29 Haziran 2009 Pazartesi

YOĞURTLU SEMİZOTU SALATASI


ÇOK ŞÜKÜR OĞLUM DA BEN DE İYİLEŞTİK. GEÇMİŞ OLSUN DİLEKLERİNİZ İÇİN ÇOOOOK TEŞEKKÜR EDERİZ.

EMRE YUMURCAKLIKLARA DEVAM EDİYOR ,BENDE EVİN İÇİNDE KOŞTUR KOŞTUR ÇAMAŞIRDI ,ÜTÜYDÜ KALDIĞIM YERDEN DEVAM EDİYORUM TÜM HIZIMLA:)))

HAVALAR DA İYİCE ISINDI. BU SICAK GÜNLERDE EN ÇOK ZEYTİNYAĞLI YEMEKLER VE SALATALAR TÜKETİLİYOR BİZİM EVDE.
YOĞURTLU SEMİZOTU DA İÇİMİZİ SERİNLETEN NEFİS LEZZETLERDEN BİRİ:)ZEYTİNYAĞLISI ,SALATASI,YOĞURTLUSU....NEFİSSSS BAYILIYORUM BU SEBZEYE:) BİZ KARIKOCA ACAYİP SEBZECİYİZ...HER HAFTA MUHAKKAK SEMİZOTUNUN BİR VERSİYONU PİŞER BİZİM EVDE:)))BUNU DA DÜN YAPTIM SOĞUK SOĞUK BAYILA BAYILA YEDİK:)

HEPİNİZİ SEVİYORUMMMM,ÖPÜYORUMMM VE TARİFE GEÇİYORUM:)




MALZEMELER:


SEMİZOTU

YOĞURT

SARIMSAK

TUZ


YAPILIŞI:

SEMİZOTUNU GÜZELCE YIKAYIP, YAPRAKLARINI GENİŞ BİR KASENİN İÇİNE KOYUYORUZ .
(SAPLARINI DA ATMAYIP ZEYTİNYAĞLI SEMİZOTU PİŞİRİYORUZ:) )

DİLEDİĞİMİZ KADAR SARIMSAKLI YOĞURT VE TUZ İLAVE EDİP KARIŞTIRIP SERVİS TABAĞINA ALIP , SOĞUK SOĞUK SERVİS YAPIYORUZ...

AFİYET BAL OLSUN.
SEVGİLER,ÖPÜCÜKLER

Tel Kadayıflı Muhallebili Pasta

Evveeeettt , tatil bitti bende eve döndüm. Bu hafta da evde dinleneceğim daha sonra işe başlayacağım tabii ki.

Tatilden biraz hasarlı döndüm. Her yerim davul gibi şişti :)))) Önce gözümü sinek ısırdı, gözüm şişti. Ayağım yaradan enfeksiyon kaptı, ayağım şişti. Dudağımda uçuk çıktı, dudağım davul gibi şişti. Göbeğimde aç gözlülükten şişti. Şimdi onlar yavaş yavaş inme aşamasındalar. :)))

Bu günkü tarif , Bursa yöresinin :))) bu dönemki popüler tariflerinden. Çok lezzetli oluyor , şiddetle tavsiye ederim.

Malzemeler:
  • 250 gr kavrulmamış tel kadayıf
  • 2 kaşık tereyağ
  • Ceviz veya fındık
  • 1.5 kilo süt
  • 1.5 bardak şeker
  • 1.5 bardak un
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket krem şanti (paketten çıkan 2'linin bir teki)
Yapılışı:
  1. Tereyağı tavada eritip, üstüne tel kadayıfı atıp kavuruyoruz. M utfak bu arada nefis kokuyor.
  2. Ben koymadım ama bu aşamada ceviz ve fındıkta süper yakışır. Onlarıda sonuna doğru atıp kavurmak lazım.
  3. Sütü, unu, şekeri ve vanilyayı karıştırıp, pof pof olana kadar pişiriyoruz. Ocaktan indirip içine kuru halde krem şantiyi katıyoruz ve mikserle en az 10 dakika çırpıyoruz.
  4. Soğumuş tel kadayıfın yarısını borcama serpiyoruz. Üstüne ılınmış muhallebimizi döküyoruz. Muhallebinin üstünü kalan tel kadayıfla kapatıyoruz. Buzdolabında soğutup ikram ediyoruz.

25 Haziran 2009 Perşembe

Güle Güle Michael...


Bir yandan inanmak çok zor...
Bir yandan da biliyorum ki, göklere ait olan yıldızlar yeryüzünde fazla kalamazlar.
Bir gün yaşlanacağını düşünmüyordum ki hiç..
Erken gidecektin sen de elbet.
Yine de inanmak zor....

Seninle çocukluğumdan bir parça daha gitti...
Ama gitmeni anlıyorum...
Seni hep anladığım gibi, seni hep sevdiğim ve hep seveceğim gibi...
Başka birşey diyemiyorum, çünkü boğazımdaki düğümü çözemiyorum...


"and you're always... in my heart..."

24 Haziran 2009 Çarşamba

Portakallı İrmik Helvası


Aslında uzun zaman olmamıştı...
Annem buradayken bir akşam yemek sonrası mutfağa girmiş, Lost'tan sonra yeni bir diziyi daha bize bulaştırmak üzere olan kardeşim için, epeydir canının istediğini bildiğim irmik helvası yapmıştım. (Yeni dizi annemi bile etkiledi ancak Lost gibi bir diziden sonra bir başka diziyi sevip ona bağlanabilmek ne kadar zor, ancak bilenler bilir... neyse!)

Uzun zaman olmamıştı diyorum, çünkü helva gibi tatlılar bizde yılda 1-2 kez ancak yapılır. Sevilmez mi, sevilir elbette. Ama sütlü tatlılar dolaptan hiç eksik olmadığı için mi bilmem, diğer tatlılara sıra gelmez pek. Geldiği zaman da genelde başıma kalır, çünkü sevgilim dolapta puding türü birşey göremeyince "tatlı yok mu?" der. Dün de öyle oldu ve geçenlerde sevgili Yasemin'in tarifiyle yaptığım supangleden son kalan kaseyi o yedi, sıcak sıcak helva kaşıklamak bana kaldı. Tabi üzerine dondurma koyarak!

Helvayı tamamen sütle ve elbette tereyağıyla yaparsanız inanılmaz lezzetli oluyor. Zaten lütfen margarin kullanmayın... Helvaya asıl lezzetini veren tereyağı. Güzel aromasını ise portakaldan alabilir, daha önce denemeyenlere kesinlikle öneririm.

Fotoğraflarım yine fazla sarışın oldu, biraz helvamın sarışınlığından; biraz da televizyonda başlamak üzere olan (hatta ben çekimleri yaparken başlayan) Moonwalker'ı bir kez daha sevgilimle izlemek için acele ettiğimden! İkimiz de gençliğimizde (!) MJ fanatiğiymişiz, tüm şarkılarını ezbere biliyoruz hala:)) Filmden yine çok keyif aldık tabi.


Malzemeler:

- 100 gr tereyağı
- 1 çorba kaşığı çam fıstığı
- 250 gr irmik
- 500 ml süt
- 250 gr şeker
- 1 portakal kabuğu rendesi (ben kışın şekerleyerek kavanoza koyduğum ve buzdolabında sakladığım portakal kabuklarından 1 tatlı kaşığı kullandım)

Yapılışı:

1. Sütü ve şekeri tencereye alıp orta ateşte şeker eriyene kadar karıştırın, kaynatın.

2. Diğer yandan tereyağını tavada eritin. İçine çam fıstıklarını ve irmiği koyup tahta kaşıkla sık sık karıştırarak orta ateşte kavurun. Fıstıklar pembeleşince ve irmiğin rengi hoş bir sütlü kahveye dönüp güzel kokular gelince yeterince kavrulmuş demektir.

3. Ocağın altını iyice kısın, sıcak sütü yavaş yavaş tavaya ekleyin, karıştırın.

4. Tavanın kapağını kapatarak kısık ateşte 5-10 dk kadar demlenmeye bırakın. Bu süre helvayı nasıl sevdiğinize bağlı aslında. Tane tane seviyorsanız 10 dk yeterli bir süre, hafif nemli severseniz (ki ben aslında öyle severim) sütü tamamen çekmesini beklemeyin. Benim gibi televizyona filan dalıp dibini hafif tutturursanız da hiç fena olmuyor tadı:)

5. Altını kapattıktan sonra portakal kabuğunu ekleyip karıştırarak hemen servis yapın. Ortasına kaymaklı dondurma koymanız servis önerisidir...

Bu vesileyle hem kandilinizi kutluyor, hem de bugün özellikle mutfağa girip birşeyler yapmak ve paylaşmak isteyenlere bu güzel helvayı tavsiye ediyorum. Elbette bir başka tavsiyem daha var; çay yanında peynirle birlikte başka birşey aratmayan mis kokulu kandil simidi! Helvadan sonra bir de bugün işyerine getirmek için gecenin 12'sinde kandil simidi yaptım.

Mutfağın bana verdiği enerjiyi seviyorum..
Normal mi bilmiyorum bu hal, bir çeşit deliliktir belki de:) Ama gecenin bir vakti birşeyler pişirip, bir de evini dağınık görmeye tahammül edemediği için hem ortalığı hem de mutfağı toplamadan uykusu gelmeyen, bu süreçte bulaşık yıkamak dahil mutfakta olduğu her andan keyif alan benden başka deliler de vardır diye umuyorum!

23 Haziran 2009 Salı

KISIR

Herkese kocamannnn sevgi dolu merhabalar:))


Günlerdir oğlumla beraber şiddetli soğuk algınlığıyla mücadele ediyoruz. Önce Emre'm hastalandı, hemen arkasından da ana yüreği tabi dayanmadı veee ben hastalandım:)))...

ikimiz de perperişan olduk.
Emre şu an daha iyi ama ben hiiiiç dinlenemediğim için hala hastayım:(((
Hasta olup da evi çekip çekirmek, çocuğa bakmak çok zor çook:(((
Acayip halsiz ve keyifsizim fakat iştahımda hiç bir sorun yok her zaman ki gibi:(((
Hani bazen derler ya çook hastayım canım hiç birşey yemek istemiyooor....
şu cümleyi hiiiç ama hiiiiç kullanamadım hayatım boyunca:)))
Sinir oluyorum kendime sinir.....hasta hasta canım birde kısır çekmez mi!!!!
Hayır Zeynep, hayır Zeynep diye diye, ayaklarımı sürüye sürüye mutfağa zor attım kendimi ve en acilinden bir kısır yaptım kendime:)))
Şifa niyetine de bir güzel yedimmmmm:) Ohhh afiyet olsun Zeynep sana:)))

Umarım biran önce iyileşip,güzel bloglarınızı ziyaret edebilirim.

Hepinizi çok çok çok öpüyorum ve tarife geçiyorum...




MALZEMELER:

1 su bardağı ince bulgur

1/2 demet yeşil soğan

1/2 demet maydanoz

1/2 demet dereotu

1 yemek kaşığı domates salçası

1 yemek kaşığı biber salçası

1 adet limon suyu

tuz

zeytinyağı

nar ekşisi

karabiber

pulbiber

kimyon vs. baharatlar

sıcak su



YAPILIŞI:

İnce bulguru geniş ve kapaklı bir kaba alalım.

Üzerini biraz geçecek kadar sıcak su ilave edip kapağı kapatıp 15 dakika kadar bulgurların şişmesini bekleyelim.

Bütün yeşilliklerimizi iyice yıkayıp ,ince ince doğrayalım.

şişen bulgurlarımıza salçayı ilave edip güzelce karıştırıp,yeşilliklerimizi ilave edelim.

tuzumuzu,baharatlarımızı,limonumuzu,nar ekşimizi ve zeytinyağımızı da dilediğimiz kadar ekleyip tekrar karıştıralım.

Kısırımız servise hazırdır.


AFİYET , BAL OLSUN...

SEVGİLER , ÖPÜCÜKLER veee SAĞLIK DOLU GÜNLER:)

KANDİLİMİZ MÜBAREK OLSUN.



18 Haziran 2009 Perşembe

YARIN TATİLDEYİM

Çok uzun zamandır hasretini çektiğim, gerçekten ihtiyacım olan tatile yarın Allah nasip ederse çıkıyorum. Aslında hiç heyecan yok, hiç bir hazırlık yok ama , gerçekten ama gerçekten büyük bir özlem var.

Herkese ama herkese çok selam. İşlerden dolayı herkesi ihmal ettim ama inşallah dönüşte işlerim daha az yoğun olurda , bende bloglarda gezebilirim.

Sizin içinde yüzeceğim, yiyeceğim, içeceğim, güleceğim, dans edeceğim.

16 Haziran 2009 Salı

HAVUÇLU VE ZENCEFİLLİ KEK

Eminim 2,5 yaş sendromunu yaşamış olan,belki yaşayan bir sürü kişi var aramızda...ne biçim bir durumdur bu böyle...Hayatımın en sıkıntılı dönemi diyebilirim size.

Ah ah... tam Emre büyüyor,rahat nefes alacağız derken bir sendromumuz eksikti...Öyle zor günler geçiriyoruz ki anlatamam size...zaten iştahsızdı şimdi hiç bir şey yediremez oldum. Sadece tost,pirinç pilavı,puding ve arada bir kek....

Herşeye tadına bakmadan hatta görmeden pissss diyor.

Nereden öğrenmiş hiç anlayamadık. Birde suratını ekşitmiyormu saçlarım diken diken oluyor inanın.

Aramızdaki diyolog sürekli şu şekilde gelişiyor ve devam ediyor...

Zavallı Ben: Oğlum gel üstünü değiştireyim bak çok kirlenmiş....

Sendromlum: Hayııııırrrr çooook güsellllll, ciciiiiii

Zavallı Ben: Oğlum hadi dışarı çıkalım hava çok güzel yürüyüş yapalım

Sendromlum: Hayııııırrrr hava çok soğuk

Zavallı Ben: Oğlum hadi artık evimize gidelimmmmm yarın yine geliriz....

Sendromlum: Hayırrrrrrrrr..... ciyaaaakkkkkk

Nasıl savaşıyoruz anlatamam size...herşeyin tam tersini yapıyor,hiç ama hiç bizi dinlemiyor...sürekli kendini kanıtlama durumunda.

Araştırdığım kadarı ile üzerine gitmemeli ve onunla tatlı tatlı iddialaşmadan orta noktayı bulmamız lazımmış... Bu süreçte hangi sakinleştiriciyi kullanmam konusunda hiç bir tavsiyede bulunmamışlar ama:))) Bazen ne yapacağımı bilemiyorum inanın ,oturup hüngür hüngür ağlayıp rahatlıyorum...öyle yorgun hissediyorum ki kendimi... Geçecek bu günler inşallah deyip eşimle birbirimizi sakinleştirmeye çalışıyoruz.

Geçecek değil mi arkadaşlar?...

Aşağıdaki kekte Emre bey'in belki canı çeker de yer diye yapılmış olup,kendisinin iyi tarafına denk gelip koca bir dilim yemesi ile favorilerimiz arasına girmiştir...


Malzemeler:

3 yumurta
2 su bardağı şeker
3 su bardağı un
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı sıvı yağ
1 tatlı kaşığı karbonat
(ben 1 pk. kabartma tozu kullandım)
2 tatlı kaşığı tarçın, 2 tatlı kaşığı toz zencefil
2 su bardağı havuç rendesi
1 su bardağı ceviz (1/2 Su bardağı kullandım)


HAZIRLANIŞI:


Yumurta ve şekeri köpük köpük olana dek çırpıyoruz.

yağı ve yoğurdu ilave edip çıpmaya devam ediyoruz.

Diğer bütün malzemeleri de yavaş yavaş ilave edip önceden ısıtılmış 160 derece fırında 40-45 dakika kadar pişiriyoruz.

NOT:Şeker oranı bana çoook fazla geldi.

Bir dahaki sefere 1,5 bardaktan biraz az ilave edeceğim.

Pamuk pamuk bir kek oldu:)

Umarım beğenirsiniz.

Tarifi tarçının mutfağından aldım.Orjinalini görmek isterseniz eğer burada ;



AFİYET, BAL OLSUN.



SEVGİLER,ÖPÜCÜKLER :)

Yalancı Midye Tava


Tarif Kibele Sofrası'ndan . Bayıla bayıla yediğimiz bir tarif . Hem çok lezzetli oldu. Hem de midyeden olmadığı için riskli de olmadı. Tavsiye ederim. Geçen gün Deryayla 'da yapmıştı. O da çok beğenmiş.
Malzemeler:
  • 1/2 bardağı sirke.
  • 3 adet tavuk göğüsü (ben 4 adet but kullandım.)
  • 8 adet sarımsak
  • 2 çorba kaşığı kekik
  • kızartmak için: sıvıyağ ve un

Yapılışı:

  1. Tavukları kuşbaşı doğrayın ve bir kaseye koyun. Üzerini örtünceye kadar su ve sirke koyun
  2. 8 diş sarımsak dövün ve içine atın. Kekikte koyun. En az 2 saat bekledikten sonra tavukları karışımdan sıkarak alın ve una bulayarak balık gibi yağda kızartın.

12 Haziran 2009 Cuma

SEFTALI KURABIYELER

Denenmis yas Pasta,kek,Tatli,börek,hamurisleri ve Yemek tarifleri seftali kuraabiyeler5
Bu kurabiyeler gercektende adi gibi seftali ye benziyor degilmi,gecenlerde gelen bir misafirime ikram ettim,kendisi kirmizi yanakli kayisiyi ortadan ikiye kesip icicni cikolata ile doldurup,sekere buladigimi sanmis.yeyince kurabiye oldugunu ögrendi ve cok sasirdi ayrica cok da begendi...
Bu kurabiyeler icin özel yenebilir gofret yapraklar aldim cok da yakisiyor..
Bingül abla ilk olarak kermes icin hazirlamisti bu kurabiyeleri görüntüsüne bayiliyor insan zaten..Birgün evime misafir oldu ve yapimini da güzelce anlatti sagolsun...
Gelelim tarife,tarif OKTAY USTA ya ait.
SEFTALI KURABIYE:
Malzemeler:
250 gr margarin(ben tereyagi kullandim)
2 yumurta
1 su bardagi pudra sekeri
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
aldigi kadar un(yaklasik 4 su bardagi kadar) ama birden unun hepsini eklemeyin yavas yavas
ilave edin...
arasina sürmek icin ekmek üstü cikolata
gida boyasi kirmizi,sari
biraz da toz seker.nane yapraklari veya uygun yapraklar..
YAPILISI:
Yumusak oda sicakligindakai tereyagi,pudrasekeri güzelce yogrulur.Yumurta,vanilya,kabartma tozu, ve yavas yavas un ilave edilir.Hamur kulak memesi kivamaina gelince un eklemeyi biraakip güzelce yoguralim.10-15 dakaika hamauru dinlendirelim.daha sonra elimizle yuvarlak bezelr hazirlayalim,hafif bastiralim ki biraz yassi olsunlar,tepsiye dizelim ve 175 derecelik önceden isitilmis firinda alti kizarip üzeri beyaz kalacak sekilde pisirelim.kurabiyelerimiz soguduktan sonra kurabiyenin birinin alt kismina cikolata sürelim,digerini de yapistirip cikolatanin üzerine önce sulandirdigimiz kirmizi gida boyasina batiralim hemen cikaralim ,sonrada diger yarisini sulandirdigimiz sari gida boyasina batiralim hemen cikarip kurabiyemizin üzerine seker serpelim her tarafinin sekere bulanmasi lazim.Sonrada yapragini ekleyip servis tabagina alalim.
AFIYET OLSUN!!!!!!!!!
seftali1

Annemin elinden zeytinyağlı dolma

Başlığa ne yazayım bilemedim.. Ege usulü zeytinyağlı dolma desem, soğuk yenen, içine genelde kuşüzümü ve dolmalık fıstık koyulan, o hafif tatlımsı, meze gibi yenen dolmalar gelecek belki akla. Ama öyle değil. Soğuk yenmesi tamamen tercihe bağlı, tarafımızca sıcak sıcak, yanında bol naneli bir cacıkla birlikte tüketilen, annem usulü (onun köylü usulü dediği!) zeytinyağlı dolmadan bahsedeceğim.

Zeytinyağlı Dolma Tarifi


Zeytinyağlı dolmaya kuşüzümü ve fıstık konulduğunu, sıcak yenen dolmaların ise kıymalı ya da etli olduğunu sonradan öğrendim ben. Hele bizim bildiğimiz sarmaya da bazı yerlerde yaprak dolması dendiğini duyduğumda iyice kafam karışmıştı. Herkesin kendi yetiştiği kültürde edindiği damak zevkinin daima onun için "en güzel" olacağını anladığım ilerki yaşlarımda ise, kuşüzümlü dolma denemeleri yapmaktan da geri kalmadım. Ama annemin yaptığı ve yeni tutmaya başladığım "aile tarifleri" defterime özenle kaydettiğim dolmalar benim için daima en güzeli olarak kaldı ve kalacak da...

Daha önce bu tarifi niye blog arşivime almadığımı bilmiyorum. Bu yaza kısmetmiş demek ki. Bu arada annemin evinde iken dolma pişirme sayım 2-3'ü geçmemiştir, itiraf etmeliyim. Zorluğundan değil, annemin el lezzeti çok başka olduğundan:) Yoksa gerçekten çok kolay bir yemek bu. Tarife geçmeden önce birkaç püf noktasını yazmak istiyorum:

* Kuru patlıcanlar önceden haşlanıyor olsa da, pişerken renk bırakabiliyorlar. Biberleri karartmaması için siz de annem gibi onları birarada değil de ayrı kaplarda pişirmeyi tercih edin.

* Pişme süresi fırında da ocakta da hemen hemen aynı, ancak fırında pişirirken iç malzemeyi önceden mutlaka ocakta kavurmak gerekiyor. Tencerede pişirirken ise iç malzemeyi tercihinize göre çiğden de koyabilirsiniz (ben kavrulmuşunu daha çok seviyorum).

* İlk kez yapacak olanlar için kaç tane bibere ne kadar iç malzemenin yeteceği tam bir muammadır genelde. En azından benim için öyle olmuştu:) Annem aşağıda ölçülerini vereceğim malzemelerle ufak bir tencerede 8 adet kuru patlıcan (ocakta), kare borcamda ise 12-13 kadar biber dolması (fırında) pişirmiş. Sadece biber yapmak isterseniz 18-20 adet biber bu ölçülerle normal ebatta bir tencere için yeterli olur.

* Eğer iç malzemeniz yine de artacak olursa, biberiniz de kalmadıysa 1-2 tane domatesin içini oyup doldurabilirsiniz.

Malzemeler
  • 1 ufak çay bardağı zeytinyağı
  • 2 adet kuru soğan
  • 4-5 adet sarımsak
  • 1/2 yemek kaşığı biber salçası
  • 3-4 adet domates
  • 1/2 demet maydanoz (ince kıyılmış)
  • 1 çay kaşığı nane
  • 1/2 çay kaşığı karabiber
  • 1,5 tatlı kaşığı tuz
  • 2 su bardağı pirinç
  • Yeteri kadar dolmalık biber ve kuru patlıcan
Yapılışı
  1. Ön hazırlık olarak:
    - Biberlerin ağzını kapatmak üzere domateslerden biber sayısı kadar kapak çıkartın (yanlarından keserek bir domatesten 4-5 tane ufak kapak çıkartabilirsiniz).
    - Biberlerin sap ve çekirdeklerini çıkartmak için, sap çevresini bıçakla hafifçe çizip baş parmağınızla içe doğru bastırın, sapı çekerek çıkartın.
    - Kuru patlıcanları 20-25 dk kadar haşlayın. Yumuşayıp yumuşamadıklarını çatalla kontrol edebilirsiniz.
  2. Geniş bir tavada zeytinyağını ısıtıp küp doğranmış soğanları ve ince kıyılmış sarımsakları kavurun. Biber salçasını ekleyin. Kapak yaparken kestiğiniz domateslerin kalan kısımlarını doğrayarak ekleyin. Pirinci de ekleyin ve bir müddet bu şekilde kavurun.
  3. 1 bardak sıcak su ekleyin, kapağını kapatarak suyunu çektirin. Çabucak çekecektir, kontrol edin. Bir müddet demlenmeye bırakın. Daha sonra maydanozları ve baharatlarını ekleyip karıştırın.
    İç malzemeyi çiğden koymak isterseniz; maydanoz, soğan, sarımsak ve domatesleri rondodan geçirin (ya da elinizle ufak ufak doğrayın). Tuz, baharatlar ve salçayı ekleyip, zeytinyağını ve pirinci ilave edin.
  4. Biberlerin içlerini 3/4 oranında doldurun. Hazırladığınız domates kapaklar ile ağızlarını kapatın. Ocakta pişirmek isterseniz tencereye dik olarak, fırında pişirmek isterseniz borcama yanyana (yatay olarak) dizin, biberlerin yarısına gelecek kadar su ekleyin. Annem iç malzemeden kalan suyun çok lezzetli olduğunu söyler ve suyu bu kaba / tavaya koyup şöyle bir çalkalar, döküverir tencereye:)
  5. Ocakta pişirmek için harlı ateşte kaynamasını bekledikten sonra altını kısıp kapağını kapatarak yaklaşık yarım saat pişirin. Fırında pişirmek için önceden 180 derece ısıtılmış fırına verip 10 dk, üstleri kızarana kadar bekleyin. Daha sonra maşa yardımıyla biberleri ters çevirin ve 10-15 dk daha pişirin.
  6. Kuru patlıcanları pişirmek için; içlerini 3/4 oranında doldurun. Bunlara kapak koymak yerine içiçe kapatın, yani karşılıklı iki dolmanın açık kısımlarını birleştirin (biri diğerinden ufak olursa daha kolay olur). Tencereye yatay olarak dizin. Harlı ateşte kaynadıktan sonra altını kısarak yarım saat kadar pişirin.
Zeytinyağlı Dolma Tarifi

Pişen dolmaları sıcak ya da ılık olarak, yanında buz gibi cacık ile servis yapmak en güzeli. Cacık için biz kabuğu soyulmadan küp doğranmış salatalıkları (rendelenmiş sevmiyoruz) ayrandan daha koyu kıvamlı hazırladığımız süzme yoğurt içine koyup sarımsak ekliyoruz ve üstüne bol nane serpip zeytinyağı gezdiriyoruz. Üstte görünüyor:)

Bu dolmaları bir diğer yeme şekli de ertesi gün buzdolabından çıkartıp soğuk soğuk, üzerine bolca limon sıkarak ayaküstü atıştırmak!

**********************************************

Dün akşam yoğurt yaptık Aysun hanımın sütünden.
Bu hafta başında aldığım 3 litre sütün yarısıyla...
Bu macerayı anlatmam gerek!

Eve geldiğimde sütü ısıtmıştı annem, gel dedi, "kontrol et sıcaklığını da, öğren". Anlaşıldığı üzere bir türlü yoğurt tutturamadım kendi başıma, ne ayıp değil mi? İşte tam da bu yüzden yazıyorum, yapmayanlara ya da tutturamayanlara cesaret vermek için, herkesin evinde doğal yoğurt yapmasını istediğim için. Ama dikkatinizi çekiyorum, kullandığımız süt pastörize değil.. Kaynatılıp soğutulmuş, daha sonra tekrar ısıtılmış çiğ süt. İstanbul dışında olanların çiğ süt bulmaları biraz daha kolay, İstanbul'da olanlar ise hala tanışmadılarsa şu yazıma bakarak tanışabilirler Aysun hanımın sütüyle.

Serçe parmağımı azıcık daldırdım süte, çekiverdim hemen, "sıcak!" diyerek. Güldü annem. "Elini yakmayacak sıcaklıkta olacak" derdi hep, ben de doğru yaptığımı zannederdim. Ne bileyim, benim elim hemen yanıveriyormuş meğer, onun eli dayanıklıymış! O zaman bu kuralı şöyle değiştirdik, "benim elimi hafifçe yakacak sıcaklıkta..."

Sütü 1,5 kiloluk tava yoğurdu kabına boşalttık. Yaklaşık 1,5 litre süte 1 dolu yemek kaşığı köy yoğurdu koyduk, biraz sütle sulandırıp yavaş yavaş ekledik ve karıştırdık. Sonra yeni öğrendiğimiz yöntemle, fazla buharı emsin ve yoğurt daha koyu kıvamlı olsun diye üzerine bir mutfak bezi örttük. Kapak kapatmadık, onun yerine doğrama tahtası olarak kullandığım ince birşey koyarak üzerine diz battaniyemi attık. 2,5 saat sonra bir bakmalı dedi annem. Garantiye almak içinmiş... Eğer koyduğumuz gibi duruyorsa üşümüş demekmiş..

Baktık, üşümüştü anlaşılan. Çaresi var dedi annem, hemen su kaynattı biraz, yavaşça ufak fırın tepsisine aldı yoğurt kabını, ve fırın kabına su koydu. Bu şekilde sıcak su içinde de 2 saat beklerse tutması garantiymiş...

Öyle de oldu! Gece hemen buzdolabında yer açıp usulca koydum ilk yoğurdumu dolaba. Sabaha hazırdı artık. Tatmak akşama kaldı.


Nohut mayalı ekmek de yapıldı tabi...
Kardeşimin evinde mayalandı, pişirildi, bir kısmı bizim dondurucuya transfer edildi 2 poşet halinde.. Pazar kahvaltılarına saklanacaklar özellikle... Yine dondurucuya atılmış karacotlu peyniri (Aydın'a özgü çörekotlu ve tuzlu bir çökelek) zeytinyağlayıp banmak üzere...

Bizden haberler böyle...
Pazar sabahına annemin dönüş biletini aldık. Daha önceki dönüşleri gibi olmayacak bu kez, artık yalnız değilim çünkü. Ama yine de bir parça hüzün olacak, elde değil... Benim için biraz da Ege özlemiyle karışık bir hüzün bu. Belki ancak Ayvalık'a kaçışın dindirebileceği... zamanı belirsiz, ama çok özlenmiş bir kaçışın...

9 Haziran 2009 Salı

ÇİKOLATA SOSLU CHEESECAKE

Bu nefis cheseecake tarifim ne zamandır aklımdaydı, sonunda dün sabah tamam dedim bugün seni pişirip yarın da afiyetle yiyeceğimmmm:)))

Hiç hayal kırıklığına uğratmadı beni sağolsun:)))

Kesinlikle çok hafif ve nefis bir tarif oldu.Sıcak yaz günleri için nefis bir lezzet,tavsiye ederim.

Bir dahaki sefere limon kabuğu vs. de eklemeyi düşünüyorum. Değişik versiyonlarını da paylaşacağım inşallah sizinle:))))

Hepinize şeker tadında günler dilerim:)

Buyurun tarifime;


MALZEMELER:

tabanı için,

2 paket burçak bisküvi
3 yemek kaşığı becel margarin

içi için,

1 paket krema
2 paket labne peynir
3 adet yumurta

1 su bardağı tozşeker
1 paket vanilya
2 yemek kaşığı söke un

sos için;

Dr. Oetker çikolata sosu
2,5 bardak süt


YAPILIŞI:

Bisküvilerimizi rondodan geçirip toz haline getiriyoruz.
margarinimizi eritip toz bisküvilerimizle karıştırıyoruzve kelepçeli kalıbımızın dibine döşüyoruz.Tabanımız hazır:)
içi için; oda ısısındaki yumurtalarımızı tozşekerle iyice köpük köpük olana dek çırpıyoruz.
diğer malzemeleri de yavaş yavaş ekleyip onları da çırpıyoruz. bisküvilerimizin üzerine döküp önceden ısıtılmış 170 derece fırında 50 dakika kadar üzeri sertleşene kadar pişiriyoruz.Soğuduktan sonra dolaba kaldırıp mümkünse 1 gün bekletiyoruz.
Bol çikolata sosla servis yapıyoruz.



AFİYET, BAL OLSUN


SEVGİLER,ÖPÜCÜKLER

Tavuklu Patlıcan Yemeği



Nefis, nefis bir yemek. Tadı damağınızda kalacak. Zorluk derecesi karnıyarık ile aynıdır.

Bu ara iş yoğunluğum nedeniyle ne yazı yazabiliyorum ne de diğer blog arkadaşlarımı dolaşabiliyorum. İşlerimin bir an önce azalıp sakinlik istiyorum...

Malzemeler:

  • 1 kilo tavuk eti ( ben but tarafını kullandım. Biz beyaz etin yerine but taraflarını daha çok seviyoruz. )
  • 1 kilo patlıcan (ben tophane kullandım.)
  • 1 büyük soğan
  • 2 domates
  • 5-6 biber
  • 2 yemek dolusu salça
  • tuz, karabiber, istenen baharat
  • Patlıcanları kızartmak için yağ

Yapılışı:

  1. Tavuk etlerini sotelik etten biraz daha büyük doğrayın. Yaklaşık 2 yemek kaşığı soya sosu katıp, elinizle yedirin. Etler yaklaşık 10 dakika beklesin. Sonra etleri önce harlı ateşte sonra kısık ateşte su salıp tekrar verene kadar pişirin.
  2. Diğer tarafta patlıcanları halka halka doğrayıp tuzlu suda yaklaşık 20 dakika bekletin. Acı suyunu salsın. Daha sonra kurulayıp hepsini kızartın. Kare borcama havlu kağıt serip fazla yağını aldırın. Her kata yeni bir havlu kağıt serin . Hepsi tek bir havlu kağıda yığılmasın.
  3. Pişen tavukların üstüne çok az sıvı yağ koyup , yemeklik doğradığınız soğanı ve biberi katın. Onlarda pişince küp küp doğradığınız domatesi de pişirin. Bu yemeği artık bu şekilde pilav yanında da yiyebilirsiniz. Tavuk sote oldu çünkü. :))
  4. Kızarttığınız patlıcanlardan havlu kağıtları ayırın. Tavuk sotenizi üstünüze dökün. Salçayı da bir kasede sulandırıp üstüne dökün. Fırına verin. 180 derecede yaklaşık 30 dakika pişsin. Afiyet olsun.

Yaz geldi...


Uzun zaman oldu biliyorum…
Bazılarınız artık bıktı, her gün uğramaktan vazgeçti. Bazılarınız arada bir uğrar oldu, hayal kırıklığına uğrayıp çıktı. Biliyorum. Bir zaman sonra artık ne yazsam da güzel bir dönüş olsa diye düşünmeye başladım. Bir türlü yazamadım. Araya işler girdi, mutfağa girilemeyen günler, hatta filmlerin ve kitapların bile uzak olduğu günler! Siz hep arayıp sordunuz, teşekkür ederim. Ben iyiyim, bu kez çok uzun sürdü kahve molası, ama affettiyseniz birkaç şey paylaşmak isterim…

Bir haftadır annem yanımızda. Bir bizde, bir kardeşimin iki sokak ötedeki evinde… Memleketime kavuşmuş gibiyim. Egemin toprağında yetişmiş otlar, sebzeler, meyvelerle doldu soframız. Annemin eli değdi hepsine. O pişirdi, ben işten gelince misler gibi anne yemeği kokan evimizde, hepsi önceden düşünülüp alışverişleri bile yapılmış çeşit çeşit yemeklerden kurulan sofralara oturdum. Keyfimi nasıl anlatayım?

Tabi bir süre sonra annem mutfağı ele geçirdi ama hiç şikayetim yok doğrusu. Aydın’daki evimizin mutfağında arada sırada da olsa yaşanan çekişmeler bile uzakta olunca aranıyor. Annem bardakları raflara keyfine göre diziyor, aradıklarını bulamayıp evde yok zannederek alışverişler yapıyor, sonra da konuşup gülüyoruz.

İlk akşam yanında getirdiği birkaç ottan karışık kavurma yapmıştı benim için. Oğulları için de tabi ki onların en seveceği şeyler; patates kızartması ve çok beğenilen köftesi. Zeytinyağına kıyıp patatesleri onunla kızartmıştı üstelik, Aydın’da hep yaptığımız gibi! Öyle olunca dayanamadım, ben de alıverdim tabağıma. Kızartmanın tadı hiç unutulmuyor, hiç…


Sezonun sonunu yakalayıp iç bakla almıştı köylü pazarından, bir akşam da onunla yaptığı yemeği yedik afiyetle. Annem mevsiminin geçtiğini söylüyor ama ben yine de tarifini not aldım. Çok tazesini bulmak şu an mümkün olmasa da elimizin altında olsun bu tarif:

İÇ BAKLA YEMEĞİ

Malzemeler:

- 1,5 kg bakla (ayıklanmış halde ½ kg)
- 1 orta boy kuru soğan
- 3-4 kaşık zeytinyağı
- 2-2,5 bardak sıcak su
- Bir tutam dereotu
- Tuz
- ½ kaşık biber salçası
- Üzeri için; sarımsaklı süzme yoğurt


Yapılışı:

1-Soğanı yemeklik doğrayıp zeytinyağında kavurun. Biber salçasını ekleyin.

2-Ayıklanıp temizlenmiş iç baklaları ekleyin. Bir müddet birlikte kavurun.

3-Ocağı kısarak sıcak su ekleyin, tuzunu koyun ve kapağını kapatıp pişmeye bırakın. Arada kontrol ederek suyunu çekene ve yumuşayana kadar pişirin. Gerekirse su ilave edebilirsiniz.

4-Ocağı kapatmadan önce doğranmış dereotunu ekleyin. Bir müddet dinlendirin. Sarımsaklı süzme yoğurtla birlikte, ılık ya da soğuk olarak servis yapın.

Bazı yemekler var ki onların farklı tariflerini duysam, hatta tadıp onları da beğensem dahi, annemin tarifinden şaşmam. Mesela biber dolması, mercimek çorbası, zeytinyağlı kereviz gibi… Taze fasulye de bunlardan biri. Annemin soğanları tencerenin dibinde bırakarak üzerine bolca kırmızı toz biber serptiği, sonra fasulyeleri yerleştirip bolca da domates doğradığı, en son sızmayı gezdirip tuzunu serperek hiç su koymadan kısık ateşte pişmeye bıraktığı fasulyesi parmak yedirten lezzetlerdendir benim için. Şeker koymaz o, ben birazcık da şeker eklerim, tabi buradaki fasulyelerde o lezzeti bulamadığım için. Domatesin tadı da önemli elbette…


Dün akşam yeni bir yemek vardı masada, daha önce bize hiç yapmadığı bir şey… Makarna sosu yapmak için mantar almış, kalanını da başka bir işe yaramaz diye düşünerek kızartmış! Çok güzeldi, lezizdi, kaptırsam hepsini yerdim! Değişik bir ara sıcak alternatifi olarak not aldım hemen..

MANTAR KIZARTMASI

Malzemeler:

- 1 kase mantar
- 1 yumurta
- Tuz, karabiber
- Galeta unu
- Kızartmak için sıvıyağ
- Üzeri için sarımsaklı süzme yoğurt

Yapılışı:

1-Mantarları temizleyin, çok irileri varsa 2-3 parçaya bölün, 10 dk haşlayın. Süzgece çıkartıp iyice süzülmesini bekleyin.

2-Yumurtayı derin bir kaseye kırıp tuz ve biber ekleyerek çırpın. Mantarları ekleyip karıştırın.

3-Yumurtalı mantarları galeta unu koyduğunuz başka bir kaseye aktarın ve iyice galeta ununa bulanmalarını sağlayın.

4-Mantarları teflon tavada kızdırılmış az miktarda sıvıyağa aktarın, maşayla çevirerek her iki tarafını kızartın.

5-Sarımsaklı süzme yoğurt ile sıcak servis yapın.

Biga yoğurdu bulup almış annem, bizim cadde üzerinde –varlığından bile haberdar olmadığımız- bir dükkandan:) Mevsim yaz olmasa yoğurdu da Aydın’dan getirirdi tabi! Kocaman bidona bakıp bize ne kadar dayanabileceği hakkında tahmin yürüttüm, bakalım tutacak mı:) Sevgilimle karar verdik, bundan sonra ya bu güzel yoğurttan alacağız evimize, ya da ben yapacağım, marketlerdeki katkı maddeli yoğurtlar girmeyecek dolabımıza.

Aysun hanımdan aldığım nefis sütle henüz bir yoğurt denemem olmamıştı, anneme kısmetmiş. Rabia ablamdan öğrendiğim yöntemle annemin yıllardır yaptığı yöntemi birleştirip, olabilecek en güzel yoğurdu yapmaya kararlıyız. Sonucu yazarım!

Annemi ekmek makinemle de tanıştırdım nihayet. Akşamdan ekmeği yapıp beze sarılı halde bırakıyorum masaya, sabah kahvaltı etmesi için. Ama nohut mayalı ekmek gibisi var mı… O kadar sayıkladık ki, taze taze orada yapayım diye nohutları bile kırıp getirmiş yanında gelirken. Dün gece kurdu mayayı, tutarsa akşama ekmeklerin kralı olacak soframızda…

Pazar günü Büyükçekmece sahiline götürdük anneleri…
Uzun yol ve sıcak hava yordu yormasına, ama çok da keyifliydi.
İsmail Şafak’ın meşhur dondurması ile de tanıştım nihayet!
İçinden çakıl taşı büyüklüğünde çikolata parçaları çıkmasıyla bilinen çikolatalı dondurması gerçekten nefisti. Sadece ondan alsam bile olurmuş.


Haberler böyle işte dostlar…

Güneşin içimi sıcacık ısıtmasını özlemişim ben, şikayetim yok hiç.
Yaz geldiğinden, daha doğrusu büyük bahar temizliğinden beri mutfağım daha bir güzel, evim daha bir güzel sanki... Daha çok ve daha güzel lezzetlerle, yeni fotoğraflarla, yeniden elimi uzatacağım kitaplarla, filmlerle burada olacağım.

Tekrar kahveye beklerim!

6 Haziran 2009 Cumartesi

CEVİZLİ VE ÇİKOLATALI KEK

Herkese kocaman özlem dolu merhabaaaalar;

Yokluğumda bloğumu güzel yorumlarınızla yanlız bırakmadığınız için çoook teşekkür ederim.
Ailecek mini bir tatil yapıp döndük.Her zaman ki gibi tatili en çok Emre bey yaptı:)
Bol bol düşe kalka oynadı,zıpladı...bacakları kolları yarabere içinde kumlarla, börtüböceklerle, çimenlerle oynadı durdu.
Bizi de kendini de iyice yordu ve evimize döndük çok şükür sapasağlam:)
Evimi nasıl özlemişim anlatamam. Herşey bir yana evim bir yana:)))

Sizden ayrı kaldığım zamanlarda 1 yaşta büyümüş oldum bu arada:)))

Dün koskoca 29 yılı da geride bırakmış oldum. Ah bir 18 olsam derken şimdi nasıl geçiyor vakit şaşıyorum:)

İyi ki doğmuşum diyorummmmm ve hemen nefis tarifime geçiyorum.

Malzemeler:

3 adet yumurta
1 su bardağı ceviz
1 su bardağı tozşeker
1/2 su bardağı damla çikolata
1/2 su bardağı yoğurt
1/2 su bardağı ayçiçek yağı
1 paket vanilya

1 paket kabartma tozu
3 yemek kaşığı nestle kakao
2,5 su bardağı söke un

Yapılışı:
Yumurtalarımızı ve şekerimizi köpük köpük olana dek çırpıyoruz.
Yağımızı,yoğurdumuzu da ilave edip tekrar çırpıyoruz.Yavaş yavaş diğer malzemeleri de ilave edip önceden ısıtılmış 160 derece fırında kekimizi pişiriyoruz.




AFİYET,BAL OLSUN


SEVGİLER,ÖPÜCÜKLER

3 Haziran 2009 Çarşamba

Kemikli Etli Taze Fasulye

Eşimin Çorum Osmancık'lı olduğunu daha önce söylemişimdir herhalde. Evlendiğimizde tam bir İç Anadolu çocuğuydu, yavaş yavaş Ege'ye doğru kaymaya başladı. Artık bayıla bayıla enginar yiyiyor. Tabii vazgeçilmez yemekleri var. Etli taze fasulye, kıymalı ıspanak gibi. Bu da onlardan biri. İtiraf etmeyelim ki ben de sevdim. Tabii ki zeytinyağlısını tercih ederim ama babamız ve oğluşumuz bayıla bayıla yiyiyorlar.
Malzemeler:
  • 1 kilo kemikli kuzu eti
  • 1 kilo taze fasulye
  • 1 büyük soğan
  • 3-4 sarımsak
  • 1 yemek kaşığı dolusu salça, tuz
  • 2 kaşığı mısır özü yağı

Yapılışı:

  1. Eti bir güzel sıvıyağda kavurun. Suyunu salsın. Saldıktan sonra tekrar çekene kadar kısık ateşte pişirin.
  2. Soğanı ve sarımsağı atın kavurmaya devam edin. Soğanlar bayılınca (ölmeyecek) salçayı katın. 1-2 dakika çevirip kaynar su ekleyin.
  3. Yıkanmış ve doğranmış taze fasulyeleri de doğrayıp içine katın.
  4. Fasulyeler pişince yaklaşık 40 dk. sonra yemeğiniz hazır.

2 Haziran 2009 Salı

GÜL BAKLAVASI

Denenmis yas Pasta,kek,Tatli,börek,hamurisleri ve Yemek tarifleri gul baklavasi
GÜL BAKLAVASI
Bu tarifi ilk
KIZHATCE nin blogunda gördüm ve denedim gercektende cok güzel oldu herkes cok begendi eger firsatim olsaydi kermesler icinde hazirlayacaktim ama cok yogun oldugumdan bu tatliyi hazirlama firsati bulamadim.Neyse kismetse sonraki kermes icin hazirlarim.
MALZEME:)
2 adet yumurta
1 su.bar.süt
yarim su bardagi sıvıyağ
yarim paket kabartma tozu
1 yemek kasigi sirke
yarim cay kasigi tuz
alabildiği kadar un
misir nişastasi (açmak için)
150gr.tereyağ(üzeri için)
ceviz veya fındık(ben ceviz kullandim)
ŞERBET:
5 su bardagi su
4 su bardagi şeker
1 tatli kasigi limon suyu
YAPILIŞI:
Hamur yoğrulur,30 bezeye ayrılır 10 dak.dinlendirilir(ben 40 beze yaptim ),her bezeyi nişasta ile servis tabağı büyüklüğünde açılır(ince açılır).önce bas parmak ve isaret parmagi kullanilarak acilan yufka bir defa büzüstürülür sonra yanlardan ortaya doğru büzülür.Ceviz ici serpilip Katlar teker teker ortaya doğru toplanır,katlanan yer alta gelecek şekilde tepsiye dizilir.Üzerine eritilmiş ve köpügü süzülmüs tereyağ dökülür,kabarmaması için birkaç yerine kürdan batırılıp, önceden ısıtılmış fırına verilir.Şerbet kaynatılıp soğutulur,tatlı fırından çıkınca sogutulur.şerbet tatlıların üzerine dökülür.Ben her ikisini de sogukken serbeti döktüm.Gercektende cok güzel ve yapimi kolay bir tatli,siddetle tavsiye ederim...


gul baklavasi2

gul baklavasi1

1 Haziran 2009 Pazartesi

YESIL ZEYTINLI -KIYMALI CITIR KOL BÖREGI

Denenmis yas Pasta,kek,Tatli,börek,hamurisleri ve Yemek tarifleri citir kol böregi
YESIL ZEYTINLI VE KIYMALI CITIR KOL BÖREGI

2 su bardagi ilik sut
1 su bardagi ilik su
1 paket yas maya(42gr)
3 yumurta
1 corba kasigi seker
1 corba kasigi tuz
Yaklasik 4-5 su bardagi un
Ic Malzemeler
ceekirdeksiz yesil zeytin ince ince dogranir
300 gr kiyma
1 sogan,baharatlar,az salca
1, su bardagi sivi yag
100 gr tereyagi veya margarin(istege bagli)
Uzerine susam
YAPILISI
Ici hazirlamak icin kiyma bir tavaya alinir,kavrulmaya baslanir,yagsiz kiyma kullandigim icin kiyma top top olmasin diye bir kac damla su ilave ettim,az da siviyag güzelce kavurdugum kiymaya sogani incecik dogradim.kavrulduktan sonra az salca ve baharatlar ilave ettim,karabiber,pul biber,az da maydanos..sogumaya biraktim..
Once 4 su bardagi un genisce bir kaba konur.Maya ilik suyla islatilir ve uzerine seker de ilave edilip kabarmasi beklenir.Daha sonra unun ortasi havuz gibi acilir ve mayali su,yumurta aklari(sarilari uzerine surmek icin ayrilir),tuz ve sut ilave edilir ve yogrulur eger hamur civiksa un ilave edilir ve kulak memesi kivamindan biraz koyu bir hamur elde edilir.Hamur uzeri kapatilarak bir kenarda mayalandirilir.
Daha sonra hamurdan buyuk bezeler yapilarak oklavayla teker teker acilir .Acilan yufkalarin ince olmasina dikkat edilir.(eger isterseniz tereyagi veya margarin eriterek siviyagla karistirabilirsiniz )Yufkalarin icine once siviyag gezdirilir sonra bir firca yardimiyla guzelce surulur.(Yagi bol olursa borek daha guzel ve tel tel oluyor)Yufka bir zarf gibi katlanir.Tekrar ust kata da az sivi yag surulur.katlanan yufka bir kenarada bekletilir,bütün yufkalar ayni sekilde yaglanip katlanir .Ilk katladigimiz yufkadan baslanarak yufka biraz acilir icine ince dogranmis yesil zeytin,veya kiymali kavrulmus ic serpistirilir ve yufka rulo yapilip firin tepsisine uzun uzun yerlestirilir..
Tepside bir 20 dakika bekletilir ve biraz kabarinca uzerine yumurta sarilari surulur ,susam serpilir.Onceden isitilmis 200c firinda alti ve ustu kizarana kadar pisirilir.Firindan cikarip iliyinca kesilir ve servis yapilir.
AFIYET OLSUN!!!
Bu tarifi arkadasim MENEKSE den aldim.ona da tesekkur ederim.


citir kol boregi hazirlik