaptıklarım ancak tadımlık olabildi:) Kıssadan hisse, eğer bir çay daveti için denerseniz çok doyurucu olduklarını ve diğer yaptıklarınıza sıra gelmeyebileceğini bilin. Amaaa, doyurucu bir börek ararsanız işte o zaman bu börek tam size göre. Şimdi bir de Ramazan yaklaşıyor, sahurda iyi gider. Tuz miktarına dikkat etmek şartıyla tabi..


Malzemeler:

- 1 kg yufka
- 1/2 litre süt
- 1 çay bardağı zeytinyağı
- 1 kg patlıcan
- 1 adet iri kuru soğan
- 1/2 demet maydanoz
- 1 yumurta sarısı
- Tuz, karabiber, susam, çörekotu

Yapılışı:

1. Önce patlıcanları küp küp doğrayın, tuzlayın ve kevgirde 1 saat kadar bekletin. Daha sonra yıkayıp suyunu sıkın.

2. Az zeytinyağında ufak doğranmış kuru soğanı kavurun. Patlıcanları ekleyip kavurmaya devam edin. 10 dk kadar sonra ocağı kapatın.

3. Patlıcanlar ılındıktan sonra içine ince kıydığınız maydanozları ve karabiberi ekleyip karıştırın. Tuzunu kontrol edin. Patlıcanlar önceden tuzlandığı için tekrar eklemeye gerek olmayabilir.

4. Yufkaların birisini tezgaha serin. Süt ve yağ karışımından yaptığınız harçtan üzerine fırçayla sürün. İkinci yufkayı üzerine kapatın. Karışımdan tekrar sürün. Bu şekilde hazırladığınız yufkaların karşılıklı kenarlarını birbirlerine değecek şekilde üst üste getirin. Zarf görünümünde olacak. Daha sonra bıçakla dört parçaya kesin.

5. Her bir parça yufkanın içine hazırladığınız iç malzemeden koyun, kare şeklinde kapatın. Ters çevirerek (kapattığınız yeri alta gelecek şekilde) tepsiye koyun. Tüm yufkaları bu şekilde hazırlayın.

6. Tepsiye sıraladığınız böreklerin üzerine yumurta sarısını az zeytinyağı ile karıştırarak sürün. Bu şekilde börekler hem parlak hem de yumuşak oluyorlarmış. Susam-çörekotu serpin.

7. Böreklerinizi 200 derece ısıtılmış fırında nar gibi kızarana kadar pişirin, sıcak sıcak servis yapın.

Ben yemiyorum diye sizden saklayacak değilim:) bunun bir de kıymalı versiyonu var. Onun için de soğanı kavurma aşamasında 300 gr kıyma ekleyip birlikte kavuruyorsunuz. Yiyenler bu versiyonu da pek beğendiler. Dilerseniz siz de annem gibi bir kısmını kıymalı bir kısmını kıymasız hazırlayabilirsiniz. Ha bir de maydanozu eklerken biraz rendelenmiş tulum peyniri eklenebilir dedi annem. Patlıcana peynir çok yakışır, tercih sizin..

Her durumda deneyin, afiyetle yiyin derim. Kulaklarım çınlarsa anlarım ki bir evde çay demlenmiş, yanında fırından yeni çıkmış börekler arzı endam eylemiş...

20 Ağustos 2008 Çarşamba

En son hazirladigim yas pasta





Denenmis Pasta,Tatli ve Yemek tarifleri

BU dogum günü pastasini LEMAN hanim oglu TALHA icin siparis etti daha önce de LEMAN hanimin kizi icin hello kitty pasta hazirlamistim.Talhaya da hayirli uzun ömürler dilerim.
bu pastanin üzerindeki bir pokemon Talha pokemon lari cok sevdigi icin bir kartin üzerindeki resmi pastanin üzerine uyarladim yas pastamiz beyaz kek ve tiramisu kremasi ile hazirlandi.

SULTAN RESAT PILAVI VE Yöresel lezzetler 4 pilav etkinligi





Denenmis Pasta,Tatli ve Yemek tarifleri
Sultan Resat Pilavi
Etkinligin bu gun son gunu ve ben bir gayretle daha önceden denedigim ve cok da begendigimiz bu tarifi eklemeye koyuldum etkinlige ev sahipligini sevgili arkadasimiz
http://capankizimutfakta.blogspot.com yapiyor kendisine cok tesekkurler ediyorum.tarifi blogspottaki bogumda sizlerle paylasiyorum.
Gelelim tarife
Malzemeler:
2 su bardagi pilavlik pirinc
1 corba kasigi tereyagi
yarim cay bardagi siviyag
az limon suyu,tuz,
3 su bardagi su+1 su bardagi et suyu
Koftelerin malzemesi icin:
250 gr kiyma
2 dilim bayat ekmek ici
1 adet kuru sogan
1 dis sarmisak
3 adet domates
karabiber
tuz
kizartmak icin siviyag
az maydanoz
HAZIRLANISI:

Once pilavimizi pisirelim pirinc güzelce yikanir ve suyu süzülür bir tencereye siviyag ve tereyagi konup eritilir pirincler güzelce kavrulur,daha sonra tuz ilave edilir,az limon suyu ilave edilip kavrulan pirinclerin üzerine 3 su bardagi sicak su+1 su bardagi et suyu ilave edilir ve agzi kapatilip pismeye birakilir.suyunu cekip te hafif sulu iken atesten alinir ve üzerine bir mutfak pecetesi kapatilip dinlenmeye birakilir.
Daha sonra kofteleri hazirlayalim.Kiymayi bir kaba alalim,üzerine sogani rendeleyelimsarmisak,tuz,baharatlari ve ekmek icini ilave ediyoruz.Güzelce yogurup elimizde minik kofteler yapiyoruz.Daha sonra her kofteyi un serpilmis bir tepsi ye koyup hafif una buluyoruz.Daha sonra kofteleri az yagda kizartiyoruz.Kagit mutfak pecetesi serilmis bir tabaga alinan koftelerin yagi alinir.Kabuklari soyulup küp küp dogranmis domatesleri az bir yag ilavesi ile bir tencereye aliyoruz.tuz,karabiber koyup soteliyoruz,kofteleri de domates li sosa ilave edip hafif soteliyoruz 3-5 dakika tuz ilave ettikten sonra atesten aliyoruz.
Pilavi servis tabagina alip ortasini hafif cukurlastirip o kisima kofteli sostan koyuyoruz ve maydanoslari ince ince dograyip üzerine serpiyoruz.
Gercektende cok güzel oldu...Mutlaka deneyin tavsiye ederim.
AFIYETLER OLSUN!!!!!!!!!
ali pasa pilavi 2.JPG
ali pasa pilavi 1.JPG

Mimlendim. "TAKLİTÇİLİK"

Limonlu kek beni mimlemiş. Konu öyle zor ki. Alttaki 40 yıllık kahve hatırı yazısında ki 2 satır yazıyı kaç gün boyunca düşüne düşüne yazan ben , bu konuyu bilmem nasıl yazacağım diye düşünürken bir de baktım ki Limonlu Kek'in blogunda bir not :

"Nilay’cığım eğer bu postuma 1 gün içinde cevap verirsen tüm isteklerin olacak, eğer 2 gün içerisinde cevap verirsen çok istediğin bir dileğin gerçek olacak, eğer 3 gün içerisinde cevap verirsen küçük bir isteğin gerçekleşecek, yok bu dostluk halkasını bozarsan bir daha kimse senin blogunu ziyaret etmeyecek……Ona göre :)"

Paçalarım tutuştu vallahi. Bir sürü dileğim var benim. Acilen yazmam lazım. Yalan yanlış , abuk sabuk yazarsam karışmam gerçekten. Varın okumayın beni. :))

Bence taklitçilik hiç de kolay değildir. Bir şeyin gerçeğini taklit etmek , aslına birebir uygun yapmak ne yazık ki pek mümkün olmuyor. Bazen minicik ayrıntılar, bazense kocaman ayrıntılar onun gerçeğinden farklı olduğunu gösterebiliyor.

Peki hiç mi taklit etmedik . Ettik tabii . Öncelikle anne , babamızı , arkadaşımızı taklit ettik. Rol model olma deniyor şimdilerde buna. Her ne kadar çocuk gelişim uzmanları , rol model olmanın taklitçilik gibi düşünülmemesi gereklidir desede , taklitçiliktir işte. Ebeveynin sigara tutuşu, erkek arkadaşınızın kulağını deldirmesi , davranışları, dans etme şeklini taklit eder, içimize sindirmeye çalışırız. (niyeyse aklıma hep kötü şeyler geldi. )

Tabii ki taklit ettiğimiz hatta taklit ettirmeye çalıştığımız güzel örnekler var. Örneğin kitap okumak. Biz kitap okumaya çalışıyoruz ki , çocuklarımızda bizi taklit edip kitap okumaya özensinler istiyoruz. (Bu da ilk aklıma gelen)

Doğada bile taklitçilik var. Ormanda yaşayan bir çok canlının rengi yeşil ve kahverenginin tonlarındadır. Bukelemun doğadaki renkleri taklit ederek yaşamını sürdürür.

Bir de taklitçiliğin mal malzeme , piyasa boyutu var. Hiç mi taklit (şimdiler de çakma deniyor ) mal , malzeme almadık mı? Çoğumuzun almadıkkkk dediğini duyuyorum. Umarım öyle yapıyoruzdur ama bir çoğumuzun da ufak tefek kaçamakları olmuştur.

Valla ben kendi adıma doğruyu söyleceğim aldım. Utanarak söylüyorum , tişört almışlığım vardır. Şimdi beni duyan pazarlamacılar , bunun ekonomik kaybını söyleyeceklerdir. Son derece haklılar. Ama o mallar da gözümüzün önünde dururken bir yanda vicdan bir yanda o an için uygun olan ücret. ( Ekonomistlerle kesinlikle ileride ki kayıplarını tartışmıyorum ) İnsanoğlu işte hele bir de kadınsa o çantalara, kıyafetlere nasıl kanmasın. Gazatelerde bir çok ünlünün de taklit mal kullandığı zaman zaman haber oluyor. (Eyvah nasıl haberleri okuduğum ortaya çıktı.)

Foto'da Puma firmasının taklit nedeni ile uğradığı isim değişiklikleri ve resim değişiklikleri var. Ben bile inanamadım bu kadar mı saçma salak taklit yapılır. Yazıları geçtim de bizim puma ne hale gelmiş. Hayvancağız ters takla bile atmış. Foto küçük arkadaşlar , elimdeki imkanlarla büyütemedim. Ancak siz tıklayarak büyütebilirsiniz. Bu fotoyu da bir forum sitesinden taklit ettim.

Ben de Yemek Kutusu Betül'ü mimliyorum. Onun yazılarını okumak ayrıca bir zevk. Bu zor konuyu yazarsa bir o yazar bir de Bir Dilim Sohbet. Bu sefer mim Betül'e gitsin. Ama Betül istediği zaman yazsın.

19 Ağustos 2008 Salı

İyi ki doğdun meleğim...


Anneciğinin karnına düştüğünü öğrendiğim günü dün gibi anımsıyorum..
Teyze olacağım diye nasıl heyecanlanmıştım!
Sonra günleri saydık, ultrasonda görünen belli belirsiz yüzün, minicik gövden yüreğimizi ısıttı, geliversen diye beklemeye başladık...

Derken "teyze olduğumu" yazdı baban, bir geceyarısı telefonuma düşen mesajda.
Uçarak geldim yanına, kokladım seni, göğsümde uyuttum, adının nerden geldiğini hemen öğren diye İlhan İrem dinlettim sana..


Sonra birkaç kez daha görüşebildik ama hepsi o kadar.. En son teyzenin düğününde, kat kat tüllerden bir minicik gelinlikle nedime oldun yaşına girmeden!


Her gün seni görmeyi, kucaklamayı özlüyorum ama ancak haberlerini alabiliyorum, ne yapayım miniğim, uzaklardayım..

Ama doğduğunda sana verdiğim bir söz vardı..
İlk yaşına girerken doğumgününü ben organize edecek, sana pastaların en tatlısını yapacaktım!


Ne güzel oldu doğumgünün..
Teyzen hepsinin bitmeyeceğini bile bile bir sürü mama pişirdi. Bir pasta yetmez dedi, iki pasta yaptı hatta. Sen sadece tadına baksan da biz senin yerine de yedik, meleğimizin hep tatlı olsun hayatı dedik..


Sonra da cici hediyelerini açtın annenle. Teyzen sana aldığı pembe pabuçlar minik ayacıklarına olmadı diye üzüldü biraz, ama olsun, seneye giyer dedi herkes. Orada olsaydım gider denerdik öyle alırdık di mi kuşum?


Yaramazlıklar da yaptın tabi.. Dünya şekeri, hiç huysuzluk yapmayan, herkese gülücükler dağıtan bir bebek de olsan yaramazlık yapmak hakkın.. Dünyayı keşfetmeye başladın, kim tutar artık seni?


Öyle sıcaktı ki hava, her gün yıkadık seni annenle. Bazen günde birkaç kez suya girdin sevinerek. Suyun altında ellerini çırpıp mutlu çığlıklar atışın hiç çıkmıyor aklımdan. Su kuşu musun sen?


Gölgede 40 derece sıcakken, sereserpe uyunur tabi, enişten de dayanamayıp fotoğrafını çeker.. Ne iyi anlaştınız değil mi? O da seni çok özledi şimdiden...


Yazılacak öyle çok şey birikti ki.. İrem kuşun doğumgününün üstünden bile 2 hafta geçti.. Son 2 haftadır Aydın'daydım, 1 haftalığına gitmiştik ama annemin kolu incinince ben 1 hafta daha kaldım (şimdi iyi çok şükür, fizik tedaviye gidiyor ama aklım hala onda). Öyle olunca İrem kuşla ben ilgilendim daha çok, tek güzel tarafı buydu.

İstanbul'a döneli birkaç gün oldu, bu kez de evdeki telaştan fırsat bulamadım yazmaya.. Hala beni okuyor musunuz onu bile bilmiyorum:) Ama birikenleri hızlı bir şekilde ekleyip sık sık güncelleyeceğim sayfayı. İrem'in doğumgününde yaptıklarım, Aydın'da annemin mutfağında pişenler, hatta pazar gezmelerimizin detayları var sırada.

Tarifleri sonraya bırakıp şimdilik sadece doğumgünü menüsünü yazıyorum:

- Vişneli antepfıstıklı pasta

- Şeftalili pasta

- Minik ekler pastacıklar

- Susamlı tuzlu kurabiyeler

- Annemin patlıcanlı / kıymalı böreği

- Kalpli çikolatalı kurabiyeler


- Peynirli poğaçalar
- ve mercimek köftesi..
(fotoğrafları çekilemedi ama masa üzerinde görünüyorlar:)


15 Ağustos 2008 Cuma

KAHVE'NİN 40 YILLIK HATIRI


Karşılıklı bir kahve içmek iki insan arasında paylaşımdır. Bence çok önemlidir. Hele o kahveyi özenle hazırlar ve sunarsanız , karşınızdaki insana verdiğiniz değeri bir kat daha arttırırsınız. Gözlerindeki o teşekkürü görmek sizi çok mutlu eder.

Arkadaşım Fatoş beni kahveye çağırmıştı. Bir gittim ki , kahve öyle hazırlanmış geldi ki gözlerime inanamadım. Çok mutlu oldum ve kendimi değer verilmiş hissettim. Bu görüntüyü de sizlerle paylaşmak istedim. Kahve fincanın altında el emeği küçük bir dantel. Yanında likör bardağında, içinde buz bulunan buz gibi bir su, tabii ki lokum ve yanında bahçesinden yeni kesilmiş oya çiçeği ve pembe gül. Masa örtüsünün ayrıntısını da atlamamak lazım tabii ki. Sizler bu görüntü karşısında ne hissederdiniz ?

Bir de sizlerle Üstün Dökmen'in son kitabı olan Hayata Yerleşmek (Küçük Şeyler 3) de geçen kahve teklif etme şekliniz ile ilgili bir bölümü paylaşmak istiyorum. Kahve ikram ederken nasıl sorarsınız ?

Bir kahve almaz mıydınız?
Kahve alır mısınız?
Kahvenizi nasıl alırsınız?”

Bu üç cümle arasında fark nedir ?
İlk cümlede soğuk bir hava var; en azından satır arasında esinti var. ikinci cümle soğuk da değil sıcak da değil, nötr. Üçüncü cümlede ise, bana göre bir sıcaklık var. Üçüncü cümlede ‘Size kahve yapmaya niyetliyim, sadece şekerli mi şekersiz mi sevdiğinizi öğrenmek istiyorum’ deniyor.

Siz kahvenizi nasıl alırsınız ? Blogumda birlikte bol bol şekerli kahveler içmek dileği ile ; Sevgilerle

11 Ağustos 2008 Pazartesi

KATMER POGACA-KROSANT



KATMER POGACA
bu tarifi MUTFAK GÜNCESI nden aldim ve bir kac degisiklik yapip denedim.gercektende sonuc harika oldu tadina bakan arkadaslarim cok begendiler.Ben 2 ölcü hazirladim yani asagidaki malzemelerin 2 katini kullandim ve cok güzel oldu,birazini bos olarak yaptim.benim cocularim Türk peynirini sevmiyorlar,onlar icin bos olanini yapiyorum.yani sade katmer pogaca...
Malzemeler:
1 su bardagi ilik süt
1 cay bardagi sivi yag
1 tatli kasigi sirke
1 yumurta
2 cay kasigi seker
2 cay kasigi tuz
1 kücük paket yas maya(42 gr)
3 -3,5 su bardagi un
bezeleri acmak icin az un ve misir nisastasi
Arasina sürmek icin:100 gr tereyagi
Ic malzemesi:200 gr beyaz peynir yarim demet maydanoz
YAPILISI:
Ilik süt le maya ve seker islatilir.Un bir legene konur ortasi havuz gibi acilir.Icine yumurtanin beyazi ilave edilir,sarisi ayrilir.siviyag,sirke ,kabartilan maya ve süt karisimi,tuz yogrulur.Yumusak bir hamur yapilir.Mayalanmasi icin hamur bir kenarda bekletilir,yarim saat sonra 8 tane beze yapilir.Bezeleri acmak icin misir nisastasi ve az un kullandim. Bezeler kücük tatli tabagi büyüklüklügünde acilir ve acilan her bezenin üzeri yumusak tereyagi ile elle yaglanir,üst üste kapatilir.En üst kata tereyagi sürülmez ve resimdeki gibi yuvarlak büyük bir yufka yapilir ama merdaneyle fazla inceltilmeden acilir.Daha sonra bicak yardimi ile acilan hamur kesilir ben 12 parcaya böldüm.Ama siz 14-16 ya da bolebilirsiniz en son yaptigim pogacada16 parcaya boldum daha kibar oldular. .Her parcanin üzerine maydanoslu peynir karisimi konup sigara böregi gibi sarilir.tepsiye dizilip bir kenarda 30 dakika bekletilir üzerine ayirdigimiz yumurta sarisi sürülüp 200 derecelik önceden isitilmis firinda alti,üstü kizarana kadar pisirilir.ilikken servis edilir.
AFIYET OLSUN!!!!

Erik Suyu veya Kompostosu


Artık hemen hemen hiç hazır meyve suyu almamaya çalışıyorum. Erik suyu, vişne suyu , kuru kayısı vb.. gibi çeşitli sular hazırlıyorum. Hatta yaptığım reçellerin suyunu sulandırıp evdekilere de onları içiriyorum. Böylesinin daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Yaz günü de meyve susuz yapılmıyor ki. Yapması da öyle kolay ki. Hazır meyve sularına ne gerek var.

Bir büyük tencereye 2.5 litre su koyuyorsunuz. İçine 1.5 bardak şeker ve 15-20 adet bütün erik koyuyoruz. Tencerede meyveleri kaynatıyoruz. Yaklaşık yarım saat sonra erikler iyice yumuşuyor. Rengi suya çıkıyor. Altını kapatıp ılınmasını bekliyoruz. Yaklaşık 2 litre kadar meyve suyu çıkıyor. Tane erikleri süzüp, 2 adet 1 litrelik cam şişeye dolduruyorum. Buzdolabında soğuttuktan sonra servis yapıyorum. Eğer tatlı gelirse üsüne soğuk su ekleyebilirsiniz. Tane erikleri ne mi yapıyorum ? Yoğurda katıp meyveli yoğurt yapıp yiyiyorum:)))

Erikli Tart



Arkadaşım Aysun'un bahçesinden kocaman bir sepet erik gelmişti. Ben de onu birer kiloluk poşetlere ayırdım. Kardeşim ve kayınvalidem de dahil tam 11 komşuma dağıttım. Daha da bana baya kalmıştı. Öyle hoşuma gitti ki. Paylaşmak gibisi var mı ! Arkadaşımızın bahçesinden geldi , paylaşmak istedik demek bile bir zevkti.




Bana kalanlarla ne mi yaptım. Önce afiyetle yedik tabii ki. Sonra erik suyu yaptım. Erikli tart yaptım. Erik marmeladı yaptım. Sonra hepsini afiyetle yedik. Size de görüntüleri kaldı.



Malzemeler:

  • 3 bardak un (az gelirse biraz daha ekleyebilirsiniz)
  • 125 gr. margarin
  • 1 su bardağı toz şeker (çok şekerli sevmezseniz yarım bardak şeker)
  • 1 yumurta
  • kabartma tozu ve vanilya
  • 10-12 adet erik

Yapılışı:

  1. Erik hariç tüm malzemeyi karıştırıp kulak memesi kıvamından biraz daha sert bir hamur elde edin. Tart kalıbına -ki benim tart kalıbım yok- veya yuvarlak borcamı yağlayıp hamuru içine yerleştirin. Tepsinin kenarlarına gelen hamurları elinizle biraz yükseltin.
  2. Erikleri ortadan ikiye bölüp , kabuklarını da soymadan ; hamurun üstüne yerleştirin. Hatta biraz hamurun içine doğru ittirin. 170 derecelik fırında yaklaşık 40 dakika pişirin.
  3. Fırından çıkıp soğuduktan sonra , pudra şekeri döküp servis yapın. Sıcak sıcak pudra şekeri dökerseniz pudra şekerleri erir.

7 Ağustos 2008 Perşembe

Hazır Kekten Muhallebili Pasta

Yine çok kolay bir tarif arkadaşlar. Muhallebiside undan yapıldığı ve çırpıldığı için son derece lezzetli oluyor. Blog yapmadan önce ununu , sütünü göz kararı koyardım. Ama bunu yaparken daha dikkatli yaptım. Ölçüleri yazacağım ya . Gerçi sütünü daha az koyarsanız, blendırla çırparken çok koyu olursa tekrar süt ekleyebilirsiniz. Sonra tekrar bir iki taşım kaynatır tekrar blendırla çırparsınız. Her şeyin bir çözümü var.

Malzemeler:
  • 2 katlı sade hazır kek
  • 1 litre süt - ayrıca 1 kase süt
  • herhangi bir reçel suyu 3 -4 yemek kaşığı kadar (vişne-çilek-şeftali olabilir)
  • 1.5 bardak şeker
  • 3 tahta kaşık dolusu un
  • 1 yemek kaşığı kadar tereyağ
  • vanilya
  • 2 adet muz
  • Süslemek için ne isterseniz.

Yapılışı:

  1. Kekin alt parçasını bir pasta tabağına yerleştirin. 1 kase sütü 3 -4 yemek kaşığı reçel suyu ile karıştırıp her iki kek parçasını bu sütle ıslatın.
  2. Çelik tencerede tereyağla beraber unu rengi hafif pembe olana kadar kavurun. Biraz soğumasını bekleyin. Üstüne bir bardak kadar süt ekleyip el blendırını içine daldırın. Pürüzsüz hale gelince tekrar ocağa koyun ve tüm sütü ve şekeri ekleyin. Muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirin. Piştikten sonra el blendırı veya mikserle çırpın.
  3. Muhallebinin yarısından biraz azını ıslattığınız kekin üstüne yayın. 1.5 muzu ister halka halka, ister uzunlamasına doğrayıp muhallebinin üstüne yerleştirin. Kekin diğer yarısını üstüne kapatıp tekrar muhallebiyi üstüne sürün. Üstünü de kalan muzla, çukulata parçaları ile şekerle, hindistan cevizi ile süsleyebilirsiniz. Muhallebi kalırsa bir kaseye koyup daha sonra yiyebilirsiniz.

Ekmek Dilimi İçinde Yumurta

Fotoların bulunduğu bilgisayara ne zamandır ilk defa oturuyorum. Oğluşum sürekli internette Metin 2 oynuyor, ben de laptop'a kalıyorum. Onda da fotolar yok, yeni bir seyler ekleyemiyorum. Simdi Bursaspor - Galatasaray maçına gitti. İlk defa maça gidiyor. Bakalım ne tür izlenimlerle dönecek.

Benim bu Galatasaraylı paşa , sürekli kahvaltıda değişik bir şeyler aradığı için bende internetten sürekli kahvaltılık bir şeyler arıyorum. Bu arayış sürekli tekrarlanıyor:)))

Bu tarifi iki ayrı sitede bulmuştum. Şimdi tekrar arıyorum ki tarifi aldığım yeri yayınlayayım diye ama bulamıyorum. Eğer tekrar bulursam site adını verebilirim.

Tarifi madde madde vermeye gerek yok. Bir dilim ekmeğin ortasını bir bıçak yardımı ile kalp şeklinde kesiyorsunuz ve o parçayı çıkarıyorsunuz. Bir tavaya az tereyağ koyup eritin. Ekmek dilimini tavaya koyup kestiğiniz yere 1 adet yumurta kırın. Arkada tarafı pişince diğer tarafını da pişirin. Hem lezzetli hem de hoş bir sunum oluyor. Gerçi beyazlar biraz fazla dağılıyor ama bir tarafı daha güzel duruyor.

5 Ağustos 2008 Salı

NEDEN ARA ? CUNKU GEZIYORUM VE GEZMEDİGİM ZAMAN CALISIYORUM







Ben var ya ben acayip gezençi oldum. Önce tatil yaptım. Sonra memleketimin sayfiye yeri olan Karacebey boğazına annemin yanına gittim. Adrasan da balıklarla yüzdüm. Boğazda bisiklete bindim. Her ikisinde de ormanda yürüdüm. Arada da calisiyorum tabii ki.


Her iki yer de öyle güzel geldi ki ikiside bana. Size bir iki Adrasan - Olimpos (olympos ) fotosu koyayim da idare ediverin. Bu arada yemek tarifleri de birikti. İnşallah paylaşacağım. Bloguma yazı yazmayı özledim. Görüşmek üzereeeeee....