28 Şubat 2009 Cumartesi

Zeytinyağlı Soslu Biber Yemeği

Uzun zamandır salı pazarını yeni yerinde ziyaret etmek istiyordum.
Geçen hafta eşim hadi Zeynep pazara gidip alışveriş yapalım demez mi...
5 dakika da emreyle hazırlandık hemen:)
Eskiden kapımızın önüne kurulduğu için her salı kabus dolu günler yaşıyorduk.Gürültü kirlilik vs... Gitmek bile istemiyorduk.
Taşınınca da özlemeye başladık pazarımızı.
Eski yerinde ne zaman pazara gitsem bildiğim bütün küfürleri edip kavga dövüş eve gelirdim. Kalabalık,tıkış tıkış,esnaf sinirli,gergin.....savaştan çıkar gibi çıkıyordum.
(Hele kadınlar daracık pazarda hem yürüyüp hem sigara içmiyorlar mı deliye dönüyorum.Bir gün birinin saçını başını yolacağım görecek günü. Çocuğu sigaralardan korumaktan alışveriş yapamıyorum inanın.)

Yeni halini görmeyeniz varsa muhakkak ziyaret edin derim.
Kocaaaman bir alana kurulmuş...Tezgahlar sıra sıra,temiz temiz her şeyi aynı anda görebiliyorsunuz. Kimse kimseyi itmiyor,bağırış çağırış yok,kavga dövüş yok. Ücretsiz kocaman bir otopark var. Günün her saati boş yer bulup arabanızı park edebiliyorsunuz. Taksi durağı,cafeterya,wc,polis,aradığınız her şey mevcut. Hatta ücretsiz otobüsler bile mevcut.
Çok ama çok beğendim.uzun zamandır ilk defa bu kadar huzurlu bir pazar alışverişi yaptım:)
Bu hafta maalesef şiddetli grip olduğum için gidemedim:)
İyileşip atacağım kendimi çarşı pazara inşallah:)


Hepinizi öpüyorum,hastalıksız mutlu mutlu sağlık günler diliyorum:)





MALZEMELER:

1 Kg. kadar biber çeşitleri
(kırmızı biber,çarliston biber,sivri biber...)
3 adet rendelenmiş domates
3 diş sarımsak
1 adet kesme şeker
tuz
bir tutam karabiber
4 yemek kaşığı zeytinyağı



YAPILIŞI:

Zeytinyağında verev doğradığımız biberleri 6-7 dakika sote ediyoruz.
Rendelenmiş sarımsağı da ilave edip orta ateşte bir kaç dakika daha sotelemeye devam ediyoruz.
Rendelenmiş domatesimizi de ilave edip şekeri ve tuzu ekleyip kısık ateşte pişmeye bırakıyoruz...

Soğuk servis yapıyoruz.



AFİYET,BAL OLSUN.




EN SON HAZIRLADIGIM KUP KEKLER

Denenmis yas Pasta,kek,Tatli,börek,hamurisleri ve Yemek tarifleri laleli kup kekler1

laleli kup kekler siparis kup kekler11

E n Son Hazirladigim yas pastalar

Denenmis yas Pasta,kek,Tatli,börek,hamurisleri ve Yemek tarifleri semanin pastasi1
Uzun zamandir blogumla ilgilenemedigim ve yeni tarifler eklemeye zamanim olmadigi icin sizlerden özür diliyorum.Siparislerden zaman bulamadim.Insallah en kisa zamanda sizin icin yeni tariflerde ekleyecegim bloguma..
Gelelim dogum günü pastalarimiza.......
Bu dogum günü pas tasini KADIN TEYZEM torunu SEMA NUR icin istedi.SEMANUR 1 yasina girdi ve onun icin 2 tane yas pasta hazirladim.Biri icin sade kek ve boter krem kullandim.
semanin pastasi2 semanin pastasi hazirlik semanin diger pastasi
SEMA NUR icin hazirladigim diger yas pasta da cikolatali kek,cikolatali ve muzlu krema kullandim ara katin birine parca cikolata serptim digerine de muz dilimleri dizdim .gercektende cok begendiklerini söyledilr.SEMA NUR a ailesi ile beraber saglikli,mutlu,huzurlu ve uzun bir ömür diliyorum..
melegin pastasi melegin pst 1

kursatin pastasi

vesile hocam icin hazirladim

kara orman pasta siparis

Susamlı, Tahinli, Haşhaşlı Kek


Bu kekin tarifi Anne Kedi-Pınar'dan . Gerçekten çok çok güzel bir kek oldu. Tam bir kış keki. Görüntü de çok şık oldu. Kekim beslenme öğretmeni arkadaşım Yadigar'dan da tam not aldı. Teşekkür ederim Pınar'cım, seninde ellerine sağlık.

Bu arada uçak kazasına değinmeden geçemeyeceğim. Öncelikle Allah'tan ölenlere rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum . Sonrada dikkatleri özellikle bayramlarda meydana gelen trafik kazalarına çekmek istiyorum. Google'da trafik kazalarında ölen diye bir aratın şu bayramda 46 kişi, şu bayramda 62 kişi, 113 kişi hatta 142 kişiye varan sayılar çıkıyor. 2008 yılında 4.228 kişi hayatını trafik kazasında kaybetmiş. Halbuki tüm dünyada 2008 yılında uçak kazalarında toplam 538 kişi ölmüş.

Bu olaylardan bahseden yok ; tüm basın yayın organları uçak kazasından bahsediyor. Bu kadar haberden sonra herkes uçaktan korkar hale geliyor. Bundan sonra her uçağa bindiğimizde ister istemez huzursuz olacağız. Aslında arabanın koltuğuna oturduğumuzda huzursuz olmalıyız. Bunları neden mi yazıyorum. İnanın ben de huzursuz oldum . Hele de 15 gün sonra kardeşim Amerika'ya gidecekkken.

Trafik kazalarının istatistik verileri ile ilgili haber :
http://www.milliyet.com.tr/Yasam/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&ArticleID=1057849

Uçak kazaları ile ilgili haber
http://www.habername.com/haber/en-az-ucak-kazasi-2008de-oldu-14717.htm

Hadiiiii artık tarife geçççç diyenlere tamam tamam geçiyorum diyorum.:))) Ben aslında Pınar'ın tarifinden pek dışarı çıkmadım . Ama bildiğim malzemeleri su bardağı cinsinden kullandım


Malzemeler:
  • 3 yumurta
  • 1.5 su bardağı şeker
  • 1 büyük çay bardağı tahin
  • 1 su bardağı süt
  • 3 su bardağı un
  • 1 büyük çay bardağı susam
  • 1 büyük çay bardağı sıvıyağ
  • 1 büyük çay bardağı haşhaş
  • 1 paket kabartma tozu

Yapılışı :

  1. Yumurtaların beyazlarını şeker ile çırpın. Sonra susam hariç tüm malzemeyi ileve edip karıştırın.
  2. Kek kalıbınızı yağlayıp susamı serpin, tüm kalıba susamın dağılmasını sağlayın. Kek hamurunu döküp önceden 170 dereceye ısıtılmış fırında pişirin.

27 Şubat 2009 Cuma

EN SON HAZIRLADIGIM

Denenmis yas Pasta,kek,Tatli,börek,hamurisleri ve Yemek tarifleri krosant siparis
yukardaki krosant (KATMER POGACA tarifine ulasmak icin tiklayin.
siparis elmali toppare
ELMALI TOPPARE Elmali toppare tarifine ulasmak icin yukariya elmali toppare yazisinin üzerine tiklayin..
SÜPRIZ KURABIYE . Tarifi gormek icin yukardaki süpriz kurabiye yazisinin üzerine tiklayin..
siparis kornetler
PALYACO KÜLAHLARI

EN SON HAZIRLADIGIM YAS PASTALAR

Denenmis yas Pasta,kek,Tatli,börek,hamurisleri ve Yemek tarifleri LEMAN HANIM ICIN HAZIRLADIM

hulya hanim icin hazirladim past Hulya hanim icin hazirladim

siparis yas pasta1

hatice ablanin siparisi

gulhanin siparisi

gulhan icin haz

eminenin pastasi

eminenin pastasi1

CANIM ARKADASIM YASEMIN IN OGLU MELIH IN DOGUM GÜNÜ ICIN HAZIRLADIKLARIM


Canim arkadasim YASEMIN in yakisikli oglu MELIH subat ayinin 9 unda 4 yasina basti ve onun icin güzel bir pasta hazirladim yaklasik 35-40 kisilik vardi pasta.Ara krema olarak boter krem kullandim ve pastanin yzerine MELIH in gamzelerinin göründügü güzel resimlerinden birini pastanede print ettirdim.Herkes pastayi cok begendi.Melihe yeni yasinin saglik,mutluluk getirmesini dilerim..Kendisi benim yakisiklim olur...Artik Melih ilk okula basladi .
melihin kup kekleri
Bunlarda Melihin kresteki (peuter speel zaal) Arkadaslari icin hazirladigim üzeri kremali(slagroom) ve beyaz resimli cikolata kullandigim sade ve cikolatali KUP KEKLER .
4 yasina giren cocuklar dogum günlerinde kresteki arkadaslarina birseyler ikram edip ertesi günü ilk okula baslarlar bu ikram seker,cips,kalem,minik paketlerde bisküvi veya baska birsey olabilir...Ama Yasemin benden kup kekler hazirlamami istedi cocujklara ikram etmek icin.Melih Anne ben ne zaman okula baslayacagim diye sordugunda annesi ona "'Özlem önce PASTANI YAPSIN ARKADASLARINA IKRAM EDELIM ONDAN SONRA ILK OKULA GIDECEKSIN ''DEMIS.Melih de her gün sorar olmus ''anne Özlem abla pastami ne zaman yapacak ben ne zaman okula baslayacagim'', malum cok sabirsizlaniyor en sevdigi arkadaslari ilk okula basladi ve o da bir an önce arkadaslarinin yanina gitmek istiyor.Dogum gününden bir hafta önce artik bana küstü sen neden pastami yapmiyorsun sen pastami yapmadigin icin ben ilk okula gidemiyorum diyordu.benden umudu kesti artik annesine sen bana pasta yap özlem abla yapmiyor.. diyordu...Ama dogum günü geldiginde kup kekleri görünce cok sevindi .Baristik bu arada da...
melikin kup kekleri1
MELIH kendi elleriyle kup kekleri arkadaslarina ve ögretmenlerine ikram etti..bazi cocuklar kolayca kup kekeleri yiyip bitirdiler ,ama bazilari anneleriyle keki paylasmayi tercih ettiler kekler biraz büyük geldi .Ama MELIH kendi hakkina düsen keki severek yedi...
melihin past 1
Malum MELIH dogum günü cocugu oldugu icin onun icin arkadaslari ve ögretmenleri sarkilar söyleyip bir kac dilde IYIKI DOGDUN MELIH deyip sarkilar söylediler.

26 Şubat 2009 Perşembe

Ispanak Salatası


Bu salatayı ilk defa Üniversitede ev arkadaşım ve dostum olan Sevgi'nin Konya'daki evinde yemiştim. Sevgi'yi evlendiriyorduk o zaman . Kimbilir kaç sene geçti aradan . Durun durun yaşımız çıkacak şimdi :)))
Salatayı yerken ıspanak olduğunu anlamamıştım. Sonradan onlar söylemişti salata ıspanaktan yapıldı diye. Çok şaşırmıştım. Ispanağın çiğ yendiğine ilk defa şahit olmuştum. Bence çokta yakışmıştı salataya. Sonra ara ara yapar oldum. Şimdi de sizlerle paylaşmak istedim.
Üstteki salatada çiğden yıkanmış doğranmış ıspanak var, roka var, kırmızı lahana var , maydanoz ve domates var. Tuz, limon ve zeytinyağı ile tadlandırılmış. Deneyin seveceksiniz. Ayrıca çok da sağlıklı.

22 Şubat 2009 Pazar

Kereviz Çorbası


Bir sebze bir çorbaya bu kadar yakışır. İnanılmaz güzel bir çorba oluyor. Bizim evde kereviz yemeğini yemeğen beyler (ki portakal suyu ile falan yapıyorum ki bence güzel oluyor) , çorbasını bayıla bayıla içiyor.
1 adet orta boy kereviz alıyorum eve. Yarısı ile çorba , yarısı ile salata yapıyorum. Kereviz salatası da çok güzel oluyor. Kereviz kokusu ve tadını sevmeyenler için diyorum ki her iki yiyecekte de kereviz tadı alınmıyor. Kesinlikle ve kesinlikle tavsiye ederim.
Malzemeler :
  • Yarım kereviz , soyulmuş
  • 1 adet pırasanın yeşil yaprakları (pırasa çorbalara çok güzel lezzet verir)
  • 1 adet orta boy havuç
  • 1.5 litre su
  • 2 yemek kaşığı un
  • 1 bardak süt
  • tuz, karabiber, istenen baharat

Yapılışı:

  1. Kerevizi, pırasayı ve havucu küp küp doğrayıp, 1.5 lite suyun içine atıp, yumuşayana kadar pişiriyorsunuz. Yumuşayınca içine el blendırı daldırıp sebzeleri parçalıyorsunuz. Pırasanız yoksa bir küçük soğanda olabilir.
  2. Bir tarafta un ve sütü karıştırıp çorbanın içine katıyorsunuz. Eğer unun topaklanma riski varsa içine el blendırı daldırabilirsiniz. Bence zaten baştan daldırın. Tüm malzeme güzelce karışsın.
  3. İçine tuz ve baharatlarını ekleyip kaynayıncaya kadar karıştırıyorsunuz. Kaynadıktan sonra 10 dakika kısık ateşte pişecek. Tadından şüphe ederseniz tuzunu koymadan önce bir adet tavuk bulyon yada sebzeli çeşni gibi şeyler koyabilirsiniz. Ama ben pek tercih etmiyorum. Brokoli ve kereviz çorbasına da misafir gelmeyecekse de yağda koymuyorum. Afiyetler olsun efendim.

PORTAKALLI VE HAVUÇLU KEK



Mis kokulu kek tarifime geçmeden önce bu ayki kızlar toplantımızı anlatayım size:)

Cumartesi günü sevgili sevgüle konuktuk. Çoluğu çocuğu evde bırakıp Çubuk krakerim handem , canikom özlemim ve deryacığım la birlikte bol kahkahalı kız kıza bir gün geçirdik:)

Çok fazla çay içemeyen ben o kadar çok çay içmişim ki bugün ve hatta yarın çay görmek bile istemiyorum inanın...

Car car hiç nefes almadan hem konuştum, hem yedim ,hem içtim,hem de kıkırdadım:)

Zaman su gibi aktı yanınızda,şimdiden özledim sizi...

Sevgülcüğüm sağ olsun bize nefis lezzetler hazırlamıştı.

Ben tabi hiç boş durmadım lüp lüp dolmaları götürdüm hepiniz için:)

Ellerine sağlık şekerim hepsi birbirinden nefis olmuştu.Menüyü görmek isterseniz sevgülcüğümü ziyaret edebilirsiniz.

Mart toplantısı da bendeeee...şimdiden neler yapsam acaba diye liste yapmaya başladım:)))) Heyecanla ve bütün enerjimle bekliyorum sizi kızlar:)



Lafı uzatmadan hemen tarifime geçiyorum ve hepinizi öpüyorum:)





Malzemeler:


3 adet yumurta

½ su bardağı sıvı yağ

½ su bardağı portakal suyu

2 su bardağı elenmiş un

1 su bardağı toz şeker

1 adet portakal kabuğu rendesi

1 adet rendelenmiş iri havuç

1 paket kabartma toz

1 paket vanilya


Yapılışı:

Yumurtaları ve şekeri iyice köpük köpük olana kadar çırpıyoruz.
Sonra diğer malzemeleri de yavaşça ilave edip karıştırıyoruz,

Yağlanmış ve unlanmış kek kalıbımıza döküp,önceden ısıtılmış 170 derece fırında pişiriyoruz.



AFİYET,BAL OLSUN


SEVGİLER,ÖPÜCÜKLER

19 Şubat 2009 Perşembe

Sevgililer Günü Çiçeğim


Goncam (arada bir kocalığı tutsada :))) sevgililer gününde bana bir sürpriz yaptı. Bana kocaman bir çiçek ve en sevdiğim pasta türü olan meyveli pasta aldı. Gerçekten bana sürpriz oldu. Bu sefer hiç mi hiç anlamadım ve beklemedim de. Benim goncamda diğer erkekler gibi sürpriz yapmak ister ama yüzünden anlaşılır. Hediye almak ister, ama hangi hediyeyi alacağını bilmez ve ne hediye alacağını bana sorar. Kısacası tipik erkek işte. Ama bu sefer başardı. Çiçekler ve pasta evde özenle saklanmıştı , hem eşim hemde oğluşum hiçç mi hiççç belli etmediler. Akşam yemeğinden sonra çıkarttılar. Sürrpppriiizzzz.
Bu kadar mutlu olacağımı düşünmemiştim. Ben sevgililer gününü çok anlamlı bulmam aslında . Tüketim arttırma psikolojisi diye yorumlarım. Ama inanın bütün gece yanağımda gülücüklerle dolaştım. Çok ama çok mutlu oldum.
Eşime bana bu sürprizi yaptığı için ve oğluşuma örnek olduğu için çok teşekkür ediyorum. Seni çok seviyorum. Nice nice sevgililer gününü beraber geçirmek dileği ile.....

Son zamanlarda okuduklarım..

Blogumun yeni şekli ile ilgili planlarımın arasında, okuduğum kitaplarla ilgili bazı düşüncelerim de vardı. Halen de var! Ama sağ sütunda sizlerle son zamanlarda hangi kitapları okuduğumu paylaşmaya başladıktan sonra, bunlardan bazılarını yorumlamak da istedim ve hemen başlamaya karar verdim. Zaman zaman böyle "tarifsiz", ama keyif alacağınızı umduğum yazılar yazacağım...

Ortaokul yıllarında çok severek bol bol okuduğum ve sonra birdenbire bıktığım Agatha Christie romanlarından sonra polisiye okumadığımı ve hatta sevmediğimi itiraf edeyim öncelikle. Bolca cinayet içeren ve başka da bir derdi olmayan kanlı öyküler ne kadar itiyorsa beni; travmalar, kişilik bozuklukları, deliliğin türlü çeşitli hallerine varan ruhsal durumlar ve bunlarla örülmüş gerilim ve kimi zaman felsefe soslu öyküler o kadar çekiyor. Ahmet Karcılılar’ın adını ilk kez bir romanı ile magazin gündemine düştüğü zamanlarda duymuş, ciddiye alınacak bir yazar olarak görmeyip pek de merak etmemiştim. Daha sonra internette dolanırken rastladığım "Akrep ve Semender"in arka kapak yazısı o kadar çekiciydi ki, bu kitabı hemen okuma listeme almama yetti:

“Binyıllardır birbirimizi arıyoruz biz. Binyıllardır parçalanmış ruhumuzu bir araya getirmek, tamamlanmak için uğraşıyoruz. Binyıllardır birbirimizi bulmak için işaretler bırakıyoruz ya da işaretler arıyoruz dünyada. Anlamıyor musun, belki de ilk defa bu kadar yakınız tamamlanmaya. Bıraktığım bütün işaretleri buldun sen. İşaretleri izleyip buraya kadar geldin. Bak! Bütün gözlerinle bak!”

Yazar bir mitten yola çıkıyor ve oradan dört elemente (hava, su, toprak, ateş) ustaca bağladığı olaylar zinciriyle örülmüş inanılmaz bir aşk ve arayış öyküsü anlatıyor. Aynı zamanda polisiye bir öykü ama cinayetler alışık olduğum(uz) türden değil! Bölümler arasında yaptığı geçişler dışında hiç paragraf kullanmıyor, ama kitap o kadar akıcı ki bu durum rahatsız etmiyor hiç. Bazı okuyanlara belki rahatsızlık verebilecek tek şey var, o da yazarın tuhaf bir biçimde kadın argosu kullanması. Ben ilk sayfalarda biraz afalladım ama öykünün içine girdikçe bu dile alıştım. Tuhaf bir öykü, yer yer rahatsız edici olsa da soluksuz okudum ve günler boyu da etkisinde kaldım. Hala zaman zaman kitabın kahramanlarını düşünürken buluyorum kendimi.

Melih Cevdet Anday ve Arif Damar’ın ortak eseri olan "Yağmurlu Sokak" uzun zamandır okuma listemdeydi. Nihayet elime ulaştıktan sonra siz de kapağını sağ sütunda görmeye başladınız ama uzun sürmedi, çünkü iki günde okuyup bitirdim. İki usta şairin şiirsel diliyle su gibi akan bu roman, edebiyattaki öyküleri gerçek hayatta arayan bir genç adamın öyküsünü anlatıyor. Kahramanımızın başkentte, romantik hayallerle başladığı yolculuğu 1940’li yılların Anadolu’suna, ve orada yaşanan ya da yaşanmaya çalışılan hayatlara uzanıyor. Zaman zaman gerçeküstü görünen, bu anlamda gülümseten, bazen de eski Türk filmlerini anımsatan olaylarla akıp gidiyor öykü...

“Benim gibi birinin bu yüzyılda yeryüzünde bulunabileceğine kimse inanmaz. Ben çağdışı bir insanım. Ya eskiden kalmayım, ya geleceğin işaretiyim. Fakat herhalde bugünün insanlarına benzemiyorum.”

Öyküden çok roman okumayı seven bir okurum ben. Güzel bir romana kendimi kaptırıp uzunca zaman onun dünyasında kalmayı severim… Öyküler ise, çok güzel de olsalar, bittiğinde ağzıma bir parmak bal çalınmış gibi hissettirip hayal kırıklığına uğratır beni. Bengal’li kökleri olup Londra’da doğan ve Rhode Island’da büyüyen Jhumpa Lahiri’nin, 2000 yılında Pulitzer ödülü alan öykü kitabı "Dert Yorumcusu"nu, buna rağmen büyük bir keyifle okudum.

Lahiri, Kalküta’ya tatillerde sık sık gittiği için köklerini hiç unutmamış ama bambaşka bir yaşam sürmüş. Bundan olsa gerek, öykülerinde büyük dünya ülkelerinin metropollerinde yolunu kaybetmiş ya da yeni dünyalarına bir biçimde eklemlenmiş ama bir türlü kendilerini ifade edemeyen Hindistan ya da Pakistan kökenli insanlara dair öyküler anlatıyor. “Aidiyet” gibi zor bir meseleden yola çıksa da öykülerini öyle renkli ve ustaca kurguluyor ki büyük zevkle okunuyor kitap. Özellikle ilk öykü olan “Geçici Arıza”yı çok sevdim.

“Böyle şeyleri hep yapardı. Hep sürprizler hazırlardı; iyi veya kötü. Hoşuna giden bir etek veya cüzdan görürse iki tane alırdı. İşyerinden aldığı ikramiyeleri, kendi adına ayrı bir banka hesabında biriktiriyordu. Shukumar buna aldırmıyordu. Babası öldüğünde annesi perişan olmuş, Shukumar’ı büyüdüğü evde tek başına bırakıp Kalküta’ya geri dönmüştü. Shoba’nın farklı olması hoşuna gidiyordu. İleriyi görebilme yeteneği Shukumar’ı hayrete düşürüyordu. Alışveriş yaptığında, arka kapının önü, İtalyan veya Hindistan yemeklerinden hangisini yapacaklarına bağlı olarak fazladan zeytin ve mısır yağı şişeleriyle dolu olurdu.”

Her öyküden sonra bir müddet onun tadını almak için diğer öyküye hemen geçmemek gerekiyor, ben zor da olsa öyle yaptım ama bu öykünün bitmesine üzülüp “acaba daha sonra neler oldu?” diye düşünmeme engel olamadı (böyle düşüncelere bazı romanların ve filmlerin sonunda da kapılırım). Lahiri işte böylesine keyifli, kahramanların “yaşadığı” öyküler yazmış…

16 Şubat 2009 Pazartesi

Çikolata Kaplı Muz


Oğluşumun doğum gününden yani taaa Kasım ayından kalan bir tarif. Oğluşumun arkadaşları pek bir bayıla bayıla yemişlerdi. Ben bu fikri bir blogtan almıştım ama aldığım blogu tekrar bulmam bir türlü mümkün olmadı. Onun hazırladığı muzlar benimkilerden çok çok daha güzeldi. Eğer o beni bulursa mutlaka linkini yayınlarım.
Kremanın içinde çikolatayı eritiyorsunuz. (50 ml kremada 1 paket çikolata) Kaşıkla karıştıra karıştıra soğutuyorsunuz. Karıştırmayı unutmayın ki kabuk bağlamasın. İster bütün ister yarım muzları çikolata sosuna batırıp, çöp şişlere diziyorsunuz. Büyük bir patatesi ortadan kesip, alüminum folyo ile kaplayıp, çöp şişlere batırılmış muzları patatesin üstüne diziyorsunuz.
Kremayı çok koymayın , yoğun bir çikolata kıvamında olsun. Yoksa erimiş çikolatalar muzların üstünden akıp gidiyor. Daha sonrasında hindistan cevizi, fındık kırığı ile süsleyebilirsiniz. Ben tercih etmedim. Sade görüntüsü daha çok hoşuma gitti.

I Love Your Blog- Blog Arkadaşlığı

Aquamarine ve Yemek Kutusu- Betül beni ödüle layık görmüşler. Teşekkür ederim arkadaşlarım ve bende ödül şartlarını da yerine getirmek isterim.


1. Seni ödüllendiren blog yazarının linkini vermek
2. Bu ödülü başka 7 blog sahibine linklerini vererek göndermek,
3. Seçilen blog yazarlarını durumdan haberdar etmek.


7 tane seçmek zorunda olduğum için seçiyorum. Yoksa gerçekten sizleri okumaktan büyük zevk duyuyorum.


Öncelikle bana bu ödülü veren iki arkadaşım ve diğer 5 tanesi (alfabetik olarak :)))
http://anneiste.blogspot.com/
http://birdilimsohbet.blogspot.com/
http://kitapkurdu76.blogspot.com/
http://sedeflitarifler.blogspot.com/
http://zuzularannesi.blogspot.com/

15 Şubat 2009 Pazar

MANTARLI ET SOTE VE ÖDÜLÜM :)


Sevgili hamarat arkadaşlarım candantarifler ve didem beni bu güzel ödüle layık görmüşler.
Kendilerine çok ama çooook teşekkür ederim.
Sağolun kızlar beni çok mutlu ettiniz inanın.
Sizi seviyorum:) Dostluğumuz daim olsun inşallah:)


Aylık kızlar toplantımız haftaya sevgülde:) Mart ayında da bendeeee....
Bekle bizi sevgül cumartesi geliyoooooruz en aç halimizle:)))))


1 haftadır sevgili kankam öslemimin verdiği gazla rejime başlamış bulunmaktayım.Özlem gazı uzun zamandır veriyordu da ben bir türlü gazlayamıyordum:)
Birdenbire fikren,ruhen,bedenen,kalben vs.... kendimi çok hazır hissettim:)Zayıflayacağım dedim ve başladımmmm...
Aslında hiç bir şeyden kendimi mahrum bırakmıyorum:)))
Sadece porsiyonlarımı küçülttüm ve günde 2 litre kadar su içiyorum.
Canım eşim de bana destek olmak amacıyla rejime başladı ve daha zevkli olmaya başladı:)

Bugün 6. günüm ve 1 kilo vermiş bulunmaktayımmmmm:))))
Kilo verdikçe galiba insanın güveni daha çok yerine geliyor ve daha çok yediğine içtiğine dikkat ediyor.
Bu yaza doğum kilolarımı vermiş olarak fit bir şekilde girmek istiyorum:)
Özlemle plan yaptık,çarşı pazar gezip kendimize çiçekli çiçekli elbiseler alacağız:)))

Son olarak kahrolsun kilolar diyorum ve hemen tarifime geçip ve hepinizi öpüyorum.



Malzemeler:

1/2 kg. mantar
1/2 kg. sotelik et
1 adet çarliston biber
1 adet sivri biber
1 adet kırmızı biber
1 adet küçük boy soğan
2 kaşık sıvıyağ
salça
pulbiber
karabiber
kekik
2-3 diş sarımsak
tuz

Yapılışı:

Minik minik doğradığımız soğanları sıvıyağda hafifçe çevirip,etleri ekliyoruz.

Etleri iyice kavura kavura pişiriyoruz, salçayı ilave edip karıştırıyoruz.

Yıkayıp doğradığımız mantarları da ilave edip kavurmaya devam ediyoruz.

Biberleri,sarımsağı ve baharatları da ilave edip karıştırıp kısık ateşte pişmeye bırakıyoruz.


AFİYET , BAL OLSUN

SEVGİLER, ÖPÜCÜKLER



14 Şubat 2009 Cumartesi

En son hazirladigim pastalar

Denenmis yas Pasta,kek,Tatli,börek,hamurisleri ve Yemek tarifleri sefanin pastasi

semiha hanimin pastasi

hulya hanimin pastasi

neslihan in pastasi

Feyzanin pastasi

oglum icin yas pasta

siparis yas pasta