30 Aralık 2009 Çarşamba

YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN

YENİ YILDA HUZUR SAĞLIK VE MUTLULUK SİZLERLE OLSUN.............

MEYVELİ KEK


MEYVELİ KEK

Malzemeler

3 adet yumurta
100 gr. yoğurt
150 gr. sıvı yağ
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
50 gr. kuru üzüm(siyah,beyaz)
50 gr. kuru kayısı
2 adet portakal kabuğu rendesi
200 gr. toz şeker
300 gr. un
150 gr. kırık fındık

Yapılışı

Yumurtaları bir kabın içerisinde şekerle birlikte el blenderi ile karıştıralım. Yumurtalar köpürmeye başladığında yoğurdu ve sıvı yağı koyalım. karıştırmaya devam edelim. Unumuzu, meyvelerimizi, kabartma tozumuzu, vanilyamızı koyup karıştırmaya devam edelim. Kek kalıbımızı yağlayıp hazırladığımız karışımı kalıbımıza döküp üzerine fındıklarımızı ekleyip önceden ısıtılmış fırında pişirelim. Kekimiz  kızardığında fırından çıkaralım. Soğuduktan sonra dilimleyelim servis tabağına koyup afiyetle yiyelim.

MEYVELİ KEKİN ŞİFASI

1. Kişinin kendisini iyi hissetmesini sağlar.
2. Zayıf kişilerin kilo almalarını sağlar.
3. İshale karşı iyi gelir.

28 Aralık 2009 Pazartesi

TÜRKİSTAN PİLAVI



Malzemeler:
3 su bardağı pirinç
2 orta boy havuç
2 orta boy soğan
Yarım paket margarin
500 gr. Sotelik dana veya kuzu eti
2 kaşık salça
2 bardak nohut
Tuz karabiber
2 yemek kaşığı Tereyağ ,

Yapılışı:
Pirinçleri ıslatın. havuçları rendeleyin. Soğanları küçük küçük doğrayın margarini eritip önce soğanları 1-2 dk. Kavurun. Üzerine etleri de ilave ederek kendi suyuyla pişirin. Bıraktığı suyu çeken etler hala pişmediyse sıcak su ekleyin pişmesine yakın havuçları da ekleyerek pişirmeye devam edin.
Sonra sırayla salça tuz karabiber ve nohutu ekleyerek biraz kavurun. En son pirinçleri de ekleyin. Pirinçler tane tane olana kadar kavurun ve malzemenin üstünü bir serçe parmağı inceliğinde geçecek şekilde su ilave edin ve syunu çekene kadar kısık ateşte pişirin. Üstüne parça parça tereyağ koyarak demlendirin. Misafirlerinize servis sırasında turşu ve ayranla ikram edin. Afiyet olsun.

KREMALI ISPANAK ÇORBASI


KREMALI ISPANAK ÇORBASI
Malzemeler

250 gr. ıspanak
150 gr. tereyağı
3 yemek kaşığı un
1 bardak sıcak süt
Tuz, karabiber
Yeteri kadar su(4 bardak)
Yapılışı

Bir tencerede, ıspanakları haşlayalım. El blenderi ile hamur haline gelene kadar karıştıralım. Küçük bir tencerede unu, tereyağı ile karıştıralım. Sütümüzü yavaş yavaş devamlı karıştırarak dökelim. Tuzumuzu, biberimizi ekledikten sonra üzerine 4 su bardağı sıcak su ilave edip hepsini ıspanak tenceresine katıp orta ateşte devamlı karıştırarak pişirelim.Çorba kıvamına geldiğinde ateşten indirelim. Servis kaselerine alıp afiyetle yiyelim.

KREMALI ISPANAK ÇORBASININ ŞİFASI

1. Göz rahatsızlıklarına iyi gelir.
2. Kabızlık gidericidir.
3. Kan yapıcıdır.
4. Kuvvet vericidir.

KREMALI TARHANA ÇORBASI



Malzemeler:
5 yemek kaşığı un tarhanası
2 yemek kaşığı salça
1 yemek kaşığı tel şehriye
1 su bardağı tavuk suyu
Yarım paket krema
Kuru nane
Sıvıyağ
Su

Yapılşı:
kızdırdığınız sıvıyağda salçanın ve kuru nanenin kokusu çıkana kadar karıştırın. Daha sonra tavuk suyu nu ve suyla erittiğiniz tarhanayı salçanın üstüne dökün. Kaynayana kadar karıştın.kaynadıktan sonra eğer çok yoğun bir kıvam da ise sıcak su ekleyin. 10-15 dk. Daha kaynatın ardından ocak tan indirmeye yakın yarımpaket kremayı ekleyip bir taşım daha kaynatın.

FIRINDA ISPANAK


FIRINDA ISPANAK
Malzemeler
3 adet yumurta
400 gr. ıspanak
200 gr. kaşar peynir
100 gr. beyaz peynir
200 gr. tereyağı
2 çay kaşığı un
Tuz ve kara biber

Yapılışı

Ispanakları buhar tenceresinde haşlayıp ince ince doğrayalım.Üzerine beyaz peyniri, rendelenmiş kaşar peynirini, tereyağını,unu, yumurtalarımızı, tuz ve biberimizi ekleyip hepsini mikser kabına koyup çok iyi karıştıralım. Yağlanmış fırın tepsisine koyup iyice düzleyelim önceden ısıttığımız fırında üzeri kızarana kadar pişirelim. Fırından çıkardıkdan sonra dilimleyip servis tabağına alıp afiyetle yiyelim.
FIRINDA ISPANAĞIN ŞİFASI

1. Kan yapıcıdır.
2. Gözün görme gücünü artırır.
3. Mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi gelir.
4. Vücuda dinçlik verir.
5. Anne sütünü artırır.

27 Aralık 2009 Pazar

KALBURA BASTI


Malzemeler:
3 su bardağı un
1 paket yumuşak margarin
2 kaşık yoğurt
2 yemek kaşığı sıvıyağ
1 yumurta
1 paket kabartma tozu

içine: 1 su bardağı ceviz içi

Şerbet Malzemeleri:
2.5 su b. şeker
2.5 su b. su sıcak tatlıların üzerine soğuk şerbeti dökün.
1/4 limonun suyu

Şerbetin Hazırlanması: Su ve şekeri tencereye koyup kaynatın. kaynadıktan 10-15 dk. sonra limon suyunu ekleyip bir iki dakika daha kaynatıp soğumaya bırakın.

Hamurun hazırlanışı:

yumuşak margarin ile unu birbirine yedirin eğer un az gelirse un ekleyebilirsiniz. daha sonra sırasıyla yoğurt, sıvıyağ, yumurta ve kabartma tozunun da ekleyerek hamur yapın. hamurun üzerini nemli bir bezle örterek 10 dk. dinlendirin.
hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alarak bu parçaları bir kevgirin üzerinde elinizle bastırarak avucunuzun ortası kadar açın. Hamurun içine 1 tatlı kaşığı ceviz koyun ve her iki ucunu birbirinin üzerine getirin. katlanan kısım altta kalacak şekilde fırın tepsisine aralıklarla dizin. 180 derecede 15-20 dk. üzerleri kızarıncaya kadar pişirin. tatlıların üzerine soğuk şerbeti dökün.

ZEYTİNLİ VE OTLU ÇÖREK

Herkese kocaman kocaman en gülücüklüsünden merhabalar:)

Yepyeni bir yıla girmemize çok az kaldı:)
Zaman inanılmaz hızlı geçiyor...her anın tadını çıkarmak lazım. İnanın Emremin 3 yaşında olduğuna inanamıyorum bazen...Ne kadar çabuk geçiyor vakit!
Bu yılda sizlerle ve bloğumla beraber olduğum için kendimi mutlu ve şanslı hissediyorum:)
Nice güzel senelere hep beraber inşallah:)

Yeni yılda hepimizin hayatında huzur olsun, sağlık olsun,bol kazanç olsun ,başarı olsun ve aşk olsun , hiiiiç bekar arkadaşım kalmasın inşallah...

Dilerim bütün yıllarımız Çikolatalı pasta tadında geçer:)))))

Tüm kalbimle mutlu seneler dilerim herkese.

Yılın son tarifini de hamur işiyle kapatıyorum:))))

Yeni yıl itibari ile yiyelim yiyelim kilo almayalım inşallah:)))))

Buyurun tarifimize;



ZEYTİNLİ VE OTLU NEFİSSS ÇÖREKLER

MALZEMELER:

150 gr. margarin
1 çay bardağı ayçiçek yağı
1 çay bardağı yoğurt
1 çay kaşığı kadar tuz
1 pk. kabartma tozu
1 çay bardağı kadar dilimlenmiş siyah zeytin
2 yumurta akı
3 dal yeşil soğan
dereotu
maydanoz
aldığı kadar sinangil baklavalık un:)

üzerlerine sürmek için,
yumurta sarısı

YAPILIŞI:

Margarini eritiyoruz.(becel kullandım)
Soğanı,dereotunu ve maydanozu incecik kıyıyoruz.
Bütün malzemeleri karıştırıyoruz.yuvarlak yuvarlak şekil verip yağlı kağıt serdiğimiz fırın tepsimize diziyoruz.
Üzerlerine yumurta sarısı sürüp önceden ısıtılmış190 derece fırında kızarana dek pişiriyoruz.
Sıcak veya ılık servis yapıyoruz.

AFİYET, BAL OLSUN

SEVGİLER,ÖPÜCÜKLER

ZEYNEP

26 Aralık 2009 Cumartesi

Krem Şokola


Çocukluğumdan beri en sevdiğimdir.
Hep moral verendir o, hep mutlu edendir.
Annemin pişirdikten sonra "Sibeeeel! gel dibini sıyır" demesidir..
Benim koşarak mutfağa gidip sıcak tencerenin dibine yanma pahasına parmaklarımı daldırmamdır..

Sütlü tatlıların bu en yaramazı, çocukluğa dair lezzetlerdendir benim için. Arasıra özler, hemen az da olsa yapıverir, bazen tam soğumasını bile beklemeden yerdim. Sevgilim hayatıma girdikten sonra ise daha sık yapar oldum. Daha tanıştığımız ilk gün bir çikolatakolik olduğunu itiraf ve beyan eden sevgilim için, yaptığım ve yapacağım sayısız çikolatalı tatlının arasında, en özel yer her zaman pudinglerin oldu. Onlar buzdolabında asla uzun süre kalamayan, bazen ertesi günü bile göremeyen tatlılardan oldu daima.

Neden yayınlamak şimdiye dek aklıma gelmedi bilmiyorum. Herkesin bildiği, kendi usulünce yaptığı bir tatlı olduğunu düşündüğümden mi? Market raflarında oldukça cüzi fiyatlara hazırları bulunabildiğinden, hiç mi hiç uğraşmak gerekmediğinden mi? Bilmiyorum. Ama bu tür bir tatlıda "mükemmel karışım"ı yakalayabilmek için her gördüğüm tarifi denedim diyebilirim. İlk denediğimde "işte budur" dediğim 2 tarif oldu şimdiye dek. Her ikisi de yemekbiz mail grubumuzdan; birisi Güzide'nin puding çeşitlemeleri, diğeri Tuğba'nın krem şokolası..

Sevgilim genelde ilk kaşıkta verir tepkisini. Bunu tattığında "hazır bu, değil mi? sen yapmadın?" dedi. "Yoo ben yaptım" dedim. Hakikaten başarılıydı sonuç. Tamam dedim, budur. Ve o günden sonra kaç kez yaptım bilmiyorum. Son yaptığımda da süsledim püsledim fotoğrafladım ki bir an önce sizlerle de paylaşabileyim. Tuğbacım, kocaman teşekkürler!

Malzemeler: (6-7 kase için)

- 5 su bardağı süt
- 1 su bardağı toz şeker
- 1 Türk kahvesi fincanı su
- 4 dolu çorba kaşığı nişasta (ben mısır nişastası kullandım)
- 2,5 çorba kaşığı kakao
- 3-4 kare parça bitter çikolata ya da madlen

Üst süslemesi;
- Damla çikolata, muz dilimleri, ince çekilmiş fındık, hindistan cevizi, vs..

Benim bu tatlının üstü için en favori süslemem daima fındık..
Bolca, ince çekilmiş ve kavrulmuş fındık..
Başka hiçbirşeyde yok onun lezzeti. Ama fotoğraflanırken biraz daha süslü olsunlar dedim:)


Yapılışı:

1. Sütü şekerle birlikte tencereye alın, şeker eriyinceye kadar arada karıştırarak ısıtın.

2. Bir kase içine suyu koyun, nişastayı ekleyin ve eriyinceye kadar ezerek karıştırın. Daha sonra tenceredeki süte ekleyin.

3. Kakaoyu da tencereye ekleyin ve koyulaşıncaya kadar sürekli karıştırarak pişirin (aklıma gelmişken; ben böyle karıştırarak tatlı ya da çorba pişirme süresini kitap okuyarak değerlendirmeye başladım, epey sayfa okunuyor:)

4. Kaynamasına yakın çikolatalarınızı ekleyin, eriyinceye kadar karıştırın. Kaynayınca ocağı kapatın.

5. Tatlınızı güzel cam kaselerinize paylaştırın, biraz soğuduktan sonra buzdolabına kaldırın. Servis yaparken dilediğiniz şekilde süsleyin.
Tencere dibini sıyırmayı ihmal etmeyin, yazıktır:)

Tüm çocuklara, evinde yetişkin çocuklar bulunanlara, kendisi çocuk ruhlu olanlara...
... yılın son tatlısı olarak Kahve'nin naçizane ikramı olsun.

24 Aralık 2009 Perşembe

Kivili Haşhaşlı Tatlı

Bloguma girip tarif yazmak, bloglar arası dolaşmak neredeyse hayal oldu benim için. Eve külçe gibi geliyorum ve yaptığım tariflerin fotosunu bile çekemiyorum. Artık daha az çalışmakkkkk istiyorummmmmmm.
Kitap blogumada bakamıyorum. 2 tane kitap okuyup bitirdim ama onları bile ekleyemiyorum.
Tarif Ankara semalarından. Eşimin akrabası olan benimde çok sevdiğim ablamdan aldım bu tarifi ve geçen kurban bayramında ikram etmiştim. Yiyen herkes çok beğendi. Görüntüsüde çok şık oluyor. Şiddetle tavsiye edilir.

Malzemeler:

Hamuru için
  • 1 bardak şeker
  • 4 yumurta
  • 1 bardak süt
  • 1 bardak yoğurt
  • 1 bardak suvıyağ
  • 1 bardak irmik
  • 2 bardak un
  • 1 bardak haşhaş
  • 2 adet kabartma tozu

Şerbeti için

  • 2.5 bardak şekere , 2.5 bardak su

Muhallebisi için

  • 1 bardak şeker, 1 bardak un, 1 litre süt ve 1 paket toz krem şanti

Üstünü süslemek için :

  • Kivi

Yapılışı:

  1. 2.5 bardak şekerle , 2.5 bardak sudan şerbet yapın. İnmesine yakın limon sıkın. Bir kenarda soğumaya bırakın.
  2. 4 yumurtanın akı ile 1 bardak şekeri çırpın. 4 yumurtanın sarısını da katın. Çırpmaya devam edin. Sonra tüm malzemleri katarak bir hamur yapın. En büyük borcama dökün. Hamur çok olduğu için kabartma tozu da iki adet kullanılıyor. 180 derecede yaklaşık 30 dakika pişiriyoruz. Fırından çıkınca hafif ılınınca (yaklaşık 5 dakika sonra) yine de sıcak sıcak üstüne soğumuş ve ortam sıcaklığına gelmiş olan şerbeti döküyoruz. Yaklaşık 2 saat bekletiyoruz ki soğusun.
  3. 1 bardak şeker, 1 baedak un ve 1 litre sütten muhallebi yapıyoruz. Muhallebi kıvamına gelince ocaktan indirip içine 1 paket krem şanti koyuyoruz. Yaklaşık 10 dakika çırpıyoruz. Muhallebiyi tatlının üstüne yayıyoruz. Tatlıyı dilimliyoruz. Servis yaparken üstlerine halka halka kesilmiş kivi koyuyoruz. Kivinin siyah noktaları ile haşhaşlar son derece şık oluyorlar.

FASULYE PİYAZI




Malzemeler:
1 su b. kuru fasulye
1 soğan
yeşil soğan
3 yumurta
kara lahana
maydonoz
marul
nar ekşisi, limon
tuz karabiber pul biber

Yapılışı:
bir gece önceden ıslatılan fasulyeler haşlanır. haşlanan fasulyelerin üstüne bütün maalzemelri doğrayıp baharatları, nar ekşisini ve limonu katarak karıştırın.haşlanmış yumurtayla süsleyerek servis yapın. Afiyet olsun....
eşim genelde bu salatayı pazar kahvaltısında yemeği seviyor.

PATATESLİ, PEYNİRLİ, SEBZELİ PİDELER


Malzemeler:
4 su b.un
1 p.kuru maya
1 tatlı k.tuz
alabildiği kadar ılık su

İç Harcı:
2 Patates
kaşar peyniri
beyaz peynir
mantar
soğankırmızı biber
tuz karabiber sıvıyağ

Yapılışı:
patatesleri haşalyın haşlanan patateslerin içine maydonoz, karabiber ve tuz ekleyerek karıştırın.
diğer tarafta mantar ,közlenmiş kırmızı biber ve soğanlara baharat katarak soteleyin. peynirleri de ezerek içlerine maydonoz kıyıp hazırlayın.

Pidelerin hamuru için karıştırma kabına unu alın. Üzerine maya ve tuzu alarak karıştırın. Ortadan itibaren alabildiği kadar ılık su ile hamuru yoğurun.Hazırladığınız hamuru 6 bezeye ayırarak açın. Üzerine sırasıyla hazırlamış olduğunuz iç harçalrın dan ekleyerek hamurun kenarlarını kıvırın. Üzerine bazılarının üzerini yumurtalı bazılarını da küp doğranmış kaşar peynirli hazırlayarak 190 derecede pişirin. Pişen pidelerin üzerine oda sıcaklığındaki tereyağını sürerek sıcacık servis edin.

FINDIKLI PORTAKALLI İRMİK HELVASI


Malzemeler:
2 su b.irmik
1 su b. toz fındık
1 su b. portakal suyu
1 su b. süt
2 su b. toz şeker
2 su b. su
2 çorba k. tereyağı
sıvıyağ

Yapılışı:
Helva için ilk olarak tereyağını eritin. Ardından üzerine sıvıyağı da ekledikten sonra irmiği ilave edip kısık ateşte sürekli kavurun. 2-3 dk. kavrulduktan sonra çekilmiş toz fındığı ve portakal kabuğunu da ekleyerek kısık ateşte kavurmaya devam edin.

Şerbeti için ise tencereye 1 su b. portakal suyunu, 1 su b. sütü, 2 su b. suyu ve 2 su b. toz şekeri alarak karıştırın. Rengi dönen irmiğin üzerine şerbetini döküp kaynayana kadar karıştırın. Yoğunlaşınca kapağını kapatıp kısık ateşte demlendirin.

23 Aralık 2009 Çarşamba

KEŞKEK






İşte sizlere turhaldan yöresel enfes bir tat KEŞKEK. Bizim yörenin keşkeği diğer yörelerin ki gibi tavukla, hindi etiyle ve döverek yapılmaz. Biz asla tavuk eti kullanmayız. Kemikli dana eti kullanırız ve diğer keşkeklere göre daha lezzetli olur.
biz keşkeği ekmek fırınında(odun fırını) pişiririz ve bir gece önceden hazırlanır fırına konur fırının sıcağıyla sabaha kadar yavaş yavaş üzeri nar gibi olana kadar hatta çıtır çıtır olana kadar pişer malum şehirlerde fırın bulamadığımız için teknolojini nimetlerinden yararlanıp düdüklüde pişiriyoruz. isterseniz tarife malzemeleri vererek başlayalım.

4 su bardağı yarma(aşurelik buğday)
1 su bardağı nohut
Kemikli dana eti
8-9 diş sarımsak
1 tatlı kaşığı salça
Tuz, karabiber, kimyon, pul biber varsa sucuk baharatı
Ayçiçeği yağı, su

Yarma ve nohutu bir gece önceden ıslatın. tüm malzemeleri düdüklüye koyun ve üstüne su ekleyin suyu fazla koyun ki dibi tutmasın. 35-40 dk. Pişirin pişen etler kemikten ayrılıyorsa pişmiş demektir. Eğer zor ayrılıyorsa 10 dk daha kaynatın. Etleri kemikten ayırıp fırın tepsisine dökün ve fırına verin üzeri kızarana kadar pişirin. Fırından çıkarıp afiyetle yiyin .

ASURE GÜNÜ VE ANLAMI

Muharrem Ayı ve Aşure Günü
BU SENE ARALIGIN 26 NCI GÜNÜNE TEKAMÜL EDEN ASURE GÜNÜ DE BENIM DOGUM GÜNÜM E DENK GELDI..BIR YAS DAHA BÜYÜDÜM...CENAB-I ALLAH HERKESE HAYIRLI,SAGLIKLI MUTLU,HUZURLU ,,,COCUKLARI,ESI,AILESIYLE VE TÜM SEVDIKLERIYLE BERABER YASAYACAKLARI UZUN OMÜRLER VERSIN INSALLAH.CENABI ALLAH ONCE HERKESE SONRADA BANA NASIP ETSIN INSALLAH...
"Şehrullahi'l-Muharrem" olarak meşhur olan, yani "Allah'ın ayı Muharrem" olarak bilinen Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır.
Allah'ın ayı, günü ve yılı olmaz, ancak Allah'ın rahmetine ermenin önemli bir fırsatı olduğu için Peygamberimiz tarafından bu şekilde ifade edilmiştir.Âşura Günü ise Muharrem'in 10. günüdür. Âşura Gününün Allah katında ayrı bir yeri vardır. Bugünde Cenâb-ı Hak on peygamberine on çeşit ikramda bulunmuş ve kudsiyetini arttırmıştır. Bu günlerde oruç tutmak çok faziletlidir.Hicrî Senenin ilk ayı olan Muharrem ayının 10. günü Âşura Günüdür.
Muharrem ayının diğer aylar arasında ayrı bir yeri olduğu gibi, Âşura Gününün de diğer günler içinde daha mübarek ve bereketli bir konumu bulunmaktadır.Âşura Gününün Allah katında da çok seçkin bir yerinin olduğunu Fecr Sûresinin ikinci âyeti olan "On geceye yemin olsun" ifâdelerinin tefsirinden öğrenmekteyiz.Bazı tefsirlerimizde bu on gecenin Muharrem'in Âşurasine kadar geçen gece olduğu beyan edilmektedir.
(1)-Cenâb-ı Hak bu gecelere yemin ederek onların kudsiyet ve bereketini bildirmektedir.
Bugüne "Âşura" denmesinin sebebi, Muharrem ayının onuncu gününe denk geldiği içindir. Hadis kitaplarında geçtiğine göre ise, bu güne bu ismin verilmesinin hikmeti, o günde Cenâb-ı Hak on peygamberine on değişik ikram ve ihsan ettiği içindir. Bu ikramlar şöyle belirtilmektedir:
1. Allah, Hz. Musa'ya (a.s.) Âşura Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.
2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir.
3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur.
4. Hz. Âdem'in (a.s.) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir.
5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır.
6. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir.
7. Hz. Davud'un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir.
8. Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.
9. Hz. Yakub'un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.
10. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.
(2)Hz. Âişe'nın belirttiğine göre, Kabe'nin örtüsü daha önceleri Âşura gününde değiştirilirdi.İşte böylesine mânalı ve kudsî hâdiselerin yıldönümü olan bu mübarek gün ve gece, Saadet Asrından beri Müslümanlarca hep kutlana gelmiştir. Bugünlerde ibadet için daha çok zaman ayırmışlar, başka günlere nisbetle daha fazla hayır hasenatta bulunmuşlardır. Çünkü, Cenab-ı Hakkın bugünlerde yapılan ibadetleri, edilen tevbeleri kabul edeceğine dair hadisler mevcuttur.Âşura Gününde ilk akla gelen ibadet ise, oruç tutmaktır. Muharrem ayı ve Âşura Günü, Ehl-i Kitap olan Hıristiyan ve Yahudiler tarafından da mukaddes sayılırdı. Nitekim, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Medine'ye hicret buyurduktan sonra orada yaşayan Yahudilerin oruçlu olduklarını öğrendi."Bu ne orucudur?" diye sordu.Yahudiler, "Bugün Allah'ın Musa'yı düşmanlarından kurtardığı Firavun'u boğdurduğu gündür. Hz. Musa (a.s.) şükür olarak bugün oruç tutmuştur" dediler.Bunun üzerine Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam da, "Biz, Musa'nın sünnetini ihyaya sizden daha çok yakın ve hak sahibiyiz" buyurdu ve o gün oruç tuttu, tutulmasını da emretti.
(3)Aşûra günü yalnız ehl-i kitap arasında değil, Nuh Aleyhisselâmdan itibaren mukaddes olarak biliniyor, İslam öncesi Cahiliye dönemi Arapları arasında İbrahim Aleyhisselâmdan beri mukaddes bir gün olarak biliniyor ve oruç tutuluyordu.Bu hususta Hazret-i Âişe validemiz şöyle demektedir:"Âşûrâ, Kureyş kabilesinin Cahiliye döneminde oruç tuttuğu bir gündü. Resulullah da buna uygun hareket ediyordu. Medine'ye hicret edince bu orucu devam ettirmiş ve başkalarına da emretti. Fakat Ramazan orucu farz kılınınca kendisi Âşûrâ gününde oruç tutmayı bıraktı. Bundan sonra Müslümanlardan isteyen bugünde oruç tuttu, isteyen tutmadı." 'Buhari, Savm: 69.O zamanlar henüz Ramazan orucu farz kılınmadığı için Peygamberimiz ve Sahabileri vacip olarak o günde oruç tutuyorlardı. Ne zaman ki, Ramazan orucu farz kılındı, bundan sonra Peygamberimiz herkesi serbest bıraktı. "İsteyen tutar, isteyen terk edebilir" buyurdu.
(4) Böylece Âşura orucu sünnet bir oruç olarak kalmış oldu.Âşura orucunun fazileti hakkında da şu mealde hadisler zikredilmektedir.Bir zat Peygamberimize geldi ve sordu:
"Ramazan'dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?"Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, "Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah'ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tevbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir" buyurdu.
(5)Yine Tirmizi’de de geçen bir hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:"Âşura Gününde tutulan orucun Allah katında, o günden önce bir senenin günahlarına keffaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum.
"(6)"Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur”
(7) hadis-i şerifi ise, bu günlerde tutulan orucun faziletini ifade etmektedir.Bu hadisin açılamasında İmam-ı Gazali, "Muharrem ayı Hicrî senenin başlangıcıdır. Böyle bir yılı oruç gibi hayırlı bir temele dayamak daha güzel olur. Bereketinin devamı da daha fazla ümit edilir" demektedir.Gerek Yahudilere benzememek, gerekse orucu tam Âşura Gününe denk getirmemek için, Muharrem'in dokuzuncu, onuncu ve on birinci günlerinde oruç tutulması tavsiye edilmiştir.Bu mânâdaki bir hadisi İbni Abbas rivayet etmektedir. Bunun için, müstehap olan, aşure Gününü ortalayarak, bir gün önce veya bir gün sonra oruç tutmaktır.Bu günde oruçtan başka hayır, hasenat ve sadaka gibi güzel âdetlerin de yaşatılması isabetli ve yerinde olacaktır. Herkes imkânı nisbetinde ailesine, akraba ve komşularına ikramda bulunur; bugünlerin faziletini bildiren hâdiseleri hatırlayarak ihsanda bulunursa şüphesiz sevabını kat kat alacaktır. Bilhassa, Peygamberimiz, mü'minin aile efradına Âşura Gününde her zamankinden daha çok ikramda bulunmasını tavsiye etmiştir.Bîr hadiste şöyle buyurular: "Her kim Aşura Gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder."
(9) Bu aile mefhumunun içine akrabalar, yetimler, kimsesizler, konu komşular da girmektedir. Fakat, bunun İçin fazla külfete girmeye, aile bütçesini zorlamaya lüzum yoktur. Herkes imkânı ölçüsünde ikram eder.Âşura gününün manevi ve berraklığı üzerinde Kerbela karanlığının kesafeti de görülmektedir. 61. hicret yılının Muharrem'ine ait 10. gününde Hazret-i İmam Hüseyin (r.a.) 55 yaşında iken Sinan bin Enes isimli bir hain tarafından Kerbelâ'da hunharca şehit edilmiştir. Bu gadr ve zulmün arkasında Emevi Halifesi Yezid, onun Küfe valisi İbni Ziyad vardır. Yarım asır öncesinden Peygamberimizin bizzat haber verildiği bu ciğerleri yakan olay Hazret-i Hüseyin'i Cennet gençlerinin efendisi olma şanına yüceltmiştir.
Şehitler mükâfatını almış en yüce mertebelere ulaşmıştır. Yüce Allah'ın da zalimlere hak ettikleri cezayı en âdil bir şekilde vereceğinden şüphemiz yoktur. Kader hükme boyun eğen her mü'min bu olaya üzülür, ancak itidalini ve soğukkanlılığını kaybetmez. Duyguları yanlışlara ve taşkınlıklara götürmez. Çünkü meydana gelen bütün olaylar ezelî takdirin bir hükmüdür. Bu açıdan bunu bir "yas merasimi" haline dönüştürmek ehli-i sünnetin itikat ve inancına aykırıdır.
1) Hak Dini Kur ân Dili. 8 5793.
2) Sahih-i Müslim Şerhi, 6:140.
3) Ibtıı Mâce, Siyam: 31.
4) Müslim. Siyam: 117.
5) Tîrmizî. Savm: 40.
6) A.g.e., Savın: 47.
7) İbni Mâce. Siyam: 43.
8) İhyâ, 1:2389) et-Tergîb ve'l-Terhİb, 2:116.

21 Aralık 2009 Pazartesi

SEBZELİ BÖREK

Bugün pratik mi pratik ,uyduruk mu uyduruk ama nefis mi nefissss bir börek tarifi vereceğim sizlere:)
tarifim tamamen uydurma olup evdeki malzemelere göre yapıldı diyebilirim:)
Biraz çakma Çin böreğine benzedi sanırım:))))
Bu soğuk günlerde sıcak sıcak ince belli bir bardak çayla da çok iyi gittiğini söyleyebilirim:)))

Buyurun tarifimize;


MALZEMELER:

2 Adet yufka
2 adet kabak
2 adet patates
1 iri havuç
1 adet kırmızı biber
1 adet çarliston biber
3 yemek kaşığı kadar soya sosu
3 yemek kaşığı kadar ayçiçek yağı

üzeri için;

1 adet yumurta sarısı
2 yemek kaşığı kadar süt
çörek otu
susam

YAPILIŞI:

Her bir yufkayı + şeklinde 4 parçaya bölüyoruz. Toplam 8 üçgen parçamız olacak:)))
Kabağı, patatesi, havucu yıkayıp kabuklarını soyup rendeliyoruz.
Biberlerimizi yıkayıp jülyen kesiyoruz.
Geniş bir tavada sıvıyağı kızdırıp sebzelerimizi içine atıp ,soya sosumuzu da ekleyip sularını çekene dek kavuruyoruz.isteğe göre baharatta atabilirsiniz.
Sebze karışımımızı ılıdıktan sonra eşit olarak kestiğimiz üçgenlerin kalın tarafına kaşık yardımıyla koyup sarıyoruz.
8 üçgen yufkamız bitene kadar işleme devam ediyoruz.
Yağlı kağıt serdiğimiz fırın tepsimize dizip,sütle açılmış yumurta sarımızı sürüp,çörek otu ve susamla süslüyoruz.
Önceden ısıtılmış 180 derece fırında üzerleri kızarana kadar pişiriyoruz.

Sıcak sıcak servis yapıyoruz.

AFİYET,BAL BÖREK OLSUN:)))

SEVGİLER,ÖPÜCÜKLER

19 Aralık 2009 Cumartesi

Bugünlerde Aslı Erdoğan okumak...

"Kendimi yalnız bırakmamak için bütün gece aynanın karşısında oturdum."
Pavese


"Mucizevi Mandarin"le duymuştum onun adını ilk.
Sözcükleriyle beynimin içindeki, varolduğunu bile bilmediğim sinir uçlarına dokunan, kafamın içine resimler çizen, elimden tutup beni kendi içimdeki coğrafyalara götüren o özel yazarlardandı. Benim yazarlarım'dan olacak ve ne yazsa okunacaktı bundan böyle...

"Kabuk Adam"la tanışmamı da unutamam...
Onu, ruhumu alıp gittiğim tek kişilik bir Ayvalık kaçışında taşımıştım yanımda. Dışarıda Ağustos cehennemi varken, öğle sonralarında odamdan hiç çıkmadan defalarca okumuş, aşkın olanaksızlığı ve sınırları üzerine düşünmüştüm çokça.. o zamanlar.

"Yalnızlık, odak noktası belirlenemeyen bir ağrı gibi yayılır bedene, geçmişin tüm acıları, topluiğne başı gibi bir noktaya saplanır. Yabancı dilde yazılmış kitaplarda boş yere içini ısıtacak bir cümle ararsın..."

Bir imza günü çıkışında, Kadıköy çarşı içinde görmüştüm onu. Siyah elbisesiyle, eli kolu kitap dolu, hızlı adımlarla yürürken hayranlıkla ardından bakakalmıştım. Olduğu gibiydi. Anlattığı, yazdığı, olduğu kişiydi.

"Bilirsiniz, kendini üzerinde çoktandır hiçbir bitkinin yetişmediği bir toprak gibi hissetmeyi..." diyordu "Münzevi'nin Ruhuyla Sohbeti"nde. Ve bitirirken, "Yaydan çıkmış bir ok gibi dalınmıyor gerçeğe, kollara ayrışmayı, parçalanmayı, dağılmayı, her çatlaktan sızmayı göze almak gerek. Vurulmayı göze almadan kimse firar edemez."

Bugünlerde ardı ardına iki kitabını okudum, birbirinin devamı niteliğinde, Radikal'de yayınlanmış köşe yazılarından oluşan "Bir Delinin Güncesi" ve "Bir Kez Daha". Radikal'de yazmaya başladığında, çıktığı ilk günden beri sadakatle takip ettiğim sevgili gazetemde onun bir köşesi olması beni inanılmaz sevindirmişti. Ama kısa sürdü malesef.. Kalemini ruhunun mürekkebine batıran biri için bu ülkenin gündemi hakkında yazmak zordu elbette, hele de o dönemde Cumartesi anneleri, Manisalı çocuklar, ölüm oruçları vicdanları sızlatırken... Ama kolay da pes etmedi. Yazdı gördüklerini, duyduklarını, içinde tutup saklayamadıklarını. Seslerini duyuramayanların çığlığı oldu, konuşamayanlar adına yazdı, "cam duvar"ın ardında otururken hem içerdekileri, hem dışardakileri anlattı...

"Başka türlüsünü yapamadığım için yazıyorum, susarsam eksileceğimi hissettiğim için konuşuyorum."

Yazmak üzerine, yazamamak üzerine, kendini ifade etmek ve edememek üzerine, yaptığımız seçimler üzerine ve sonuçları üzerine ne zaman düşünsem, onun sözlerini anımsayacağım bundan böyle;

"...yazma eylemi bir hesaplaşmadır. 'Ben' ve 'öteki', geçmiş ve şimdi, ölüm ve dirilişle..."

Kendi sesini duymak için yazdığını söylüyor..
Bugüne dek biriktirdiğim herşeyi düşünüyorum da..
Evet, benim de nedenim bu olurdu...

Bir şey daha eklerdim ama belki:
Kendi sesimi başka türlü duyamadığım için...



"İçimizdekini barındıracak derinlikte hiçbir şey yoktur gerçeklik okyanusunda..."

Elmalı, Zencefilli, Tarçınlı Kek





OOOO mis gibi kokan bir kek. Tam hafta sonu için. Birsen'in Mutfağı ve Bir Demlik Sohbet'in düzenlediği Kek Kalıbı kullanarak hazırlanan tarifler yarışması etkinliğine yolluyorum. Tabii benim yarışma için herhangi bir minicik bile iddam yok. Ama bu tarif herkes için kolay ve güzel bir tarif. Herkese afiyetle olsun.



Malzemeler:


  • 2 adet orta boy elma

  • 3 bardak un

  • 1 bardak süt

  • 1 bardak sıvıyağ

  • 3 yumurta

  • 1.5 bardak toz şeker

  • 1 tatlı kaşığı zencefil, 1 yemek kaşığı tarçın

  • 1 adet kabartma tozu ve vanilya

Yapılışı:



  1. 3 yumurta akını 1.5 bardak şekerle çırpıyoruz. Yumurta sarılarını da katıp çırpmaya devam ediyoruz.

  2. Üzerine elma hariç tüm malzemeleri katıp karıştırıyoruz..

  3. Elmaları soyup minik minik küpler halinde doğrayıp keke katıyoruz.

  4. Kek kalıbını yağlayıp unlayıp kek hamurunu döküyoruz. 180 derecelik fırında yaklaşık 40 dakika pişiriyoruz.

16 Aralık 2009 Çarşamba

HICRI YILBASI VE MUHARREM AYI

muharremayi1copyph8


Hicri yılbaşı gecesi


Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselam, miladi 571’de 20 Nisana rastlayan, Rebiul-evvel ayının on ikinci Pazartesi sabahı, Mekke’de doğdu. 622’de Mekke’den Medine’ye hicret etti. 20 Eylül Pazartesi günü, Medine’nin Kuba köyüne geldi. Bu tarih Müslümanların Şemsi yılbaşı oldu. O yılın Muharrem ayının birinci günü de, Kameri yılbaşı oldu. Muharrem ayının birinci gecesi Müslümanların kameri yılbaşı gecesidir. Bu geceyi ihya etmeli ve saygı göstermeli. Saygı göstermek, günah işlememekle olur. Zilhiccenin son günü ve Muharremin birinci günü oruç tutan, o yılın tamamını oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. Bir hadis-i şerifte, (Ramazandan sonra en faziletli oruç, Muharrem ayında tutulan oruçtur) buyuruldu.

İslamiyet’ten önce Araplar, Muharrem ayında savaşmak isteyince, o yıl Muharrem ayının ismini, sonraki aya koyarlar, sonraki aya da, Muharrem derlerdi. Böylece haram ay, Muharremden bir sonraki ay olurdu.

(Bir ayın haramlığını başka aya geciktirmek, ancak kâfirliği arttırır. Kâfirler, böylece sapıtıyorlar. Onlar, Allah’ın haram kıldığı ayların sayılarını denk getirmek için, haram ayı bir yıl helal edip, başka yıl onu yine haram ederler. Böylece, Allah’ın haram kıldığını helal kılmaya çalışırlar) mealindeki, Tevbe suresinin 37. âyet-i kerimesi, ayların yerlerini değiştirmeyi yasak etti.

Kıymet verilen dört aydan biri
Muharrem ayı, Zilkade, Zilhicce ve Receb’le beraber Kur’an-ı kerimde kıymet verilen 4 aydan biridir. (Tevbe 36)

Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ayların efendisi Muharrem, günlerin efendisi Cuma’dır.) [Deylemi]

(Ramazandan sonra en faziletli oruç, Allahü teâlânın ayı Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece namazıdır.) [Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai]

(Nafile oruç tutacaksan, Muharrem ayında tut! Çünkü o, Allahü teâlânın ayıdır. O ayda bir gün vardır ki, O günde Allahü teâlâ geçmiş kavimlerden birinin tevbesini kabul etti. Yine o gün, tevbe edenlerin günahlarını da affeder.) [Tirmizi]

Nafile ibadetlerin sevabına kavuşabilmek için, Ehl-i sünnet itikadında olmak, haramlardan kaçıp günahlara tevbe etmek, farzları kusursuz yapmaya çalışmak, o ameli ibadet olarak yapmaya niyet etmek şarttır.

Yılbaşı duası
Sual: Hicri yılbaşında hangi duayı okumalıdır?
CEVAP
Muharrem ayının ilk günü aşağıdaki duayı 3 defa okuyanın, gelecek Muharrem ayına kadar bütün belalardan emin olacağı, Aşûre Günü [Muharremin onuncu günü] 3 defa okuyanın ise, ölümden de emin olacağı; çünkü o sene öleceği takdir edilmiş olana, bu duayı okumak nasip olmayacağı bildirilmiştir.

Duanın Latin harfleriyle yazılışı şöyledir:
(Elhamdülillâhi Rabbil-âlemîn. Vassalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn. Allahümme entel-ebediyyü’l-kadîm, el-hayyül-kerîm, el-hannân, el-mennân. Ve hâzihî senetün cedîdetün. Es’elüke fîhe’l-ısmete mineşşeytânirracîm, vel avne alâ hâzihinnefsil-emmâreti bissûi vel-iştiğâle bimâ yukarribünî ileyke, yâ zel-celâli vel-ikrâm, birahmetike yâ erhamerrâhimîn. Ve sallallâhu ve selleme alâ seyyidinâ ve nebiyyinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve ehl-i beytihî ecmaîn.)

KAKAOLU ve ZENCEFİLLİ KEK

Herkese merhabalaaaaaaar,

Sevgili sultanım tarafından mimlenmiş bulunmaktayım:))) çoook teşekkür ederim şekercim...hemen ilk aklıma gelenleri sıralıyorum:)))

Mimin konusu sevdiğim kokular;

1- Oğlumun missss gibi ten kokusu
2- Ablamın ipek saçlarının kokusu ( çok özledim ablacığım seniiii:((((. )
3- Kitap ,gazete kokusu
4- Sokakta yürürken fırından yada pastaneden yayılan misss kokular
5- Türk kahvesi kokusu...bayılırımmmm:)
6- Deterjan Kokusu
7- Krem kokusu
8-Deniz kokusu
9-Çiçek kokusu
10-Yağmurdan sonraki toprak kokusu
11-Pişirdiğim kek ve kurabiyelerin missss kokusu
12-Çimlerin biçildikten sonraki misss kokusu vs. vs. bu mim uzaaaar gider:) yaz yaz bitmez:)

Güzel olan herşeyi çok seviyorum ben diyorum ve nefis pamuk pamuk kek tarifime geçiyorum:)

Sevgili arkadaşlarım birsen ve sevil SOFTBOWL sponsorluğunda eğlenceli bir yarışma düzenlemişler. bende bu nefis kekimi yarışmaya gönderiyorum:) Umarım beğenirsiniz...Değerli oylarınızı bekliyorum:)

http://softbowlsilikonkekkaliplari.blogspot.com/2009/12/tarif-no6kakaolu-ve-zencefilli-kek.html

Buyurun tarife;



MALZEMELER:

2 yumurta

1,5 su bardağı toz şeker

1,5 su bardağı yoğurt

1/2 su bardağı sıvıyağ

2 su bardağı kadar elenmiş un

1 paket kabartma tozu

1 paket vaniya

1 şeker kaşığı tarçın

1/2 şeker kaşığı toz zencefil

1 paket kakao (25gr.)

1 çay bardağı damla çikolata

YAPILIŞI:

Yumurtalarla şekeri bembeyaz oluncaya dek çırpıyoruz.
Yağımızı ve yoğurdumuzu da ilave edip tekrar çırpıyoruz.
Vaniya,tarçın,zencefil,kakaoyuda ilave edip tekrar karıştırıyoruz.
Elenmiş unumuzu ve unlanmış damla çikolatamızı da ekleyip tekrar karıştırıyoruz.
kalıbımızı yağlayıp unlayıp,kek hamurumuzu döküyoruz,önceden ısıtılmış 170 derece fırında pişiriyoruz.


AFİYET, BAL OLSUN


SEVGİLER,ÖPÜCÜKLER

15 Aralık 2009 Salı

Karnabahar Çorbası


Fırında karnabahar tarifini yazarken çorbasını da deneyeceğimden bahsetmiştim. Denedim ve bu harika çorbayı vakit kaybetmeden paylaşayım dedim. Şimdi baktım da, geçen kıştan beri yeni bir çorba tarifi eklememişim bloga.. Halbuki kışın çorbasız akşamımız olmadığı gibi, en sık yaptığım mercimek (aslında bundan böyle mahluta) ve tarhana haricinde bol bol da farklı çorbalar deniyorum. Ve arşivde nerdeyse her çeşit kış sebzesinden çorba tarifi varken, çok sevdiğim karnabahar ve brokolinin çorbası yok.. Hemen bu açığı kapatmalıyım diye düşündüm. Kış bitmeden brokoli çorbasını da eklemeye çalışacağım.

Karnabahar çorbası sütlü (hatta kremalı) lezzetiyle özellikle çocukların seveceği bir çorba bence. Evet, bazı annelere imkansız gibi görünebilir ama denemekte fayda var! Biz çok sevdik, başta şüpheyle yaklaşan sevgilim bile her bir kaseyi iştahla yedi. Pişerken camı kapıyı açıyorsunuz elbette, o kadar olacak:))

Soğuk akşamlarda sofranızdan çorbaları eksik etmeyin, özellikle de besleyici sebze çorbalarını.... diyor ve hemen tarife geçiyorum. Bu tarifi gazeteden kesip saklamıştım epey zaman önce. Bulabildiğiniz en küçük karnabaharı kullanın, yoksa koca bir tencere çorbanız oluyor, yaklaşık 8 kişilik filan.. Bir büyükçe karnabaharın yarısını da kullanabilirsiniz.

Malzemeler:

- 1 ufak karnabahar
- 1 orta boy patates
- 1 orta boy soğan
- 1 su bardağı sıcak süt
- 1 lt sıcak su
- 1 çay kaşığı toz şeker
- 2 çay kaşığı tuz
- 1 çorba kaşığı zeytinyağı
- Servis için bir tutam ince kıyılmış maydanoz

Yapılışı:

1. Karnabaharları çiçeklerine ayırıp yıkayın, derin bir tencereye alın. Üstüne soğanı ve patatesi irice doğrayarak ekleyin.

2. Sıcak suyu ve sütü tenceredeki sebzelerin üzerine ekleyin. Şekeri serpip tuz ekleyin ve kapağı kapalı olarak pişmeye bırakın. Kaynadıktan sonra ocağı kısıp yaklaşık yarım saat pişirin.

3. Sebzeler iyice yumuşadığında ocağı kapatın, zeytinyağını ekleyin ve tüm malzemeyi blender'dan geçirin. Tuzunu ve kıvamını kontrol edin, gerekirse sıcak su ekleyip bir taşım daha kaynatın. Ama bu çorba koyuca kıvamlı güzel oluyor, benden söylemesi..

4. Kaselere aldıktan sonra üzerine maydanoz ve taze çekilmiş karabiber serpebilirsiniz.. Karabiberi ben fotoğraf çekerken unuttum ama bu çorbayı onsuz düşünemiyorum gerçekten. Yanında kızarmış ekmekle servis yapın.

TEŞEKKÜRLER SİNANGİL VE HAFTA SONUM:)



Hafta Sonu SİNANGİL tarafından gönderilen birbirinden güzel ürünlerle şımardım durdum:)))
Çok çok teşekkür ederim Sinangil...Hepsiyle nefis tarifler deneyip , paylaşacağım sizlerle de...
Kesinlikle gönül rahatlığıyla kullanabileceğimiz ürünler.Denemeyen varsa deneyin derim:))))
Sinangilse hiç düşünmeyin üçer beşer koyun sepete:)))))
Lezzet demek SİNANGİL demek...

Cumartesi günü de geleneksel kızlar toplantımız sevgülümde yapıldı:)
handeme ve bana birbirinden nefis lezzetler hazırlamıştı...

Bol bol sohbet ettik,her zamanki gibi kıkırdadık, mamaları lüp lüp tükettik, göbişleri hiiiç erimemecesine büyüttük:))))
Acayip iyi geldi yani:))) Buradan da teşekkürü bir borç bilirim dermişimmm:)))) Ellerine sağlık sevgülümmmm:))))

Kızlar hakikaten çok teşekkür ederim, iyiki hayatımdasınız...bir sonraki buluşmamız bende olacak:) sabırsızlıkla bekliyorum şimdiden:)
Kucak Dolusu Öpücükler

Zeynep

14 Aralık 2009 Pazartesi

PORTAKALLI ZEYTİNYAĞLI PIRASA

bu tarifi oktay usta cuma günü yapmıştı bende evde malzemeler var deneyelim bakalım nasıl olacak dedim. denedim tadı gayet güzel oldu hatta siz 2 portakal koysanızda olabilir. genelde ben zeytinyağlı pırasaya salça koyarım koymadan da oluyormuş denemenizi tavsiye ederim....




Malzemeler:
1 kg.pırasa
2 havuç
2 çorba k.pirinç
1 portakal
tuz
toz şeker
zeytinyağı
su

Yapılışı:
İlk olarak havuçları zeytinyağında sotelemeye başlayın. Bir süre sotelendikten sonra üzerine verev doğranmış pırasaları da ekleyerek sotelemeye devam edin. Bir süre kapağı kapalı sotelemeye devam edin. Pırasaların rengi değiştikten sonra üzerine poratakal suyunu, şekerini, tuzunu ve az su ekleyerek kapağı kapalı pişmeye bırakın.

13 Aralık 2009 Pazar

BARBUNYA FASULYELİ MISIR ÇORBASI


BARBUNYA FASULYELİ MISIR ÇORBASI
(YÖRESEL BİR LEZZET)Malzemeler

300 gr. barbunya fasulye
150 gr. mısır kırığı(korgot)
40 gr. tereyağı
2 adet orta boy soğan
20 gr. domates salçası
Tuz
Yeteri kadar su

Yapılışı

Barbunya faulyemizi ve kırık mısırlarımızı düdüklüye koyup üzerine çıkacak kadar su ilave edip kapatalım. Tereyağını eritelim. Soğanları ince ince kıyalıp pembeleşene kadar kavuralım. Salçamızıda ilave edelim. Düdüklüde barbunyalar pişince kavurduğumuz soğanları üzerine dökelim. Tuzunu ilave edip biraz daha pişirelim. Suyu biraz eklediğinde ateşten indirelim. Servis tabağına alıp afiyetle yiyelim.

BARBUNYA FASULYELİ MISIR ÇORBASININ ŞİFASI

1. Anne sütünü artırır.
2. İdrar söktürür.
3. Vücut yorgunluğunu alır.

Kereviz Salatası Sunumu




Kereviz Salatasının bu sunumu çok seviyorum. Halka şeklinde kesilmiş portakalların üstüne yaptığımız kereviz salatasını koyuyoruz . Üstünü maydanoz veya dereotu ile süslüyoruz. Görüntü güzel oluyor. Salatanın tarifi ise aşağıdaki linkte.

http://durutarifler.blogspot.com/2008/04/kereviz-salatas.html

12 Aralık 2009 Cumartesi

YUFKALI YOĞURT KÖFTE


Malzemeler:
250 gr. kıyma
1 soğan
2 diş sarımsak
tuz,karabiber,kimyon
1 adet yufka
2 domates
3 biber
yoğurt

Yapılışı:
köfteyi yapmak için soğanı ve sarımsağı rendeleyip kıymanın içine ekleyin.tuz ,karabiber,kimyonuda kattıktansonra köfte yapın.
yufkayı rulo şeklinde sarıp iki parmak genişliğinde kesin ve tepsiye dizip fırında kızartın kızaran yufkaları servis tabağına alın üzzerine sarmısaklı yoğurt döküp bir kaç dakika bekletin.
tavada önce köfteleri kızartın. ardından dörde böldüğünüz domatesleri ve biberleri tavaya atıp soteleyin. en son tavaya birazcık salça ve su ekleyerek sos elde edin.
şimdiii kızarttığınız köfteleri, domatesleri ve biberleri yoğurdun üzerine dağıtın en sonda tavadaki sosu yayarak servis yapın.

Su Muhallebisi

Hayatımın ilk su muhallebisi'ni İstanbul'da, Zeynel'de yemiştim. Servis edildiği anki şaşkınlığım (evet, görmüşlüğüm dahi yoktu), sonrasında ilk kaşıklardaki şaşkınlığım.. Bir müddet kararsızlığım (sevdim mi sevmedim mi?)... derken tüm sütlü ve hafif tatlılara olan düşkünlüğümün galip gelişi.. Ve iştahla koca kaseyi bitirişim..

Su muhallebisi tarifi

İlk anısı bu bende su muhallebisinin. Sonrasında başka nerelerde yedim tam hatırlamıyorum şimdi, ama Zeynel'de yediğimi unutamadım. Muhallebiciler cenneti İstanbul'da, Zeynel'in yeri ayrıdır bu yüzden bende.

Evde de kolayca yapılabilen bir tatlı olmasına rağmen bugüne dek hiç denememiştim. Denemem oldukça garip bir zamana rastladı; kurban bayramına.. Garip diyorum, çünkü yeni evli olmamızdan sebep, bayramlar akraba ziyaretleriyle geçiyor ve henüz bize gelen giden olmuyor:) Dolayısıyla evde bayram tatlısı yapmadım şimdiye dek. Bu tatlı ise, bayram arasında, her gittiğimiz yerde ikram edilen baklavalardan sıkılıp canım sütlü tatlı isteyince, biraz da dolaptaki sütü değerlendirmek maksadıyla yapıldı. Ve sadece evin hanımına kısmet oldu, zira sadece üç porsiyondu ve evin adamı gülsuyunun kokusunu dahi sevmiyordu (tatlıda kullanmak üzere aldığım gülsuyunu şimdi tonik olarak kullanıyorum, bu konuda ne düşünüyor hiç bilmiyorum:)

Ben -biraz da güllaç sevgimden kaynaklı olarak- tatlılarda gülsuyunu severim. Hatta bayılırım. Bu tatlıya ruhunu veren de o. İsterseniz kullanmayabilirsiniz elbette, ama tam bir su muhallebisi olmaz o zaman belki..

Son birkaç not..
Bu tatlı hiç şekersiz ya da çok az şekerli yapılabiliyor. Tamamen şekersiz yapıp serviste üstüne pudra şekeri boca etmek serbest. Az şekerli yaptığınızda da ne kadar tatlı sevdiğinize bağlı olarak pudra şekerini ayarlayabilirsiniz. İkram ederken üste biraz serpip, ayrıca bir ufak kasede isteyenlerin ilave edebilmesi için pudra şekeri getirmenizi tavsiye ederim.

Malzemeler
  • 500 ml süt
  • 2 çorba kaşığı toz şeker
  • 1/2 çay bardağı su
  • 1/2 çay bardağı buğday nişastası
  • Pudra şekeri
  • Gülsuyu
Yapılışı
  1. Nişastayı ufak bir kasede su ile ezip pürüzsüz hale getirin.
  2. Sütü ve şekeri tencereye alın, orta ateşte şeker eriyene dek karıştırın. Şeker eriyince hazırladığınız nişastayı azar azar ekleyin.
  3. Muhallebi kıvamına gelinceye dek karıştırarak pişirin. Kaynadıktan sonra ocaktan alın, suyla ıslatılmış cam kaselere boşaltın.
  4. Buzdolabında iyice soğuttuktan sonra bir tabağa ters çevirerek çıkartın. Üzerine gülsuyu gezdirin ve dilediğiniz kadar pudra şekeri serperek servis yapın.

Şekeri abartmadığınız sürece çok hafif, çok sağlıklı bir tatlı bu. Yaza daha çok yakışır gibi görünse de benim gibi fanatikleri her mevsim afiyetle yiyebilir :)

İGLO İLE HOBİMLE MUTLUYUM BLOGGER ETKİNLİĞİ


Herkese kocaman kocaman merhabalaaaaar:)

İGLO
sponsorluğunda gerçekleşen Hobimle Mutluyum yemek kursumuz perşembe akşamı gerçekleşti.
resimlerden de anlaşılacağı gibi inanılmaz keyif aldım...Sürekli fiyonk şeklinde sırıtıp durdum bütün akşam:)))
Acil kilo vermem gerektiğini de resimlerden de bir tokat yemiş gibi çok feciii hisettim yani:))))

Sağolsun eşim ve Emre erkek erkeğe takıldılar bende rahaaaaat bir gece geçirdim:)))
3 senedir ilk defa eteğim çekiştirilmeden rahat bir yemek hazırladım:)))Bu bile benim için harika bir değişiklik oldu:))))
İnanın kursta zamanın nasıl geçtiğini hiç anlamadım...İmkanınız varsa kendinizi ödüllendirmek ,şımartmak ve hatta kafanızı dinlendirmek için tüm kalbimle gidin derim..

Sevgili Tijene de tekrar teşekkür ederim böyle güzel etkinliklerle bizleri bir araya getirdiği için..


Hazırladığımız nefisss tarifler ise;


İGLO Açık Deniz Somon Provensal

İGLO Soya Fasulyeli Basmati

Yufkaya sarılı İGLO Bahçe Bezelyeli Köfte

Mantarlı İGLO Gurme Karides Salatası



Hepsi birbirinden nefisti:))) Ellerimize sağlık:)

Sevgili aslıcığım ve tijenciğim iyi ki tanıştık:)))) Değerli şefimiz Hüseyin Usta ya ve yardımcılarına da sonsuz teşekkür ederim:)



Harika bir akşam geçirdim:))) çok çok teşekkür ederim hepinize:)


En yakın zamanda tekrar görüşmek dileğiyle...



sevgiler,öpücükler



zeynep




11 Aralık 2009 Cuma

AKÇAABAT KÖFTE


AKÇAABAT KÖFTE (ÖZEL TARİF)
Malzemeler
1000 gr. dana kıyma (Trabzondan gelen kıyma olsa çok leziz olur.)
2 adet orta boy soğan
8 diş sarımsak
2 dilim bayat ekmek
1/2 demet maydanoz(isteğe bağlı)
Tuz, karabiber

Yapılışı

Kıymamızı mutfak robotuna koyalım. Üzerine dörde bölünmüş soğanları, sarmısakları atarak iyice karıştırdıktan sonra bayat ekmeklerimizi ve ince kıyılmış maydanozumuzu ilave edip kıyma ile eklediğimiz malzemelerin birbirlerine çok iyi  kaynaşmaları sağlanır. Robottan çıkarıp tuzunu ve karabiberini ekleyip bu kez elimizle yoğuralım. Elimize yapışmayacak kıvama geldiğinde iri parçalar koparıp avuç içimizle şekil verip pişirmeye hazır edelim. Hazırladığımız bu köfteler biraz dinlendikten sonra eğer mangal yaktıysanız mangalda yok yakmadıysanız mutfak grillinde kızartıp afiyetle yiyelim. Ben mutfak
grillinde kızarttım mangal gibi olmasada yinede çok güzel oldu.

AKÇAABAT KÖFTENİN ŞİFASI

1. Kansızlığa karşı faydalıdır.
2. Kişinin yorgunluğunu alır, dinçlik verir.

10 Aralık 2009 Perşembe

PATATESLİ HAMSİ BUĞULAMA

PATATESLİ HAMSİ BUĞULAMA

Malzemeler
1000 gr. hamsi
5 adet patates
4 adet orta boy soğan
2 adet limon
1/2 demet maydanoz
2 diş sarımsak
20 gr. domates salçası
100 gr sıvıyağ
Tuz
Yeteri kadar su

Yapılışı
Hamsilerin kılçıklarını çıkaralım. Bir süzgece koyup üzerine tuz serpelim. Elimizle karıştıralım. Bir limonun suyunu hamsilerin üzerinde gezdirelim. Patateslerimizi halka halka kesip bir tepsinin altına dizelim. Üzerine yarım ay doğranmış soğanı dizelim. Soğanın üzerine hamsilerimizi düzelim. Sarımsaklarımızı ve ince kıyılmış maydanozumuzu yine ince dilimlenmiş limonumuzu ilave edelim. En üstte tekrar patateslerimizi dizelim. Birbuçuk bardak sıcak suda salçamızı eritelim ve tepsimizin üzerine dökelim. tuzumuzuda ekleyip önceden ısıtılmış fırında hamsiler pişene kadar pişirelim. Piştiğinde servis tabağına alalım afiyetle yiyelim.

HAMSİ BUĞULAMANIN ŞİFASI
1. Kolesterolü düşürür.
2. Damar tıkanıklığına, kalp krizi ve felç riskini düşürür.
3. Kalp hastaları haftada 3-4 porsiyon tüketmelidir.
4. Gözlerin görme gücünü artırır.

FINDIKLI TİRAMİSU

Tiramisunun fındıklısı olurmu demeyin ben yaparsam bal gibi olur. Bu tatlıyı yeni bebeği olan komşum hatice abla için yaptım umarım beğenmiştir. Malum,tatlı yesin ki bebişe bol bol süt olsun.




Malzemeler:
Şurubu için:
yarım bardak sıcak su
yarım çay bardağı süt
1 çorba kaşığı nescafe
1 çorba kaşığı şeker

Kreması için:
2 çorba kaşığı un
yarım kilo süt
2 yumurta sarısı
1 çay bardağı toz şeker
yarım paket labne peyniri
1 paket vanilya
12 adet kedi dili bisküvi

Süslemek için:
hindistan cevizi , fındık

Yapılışı:
krema malzemelerini labne ve vanilya hariç karıştırıp muhallebi gibi pişirin. krema pişince yarım paket labneyi ve vanilyayı ekleyip hiç topak kalmayıncaya kadar karıştırın.(ben labne peynirini yarım paket kullanıyorum. bir paket biraz ağır oluyorr banagöre. siz isterseniz bir paket kullanabilirsiniz.)

Diğer tarafta şurub malzemelerini karıştırın tatlıyı yapacagınız kalıbı hafif ısladıktan sonra kremanın 3'te birini kalıba dökün. üstüne şurupla ısladığınız 6 adet büsküviyi dizin. kalan kremanın yarısını da kalıba dökün diğer büsküvileride aynı şekilde ıslatıp kalıba dizin ve kalan kremayıda eklayip buzdolabında 1 saat bekletin.dolaptan çıkardığınız kalıbı ters çevirip üzerini bol hindistan cevizi ve fındıkla süsleyin.

İŞTE , BU DA BENİM TİRAMİSUM.....

KITIR EKMEKLİ DOMATES ÇORBASI


Malzemeler:
2 domates
1kaşık tereyağ
2 kaşık tepeleme un
yarım bardak süt
yarım paket krema
2 kaşık salça
4 bardak su
tuz
Yapılışı:
tereyağını eritip unu kavurun üzerine salçayı da koyup azıcık da salçayla kavurun ve rondodan geçirdiğiniz domatesleri ilave edip karıştırın.Enson da süt ve suyu eklayerek kaynayana kadar karıştırın.kaynadıktan sonra kremasını ve tuzu ekleyip birkaç dakikada daha kaynatıp ocaktan alın.

isterseniz 4 bardak suyun 1 bardağını tavuk suyu olarak
kullanabilirsiniz.

KITIR EKMEK YAPIMI:
bayat ekmeklerinizi minik minik doğrayıp geniş bir kasenin içine alıp üzerine karabiber, pul biber, zeytin yağı istediğniz baharatları katarak karıştırın. ve kızgın tavaya ekmekleri alarak karıştırın. yalnız dikkat edin ekmekler yanmasın.:)
ekmeklern kuruduğuna emin olduktan sonra ocaktan alın ve çorbalarınızın üstüne müthiş bir lezzet. AFİYET OLSUN.....

9 Aralık 2009 Çarşamba

CEVİZLİ HAŞHAŞLI SARMA


malzemeler
5 su bardağı un
1 paket yaş maya
1 tatlı kaşığı tuz
aldığı kadar ılık su

iç malzemeler:
1 su bardağı sarı haşhaş
1 su bardağı ceviz
2 yemek kaşığı tereyağ
1 çay bardağı sıvıyağ

yapılışı:
unun ortasını açıp maya ve tuzu ekleyin.Suyu da yavaş yavaş ekleyip yumuşak bir hamur elde edin. hamurun üstünü örtün 1 saat kadar mayalandırın. hamur mayalanırken tereyağı ve sıvıyağı ocakta ısıtın içine haşhaşı ve dövülmüş cevizi ekleyip karıştırın. Hamur mayalanınca hamuru beş parçaya ayırın. her parçayı elinizle yağlayarak açın açılan her hamurun üstüne hazırladığınız cevizli haşhaşlı içten dökünve hamurun üstüne yayın. beş parçayı böyle hazıladıktan sonra hepsini üst üste koyun el yordamıyla hamuru tekrar büyüterek açın ve açılan hamuru 4 parmak eninde şeritler halinde kesin ve şeritleri her 2 ucundan tutarak bir ucunu içediğer ucunu dışa doğru çevirerek dolayın ve bütün parçaları böyle dolayarak tepsiye dizin. üzerine yumurta sarısı sürüp 180 derecelik fırında 30-35 dk pişirilir. afiyet olsun

Eşimin Yorumu ile Çiftlik Kebabı


Bayramın 3. günü ben liseden arkadaşlarımla buluşmaya gittiğimde eşimde Ata ile kendisine bu yemeği yapmış. Nedense ben olmadığım zaman harika şeyler yapıyor :)) Yanına da yoğurt konunca enfes olmuştu enfes.
Ben gitmeden önce 750 gr kadar kuzu etini düdüklüde haşlamıştım. Gelince bir şeyler yaparım diye. Etleri hazır gören benim becerikli kocam, patatesleri küp küp doğrayıp kızartmış ( 3 büyük boy) . Saç tavada önce soğanları ve biberleri öldürmüş (1 soğan 4 adet sivri uzun biber) , sonra julyen julyen doğradığı kabakları ve havuçları çevirmiş. (Ben julyenden ne anlarım uzun uzun kestim işte desede) (2 kabak ve 2 havuç) , domatesleri ( 2 büyük boy) de küp küp doğrayıp içine ilave ettikten ve domatesler suyunu saldıktan ve tekrar çektikten sonra altını kapatmış. Cam tencereye sıra ile önce kızarmış patatesleri sonra sebzeleri, en sonda etler koyup servis yapmış.

8 Aralık 2009 Salı

ELMALI KURABİYE


ELMALI KURABİYE
Malzemeler

100 gr. tereyağ
1 adet yumurta
2 yemek kaşığı yoğurt
1 paket kabartma tozu
2 çay bardağı nişasta
1,5 çay bardağı pudra şekeri
2 su bardağı un
2 adet elma
3 yemek kaşığı toz şeker
1 çay kaşığı tarçın

Yapılışı

Un, nişasta, pudra şekeri ve kabartma tozunu, bir kapta karıştıralım. Üzerine diğer malzemeleri koyup ele yapışmayacak bir hamur elde edene kadar yoğuralım. Elmaları soyup, rendeliyelim. 3 kaşık şekeri ekleyip, kısık ateşte pişirelim. Soğuduktan sonra tarçın ekleyelim. Hamurumuzdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp, avuç içimizle
açalım. Ortasına elmalı içten doldurup, dikkatlice kapatalım. Yağlanmış tepsiye dizip, orta decece ısıtılmış fırında fazla kızartmadan pişirelim. Fırından çıkaralım üzerine pudra şekeri serpip  afiyetle yiyelim.

ELMALI KURABİYENİN ŞİFASI

1. Sinirleri teskin eder.
2. Kan şekerini dengeler.
3. Bağırsak rahatsızlıklarına iyi gelir.
4. Kemik ve diş sağlığına iyi gelir.

7 Aralık 2009 Pazartesi

Fırında Karnabahar


Tarif bahane..
Yazmak istedim bu sabah sadece.
Zira gördüğünüz gibi, özel bir tarif değil bu, pekçoğunuzun bildiği, yaptığı bir yemek. Maksat, blog arşivinde yer alması, kış günlerinde sebzelerle ne yapabilirim diye düşünenlere bir hatırlatma olması..

Adını anımsamadığım bir okur karnabahar yemekleri sormuştu bir kez, ben de yazacağımı söylemiştim. Aslında arşivde -karnabaharın en güzel pişme şekli olduğunu düşündüğüm- annemin sotesi mevcut, ama karnabaharla yapılabilecek daha pekçok şey var. Mesela ben önümüzdeki günlerde bir de çorbasını denemek istiyorum bu güzel sebzenin. Fırında pişmiş bol soslu, eriyip kızarmış kaşar peynirli hali ise sebzeye burun kıvıranlara dahi kendini sevdirir. İşte bu nedenle dün akşam yemeğimizi fırından alıp sofraya götürürken sevgilime seslendim, "canııım, tripodu kurar mısın? bunun fotoğrafını çekmek istiyorum"

Annem beşamel sosa bazen yumurta da kırardı, maksat benim protein almam.. Beşamel sosa yumurta sarısı ve krema eklendiğinde elde edilen sosa "mornay sos" dendiğini ise yeni öğrendim. Bu sosun lezzeti gerçekten çok güzel. Ama ben kremanın yemeği ağırlaştıracağını düşündüğüm için sadece yumurta sarısı ekledim. Ve onsuz olmaz dediğim bir parça muskat rendesi.. Sonuç çok basit, kısacık bir zamanda ortaya çıkarılmış, sade ve lezzetli bir yemek..

Malzemeler:
(4 porsiyon için)

- 1 ufak karnabahar (ufağını bulmak zor, bulamazsanız yarım karnabahar kullanın)
- 1,5 su bardağı süt
- 1,5 çorba kaşığı tereyağı
- 1 çorba kaşığı un
- 2 yumurtanın sarısı
- Muskat, tuz, karabiber
- 100 gr kaşar peyniri (rendelenmiş)


Yapılışı:

1. Öncelikle karnabaharları çiçeklerine ayırıp yıkayın. Fırınınızı 200 dereceye ayarlayıp ısıtmaya başlayın.

2. Bir tencereye kaynar su doldurup tuz ekleyin, karnabahar çiçeklerini suya koyup kapağını kapatarak 8-9 dk kadar haşlayın. (Buharda haşlamayı tercih ediyorum aslında ama buhar düzeneğim bu miktarı 2 seferde haşlayabileceği için vakit kaybetmek istemedim)

3. Ufak bir tencerede yağı eritin, unu ekleyip hafifçe kavurun. Beşamel sosun topaklanmaması için yağın un miktarından daha fazla olması gerekiyor, bunu yeni keşfettim. Un eğer yağa atıldığında hemen top top oluyorsa yağ az demektir, sütü eklediğinizde de topaklanma sürecektir. Aklınızda olsun..

4. Sütü ekleyip çırpıcıyla sürekli karıştırarak, kaynayıncaya kadar pişirin. Ocaktan aldıktan sonra sosunuza yumurta sarılarını ekleyip iyice çırpın. En son tuz ve karabiber ekleyip muskat rendeleyin.

5. Haşlanmış karnabaharları süzgece çıkarın, suyunu süzdükten sonra borcama alın. Üstüne sosunuzu kaşıkla dökün. Rendelenmiş kaşarları serpiştirin. Fırına verip üzeri güzelce kızarana kadar pişirin.

Yemeğimizi yerken "sebze sevmeyen bir çocuğumuz olursa kahrolurum ben" dedim sevgilime. "Düşünsene, Allahın günü köfte istermiş.. Benim gibi bir annesi olup da.. Kahrolurum" dedim. Vallahi öyle...

MOZAİK PASTA


MOZAİK PASTA

Malzemeler

1 adet yumurta
120 gr. şeker
80 gr. kakao
70 gr tereyağı
1 çay bardağı süt
50 gr. badem
1 paket bisküvi

Yapılışı

Çukur bir kabda yumurtanın sarısına şeker ekleyelim ve kuvvetli bir şekilde çırpalım. Üzerine kakao ve tereyağını ilave edip karıştırmaya devam edelim. İri kıyılmış bademleri ve parçalanmış bisküvileri ve sütü ekleyelim. Karıştırmaya devam edelim. Yoğun bir kıvama geldiğinde pastamızı koyacağımız kabın altına
folyo kağıt serip pastamızı koyup bastırarak kalıbın şeklini almasını sağlayalım. Donması için buzdolabına koyalım. Buz dolabından çıktığında folyo kağıdı çekerek kalıptan çıkaralım dilimleyerek servis tabağına alıp afiyetle yiyelim.

MOZAYIK PASTANIN ŞİFASI

1. Anne sütünü artırır.
2. İştah açar. Kilo almaya yardımcı olur.

6 Aralık 2009 Pazar

KUYMAK (HAVİTZ)


KUYMAK (HAVİTZ)
Malzemeler

150 gr. tereyağı
350 gr. mısır unu
150 gr.tel(cecil) peynir
Tuz
Yeteri kadar su (2 bardak)

Yapılışı

Geniş bir tavada önce tereyağı eritilir üzerine tel peynir ilave edilir birlikte karıştırılır.Tereyağı yanmadan üzerine 2 bardak su ve tuz konur karıştırarak mısır unu eklenir. Kısık ateşte pişirilir. Mısır unu
koyulaşıp ve üzerine tereyağı çıkmaya başladığında kuymak hazırdır. Ateşten indirip kendi tavasında afiyetle yenir.

KUYMAĞIN ŞİFASI

1. Mide ülserine ve mide zarındaki yaralara iyi gelir.
2. Kulak çınlamasına iyi gelir.
3. Hücre yenilemisine faydalıdır.
4. Ruhi bunalım geçirenlere faydalıdır.

PAZILI KİŞ

Uzun zamandır kiş denemek istiyordum,sonunda geçen hafta şeytanın bacağını kırdım ve Emre'm uyurken attım kendimi mutfağıma, lezzet dergisinde gördüğüm bu nefis kişi denemeye karar verdim...
İyi fotoğraflayamamışım maalesef ama 10 numara bir kiş olduğunu söyleyebilirim size...yapımı da gayet kolay...
Çay saatlerinde kesinlikle favorim oldu diyebilirim:)
En yakın zaman da başka sebzelerle de denemeler yapmak istiyorum:)

10 Aralık Perşembe günü de İGLO HOBİMLE MUTLUYUM YEMEK KURSUNDA olmaya hak kazanmışım. Sevgili tijene böyle güzel etkinlikler düzenlediği için çok teşekkür ederim...İnanılmaz heyecanlı ve mutluyum...Bir an önce perşembe olsun istiyorum:)
Bol bol resim çekip paylaşacağım inşallah sizlerlede:)

Hepinizi seviyorum, öpüyorum veee nefis pazılı kiş tarifime geçiyorum:)



MALZEMELER:


KİŞ HAMURU İÇİN;
300 gr. un
100 gr.soğuk tereyağı
10 çorba kaşığı soğuk su

HARCI İÇİN;

2 Yumurta
1 su bardağı süt
1/2 kg. pazı
3 dal taze soğan
2 diş sarımsak
2 çorba kaşığı ayçiçek yağı
1 kase mısır
50 gr. beyaz peynir
tuz
karabiber
pulbiber

YAPILIŞI:

Un , tuz ve soğuk tereyağını ( ben becel margarin kullandım) bir kapta karıştırıp parmak uçlarınızla ufalayın. Soğuk suyu ilave edip pütürsüz bir hamur yoğurun. Hamuru strech folyoya sarıp buzdolabında yarım saat dinlendirin.
Dinlenmiş hamuru un serpilmiş tezgahın üzerinde merdane yardımıyla açıp kalıbın içine elinizle bastırarak yerleştirin.

Yumurtaları peynir ve 1 bardak sütü derin bir kapta çırpın.
Pazı,soğan ve sarımsakları yıkayıp ince doğrayın. Yağı ve baharatları ilave edin. Hızlı ateşte 8-10 dakika kavurun.Mısırı ekleyip harmanlayın. Karışımı kiş hamurunun üzerine yayın. Üzerine sütlü karışımı ilave edin.Önceden ısıtılmış 200 derece fırında 30 dakika kadar pişirin ve sıcak sıcak servis yapın...

AFİYET , BAL OLSUN

SEVGİLER,ÖPÜCÜKLER