28 Şubat 2010 Pazar

Kıymalı Karnabahar Yemeği

Kışın en güzel sebzelerinden biri de bana göre karnabahardır.

Yemeğini,kızartmasını,haşlamasını,salatasını,çorbasını her halini seviyorum bu sebzenin.

Çok da sağlıklı...Bol bol tüketmekte fayda var:)

Buyurun tarife;





Karnabahar Yemeğimiz İçin,
MALZEMELER:

1 adet orta boy karnabahar

1 adet minik soğan

100 gr. kadar yağsız dana kıyma

3 yemek kaşığı ayçiçek yağı

1/2 yemek kaşığı domates salçası

1/2 yemek kaşığı acıbiber salçası

tuz

sıcak su



YAPILIŞI:

Karnabaharları çiçeklere ayırıp bol suda iyice yıkayalım.
Geniş bir tencereye sıvıyağı ekleyip soğanları ve kıymayı kavuralım.
Salçayı ve tuzu ekleyip azıcık da su ekleyip karıştırıp 1-2 dakika fokurdatıyoruz:)
Karnabaharları sap kısımları alta gelecek şekilde tencere koyup,sıcak suyu ekleyip sap kısımları yumuşayıncaya dek pişirelim.

isteğe göre de sarımsaklı yoğurtla servis yapabiliriz:)



AFİYET, BAL OLSUN

SEVGİLER,ÖPÜCÜKLER

27 Şubat 2010 Cumartesi

Balkabaklı kiş

Uzun zamandir vegan kiş yapayim diye hayal ediyordum ama bir turlu cesaret edip bu ise kalkmismiyordum. Sonunda benim cesaret edemedigime esim cesaret etti ve vegan kis yapmaya kalkistik. Markete hazir kis hamuru bulmak da isleri hizlandirdi elbet. Birkac denemeden sonra tam istedigimiz gibi bir kis cikti ortaya. Yalniz sunu da gorduk ki bu tarifteki oranlar cok oynak olabilir, zevke gore degisebilir. Mesela ben daha sivi bir kis tercih ederken esim biraz daha sertini tercih ediyor. Bu tarifi bir kere deneyin ve oranlari kendi zevkinize gore degistirin.

Bu tarifte kullanilan bazi malzemeler, bira mayasi, tofu, soya sutu gibi, henuz Turkiye’nin her yerinde yok. Soya sutu artik oldukca yaygin ama soya sutu bulamazsaniz kendiniz soya fasulyesinden yapabilirsiniz. Yapmasi hem kolay, hem eglenceli, hem de azicik fasulyeden cok fazla soya sutu elde ediyorsunuz.

Bira mayasini bulabiliyorsaniz kullanin, bulamiyorsaniz katmasaniz da olur. Bu maya aktif bir maya olmadigi icin herhangi bir mayalama islevi gormuyor, sadece tat versin diye kullaniyoruz. Aslinda nutritional yeast daha iyi olur ama ben onu henuz bulamadim burada. Bu mayalar bildigimiz hazir ekmek mayalarindan farkli. Genelde toz veya kepek seklinde satiliyorlar. Fotograf da ekliyorum ki ararsaniz neyi arayaciginiz hakkinda bir fikriniz olsun. Bira mayasi B vitaminleri ve aminoasitler acisindan cok zengin, mineraller ve diger vitaminler acisindan da vucut yenilenmesi ve metabolizmasi icin cok faydali. Kolesterol dusurucu ve enerji artirici, emziren kadinlarda da sutu artirici ozelligi var. Markasina gore degisse de bira mayasi onemli miktarda B12 de iceriyor, ki bu vitamin veganlar icin cok cok onemli.

Tofuya gelince. Tofu soya sutunden elde edilen bir nevi peynir diyebiliriz. Kendi basina pek tadi yok, suyu suzdurulup kullanildiginda icinde bulundugu yemegin tadini aliyor. Icerdigi su miktarina gore degisen sertlik derecelerine gore satiliyor. Tofuya aliskin degilseniz oncelikle sert tofuyu denemenizi oneririm, Turk damak tadina yumusak tofudan biraz daha fazla hitap ediyor. Ben bu tarifte hem sert hem yumusak tofu kullandim ve sonuctan cok memnun kaldim. Yumusak tofuyu bulmasi zor olabilir veya Turkiye’dekiler icin pahali olabilir. Onun yerine hepsini sert tofudan kullanabilirsiniz ama kivami soya sutuyle ayarlamaniz gerekir. Turkiye’deki soya sutleri genelde biraz seker ve vanilya katkili oluyor, onu kapatacak sekilde tuz da eklemeniz iyi olur. Damak zevkinize kalmis.



Balkabakli karamelize soganli vegan kis

2 ince kiyilmis orta boy sogan
yarim kilo balkabagi, soyulup ince dilimlenmis
125 gr sert tofu
125 gr yumusak tofu
6 corba kasigi sivi yag
2-3 corba kasigi bira mayasi (hazir maya veya ekmek mayasi degil)
2-3 corba kasigi soya sutu (kivami ayarlamak icin)
3 corba kasigi seker
istege gore tuz

bir adet kis hamuru
birkac sap maydanoz, iri kiyilmis (suslemek icin)

Once soganlari ince ince dograyip karamelize etmekle baslayin. Soganlari 3-4 kasik sivi yagda, ocaginizin en dusuk ates ayarinda kapakli bir tava veya kucuk tencerede karamelize olana kadar yavas yavas pisirin. Gerekirse biraz su ekleyebilirsiniz. Arada karistirin ama kapagi genlde kapali tutun, soganlar buharda pissin. Soganlar yumusak ve tatli hale geldiginde atesten indirin. Asagi yukari 10-15 dakika kadar surebilir. Bu arada balkabagini biraz su ve uc kasik sekerle hafif yumusayana kadar kucuk bir tencerede pisirin. Butun bunlar olurken de, firinda kis hamurunuzu onceden pisirin. Bu konuda uzman degilim daha, goz karari yapiyorum, ama 175 oC’de 5-10 dakikadan fazla pisirmeyin diyebilirim. Ben kis hamurunu hazir kullandim, ama kendiniz de yapabilirsiniz. Kis hamuru piserken kisin baglayici malzemesini hazirlayin. Mutfak robotunda tofulari, soya sutunu, bira mayasini, tuzu ve kalan yagi birlestirip iyice karistirin. Hamuru firindan cikarip kisin ic malzemesini doldurmaya baslayin. En alta, yani hamurun hemen ustune, karamelize soganlari yayin. Onlarin uzerine balkabaklarini ince bir tabaka olusturacak sekilde dizin. En uste de tofulu karisimi dokun ve tepesini dileginize gore duzeltin. 180oC firinda tepesi kizarana kadar pisirin. Firindan cikarip maydanozla susleyip servis edin. Afiyet olsun.

Kadınlık halleri üzerine...

ŞU HAİN KALPLERİMİZ
(Kadınlar Erkeklere Neden Teslim Olurlar?)

Rosalind Coward’ın bu çalışmasından, bir Ayrıntı Yayınları kitabının son sayfalarındaki tanıtımını okuyunca haberdar olmuş, konu çok ilgimi çekince hemen internetten sipariş listeme eklemek istemiş, ancak “tükendi” notuyla karşılaşmıştım. Sonra hiç ummadığım bir anda bir sahafta buldum bu kitabı, çok da temiz bir durumdaydı ve tabi ucuzdu. Bir kitapsever için ne büyük mutluluk! Kitabı işyerinde beklenmedik ve uzun elektrik kesintileri olunca boşta kalıp çabucak bitirdim. Ofistekiler yanlarında kitap olmadığı için çok sıkıldılar o saatlerde.. Benimse böyle bir derdim yoktu, aksine keyifliydim bile diyebilirim, yanımda her zaman kitabım vardır çünkü..

1.baskısı 1995’te yapılmış olan bu kitap, yazarın esasen 90’lı yıllara dayanan gözlemlerinin ve araştırmalarının ürünü. Maalesef günümüzde de çok fazla değişen bir şey yok. Yazarın tespit ettiği gerçeklerin ve kitapta bahsedilen görüşlerin günümüz için de geçerli olduğu, hatta bazı açılardan daha da kuvvetlendiği söylenebilir.

Kadınların büyük çoğunluğunun hayatının belli bir dönemecinde anne olmak istediğini, bunun ardından evi ve çalışma hayatını annelik ile birarada götürmekte zorlandığını, genellikle de evini tercih ederek çalışma hayatından çekildiğini ya da daha hafif işlerde çalışmayı tercih ettiğini tespit ediyor yazar. Bundan yola çıkarak görüştüğü kadınların pekçoğu birbirine benzer sorunları ve sıkıntıları dile getiriyor. Erkeklerin ev işleri ve çocuk bakımını paylaşımda zorlanıyor olmaları bir yana, kadınların zaten pekçok sorumluluğu kendiliğinden üstlendikleri, bu anlamda da giderek iş hayatından ve toplumsal hayattan uzaklaşıp eve kapanmalarında “suç ortaklığı” yaptıkları tezine dayanıyor. Bu tez üzerine yaptığı araştırmasında feminizm söylemlerinden yola çıkıyor elbette, ancak feminizmi de sorgulamayı ihmal etmiyor.. İlerleyen bölümlerde kadınların erkekleri idealize etmelerine, bu idealleştime nedeniyle ilişkilerinde / evliliklerinde geri planda kalmalarına değiniyor ve kadınların kendi bedenleri ve görünüşleriyle ilgili bitmez tükenmez sorunlarını, suçluluk hislerini, yetersizlik duygularını da masaya yatırıyor. Hem toplumsal, hem cinsel, hem psikolojik açılardan ele alıyor tüm bu sorunları ve kendi yaşamından örnekler vermekten de çekinmiyor…

Kitabın oldukça akıcı ve rahat bir dili var, okumak son derece keyifli. Kadınlık halleri üzerine düşünmek isteyen, hayatını zaten devamlı sorgulamakta olan, ya da hayatından memnun olsa da zaman zaman kafasına çengelli iğneler takılan bütün kadınlara tavsiye edilir…

“Kadınlar ideal beden, ideal sağlık, ideal çocuk, ideal ev imajlarının (eskiden bunlara stereotipler derdik) saldırısı altındadırlar. Bunlar hem cazibe, hem de doyumsuzluk kaynağı olarak işlerler; arzuyu kışkırtır, ama aynı zamanda hoşnutsuzluk yaratırlar. Kadınlık arzularına yönelik bu sonsuz kur yapma hali kısmen tüketim toplumunda kadın öznelliklerinin oynadığı kilit rolle ilgilidir ama aynı zamanda kendilerini kabul etmekte güçlük çeken kadınlar da yaratır.”

“…ideal ne kadar zor ve imkansız olsa da, kadınlar hala mutlak diğerkamlıkta her yetersiz kalışlarını kişisel bir başarısızlık gibi yaşıyorlar. Herkesin bunca suçluluk duymasına şaşırmamak gerek.”

“İş yerinde düşünmek için, bir fincan kahve içmek için kendinize ait zamanınız ve sürekli başkalarının düşüncelerine katılmak yerine kendi zihninizi kullanma imkanınız var. Bu acayip durumda, iş, ev hayatının ısrarlı ve tüketici taleplerinden bir kaçış olarak görülüyor.”

“Kadınlar erkeklerin boşvermelerine izin veriyorlar. Pek çoğu erkeklerle çatışmak istemediklerini belirtiyorlar. Rahatsız ve öfkeli insanların yaptıkları bir şey olarak gördükleri çatışma yerine, kendileri ile hesaplaşmamak anlamına gelse bile, kendi durumlarını erkek ve çocuklara bağlamak anlamına gelse bile, daha çok çalışmak ve baskı altında kalmak anlamına gelse bile, tamamen geleneksel erkeklik ve kadınlık yapılarını korumayı tercih ediyorlar. Bunun karşılığında, doğum, annelik ve çocuk yetiştirmeyle ilgili yeni bir mitolojiyi kabul ederek, görünürde aile içinde daha çok güç elde ediyorlar. Ama ‘armağan’ın ne olduğu belirsiz.”


25 Şubat 2010 Perşembe

Peynirli Kırmızı Biber Sarması


Peynirli Kırmızı Biber Sarması
Malzemeler
5 adet kırmızı biber
Birkaç sap taze soğan
Lor peyniri veya beyaz peynir
Maydanoz, dere otu isteğe göre kırmızı biber


Yapılışı
Biberleri fırında közleyin. Közlenmiş biberleri soyun, ikiye bölüp çekirdeklerinden temizleyin. Bir tarafta peyniri ezin, ince doğranmış dere otu ve maydonozla iç hazırlayın.  Peynirleri biberlere sarın ve taze

Peynirli Kırmızı Biber Sarması


Peynirli Kırmızı Biber Sarması
Malzemeler
5 adet kırmızı biber
Birkaç sap taze soğan
Lor peyniri veya beyaz peynir
Maydanoz, dere otu isteğe göre kırmızı biber


Yapılışı
Biberleri fırında közleyin. Közlenmiş biberleri soyun, ikiye bölüp çekirdeklerinden temizleyin. Bir tarafta peyniri ezin, ince doğranmış dere otu ve maydonozla iç hazırlayın.  Peynirleri biberlere sarın ve taze

Sulu Köfte - Ekşili Köfte



Ortası delik olan CAM kek kalıbı arıyorum. Duyan bilen var ise haber versinnnnn!!!!!

Bu arada yeni bir söz dikkatimi çekti. Bu aralar Atasözleri, özlü sözlerle dolaşıyorum. Hakan Akdoğan'ın Struma adlı kitabından " Matematik doğrudur. Eksi artı ile çarpılırsa sonuç her zaman eksi olur." Ben bu cümleye bayıldım.

Ata'ya ne çok yapardım küçükken. Şimdi o kadar sık yapmıyorum. Yapsam bayıla bayıla yiyecek aslında. Geçen gün canım çekti. Bende hemen yaptım. Bir çırpıda bitiverdi. Demek ki daha sık yapmak lazım :)
Malzemeler:
  • 250- 300 gr kıyma
  • 1 kahve fincanı pirinç
  • 2 yemek kaşığı köftelik bulgur
  • Tuz, karabiber
  • 1 rendelenmiş kuru soğan
  • Köfteleri bulamak için un
  • 1'er adet havuç ve patates
  • Terbiyesi için 1 adet yumurta sarısı ve 1 adet limon suyu
Yapılışı:
  1. Kıymanızın içine soğanı rendeleyin. Pirinci ve köftelik bulguru katın.Tuzunu ve karabiberini de katın. Bir güzel yoğurun. Ne fındık kadar küçük ne de ceviz kadar büyük olmayan küreler yapın.
  2. Bu arada bir tencerede 4 bardak suya küp küp doğradığınız patatesleri ve havuçları atın, pişmeye başlasın.
  3. Kürelerinizi bir tepsiye serptiğiniz unun üzerinde her tarafına un bulanacak şekilde gezdirin. Kaynamış olan yemeğinizin içine fazla unlarını için silkelediğiniz küreleri atın. Pirinçler köftelerin üzerinde göründüğünde yemeğinizde pişmiş demektir.
  4. Hafif soğuttunuz ( en az 10 dakika) yemeğin içine bir kapta çırptığınız limonu ve yumurta sarısını dökün ve karıştırın. Yemeğiniz hazırdır.

MEVLİD KANDİLİ NİZ MÜBAREK OLSUN


Sen, peygamberler kervaninin basisin, hakikat denizinin durr-i yektâsisin. Hakkin nice gizli sirlarina mahremsin. Futuvvetin tacisin, velâyetin mahremisin, nubuvvetin hâtemisin efendim. Âsiklara askin kaynagisin, fâkihlere nasslarin pinarisin, velilere hidayet rehberisin, ehl-i Hakka ilhâmsin, yetîmlere sefkat elisin, yolculara yoldassin, kolelere ihvânsin, dertlilere devâsin efendim. Gaziler, yalin kilic “Muhammed’e salâvât” deyip dusman uzerine Seninle yururler. Ordular, askerlerine Senin ism-i serifini verirler. Dâimâ Allah’in salât ve selâmi uzerine olsun. Hakkinda medh u senâda bulunan herkesin omru uzasin. “Her dem yeniden dogariz / bizden kim usanasi” diyen sairin agzina saglik!

Hos geldin Efendim!..
Cümlemizin kandili mubarek olsun.Rabbim c.c bugunun feyzinden bereketinden istifade ve istifaza edenlerden eylesin..

24 Şubat 2010 Çarşamba

TEŞEKKÜRLER SOFT BOWL

Hani insanların hep favori markaları olur ya... Görünce hiç düşünmeden güvenerek kendimize veya sevdiklerimize aldığımız ürünler olur. İşte Soft Bowl markası da benim için öyle oldu artık. Acayip düzenli ve kaliteli kurumsal bir firma. Tüketiciyi memnun etmek için herşeyi düşünmüşler. İşlerini severek yaptıkları acayip belli oluyor. Öyle de güleryüzlü ve kibarlar ki...
Bugün kapı çaldı ben su geldi diye kapıyı açarken kargo geldi:)))
Sevgili Süleyman Beyden bir paket, içinde Soft Bowl marka kıymetli hediyeler ve bir cd:)
Tarifisiz bir mutluluk yaşadım inanın. Fotoğrafları mail yoluyla ulaştırmak yerine cd'lere çekip birde yanına hediyeler koymuş olmaları tüketiciye ne kadar değer verdiklerini de gösteriyor aslında. Çok naziksiniz çok:)
Cd 'yi açınca o güzel günü tekrar tekrar yaşadım. Resimlerde hep gülüyoruz .Hepimiz öyle mutluyuz ki... Herkes herşeyi unutmuş sadece kek varsa yoksa kek olayına girmiş:)))
Hepinizi çok seviyorum kızlar:))
3,5 senedir blogcuyum ve bir kez daha iyi ki açmışım bu bloğu dedim fotolara bakarken...




Söylemeden de edemeyeceğim, Canım Hande'ye bakışıma bakarmısınız...Nasıl sevgi dolu:) Öyle çok seviyorum ki seni güpgüzel arkadaşım benimmmmm:) Hep öslüyorum seni:)))))
Bu güzel gün için ve değerli hediyeleri için sevgili Soft Bowl 'a Selami Bey'e ,Bekir Bey'e ve
canım arkadaşlarım Sevil'e ve Birsen'e tekrar tekrar teşekkür ederim.

Baharatlı Kış Keki


Mutfağımdan kek ve kurabiyeleri eksik etmemeyi her zaman severim de, özellikle kış mevsiminde daha sık yaparım. Bütün hafta boyunca yenmesi, bazı günler kahvaltı niyetine ofise götürülmesi, bazen fazlasının dondurucuya kaldırılması için, hemen her hafta bir kek pişer mutfağımda. Bu keki de geçtiğimiz haftalarda, çok soğuk günlerden birinde pişirmiştim, misler gibi baharat kokan bir kış keki özlemiyle... İlk dilimiyle sütlü kahve eşliğinde kahvaltı yapmış, o gün bize gelen kardeşlerime ikram etmiş, hatta kalanı da onlara paketlemiştim giderlerken. Kardeşimin "bu hayatımda yediğim en güzel keklerden biri abla" demesi, sevgilimin "çok lezzetli ve doyurucu bir kek" yorumu yapması, benim zaten her lokmada mest olmam sonucunda, tarifi bir an önce paylaşmaya karar verdim.

Malzemeleri epeyce bol bir kek bu.. Tavsiyem, malzemeden kısmayıp tamamını kullanmanız. Çok fazlaymış gibi görünüyor, ama kek hepsini kaldırıyor inanın. Ben bir tek anasonu çıkardım listeden, dileyen onu da koyabilir ama anason çok baskın bir baharattır ve açıkçası ben biraz tuzlulara yakıştırırım onu. Diğer baharatları baskılamasından korktuğum için koymadım. Ama dediğim gibi, tercih sizin. Kuşüzümünü ben 2 ufak paket almıştım ama 3/4 bardak kadar gelince üstünü kuru üzümle tamamladım. Siz de kuşüzümü ve kuru üzümü karıştırarak kullanabilirsiniz. Bir diğer önerim de şeker miktarı konusunda.. Tarifte 2 su bardağı şeker veriliyordu, ancak ben bu miktarın fazla tatlı olduğunu düşünüyorum. Eğer çok tatlı kek sevenlerden değilseniz 1,5 bardak şeker kullanın.

Tarifi Dr.Oetker kekun paketinin içinden kesip saklamıştım. Denediğim diğer tarifler gibi bunu da çok beğendim. Sizin de beğeneceğinizi düşünüyorum. Evden kokusu 2 gün çıkmıyor:) Tam çay-kahve keyfi keki, yağmurlu bir kış gününde...


Malzemeler:

- 1 su bardağı kuş üzümü, ya da kuşüzümü-kuru üzüm karışımı
- 90 gr dövülmüş ceviz
- 1 baton (40 gr) bitter çikolata
- 1 tatlı kaşığı karanfil
- 1 tatlı kaşığı kişniş
- 1 tatlı kaşığı zencefil
- 1 tatlı kaşığı muskat rendesi
- 1 tatlı kaşığı tarçın
- 1 çay kaşığı mahlep
- 3 yumurta
- 1,5-2 su bardağı toz şeker
- 125 gr tereyağı (oda ısısında)
- 200 ml süt
- 1 paket vanilya
- 1 paket sade kekun (450 gr)

Yapılışı:

1. Üzümleri sıcak suda yarım saat bekletin. Bu arada çikolatanızı ufak parçalar halinde kesin, muskatı rendeleyin, karanfili havanda döverek inceltin, cevizleri de aynı şekilde hazırlayın.

2. Üzümlerin suyunu süzüp kağıt havlu arasında iyice kuruladıktan sonra derin bir kaba alın. Cevizi, çikolataları, baharatları ekleyin. Bu aşamada evde varsa 2-3 kaşık kadar likör ekleyebilirsiniz. Bende yoktu, eklemedim. (Eğer likör koyarsanız bir 15 dk dinlenmeye bırakın malzemeyi) Hepsinin üstüne 1/2 bardak kekunu ekleyip harmanlayın.

3. Başka bir kabın içinde yumurtalarla şekeri mikserle 5-6 dk boyunca çırpın. Tereyağı ve sütü ekleyip çok az daha çırpın. Vanilyayı ve kalan kekunu ekleyin. Sadece un gözden kaybolana kadar düşük devirde çırpıp mikseri çıkartın.


4. Hazırladığınız baharatlı karışımın 3/4'ü kadarını hamura ilave edin. Bir kaşık yardımıyla hamura iyice yedirin.

5. 28 cm. çapındaki kelepçeli bir kalıbın tabanına yağlı kağıt serin, kenar kısımlarını da yağlayın. Hamuru kalıba boşaltın. Üzerine kalan baharatlı karışımı serpin, fırına verin..

160 derecede, 1 saatten fazla sürede pişti benim kekim. 1 saat dolmak üzereyken kürdanla kontrol ettiğimde, içi tam pişmemişti. Bu yüzden üzerine alüminyum folyo örtüp biraz daha pişirdim. Aklınızda olsun, içi pişmeyip üzeri kızarmış olan kekler için bu iyi bir yöntemdir.


Piştiğinde böyle bir görüntüsü oluyor işte..
Kış bitmeden deneyin derim.
Hatta hiç beklemeyin, hemen bu haftasonu pişirin. Sonra da evi kaplayan o büyülü baharat kokusunun keyfini çıkarın...

23 Şubat 2010 Salı

KING'TEN TAKİPÇİLERİNE ÖZEL HEDİYELER

King Elektrikli Ev Aletleri 2010 yılında da hanımları mutlu etmeye devam ediyor, King Dünyası’na üye olanlar kazanıyor...



Blog üyelerine çekilişsiz, kurasız sürpriz hediyeler veriyor. Bayanların yanısıra bayların da katılabileceği bu yarışma bugüne kadar yapılan yarışmalara hiç benzemiyor.



Kingdünyası.blogspot.com adresine yeni üye olacak bir kişiye çekilişsiz ve kurasız Thunderbird Otomatik Döner Fırçalı Saç Kurutma Makinesi hediye...

1600-1800W’luk ısınma gücü, iki yöne otomatik dönen şekillendirici fırçası, serin hava ayarı, 3 ısı ve 2 hız ayarı bulunan Thunderbird’a ücretsiz sahip olmak için King blog’unu ziyaret etmeyi unutmayın.King Dünyası’na adım atar atmaz şans kapısını aralayacak olan üyeler arasına sizler de katılın.

Hemen üye olun, hediyenizi kaçırmayın!Kazananlar http://kingdunyasi.blogspot.com adresinde açıklanacaktır...

Çok kısaca yapılması gerekenler: 1.http://kingdunyasi.blogspot.com adresinde yer alan blogumuza üye olmak.

2.Blog sayfanızda kampanyamızı duyurmak.

3.www.king.com.tr'de yer alan King Ladies Club'a üye olmak

3.Üye olduktan sonra Ad, Soyad, Adres, Yaş, Meslek, Medeni Durum ve Gsm bilgilerinizi tam olarak doldurup kingdunyasi@gmail.com adresine yollamak.

22 Şubat 2010 Pazartesi

Vegan kime denir, vegan beslenme nedir?

Veganlik bir felsefe ve yasam bicimidir. Vegan beslenme bicimi ise saf vejetaryen beslenme bicimidir.

Vejetaryenligin koku eski Hint ve Yunan uygarliklarina kadar dayansa da, vejetaryen kelimesi resmi olarak ilk defa 1847’de Ingiltere’deki Vejetaryen Birligi tarafindan kullanilmistir. Vejetaryen kelimesi temel olarak cesitli bitkisel besinlerle beslenmeyi, hicbir tur et veya tavuk veya balik yememeyi ve son olarak da “sut ve/veya yumurta iceren veya icermeyen” bir beslenmeyi tanimliyordu. Ancak daha sonra, sadece beslenme icin degil, herhangi bir amacla hayvansal urun kullanmyanlar baska bir tanim arayisina girdiler ve “vegan” kelimesi ortaya cikti. Vegan kelimesi 1944 yilinda Donald Watson onderliginde toplanan alti kisilik bir kurulda, ingilizcedeki ‘vegetarian’ sozcugunun ilk ve son hecelerinin birlestirilmesiyle turetildi (VEG-etari-AN).

Yine Donald Watson onderliginde kurulan The Vegan Society’nin tanimina gore veganizm, mumkun ve uygulanabilir oldugunca, hayvanlara yonelik her turlu somuru ve zulmu dislamaya calisir. Bunun uzantisi olarak hayvansal olmayan alternatiflerin gelismini ve kullanimini insanlarin, hayvanlarin ve cevrenin yarari icin destekler. Beslenme ile ilgili olarak ise tamamen veya kismen hayvanlardan elde edilmis butun urunleri bertaraf etme cabasini tanimlar.

Veganlik bir felsefe ve yasam bicimidir. Vegan bir kisi herhangi bir hayvanin etini yemedigi gibi hayvanlardan elde edilen sut, yumurta, bal ve turevlerini de etik nedenlerle kullanmaz. Ipek, kasmir, kurk, deri ve benzeri urunleri malum sebeplerle kullanmaz. Hayvansal urun iceren kozmetik urunlerden veya hayvanlar uzerinde denenmis urunlerden uzak durmaya ozen gosterir. Ozunde veganlik, uretiminde herhangi bir sekilde hayvanlari kullanan her turlu urunu reddeder… mumkun ve uygulanabilir oldugunca.


Kaynaklar:
http://www.vegansociety.com/about/
http://en.wikipedia.org/wiki/Veganism#cite_note-veganukmission-0
http://www.ivu.org/history/renaissance/words.html
http://www.vrg.org/nutshell/vegan.htm#what

King Elektrikli ev Aletleri


King Elektrikli Ev Aletleri 2010 yılında da hanımları mutlu etmeye devam ediyor, King Dünyası’na üye olanlar kazanıyor...

Blog üyelerine çekilişsiz, kurasız sürpriz hediyeler veriyor. Bayanların yanısıra bayların da katılabileceği bu yarışma bugüne kadar yapılan yarışmalara hiç benzemiyor.

Kingdünyası.blogspot.com adresine yeni üye olacak bir kişiye çekilişsiz ve kurasız Thunderbird Otomatik Döner Fırçalı Saç Kurutma Makinesi hediye... 1600-1800W’luk ısınma gücü, iki yöne otomatik dönen şekillendirici fırçası, serin hava ayarı, 3 ısı ve 2 hız ayarı bulunan Thunderbird’a ücretsiz sahip olmak için King blog’unu ziyaret etmeyi unutmayın.

King Dünyası’na adım atar atmaz şans kapısını aralayacak olan üyeler arasına sizler de katılın.

Hemen üye olun, hediyenizi kaçırmayın!

Kazananlar http://kingdunyasi.blogspot.com/ adresinde açıklanacaktır...

Çok kısaca yapılması gerekenler:

1.http://kingdunyasi.blogspot.com/ adresinde yer alan blogumuza üye olmak.

2.Blog sayfanızda kampanyamızı duyurmak.

3.Üye olduktan sonra sizlere gelecek olan maildeki bilgileri (Ad, Soyad, Adres, Yaş, Meslek, Medeni Durum ve Gsm) tam olarak doldurup yollamak.

Zeytinyağlı Kış Türlüsü


İçindekiler daha iyi gözüksün diye kaşıkla havaya kaldırmıştım ama becerememişim :)) İçinde kereviz, patates , pırasadan oluşan bir kış türlüsü. Ama son derece lezzetli. Kereviz yemeğini zorla yiyen (salatasına bayılan ) oğluşum bile bayıla bayıla yedi.

Malzemeler:
  • 1/2 kereviz (yada küçük kereviz)
  • 1 demet pırasa
  • 2 adet patates
  • Bunda yok ama ben 2. yaptığımda havuçta koydum. 1 adet büyük
  • 2 adet portakalın suyu
  • 1 orta boy soğan
  • Üstüne sarımsaklı yoğurt, pul biber, bol nane
Yapılışı:
  1. 3 kaşık zeytinyağında yemeklik doğranmış soğanınızı ve yuvarlak yuvarlak kestiğiniz havucu kavurun. Üstüne 3-4 cm. kestiğiniz pırasalarınızı, yuvarlak yuvarlak kestiğiniz patateslerinizi ve kerevizlerinizde atın. Üstüne 2 adet portakalın suyunuda koyup, sebzeler yumuşayana kadar kısık ateşte pişirin.
  2. Yemeğiniz soğuyunca üzerine sarımsaklı yoğurt döküp bir güzel karıştırın. Üzerini pul biber ve nane ile süsleyin. Mıımm nefis

Soft Bowl'la Nefis Kekler Blogger Etkinliği

Herkese en sevgi dolusundan merhabalar...

Bu hafta sonu softbowl sponsorluğunda hobimle lezzet okulunda sevilciğimin ve birsenciğim misafiri olarak harika bir gün geçirdim. Bizi inanılmaz güzel ağırladılar. Kendimi birsenin ve sevilin evinde gibi hissettim inanın. Öyle güzel organize olmuşlardı ki..Güler yüzlü arkadaşlarım benim,güzel davetiniz için tekrar tekrar teşekkür ederim size:)

Birbirinden kıymetli arkadaşlarımla soft bowl kalıplarımızla acayip güzel kekler pişirdik. Herkes dilediği ölçüyle, dilediği malzemelerle aşağıdaki kekleri hazırladı.

soft bowl ürünlerini kesinlikle herkese tavsiye ederim.
Turuncu rengin verdiği enerjiyle nefis lezzetler hazırlayacağınıza eminim.son derece sağlıklı ve kanserojen madde içermeyen güvenle kullanabileceğimiz malzemelerden yapılmış.Esnek ,pratik %100 sıvı silikondan üretilmiş ve evladiyelik:)))
mutfakta yeni dostum olmaya aday diyebilirim size:)

Keklerimiz pişerken birsenciğimin yemeye doyamadığım nefis kısırını ve kıyır kıyır poğaçalarını yiyip üzerine de sevilciğimin pastasından koca bir dilim yiyip keyfimize keyif kattık:) Sohbet acayip güzeldi inanın. Vaktin nasıl geçtiğini hiç anlamadım.
Çoook güzel bir gün geçirdim çoook...

Gün bitiminde sertifikalarımızı alıp, soft bowl tarafından bu güzel hediyelerle de şımartıldık:)))


Bu güzel gün için soft bowl'a ,canımmm birsenciğime ,canımmm sevilciğime ve hobimle lezzet okuluna sonsuz teşekkürler ederim.
Sevgiler,Öpücükler

20 Şubat 2010 Cumartesi

Brokoli corbasi, mmmmm...

Brokoli Turk mutfagina yeni girdi sayilir. Iyi ki girdi! Hem goruntusu hem de tadi cok kendine ozgu ve istah acici. Ben brokolinin saglik iksiri oldugunu bilmesem de afiyetle yiyorum ama ikna edilmesi gerekenlerdenseniz, iste brokolinin birkac ozelligi. Koyu yesil rengi zaten beta karoten icerdigini gosteriryor, yani A vitamini, yesili ne kadar daha koyu olursa o kadar iyi. Brokolinin saplari da lif acisindan cok zengin. Brokoli ayni zamanda C ve K vitaminleri acisindan cok zengin bir sebze, bir de folik asit ve lif. Icerigindeki maddelerin turlu cesitli kanserlere iyi geldigi ortaya konmus durumda, detaylarina girmeyeyim yerimiz yetmez. Hamile kadinlar icin de birebir bir besin!

Gelelim corbasina. Bu corbanin kremamsi kivami icindeki brokoli saplarindan ve patatesten geliyor. Yani brokoli kremasi corbasi da diyebiliriz, ya da vegan kremali brokoli corbasi. Bu corbayi yaparken sebzelerin haslandigi suyu da kullandigimiz icin tum vitaminleri ve tatlari korumus oluyoruz. Ortaya da cok lezzetli bir corba cikiyor.



Patatesli brokoli corbasi

2 corba kasigi sivi yag
1 adet ince dogranmis sogan
2 dis dogranmis sarimsak
3-4 orta boy soyulup kup kup dogranmis patates
1 bas sapi ve basi ayri dogranmis brokoli
5-6 su bardagi sebze suyu veya su
damak tadiniza gore tuz
damak tadiniza gore karabiber

Once soganlari yagda kavurup yumusayinca sarimsaklari ekliyorsunuz. Biraz da oyle kavurup uzerine patatesleri ve brokolinin sap kismini ekliyorsunuz. Sap kismini dogramadan once en distaki kalin lifli kismini elma soyar gibi soyup oyle dograyin. Sebze suyunu veya suyu da ekleyip kapagini kapatin ve bes dakika kadar kaynatin. Ben her sebzenin tadini alabilmeyi sevdigim icin genellikle sade su kullaniyorum, daha yogun bir tat isterseniz sebze suyu kullanin. Brokolinin bas kismini da ekleyin ve heresy pisene kadar kisik ateste kaynatmaya devam edin. Hem patatesler hem de brokolinin sap kismi pistiyse blenderinizi hazirlayin. El blenderiyla tencerenin icinde herseyi pure haline getirin. Tuz ve karabiber de ekleyip bir-iki dakika daha pisirin ve corbanin altini kapatip birkac dakika demlenmeye birakin. Sicak sicak icin! Afiyet olsun!

19 Şubat 2010 Cuma

Poğaça Hamurundan Ispanaklı Pide


Bir kere gittiğimizde Vechiye yengem yapmıştı. Çok beğenmiştim ve çok da kolay gelmişti. Ben de sık sık yapar oldum. Evde yufkam yoksa hemen bundan yapıveriyorum.
Bizim evde zeytinyağlı ıspanak yemeği ile kıymalı ıspanak yemeği kavgası oluyor. Ben kıymalı ıspanak yemeğini çok sevmiyorum. Evimin erkekleride zeytinyağlı ıspanak yemeğini çok sevmiyorlar. Ben de 2'ye karşı 1 kaybediyorum :)) Ispanaklı börek ve pide ile onları kandırıyorum. :))

Malzemeler:

İçi için:
  • 1/2 kg. ıspanağın yaprakları
  • 1 büyük havuç
  • 1 büyük soğan
  • istenirse 1 kaşık salça (ben pek koymam)
  • tuz, karabiber ve istenen baharat
Hamuru için :
  • 2 yumurta (1 tanesinin sarısı ayrılacak)
  • 125 gr margarin veya tereyağ
  • 1 aida bardağı sıvı yağ
  • 1 adet kabartma tozu
  • 1 bardak yoğurt
  • 4 bardak un ( az gelirse biraz daha ilave edersiniz)
  • üzerine Çörek otu, susam , haşhaş tohumu
Yapılışı:
  1. İçini hazırlamak için önce soğanları yemeklik doğrayıp, havuçları da rendeleyip zeytinyağında öldürün. Üstüne yıkanmış doğranmış ıspanak yapraklarını atın. Tuzunu , karabiberini ve baharatını katıp ıspanak suyunu bırakıp çekene kadar pişirin.
  2. Unu havuz yapıp, yoğurt, yumurta, yağı katıp elinize yapışmayacak şekilde bir hamur elde edin. Hamuru 15-20 dakika dinlendirin. Hamuru ikiye bölün. Yağlanmış tepsinin üstüne elinizle açtığınız hamurun yarısını yerleştirin. Hamurun üstüne malzemenin tümünü bir güzel bölüştürün. Hamurun ikinci yarısını elinizle veya merdane ile diğerinin boyutuna kadar getirip, hamurun üstünü kapatın. Ayırdığınız yumurta sarısını sürün ve ister çörek otu, ister susam , ister haşhaşla veya hepsiyle birlikte süsleyin. 170 derecede sanıyorum 30 dakikada üstü kızarıyor.

18 Şubat 2010 Perşembe

Kremalı Yerelması Çorbası



Çok sevdiğimiz bu çorbanın tarifini niye daha önce yazmadım bilmiyorum. Aslında sevmemize rağmen çok sık yaptığım da söylenemez! Biraz yerelmasının temizliği gözümde büyüdüğünden, biraz da her zaman her yerde bulamadığımdan olsa gerek.. Oysa sevgilim geçen yaz bile ara ara aklına gelip bu çorbayı istemişti benden. Mevsimi gelince yapacağıma söz vermiştim, yaptım da..



Burada satılan yerelmaları koyu soğan kabuğu renginde oluyor. Aydın pazarından aldıklarımız ise daha sütlü kahve renginde olurlardı. Ayrı bir cins sanırım. Lezzet olarak da sanki daha güzellerdi. Ya da şimdi bana öyle geliyor, Ege'nin sebzelerini ve herşeyini özlediğim için.. Orada annemle en çok zeytinyağlısını yapmayı severdik bu güzel sebzenin. Çorbayı ise ilk kez kendi evimde denedim. Her ikisi de güzel, lezzetli. Bu sebze çiğ de yenebiliyor ki tadı gerçekten hiç fena değil.



Havalar biraz güzelleşmiş olsa da iyice ısınana kadar çorbaları akşam yemeği soframızda arıyoruz. Özellikle ben, çorbasız bir kış akşamı düşünemiyorum. Siz de benim gibiyseniz, hele de kremalı-sütlü çorbaları seviyorsanız bu çorbaya bayılacaksınız, eminim. Zahmetini de gözünüzde büyütmeyin, tadına bakınca değdiğini düşüneceksiniz. Yerelmasının temizliğinin kolay olması için önden biraz patates gibi haşlamayı da deneyebilirsiniz, o zaman nispeten kolaylaşıyor kabuklarını soymak ama bu kez de soğumasını beklemeniz lazım. Tercih sizin. Tv karşısına oturup yavaş yavaş da yapabilirsiniz bu işi.. Ben çoğu sebzeyi bu şekilde ayıklarım:)



Malzemeler biraz fazla, ben olmuşken fazla olsun diye çok yapıp bir kısmını dondurucuya kaldırmıştım. Siz isterseniz yarım ölçü de yapabilirsiniz.



Malzemeler:



- 2 paket yerelması (toplam yaklaşık 1,5 kg)

- 2 çorba kaşığı tereyağı

- 1/2 paket (100 ml) çiğ krema

- 4 su bardağı sıcak su

- 1 çay kaşığı köri

- Bir tutam muskat

- Deniz tuzu

- Karabiber

- Bir tutam maydanoz

- Üzeri için küp kesilmiş tost ekmekleri



Yapılışı:



1. Yerelmalarının kabuklarını soyup temizleyin. Kararmamaları için soyduklarınızı su dolu bir kabın içerisine atın. Hepsi temizlendikten sonra tekrar yıkayıp iri olanlarını birkaç parçaya kesin.



2. Tereyağından az bir miktar ayırarak kalanını tencerede eritin, yerelmalarını ekleyin. Üstlerine köriyi serpip birkaç dakika karıştırarak soteleyin.



3. Sıcak suyu tencereye ekleyin, kaynamasını bekledikten sonra altını kısarak yaklaşık 20 dk pişirin.



4. Yerelmaları iyice püre yapılacak kıvama geldiğinde blenderdan geçirin. Kremayı, muskat, tuz ve karabiberi ekleyin. Kıvamına göre su ilave edebilirsiniz.



5. Ayırdığınız tereyağıyla küp ekmekleri kıtırlaştırın. Çorbanızı kaselere aldıktan sonra üstlerine maydanoz ve kıtır ekmek, dilerseniz biraz daha muskat serperek servis yapın.





Nefis görünüyor değil mi:) Öyle gerçekten.

Kış bitmeden önce mutlaka denemenizi tavsiye ederim.



15 Şubat 2010 Pazartesi

ELMALI MUFFINLER

Herkese en sevgi dolusundan merhabalar:)


Arayı açtım ihmal ettim sizleri bu aralar biliyorum,suçluyum:)

Emre büyüdükçe zamanla yarışır oldum inanın. İstekleri hiç bitmiyor,sürekli alta alta üst üste durumlardayız bu sıralar.
Öğle uykusu saatleri de yarı yarıya azaldı:(
Oyun tarzı, çizgi film tarzı ,müzik tarzı (hip hop seviyor bu sıralar) kıyafet tarzı vs. ciddi bir değişiklik geçirme sürecindeyiz.

Sürekli kendisinin artık bebek olmadığını, çooook büyüdüğünü, abi olduğunu anlatıyor bize:)))

Ali babanın çiftliğini günde 150 kere söyleyip dans ediyoruz beraber,bu durumda da bloğuma vakit ayırmam imkansız oluyor:)

Ali baba ve çiftliğindekilere karşı da pek iyi duygular hissetmediğimi söyleyebilirim size:)))

Bu süreçe de alışacağız tabi...her yaşın farklı farklı sıkıntıları varmış öğreniyorum böylece:)



Tabi bu sıkıntılı sürecin yanında bir o kadar da tatlı duygular da yaşıyorum, sürekli beni gelip seviyor cacıııımmm annemmm diye öpüyor şapur şupur, çok güzelsin anneciğim deyip beni havaya sokuyor daha ne olsun değil mi...:)



bizden son dedikodular şimdilik bunlar:)


Sizi şimdilik sevgili mutfakhavlusundan tarifini aldığım nefis muffinlerle başbaşa bırakıyorum:)))


Buyurun tarife;



MALZEMELER:


2 adet yumurta

2 türk kahvesi fincanı ile tozşeker

2 adet iri elma

9 çorba kaşığı süt

3 çorba kaşığı sıvıyağ

1 paket vanilya

1 paket kabartma tozu

aldığı kadar un

dişe gelecek şekilde kırılmış ceviz

bir tutam tarçın

bir tutam zencefil



YAPILIŞI:



Şekerle yumurtaları geniş bir kasenin içinde köpük köpük oalana kadar çırpıyoruz.

Sütü,yoğurdu ilave edip tekrar çırpıyoruz.

Vanilyayı, zencefili, tarçını ilave edip tekrar karıştırıyoruz.

Elmanın kabuklarını soyup ,rendeleyip karışıma ilave ediyoruz

(Orjinal tarifte küp küp doğranmıştı,Emre için rendeledim kıllık yapmasın diye:) )

cevizi,kabartma tozunu ve unu yavaş yavaş ilave edip hamurumuzu karıştırıyoruz.

(akışkan bir hamur olacak)

Karışımı Muffin kalıplarımıza yarıdan fazlası dolacak şekilde döküp ,önceden ısıtılmış 170 derece fırında üzerleri kızarana dek pişiriyoruz.



AFİYET,BAL OLSUN



SEVGİLER,ÖPÜCÜKLER





14 Şubat 2010 Pazar

ZEYTİNYAĞLI KARA LAHANA DOLMASI


ZEYTİNYAĞLI KARA LAHANA DOLMASI

        Malzemeler

        1 demet kara lahana
        3 adet orta boy kuru soğan
        2 çay bardağı pirinç
        1 tatlı kaşığı kuşüzümü
        1/2 demet maydanoz
        1 su bardağı zeytinyağı
        1 adet orta boy limon,
        1/2 demet dereotu
        Tuz, az karabiber,nane
        Yeteri kadar su

        Yapılışı

        Lahanaları bir tencereye bir miktar su ile birlikte koyalım.Yumuşayıncaya kadar orta ateşte haşlayalım.
Soğanları ince ince doğrayalım. Zeytin yağında biraz kavuralım. Pirinç, kuşüzümü, maydanoz ve dere otunuda ince doğrayıp tencereye ilave edelim. Üzerine biraz sıcak su ilave edip baharatlarımızı ekleyelim. Pirinçler tam pişmeden ateşten indirelim.Haşlanan yapraklarımıza hazırladığımız içten koyalım ve ince bir şekilde saralım. Tencerenin dibine maydanoz ve lahana saplarından koyup sardığımız dolmaları düzgün bir şekilde  tencereye dizelim. Dizme işi bitince tencerenin en üstüne lahananın artan yapraklarını kapatalım.1 bardak sıcak su ve yarım limon suyunu ilave edelim Tencerenin kapağını kapatalım. Yapraklar yumuşadığında ateşten indirelim. Soğuduktan sonra limon dilimleri ilesüsleyelim ve afiyetle yiyelim. (Ben iç malzemeye bir kaşık salça ilave ettim isteğe bağlı koyulabilir.)

        ZEYTİNYAĞLI KARA LAHANANIN ŞİFASI
  
        1. Sindirim sistemini düzenler.
        2. Kabızlık sorununa karşı faydalıdır.
        3. Gözün görme gücünü artırır.
        4. İdrar söktürücüdür.

13 Şubat 2010 Cumartesi

Vegan browni

Ilk tarifim ne olsun diye dusunurken yine bir soguk hava dalgasi bastirdi. Her yer kar altinda kaldi, sicaklik sifirin altina dustu. Ve benim canim yine cikolatali seyler istedi. Oturdugum sehirde vegan pastalar yapan herhangi bir yer olmadigi icin de is basa dustu. Kakaoyu onceki brownie istedigim gunlerde bulmustum zaten, bir de yeni kek tepsisi almistim, tam zamani oldu bu brownie’nin. Yaninda da sicak cayla super bir kis gunu ziyafeti oldu.



Ben brownienin kek gibi olanini begeniyorum. Cok yogun ve agir kekler beni tatmin etmiyor. Iste en begendiklerimden olan hafif ve cok kolay bir brownie tarifi. Hem de kolesterolsuz!


Browni kek tarifi


1 ½ bardak un
1/3 bardak kakao
1 cay kasigi yemek sodasi
½ cay kasigi tuz
1 bardak seker
½ bardak sivi yag
1 bardak soguk su veya filtre kahve
2 cay kasigi vanilya ozu, veya vanilin
2 corba kasigi sirke


Firini 190 oC’ye ayarlayip onceden isitmaya baslayin.
Un, kakao, soda, tuz ve sekeri kek tepsisinin icine eleyip karistirin. Tepsinizi yaglamaniza gerek yok. Derince bir kasede sivi yag, su ve vanilyayi karistirin. Sivi karisimi unlu karisimin uzerine dokup tahta bir kasik veya cirpma teliyle karistirin. Karisim puruzsuz gorundugunde iki kasik sirkeyi ekleyip harci hizlica ama ozenle karistirin. Sirke eklenince kekiniz biraz renk degistirecek, sirkeyle sodanin tepkimeye girdigi yerlerde de kabarciklar olusacak. Bu kabarciklar kekinizin kabarmasini saglayacak. O yuzden sirkeyi kek harcina esit olarak dagitmakla kabarciklarin kacmasina izin vermemek arasindaki dengeyi iyi tutturmak lazim. Mumkun oldugunca vakit kaybetmeden kekinizi firina verin. 20-30 dakika pisirin. Ben su andaki firinima hic guvenemedigim icin 20 dakika sonra kekimi kontrol edip, tepsinin yonunu degistirip birkac dakika daha pisiriyorum. Mumkunse 20 dakikadan once firinin kapagini acmayin ki kekinizin kabarmasi engellenmesin. Kekinizi bir kurdan veya kibrit copu veya hicbirini bulamazsaniz bir bicak ucuyla kontrol edebilirsiniz. Kurdani keke batirip cikarinca temiz cikiyorsa kekiniz pismistir. Keki firindan cikarip sogumaya birakin.

Bu keki firindan cikarinca, veya herhangi bir vegan keki firindan cikarinca, keki tepsiden cikarmadan once sogumasini bekleyin. Beklemezsseniz kekiniz buyuk ihtimalle dagilir. Dagilan keki avuc avuc da yiyebilirsiniz tabi, tadindan bir sey kaybetmez. Eger kek tepsinize yapisiyorsa bir dahakine yagli pisirme kagidi kullanin.

Bol sans ve afiyet olsun!

12 Şubat 2010 Cuma

Portakallı Cheesecake



Portakallı Cheesecake


 Malzemeler
Taban
1 paket petit beaure bisküvi
100 gr erimiş tereyağı 
Peynirli kat
 1 paket labne peyniri
2 yumurta
1 paket vanilya
1 su bardağı toz şeker
4 çorba kaşığı un
3 çorba kaşığı yoğurt
Üst kat
1 adet portakal
2 adet kivi
1/2 su bardağı toz şeker
1 paket tart jöle


Yapılışı
Cheesecake tabanı için bisküvileri toz haline getirin,erimiş tereyağıyla kelepçeli

Portakallı Cheesecake



Portakallı Cheesecake


 Malzemeler
Taban
1 paket petit beaure bisküvi
100 gr erimiş tereyağı 
Peynirli kat
 1 paket labne peyniri
2 yumurta
1 paket vanilya
1 su bardağı toz şeker
4 çorba kaşığı un
3 çorba kaşığı yoğurt
Üst kat
1 adet portakal
2 adet kivi
1/2 su bardağı toz şeker
1 paket tart jöle


Yapılışı
Cheesecake tabanı için bisküvileri toz haline getirin,erimiş tereyağıyla kelepçeli

11 Şubat 2010 Perşembe

Eski Kaşarlı Muffinler


Kahvaltı yaptınız mı?
Gözlerinizi yeni açtıysanız eğer, şimdi yeni demlenmiş tazecik bir çay yanında, fırından yeni çıkmış, içi leziz eski kaşar peyniri dolu muffinler harika olmaz mıydı? Bu haftasonu sizlere önerim bu işte:) Yarın sabah, olmadı Pazar sabahı sadece yarım saatinizi ayırarak kahvaltı için deneyebileceğiniz nefis muffinler...

Geçen Pazar sabahı -tahminimden de erken bir saatte uyanarak- yaptım ve kahvaltı masamıza koydum bu muffinleri. Bu tür birşeyleri pişirmeyi de yemeyi de özlemiştim doğrusu. Hava buz gibi olduğu için uzun süre sıcak kalamadılar ama ılık halleri bile çok güzeldi. İdeali, ilk sıcaklığıyla hemen yemek elbette!

Tarifi Arman Kırım'ın Hürriyet'teki sayfasından kesip saklamıştım. Onun sayfasından denemek istediğim epeyce tarif birikti doğrusu. Umarım birşeyler pişirmek için daha sık bahanem çıkar! Yoksa sırf evde bulunsun diye dondurucuya kaldıramayacağım hiçbir şey pişirmiyorum artık, özellikle tatlı şeyler.. Ya bir misafir için, ya da bir yere götürmek için yapıyorum. Dondurucuya atılabilecek olanlarsa her zaman kurtarıcı oluyor, onlar evde bulunsun diye yapılabilir:) Bu muffinlerin de kalanlarını aynı şekilde poşetleyip kaldırdım. Kısmet bir başka kahvaltıya, ya da belki bir misafire..


Arka fonda görülen yeşil zeytinler memleketten geldi.. Annemin son gönderdiği kolinin sürpriziydi. Şöyle her ısırıkta damağımda ekşisini hissederek kıtır kıtır yeşil zeytin yemeyi özlemiştim.

Koliden çıkan diğer sürprizler mi? Burada bulamadığım dallı yapraklı kerevizlerden 1 adet, tek pişirimlik (sebzesever eşim malesef bir tek kereviz yemiyor), kerevizime koyayım diye bir kavanoz yaz domatesi, bir poşet dolusu brokoli (bir kısmı çorba oldu, bir kısmı bu akşam fırında pişecek), kısacık boylu ufacık yapraklı maydanozlar, kocaman bir poşet dolusu karışık ot! En çok da buna sevindim. Pazı, ıspanak ve pancar yaprakları ayrı pişti, sadece benim severek (sevmek ne kelime ölüp bayılarak) yediğim arapsaçı, ebegümeci ve pırasa karışımı ayrı pişti. Otlarımla yerim diye çok sevdiğim torba yoğurdundan da koymuştu anneciğim. Buradan aldığım süzme yoğurtla şöyle bir karşılaştırdım da.. Yanyana durduklarında biri beyaz, biri sarı renkte! Biri azıcık suyla seyrelirken diğeri nerdeyse bıçakla kesilecek kıvamda!

Ah ben neleri bırakmışım ardımda, bu şehre gelirken...


Klasik kahvaltı tabağım bu aslında.. Bir-iki kaşık kadar peynirli yumurta (son haftalarda omlet alışkanlığımızı bırakıp buna dadandık), birkaç zeytin, keçi peyniri, ve bolca roka.. Yanına bir adet muffin ve çayımı ekledim tabi, üstüne çilek reçelimden de aldım bir ufak kaşık, yanıma da açtım Hürriyet Pazar'ın en sevdiğim sayfalarını, bir yandan fon olarak tv'de en sevdiğim yazarlardan birinin katıldığı bir program.. Bir Pazar sabahı da böyle geçti işte..

Lafı daha fazla uzatmadan tarife geçiyorum. Tarifle ilgili bir notum, şekerle ilgili. 2 çorba kaşığı şeker vardı tarifte, tuzlu bir muffin için bence çok fazla. Şekeri yarıya düşürdüm bu yüzden. Kekik yerine buzdolabında içi geçmek üzere olan dereotlarımdan kurtarabildiklerimi kullandım. Ama kekikle daha da güzel olabilir bu muffinler, bir dahaki yapışımda öyle deneyeceğim.

Malzemeler:

- 55 gr tereyağı (eritilip ılıtılmış)
- 200 gr un
- 1 paket kabartma tozu
- 1 çorba kaşığı toz şeker
- 1 çay kaşığı tuz
- 1 tatlı kaşığı toz kırmızı biber
- 125 ml süt
- 2 adet yumurta
- 1 tatlı kaşığı ince kıyılmış dereotu ya da kekik
- 55 gr eski kaşar (ufak küpler halinde doğranmış)
- Üzeri için susam

Yapılışı:

1. Muffin kalıplarınıza 9 adet muffin kağıdı yerleştirin, kağıt kullanmıyorsanız kalıplarınızı yağlayın.

2. Büyük bir kabın içine unu eleyin, tuz, kırmızı biber, şeker ve kabartma tozunu ekleyin.

3. Bir başka kabın içine yumurtaları kırın, sütü ve tereyağını ekleyin. Kekik ya da dereotunu da bu karışıma ekleyip çırpma teliyle iyice çırpın (mikser kullanmanıza gerek yok).

4. Sıvı malzemeyi, un karışımının içine ekleyin ve tahta bir kaşıkla çok az karıştırın, sadece malzemeler birbirine karışacak kadar.

5. Muffin kaplarının yarısına kadar hamur dökün. Hamurun üstüne kaşar küplerinden paylaştırın. Kalan hamurla peynirlerin üzerini kapatın. Üstlerine susam serpin.

6. Önceden 190 derece ısıtılmış fırında yaklaşık 15 dk, üstleri güzelce kızarana kadar pişirin. Sıcak sıcak hemen servis yapın.

********************

Dün ayrı bir post olarak yazacaktım aslında, olmadı. Birkaç satırla da olsa bahsetmeden bitirmek istemedim. Sinefillerin iple çektiği bağımsız filmler festivali IF! dün başladı.

Çalıştığım şirket hizmet sponsorlarından biri olunca elime iki kişilik gala davetiyesi geçti ve iş çıkışı koşarak gittik Çarşamba akşamı. Hayli zorlayıcı bir film olan "Yeraltı Peygamberi" ile açılış yapan festival, açılışıyla biraz hayal kırıklığı yarattı bende ama umarım devamı iyi gelir. Nerede uzaylıların İstiklal Caddesine inerek "geç kalanları almıyoruz!" dedikleri o şahane tanıtım filmli 2007 yılı, nerede o yıl seçilen birbirinden absürd, deneysel, hem insan doğası hem de sanatın ve sinemanın sınırları üzerine düşündüren filmler, nerede bu yıl...

Hani "biz kendi aramızda eğleniyorduk siz niye geldiniz ki?" dercesine yapılan açılış, saçmalama dozunun hayli yüksek olduğunu öğrendiğimiz meşhur radyocu-yazarımızın konuşması, alkol seviyesi bedava birayla yükseltilmiş seyircinin diğer izleyenlere saygıyı ve festival kültürünü-ruhunu hiçe sayarak sık sık yerinden kalkıp tuvalete taşınmasıyla kesilen altyazı görüntüleri sinirlerimizi epeyce bozdu. Çıkışta, bunu da mı kaybediyoruz yahu? dedim, kaç kere.. Yine de umudumu yitirmiş değilim. Listemdeki filmlere gitmeye çalışacağım, şartları zorlayarak. Umarım bana öyle gelmiştir, umarım IF! bitmemiştir..

Kaçırmamanızı (ve kaçırmamayı) dilediğim filmleri de not düşerek bu hayli uzamış yazıyı bitireyim artık.
Gıda Ltd, Dondurulmuş Ruhlar, Precious, Metropia, Aşk Dersi, Uzaklara Gidelim, Herkes Gibi, Beyaz Şimşek, Pippa'ya Mektubum, Tarımsal Ütopya, Aptallar Çağı.

Bol filmli, bol "aşk"lı ve keyifli bir haftasonu olsun:)

KALAMAR YANINA TARATOR SOS


Bu tarif kimbilir ne kadar zamandır bekliyor. Daha fazla bekletmeden yayınlayayım dedim. Bizim evde derin dondurucuda her daim kalamar bulunur. Ata bayılır kalamara, karidese. Ama en çok kalamara. Bu fotoda kalamarlar bitmiş , sadece tarator sosu kalmış :))

Malzemeler:
  • 1 bardak Galeta unu (veya ekmek kabukları)
  • 2 yemek kaşığı dolusu süzülmüş yoğurt ( süzgeçin altına havlu kağıt koyun ve üstüne normal yoğurdu koyun ve suyunun süzülmesini bekleyin .
  • 4 diş sarımsak
  • 1 yemek kaşığı mayonez (zeytinyağı yerine mayonez koyuyorum. Daha lezzetli oluyor)
  • 1/2 bardak dövülmüş ceviz.
Yapılışı:

Sarımsakları dövün. Galeta ununu, yoğurdu, cevizi ve mayonezi katın. birbirine yedirin. Unu çok gibi gelirse yoğurt, yoğurdu çok gibi gelirse un ekleyin. Tadı az tuzlu gelirse tuz ekleyin. Servis yapın. İşte bu kadar kolay

9 Şubat 2010 Salı

Zeytinyağlı Lahana Sarma


Zeytinyağlı lahana sarmasını sevmeyen var mıdır ? Bu tarif kardeşime özel geldi. "Abla yaa şu lahananın tarifini koysanda bizde yapsak" dedi bana . Ben de hemen ekliyorum.


Malzemeler:

•Lahana sarması yapmak amaçlı ayrılmış lahana yaprakları (15 adet civarı) Lahananın üst tarafından
•1 büyük soğan
•2 su bardağı pirinç
•2 adet kesme şeker ve 1 tatlı kaşığı tuz
•2 yemek kaşığı kuş üzümü , 1 yemek kaşığı çam fıstığı
•1 yemek kaşığı yeni bahar, 2 yemek kaşığı nane
•1/4 demet maydanoz
•2 yemek kaşığı zeytinyağı, toplam 4 bardak su

Yapılışı:
1. Pirinçleri yıkayıp 20 dakika ılık suda bekletin.
2.Soğanları yemeklik doğrayıp, zeytinyağında öldürün. İçine çam fıstıklarını da atıp kavurun. İçine pirinçleri de atın ve kavurun. 2 bardak suyuda ve kuş üzümlerini de ekleyip pirinçleri suyunu çekene kadar pişirin. Altını kapattıkran sonra nane, doğranmış maydanoz ve yeni bahar ekleyip karıştırın.
3.Lahanaları saplarından kesip sıcak suda çok eritmeden haşlıyoruz. Erirse yapraklar ziyan olur giderler.
4.Lahanaları sarılıcak büyüklükte koparıp (kalın damarları ayırıp) içine malzemesini koyup sarın. Sardıktan sonra elinizle dolmayı sıkın (fazla suyunu almak için ) ve tencereye dizin.
5.2 bardak suyu katarak pirinçler pişene kadar pişirin.

CARTE DO'R Blogger Etkinliği









Herkese en dondurmalısından merhabalar:))

Zeynep Etkinlikte bu hafta da tüm hızıyla devam ediyor:)))


Bu pazar sevgili cartedor 'un misafiriydim...

Lezzetli mi lezzetli ,keyifli mi keyifli dakikalar geçirdim yine...cartedor ve ekibi öyle güzel karşılayıp, bütün gün de şımarttılar ki bizi anlatılmaz yaşanır bence:)

Organizasyon güzel, ekip güzel , lezzetler güzel, sohbet güzel, Dondurmalı pastalar herşeyden güzel.... daha ne olsun ki:)))

Rejimi vs. bir kenara atıp doya doya Karamelli Kaymaklı ve Antep fıstıklı nefis pastaların tadını çıkardım diyebilirim...Benim favorim antep fıstıklıydı valla,yedikçe yiyesim geldi:))))

Kızlar, kesinlikle ani gelen tatlı krizlerimiz ve misafirlerimiz için süper bir çözümümüz var artık...Hem fiyatı uygun,hem şık,hem lezzetli:) Muhakkak deneyin derim bu harika lezzetleri.Bana göre en güzel tarafı da yedikten sonra boğaz yakmaması ,suya ihtiyaç duyulmaması...Sadece acaba bir dilim yesem mi diye soru işaretleri bırakıyor o kadar:)))


Böyle harika lezzetleri bize sunduğu için sonsuz teşekkür ederiz cartedora...


Ayrıca hemen her akşam ne yediğini ne içtiğini bildiğim ama kendisini hiiiiç görmediğim arkadaşlarımla karşılaşıp, sarılıp iki laf etmek inanın beni çok mutlu etti:)


Ah sen o musunnnn, inanmıyorummmm diye başlayan sözlerle inanın akşamı ettik:)


Mümkün olsa sanırım sabaha kadar devam ederdi o tatlı sohbetler:) Ne şanslıyım ki böyle güzel dostluklar edinmişim canım bloğum sayesinde...


Sevgili Canan hanım,Sevgili Aylin hanım ,Sevgili Nihal hanım herşey için kocaman teşekkür ederimmm .Sizlerle tanışmak beni çok mutlu etti inanın.


Gün sonunda oğlum öyle bir "anneciğim çok eğlendim" dedi ki güzel geçen günümüzü kısaca özetleyebilir aslında...Bu güzel gün ve kıymetli hediyeler için cartedor ve ekibine sonsuz teşekkürler ederim ..



Hepinizi Seviyorum ,öpüyorummmm

vee dondurma tadında nefisss günler diliyorummmm:))))