31 Ekim 2010 Pazar
İnegöl Köfte
İnegöl Köfte
Bu tarifi eklerken bakıyorum da neredeyse hiç etli yemek tarifim yok.Kırmızı etten ziyade beyaz et tükettiğim için olsa gerek. İnşallah yakında evde mangal tadında kanat tarifi de geliyor...
Tarifim evcini'nden.
Malzemeler;
Yarım kg döş kıyması
1/2 çay bardağı galeta unu
1/2 çay bardağı su
1 adet soğan
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı limon suyu
1 tatlı kaşığı karbonat
5 adet
İnegöl Köfte
İnegöl Köfte
Bu tarifi eklerken bakıyorum da neredeyse hiç etli yemek tarifim yok.Kırmızı etten ziyade beyaz et tükettiğim için olsa gerek. İnşallah yakında evde mangal tadında kanat tarifi de geliyor...
Tarifim evcini'nden.
Malzemeler;
Yarım kg döş kıyması
1/2 çay bardağı galeta unu
1/2 çay bardağı su
1 adet soğan
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı limon suyu
1 tatlı kaşığı karbonat
5 adet
30 Ekim 2010 Cumartesi
Hazır Baklavalık Yufka ile Kıymalı Börek
MALZEMELER:
- 500 gr baklavalık hazır yufka,
- 300 gr kıyma,
- 4 adet soğan,
- Tuz, karabiber,
- İçi için, 2 yemek kaşığı zeytin yağı,
- Harcı için, 1 çay bardağı zeytin yağı, 1 su bardağı su,
- 1 yumurta sarısı,
- Üzeri için susam, çörek otu,
- Kıyma, zeytinyağı ve soğanla birlikte kavurulur, tuz ve karabiber eklenir, bir kenarda bekletilir
- Baklava yufkaları 3 adeti üst üste gelecek şekilde yerleştirilir, her kata su ve sıvı yağ ile hazırladığınız karışım sürülür. Üstteki yufkaya sürmeyin.
- Üst üste koyduğunuz üç kat yufkanın bir kenarına kıymalı içten yerleştirilir, yufkalar nazikçe ama sıkıca rulo halinde sarılır. 4 parçaya kesilir tepsiye dizilir. Yufkalar bitene kadar bu işlem tekrar edilir.
- Kalan harcın içine bir yumurta sarısı konularak karıştırılır, böreklerin üzerine sürülür. Susam ve çörek otu serpilir, önceden ısıtılmış 180 derece fırında 30-35 dakika kadar pişirilir.
Zeytin Kokulu Ege...
Bir zeytin ağacının altında oturup gökyüzünü seyretmek kadar ne dinlendirebilirdi beni? Temiz havayı içime çekerken, yağmurlu ve soğuk bir ikindide bıraktığım İstanbul'a inat güneş içimi sıcacık ısıtırken...
Akhisar'daydık 2 hafta önce.
Zeytin hasat şenliklerine katıldık.
Tıpkı bağbozumu gibi, Ege ve Akdeniz'in güzel ritüellerinden birini yaşadık keyifle, coşkuyla, mutlulukla. Herşeyiyle çok güzel bir geziydi. Leziz'e yazdığım sayfa yetmedi, orada yer veremediğimiz fotoğrafları da burada paylaşmak istedim.
Bana hiç yabancı değildi bir zeytin fabrikası. İş hayatıma bir zeytin fabrikasında başlamıştım, hem de tam 5 yılımı geçirmiştim orada. Zeytin konusunda "master degree" sayıyordum artık kendimi :) Yıllar sonra Akhisar'da gezdiğim zeytin işletmesi, bir sürü anıyı getirdi aklıma. Önemli misafirler için çardak altına hazırladığımız zeytinli lezzetleri hatırladım, bizim için hazırlanmış masayı görünce. Aynı özen, aynı sevgi, aynı içtenlikle hazırlanmıştı tabaklar. Öyle ki, keşke gelirken kahvaltı yapmasaydık dedik...
Yine de zeytin ezmesinin tadına bakmadan geçemedim. Hele zeytinyağına ekmek banmak, ne kadar tok olursam olayım kaçırmayacağım bir şeydir! O yeşilimsi güzelliğe yakışacak baharat kaseleri de vardı yanında, ama ben onu hiçbir şeyle karıştırmak istemedim.
Fabrika işçilerinden bir hanım, zeytinli poğaçalar yapmıştı bizim için. Tam Ege usulü, tam anne poğaçası. Tarifini almayı ihmal etmedik tabi! Leziz'in Kasım sayısında var tarifi.
Şu güzelliğe bakar mısınız?
Yeşil zeytin ezmeli, közlenmiş kırmızı biberli kanepeler.
Ezme ama bildiğiniz gibi değil...
Hani o marketlerdeki zeytin ezmeleri gibi hiç değil. Tadı inanılmaz... Sanıyorum bunlar sadece ihraç ediliyor... Bir başka firmanın hediye ettiği küçük kavanozu bir çırpıda yarıya indirdik sevgilimle.
Zeytinli ekmek, çay yanında yemelik bir güzellikti.
Yemeklerle de yakıştı ama asıl sıcakken, çay yanında olmalı diye düşündüm.
Tulumba tatlısı, annemin bayramlar haricinde pişirdiği tek şerbetli tatlıdır. Küçük parmak boyunda olur onun tulumbası. Çok severim sıcakken yemeyi. Epeydir de yememiştim, hoşuma gitti. Bayramda fırsat olursa anneme yaptırır tarifini paylaşırım sizlerle...
Zeytin nasıl bir güzellik...
Ağaçtan toplandığında ayrı güzel....
.... sofraya geldiğinde ayrı.
Bu da benim kendi ellerimle diktiğim zeytin fidanı...
Dünya üzerindeki otuzuncu dikili ağacım. Ne büyük mutluluk!
Bu bir aşk hikayesiymiş.
Kadim zamanlardan kalma.
Akhisar'ın antik kentinde gezerken gördüğümüz bu taş üzerindeki yazılar, aşkı anlatıyormuş. Karısından uzak düşen bir adamın, ona ve çocuğuna duyduğu özlemle taşa kazıdığı bu harfler, belki de tarihin en eski aşk mektubuymuş. Üzerine kalpler bile kazımış üstelik...
Ege'nin güneşli sıcak kucağından kopup İstanbul'un puslu akşamına indim.
Zamanın başka türlü aktığı İstanbul'a...
Akhisar'daydık 2 hafta önce.
Zeytin hasat şenliklerine katıldık.
Tıpkı bağbozumu gibi, Ege ve Akdeniz'in güzel ritüellerinden birini yaşadık keyifle, coşkuyla, mutlulukla. Herşeyiyle çok güzel bir geziydi. Leziz'e yazdığım sayfa yetmedi, orada yer veremediğimiz fotoğrafları da burada paylaşmak istedim.
Bana hiç yabancı değildi bir zeytin fabrikası. İş hayatıma bir zeytin fabrikasında başlamıştım, hem de tam 5 yılımı geçirmiştim orada. Zeytin konusunda "master degree" sayıyordum artık kendimi :) Yıllar sonra Akhisar'da gezdiğim zeytin işletmesi, bir sürü anıyı getirdi aklıma. Önemli misafirler için çardak altına hazırladığımız zeytinli lezzetleri hatırladım, bizim için hazırlanmış masayı görünce. Aynı özen, aynı sevgi, aynı içtenlikle hazırlanmıştı tabaklar. Öyle ki, keşke gelirken kahvaltı yapmasaydık dedik...
Yine de zeytin ezmesinin tadına bakmadan geçemedim. Hele zeytinyağına ekmek banmak, ne kadar tok olursam olayım kaçırmayacağım bir şeydir! O yeşilimsi güzelliğe yakışacak baharat kaseleri de vardı yanında, ama ben onu hiçbir şeyle karıştırmak istemedim.
Fabrika işçilerinden bir hanım, zeytinli poğaçalar yapmıştı bizim için. Tam Ege usulü, tam anne poğaçası. Tarifini almayı ihmal etmedik tabi! Leziz'in Kasım sayısında var tarifi.
Şu güzelliğe bakar mısınız?
Yeşil zeytin ezmeli, közlenmiş kırmızı biberli kanepeler.
Ezme ama bildiğiniz gibi değil...
Hani o marketlerdeki zeytin ezmeleri gibi hiç değil. Tadı inanılmaz... Sanıyorum bunlar sadece ihraç ediliyor... Bir başka firmanın hediye ettiği küçük kavanozu bir çırpıda yarıya indirdik sevgilimle.
Zeytinyağlı yemek yarışmasında derece almış Akhisarlı hanımlar, aynı lezzetleri bir de bizim için hazırlamışlardı. Zeytin ağaçları altına kurulmuş masalarda, harika bir açık büfede, tümü zeytinyağlı, tümü Egeli lezzetler... Bu mevsimde patlıcanın bu kadar lezzetlisini nasıl bulmuşlar diye düşündüğüm, annemin elinden yiyormuş gibi hissettiğim imambayıldı... Tam sevdiğim kıvamda yapılmış, servis eden hanımın ekstradan üzerine zeytinyağı gezdirdiği fava... Zeytinli ekmek... Yoğurtlu kabak salatası... Barbunya... Akdeniz salatası... İncecik sarılmış yaprak sarma!
Anneme telefon ettim hemen. Anne dedim, senin yaprak sarmandan yedim az önce! Allahım, içine üzüm, fıstık filan koyulmamış, tatlı değil ekşi, naneyle lezzetlendirilmiş, pirinçleri diri kıvamda kalmış, parmak inceliğinde sarılmış yaprak sarma... Annem usulü. Ah bir de üzerinde sarımsaklı kese yoğurdu olsaydı!
Zeytinli ekmek, çay yanında yemelik bir güzellikti.
Yemeklerle de yakıştı ama asıl sıcakken, çay yanında olmalı diye düşündüm.
Tulumba tatlısı, annemin bayramlar haricinde pişirdiği tek şerbetli tatlıdır. Küçük parmak boyunda olur onun tulumbası. Çok severim sıcakken yemeyi. Epeydir de yememiştim, hoşuma gitti. Bayramda fırsat olursa anneme yaptırır tarifini paylaşırım sizlerle...
Zeytin nasıl bir güzellik...
Ağaçtan toplandığında ayrı güzel....
.... sofraya geldiğinde ayrı.
Bu da benim kendi ellerimle diktiğim zeytin fidanı...
Dünya üzerindeki otuzuncu dikili ağacım. Ne büyük mutluluk!
Bu bir aşk hikayesiymiş.
Kadim zamanlardan kalma.
Akhisar'ın antik kentinde gezerken gördüğümüz bu taş üzerindeki yazılar, aşkı anlatıyormuş. Karısından uzak düşen bir adamın, ona ve çocuğuna duyduğu özlemle taşa kazıdığı bu harfler, belki de tarihin en eski aşk mektubuymuş. Üzerine kalpler bile kazımış üstelik...
Ege'nin güneşli sıcak kucağından kopup İstanbul'un puslu akşamına indim.
Zamanın başka türlü aktığı İstanbul'a...
DOMATES KURUSU SALATASI
Bu yaz ilk defa domates kuruttum. Hep merak ettiğim ama hiç denemediğim bu lezzeti artık yemeklerimde ve salatalarım da kullanacağım. Bu salatanın da tadı harika….İlk olarak Ramazan da Sahura gelen misafirlerim için yapmıştım...
Malzemeler:
6-7 adet kuru domates
Ceviz
Nar ekşisi
Zeytinyağı
Tuz ve kekik
Yapılışı:
Domateslerimizi kaynayan suya atıp bir kaç dakika haşlıyoruz ardından kaynayan sudan çıkartıp kağıt havlunun üzerine alıp kurutuyoruz ve domateslerimizi dilimliyoruz. Ve salata kasemizin içine alıp diğer malzemeleri karıştırıp domateslerimizin üzerine gezdiriyoruz. Afiyet bal şeker olsun canlarım…
MAYALI ÖRGÜLÜ ÇÖREK
MAYALI ÖRGÜLÜ ÇÖREK
Malzemeler
1 su bardağı sıvı yağ1 su bardağı ılık su
1 bardak ılık süt
1 yemek kaşığı toz şeker
1 adet 40'lık yaş maya
Alabildiği kadar un
İçi için
Beyaz peynir,1/2 demet maydanoz
150 gr. kıyma
1 adet orta boy soğan,
Tuz, karabiber, kırmızı pul biber
Üzeri için
1 adet yumurtaYapılışı
Mayamızı ılık su ve sütle karıştıralım, içirisine şekeride koyup eritelim. Diğer malzemelerimizide bu karışıma ekleyip yoğuralım ve yumuşak bir hamur elde edelim. Hamurumuzun üzerini kapatıp mayalanmasını bekleyelim. İç malzememizi hazırlıyalım. Peynirimizi ince doğranmış maydanozla karıştıralım. Kıymamızıda ince doğranmış sağanla kavuralım. Mayalanan hamurumuzu tezgah üzerinde uzunlamasına açalım. tam ortasına hazırladığımız içten koyup kenarlarını 2 santim kalınlığında keselim. Sonra en uçtan başlayıp saç örer gibi kestiğimiz kenarları kapatalım. Üzerisine yumurtanın sarısını sürüp önceden ısıtılmış fırında üzeri kızarana kadar pişirelim. Piştiğinde dilimleyip afiyetle yiyelim.
01. Anne sütünü artırır.
02. Kişinin kendini iyi hissetmesini sağlar.
29 Ekim 2010 Cuma
Tavuk Cordon Bleu
MALZEMELER:
1. 2 şekilde etlerimizi hazırlayabiliriz.
Etler sarılarak yapılacak ise, ortasına salam ve peynir konulup sarıldıktan sonra, diker gibi kürdan saplanır. Böylece tavuğun göğsü hiç açılmadan kızaracaktır.
3. Şimdi de her bir tavuk göğsü önce una sonra çırpılmış yumurtaya ve en son olarak galeta ununa batırılıp, iyice bulanır.
4. Diğer yandan geniş bir tavaya sıvı yağı konulur, orta ısılı ateşte kızdırılır ve tavuklar çevire çevire, altın sarısı renk alıncaya kadar kızartılır.
5. Servis tabağına aldıktan sonra yeşillik veya salata ile servise sunulur.
Afiyet olsun...
- 3 adet tavuk göğüs eti,
- 6 dilim Salam,
- 6 dilim dil peyniri veya kaşar peyniri,
- 2 yumurta,
- 1/2 su bardağı un,
- 1/2 su bardağı galeta unu,
- Tuz,
- karabiber,
- 1 çay bardağı çiçek yağı,
1. 2 şekilde etlerimizi hazırlayabiliriz.
- Tavuk göğüsleri bir bıçakla uzunlamasına ortadan sanki bir cep açarcasına ikiye ayrılır. Dibini koparmadan yarıp, içi açılır. Sonra da bir çekiç ya da et döveceğiyle dövüp, inceltip, yassılaştırılır. Ya da bu işlemi kasabınıza da yaptırabilirsiniz
- Tavuk göğüslerini ortadan kesip sonra döverek inceltebilirsiniz. Bu şekilde sarma yaparak hazırlayabiliriz.
Etler sarılarak yapılacak ise, ortasına salam ve peynir konulup sarıldıktan sonra, diker gibi kürdan saplanır. Böylece tavuğun göğsü hiç açılmadan kızaracaktır.
3. Şimdi de her bir tavuk göğsü önce una sonra çırpılmış yumurtaya ve en son olarak galeta ununa batırılıp, iyice bulanır.
4. Diğer yandan geniş bir tavaya sıvı yağı konulur, orta ısılı ateşte kızdırılır ve tavuklar çevire çevire, altın sarısı renk alıncaya kadar kızartılır.
5. Servis tabağına aldıktan sonra yeşillik veya salata ile servise sunulur.
Afiyet olsun...
MERCİMEK KÖFTESİ
MERCİMEK KÖFTESİ
Malzemeler
1 su bardağı kırmızı mercimek
1 su bardağı bulgur(ince)
1 yemek kaşığı domates salçası
1 tatlı kaşığı biber salçası
3 adet taze yeşil soğan
1/2 demet maydanoz
4-5 yaprak taze nane
2 yemek kaşığı sıvıyağ
Tuz, kimyon, karabiber, kırmızı pul biber
Yapılışı
Tenceremize mercimeği koyup pişirmeye başlayalım. Piştiğinde ateşten indirelim. İnce bulgurumuzu ekleyip bulgur şişene kadar tenceremizin kapağını kapatalım. Bulgur şiştiğinde sıvıyağ ile salçalarımızı ilave edelim. yoğurmaya başlayalım. Baharatlarımızıda ekleyelim. Yoğurma işlemine devam edelim. En son yeşil sebzelerimizi ince ince doğrayıp ekleyelim. Elimizle köfte şekli verelim. Bol kıvırcıkla birlikte afiyetle yiyelim.
MERCİMEK KÖFTESİNİN ŞİFASI
01. Kan şekerinin düşmesinde faydalıdır.
02. Bağırsak rahatsızlıklarına iyi gelir.
03. Kansızlığa iyi gelir.
04. Kolesterol seviyesinin düşmesine fayda sağlar.
05. Kansere karşı koruyucudur.
28 Ekim 2010 Perşembe
PESTOLU KREMALI KALAMARLI TORTELLINI
1 paket barilla tortellini(peynirli /250 gr)
3 yemek kaşığı krema
2 yemek kaşığı pesto sos
Pesto Sos
1 demet taze fesleğen
3 diş sarmısak
1 yemek kaşığı dolmalık fıstık
4/3 çay bardağı kadar zeytinyağı
Öncelikle işe pesto sosumuzu hazırlamakla başlıyoruz.Ben fesleğenimi evde yetiştiriyorum ama her yerde bulmak mümkün.Rondomuza fesleğen,sarmısak,fıstık ve yağımızın yarısını koyup fesleğenler püre haline gelip malzemeler birbirine karışana kadar çalıştırıyoruz..Koyu olursa zeytinyağı eklemeye devam ediyoruz.Sosumuzu kapalı bir cam kavanozda üzerine zeytinyağı koyup dolapta 20 gün kadar saklayabiliriz.
Makarnalarımızı 2 litre kadar kaynamış tuzlu suda 7-8 dakika haşlıyoruz.Krema ve pesto sosumuzu çırpıp pişirip süzdüğümüz makarnamıza karıştırıyoruz.Kızarttığımız yada arzuya göre fırında pişirdiğimiz kalamarlarımızı tabağın çevresine dizip ,fesleğen yapraklarıyla süslediğimiz makarnamız servise hazır....
Afiyet Olsun...
Bu ülkenin bayrağına,toğrağına aşık ulu önderimiz Atatürkümüze hayran ve minnettar bütün türk vatandaşlarının Cumhuriyet Bayramı kutlu Olsun.....
İNCİRLİ ISLAK KEK
Yapılışı biraz uğraştıran ama yerken herkesin bayıldığı iyiki yapmışım dedirten bir tatlı. Şimdiden Afiyet olsun...
Malzemeler:
Keki için;
5 yumurta
1 su bardağı şeker
1.5 su bardağı un
2 yemek kaşığı sıcak su
1 paket kabartma tozu
5-6 adet kuru incir
1 bardak ceviz
Kreması için:
3 su bardağı süt
1 su bardağı şeker
3 yemek kaşığı un
1 paket krem şanti
Keki ıslatmak için:
1 su bardağı süt veya su
1 tatlı kaşığı şeker
1 veya 2 yemek kaşığı 3ü1 arada kahve(ben fındık aromalı olanlardan kullandım ama siz daha yoğun kahve aroması olsun derseniz sade kahve kullanabilirsiniz)
Yapılışı:
Yumurta ve şekeri köpük köpük olana kadar çırpıyoruz. Üzerine su , un ve kabartma tozunu da ilave edip akışkan bir kıvam elde ediyoruz. İçine akşam ıslatıp küçük küçük doğradığımız incirleri ve cevizleri de katıp yuvarlak fırın tepsisine döküyoruz 180 derecede kekimizi pişiriyoruz.
Kek pişerken kekin kremasını hazırlıyoruz. Krem şanti hariç bütün malzemelerden kremayı hazırlıyoruz ve krema piştikten sonra içine kremşantiyi ilave edip çırpıyoruz. Ve kremayı ılıtmaya bırakıyoruz.
Pişen keki hafif soğuduktan sonra yumuşatmak için süt, şeker ve kahve karışımını kekin üzerine eşit olarak dağıtıyoruz ve keki ıslatıyoruz. Birkaç dakika bekledikten sonra soğuyan kremayı kekin üzerine sürüyoruz ve1 gece dolapta beklettikten sonra servis yapıyoruz. Afiyet olsun…
27 Ekim 2010 Çarşamba
ZEYTİNYAĞLI KELEM (lahana) DOLMASI

Biz çok nadir zeytinyağlı lahana dolması sararız. Çoğunlukla etlisinicsararız lahananın. Ve minik minik muska şeklinde sararız onu da inş. en kısa zaman da etli kelem dolmasını da yayınlarım.şimdi sizleri bu güzel tarif ve dolmalarla baş başa bırakıyorum.
Malzemeler:
1 adet orta boy lahana
3su bardağı pirinç
1 su bardağı zeytinyağı
1 su bardağı su
2 soğan
1 limon suyu
1 TATLI kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tuz
Karabiber, nane
1 tatlı kaşığı salça
Yapılışı:
Lahananın yapraklarını tek tek ayırarak kaynar tuzlu suda haşlayın. İnce doğranmış soğan zeytinyağın da hafif pembeleşene kadar kavurun. Yıkamış olduğumuz pirinci ilave edin. Pirinçler şeffaflaşana kadar kavurun ve ardından salçayı ilave edin. Bir su bardağı su ,şeker,tuz,nane ve karabiber (arzu edilen başka baharatlarda eklenebilir.) Karıştırılıp kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirin. Kapağı kapalı olarak demlendirin. Limon suyu ve ince kıyılmış maydanozu ilave edin. Lahana yapraklarının sert damarlı kısımları bir bıçakla kesin. Hazırlanan içle arzuya göre uzun veya küçük olarak dolmaları sarın. Kalan lahana yapraklarını arzuya göre tencerenin altına serin ve dolmaları yaprakların üzerine dizin. Bir su bardağı su ve zeytinyağı ekleyip kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirin. Soğuduktan sonra servis tabağına alıp limon dilimleriyle servis yapın. Afiyet olsun.
Erişteli Yeşil Mercimek Çorbası
Erişteli Yeşil Mercimek Çorbası
Dışarıdaki soğuk havalara inat bu sıcacık çorba herkese afiyet olsun...
Malzemeler;1 su bardağı yeşil mercimek1 su bardağı erişte1 adet soğan2 yemek kaşığı salça2 yemek kaşığı tereyağıNane - reyhan(isteğe bağlı)
Yapılışı;Yeşil mercimekleri küçük bir tencerede 5 - 10 dk. kadar hafifçe siyah suyu çıkana kadar haşlayın ve süzün. Çok haşlamaya gerek yok, yoksa çorba
Erişteli Yeşil Mercimek Çorbası
Erişteli Yeşil Mercimek Çorbası
Dışarıdaki soğuk havalara inat bu sıcacık çorba herkese afiyet olsun...
Malzemeler;1 su bardağı yeşil mercimek1 su bardağı erişte1 adet soğan2 yemek kaşığı salça2 yemek kaşığı tereyağıNane - reyhan(isteğe bağlı)
Yapılışı;Yeşil mercimekleri küçük bir tencerede 5 - 10 dk. kadar hafifçe siyah suyu çıkana kadar haşlayın ve süzün. Çok haşlamaya gerek yok, yoksa çorba
PATATES HAMURLU KOLAY POĞAÇA
PATATES HAMURLU KOLAY POĞAÇA
Malzemeler
3 yemek kaşığı tereyağ (yumuşamış)
3 su bardağı un
2 adet patates (haşlanmış )
2 adet yumurta (1 sarı üzeri için)
2 çay bardağı yoğurt
3 yemek kaşığı sıvıyağ
1 paket kabartma tozu
Tuz
İçi için
200 gr beyaz peynir
1/2 demet maydanoz
Yapılışı
Patateslerimizi ezelim. Yoğurma kabımızda tüm hamur malzemelerimizi karıştırıp kulak memesi yumuşaklığında bir hamue elde edelim. Üzerine nemli bir bez örterek biraz dinlendirelim. İnce doğranmış maydonoz ile peynirimizi iyice karıştıralım. (içerisine 1 yumurtanın akınıda koyabiliriz) Dinlenen hamurumuzdan elimizle parçalar koparıp içerisine peynirli içten koyup elimizle şekil verelim. Üzerlerine yumurta sarısı sürüp önceden ısıtılmış fırında üzerleri kızarana kadar pişirelim. Piştiğinde sıcak sıcak servis yapıp afiyetle yiyelim.
PATATES HAMURLU KOLAY POĞAÇANIN ŞİFASI
1. Vücudun kuvvetlenmesini sağlar.
2. İştah açar.3. Anne sütünü artırır.
26 Ekim 2010 Salı
BİFTEK SARMA
Hala hastayım malesef düzelemedim...Havalardanmı yoksa bendenmi kaynaklanıyor bilemiyorum ama hafta sonuna kadar düzelemeyeceğim gibi....Ama keyfimizi bozmayıp kendimize iyi bakıp yiyozz içiozz ki düzeliozzz dimi:))
Aldığım bifteklerle aslında ben bir haftada ikinci hünkar beğendiyi yapmak için mutfağa girdimsede yine ortaya başka bir yemek çıkarıp çıktım mutfaktan...Sonuç şık,leziz,pratik :)
6 dilim biftek
6 dilim kaşar
6 dilim kaşar
2 yemek kaşığı sıvıyağ
1 yemek kaşığı salça
(Marine İçin:1 yemek kaşığı soya sosu,2 yemek kaşığı limon suyu
(Marine İçin:1 yemek kaşığı soya sosu,2 yemek kaşığı limon suyu
2 yemek kaşığı zeytinyağı,kekik,karabiber)
2 adet bostan patlıcanı
2 adet bostan patlıcanı
3 yemek kaşığı yoğurt
2 diş sarmısak
1 yemek kaşığı mayonez,tuz
Öncelikle dövüp incelttiğimiz etlerimizi(vaktimiz varsa)marine malzemesiyle karıştırıp ağzı kapalı olarak 2 saat kadar buzdolabında dinlendirelim.
Dinlenen etlerimizi tezgahımıza alıp ortasına birer dilim kaşar ve pastırma yerleştirelim ve rulo sarıp açılmaması için uçlardan kürdan ile tutturalım.2 yemek kaşığı sıvıyağ koyduğumuz tavamızda etlerimizin rengi dönene kadar kızartalım.Bu aşamada patlıcanlarımızı közlemek için ocağa yerleştirelim.
Kızaran etlerimizi ister kızartma tavamıza (35 dk)salça ve su ilave ile istersek düdüklü tenceremizde(15 dk) etleri dağıtmadan pişirelim.
Közlenen patlıcanlarımızın kabuklarını soyalım ve vakit kaybetmeden bıçakla minik parçalara bölelim.Karıştırma kabımıza dövülmüş sarmısak,tuz,yoğurt ve mayonezimizi alıp patlıcanlarla iyice karıştıralım.
Servis aşamasında patlıcanlarımızı alta yayıp etlerimizi kürdanlarını çıkardıktan sonra üzerine yerleştirelim.Tencerede kalan etin sosundan hafifçe tabağımıza gezdirelim.Arzu edersek 4 biber ve 4 e bölünmüş 1 domatesi sıvıyağda biraz çevirip servs tabağımıza alalım.
Servis aşamasında patlıcanlarımızı alta yayıp etlerimizi kürdanlarını çıkardıktan sonra üzerine yerleştirelim.Tencerede kalan etin sosundan hafifçe tabağımıza gezdirelim.Arzu edersek 4 biber ve 4 e bölünmüş 1 domatesi sıvıyağda biraz çevirip servs tabağımıza alalım.
Afiyet Olsun....
Taze Fasulye Kızartması
MALZEMELER:
- 1/2 kg taze fasulye,
- 1/2 su bardağı mısır unu,
- 1 tatlı kaşığı tuz,
- 1 çay kaşığı karabiber,
- Kızartmak için az bir miktar sıvı yağ,
- 2 yumurta, isteğe bağlı,
- Fasulyelerin uç kısımları alınır, yıkanır, tuzlu suda haşlanır ve süzülür.
- Mısır unu ve karabiber ile harmanlanır. Teflon tava yağlanır, fasulyeler döşenir, üzerine çırpılmış yumurta dökülür, bir yüzü kızartılır. Düz bir tabak yardımıyle fasulye ters çevrilerek diğer yüzü de kızartılır.
- Sıcak olarak servis yapılır.
25 Ekim 2010 Pazartesi
Güzel İzmir...
İzmir yolculuğundan bahsetmiştim en son.
Yine İzmir'den bahsetmek istiyorum.
Sevgiliyle ellerimizi birleştiren güzel İzmir'den...
Ne zamandır, yine gidelim diyorduk. Yine aynı yerlerde dolaşalım, şiraz içelim, Kordon'daki çimenlerde denizi seyredelim... Bir türlü olmadı, tekrar gidemedik. Ta ki, ellerimizi birleştiren el, tekrar çağırana dek! Keyifli bir yolculuk yaptık dostlarımızla. Yağmurla, şimşeklerle, gök gürültüsüyle uğurladı İstanbul bizi. Tüm gece, yol boyunca yağmur yağdı... Gün Ege'de doğana dek...
İzmir'e varır varmaz, 3,5 yıl önce kahvaltı yaptığımız yeri aradık Kordon'da. Bulabilir miyiz acaba diye düşünürken tanıdık geldi bir mekan. Evet, aynı yerdi! İsmi değişmişti sadece. Kurt gibi acıkmış olarak içeri daldık.
40 çeşit kahvaltılıktan bunlar sadece hamur işleri... Hatta hamur işlerinin de bir bölümü sadece. Simit, çeşit çeşit çörek, gözleme, pide, poğaça, pişi, kaygana... Ve elbette, boyoz!
Aydın'da pek bilinmez aslında, belki sadece İzmir'e özgü bir lezzettir. Ben de sonradan keşfetmiştim bu lezzeti. İstanbul'da bulunabilen yerler olsa da, hiçbiri İzmir'de yenen tazecik bir boyozun yerini tutmaz... Ritüeli, onu sabahın erken saatlerinde sokak satıcılarından almak ve henüz yeni kaynatılmış yumurtaya karabiber ekerek boyoza katık etmektir.
Kardeşimin küçükken "şişko börek" adını taktığı, annemin evde en sık yaptığı hamur işiydi bu. Adına "peynirli pişi" demişler ve aynı annemin yaptığı gibi şekil vermişlerdi. Büyükçe bir poğaça şekli yani. Görünce "şişko böreeek!" dedim gayri ihtiyari. Anneciğimin birbiri ardına acıkan üç çocuğunu doyurabilmek için yaptığı icatlar arasında olan bu börek, bir anda çocukluğuma götürdü beni... Öğleden sonraları hemen mayalayıverdiği ekmek hamurunu, içine peynir-maydanoz karışımı koyup kapatarak zeytinyağında kızartırdı. Ne yapacağını bilemediği akşam yemeklerine de yapardı bazen, yanına hemen bir ayran çırparak. Son yıllarda yapmaz oldu, artık sağlık nedeniyle evde pek kızartma da, hamur işi de pişmediğinden... Ama bana hatırlattı geçenlerde, arada yap, sever kocan diyerek:)
Simit mi yazdım az önce?
Simit değil, gevrek!
Ve tabi, ayçekirdeği değil çiğdem:) Ankara'ya ilk gittiğim öğrencilik zamanlarımda kuruyemişçiden ısrarla çiğdem almak isteyip de derdimi bir türlü anlatamamıştım. Onu da hatırladım ve anlattım hatta arkadaşlara.
Bu da benim kahvaltı tabağım.
Boyoz, yanına yakışan -zaten çok sevdiğim- karabiberli yumurta ile elbette. Şahane bir İzmir tulumu, dünyalara bedel benim için. İstanbul'da en iyisinde bile aynı tadı alamadığım beyaz peynir. Havasından mı suyundan mı? Vallahi bilmiyorum... İncir reçeli, domates reçeli, zeytin, çemen. Daha ne isterim? Yanına ekşi mayalı ekmek isterim! Ve evet, o da vardı. İyi demlenmiş ama asla acılaşmamış nefis çay da cabası...
Tabi ki adres vereceğim.
İzmir'deyseniz, yolunuz düşerse eğer, gidin ve kendinizi bu ziyafetten mahrum etmeyin! Boyozdan benim için de yiyin ama olur mu.
Yörük Ali Çorba ve Türk Mutfağı
Atatürk Caddesi, No:348, Alsancak İskele karşısı, Kordon-Konak
Telefon: 0232 463 09 19
Karşıyaka'ya geçtik kahvaltı sonrası. Büyük bir ciddiyetle nar suyu sıkan bir amcadan birer bardak istedik. Nefisti, sevgilinin ellerinden. Şifa niyetine... Azmış olan sinüzitim beni mahvetmiş durumdaydı, ben inadına kendimi çok iyi hissediyor olsam da...
Böyle de şirin bir yer keşfettik.
İsmi "Hayal". Gitmeli, görmeli bu şirin binayı. Böyle bir kafem olsun diye hayal kuranlar için çektim fotoğrafını. Nefis sıcak çikolatalar, aromalı Türk kahveleri, salepler yapıyorlarmış.
Sever misiniz pamuk helva?
Ne zevklidir onu yemek değil mi. Ne eğlencelidir. Çocuk oluverirsiniz.
Böyle kaplara koymuşlardı, çocuk ruhlu büyükler için yemesi pratik olsun diye herhalde :) İstanbul'da hiç görmedim, var mıdır acaba?
Ruhu olan bir şehir İzmir.
Ruhunu hala koruyan... Karanlıkların istilasına uğramamış... Aydınlık yüzlü insanlar, aydınlık kadınlar, güzel kadınlar şehri. Eline rakı kadehinin en yakıştığı kadınların şehri. Rakının en yakıştığı şehir!
Ama biz şarap içtik. 3,5 yıl önce içtiğimiz ilk şarabın anısına..
Bir şişe Şiraz...
Ve o kelimelerin kifayetsiz kaldığı an'lar...
Üstad sahnede devleşirken, sahnenin yanı başında, nefesimizi tutarak, o an'lara çakılıp kaldık.
Zaman durdu... mekan yoktu zaten.
Ama belki İzmir'di!
Belki hep İzmir'di.
Aşk, hep İzmir'di...
Armutlu Kek
- 2 adet armut (mümkünse sert olanlarından)
- 3 yumurta
- 1 su bardağı tozşeker
- yarım su bardağı sıvı yağ
- yarım su bardağı süt
- 2,5 su bardağı un
- yarım paket kabartma tozu
- 1 paket vanilya
- 1 Çay kaşığı tarçın
- iri çekilmiş ceviz içi yada fındık
Çukur bir kasede yumurtaları şekerle birlikte beyazlaşıp, köpük köpük oluncaya kadar çırpın.
Sıvı yağı ekleyip yarım dakika daha çırpalım.
Elenmiş un, kabartma tozu ve vanilyayı ekleyip düşük ayarla karıştırın.
Kalıbı margarinle yağlayıp kalıbın tabanına un serpelim. Hamuru kalıba boşaltalım.
Armutlarıkabuklarını soyup, ikiye bölelim. Çekirdeklerini cıkarıp, enine ince ince dilimliyelim. Dlimlerken alttan tam kesmeyelim dilimler birbirinden ayrılmasın.
Karşılıklı gelecek şekilde armutları kek hamurunun üzerine dizelim. Üzerine hafif bastıralım.
Üzerine tarçın, ceviz, fındık ne varsa serpelim.
190 derece ısılı fırında Üzeri kızarana kadar pişirelim. (yaklaşık 40-45 dk.)
HASAN PAŞA KÖFTESİ
Herkese hayırlı ve bol berektli bir hafta geçirmesini diliyorum...
Köftesi için:
250 gr. kıyma
1 adet yumurta
1 adet soğan
2 adet bayat ekmek içi (ya da ben kurutup robotta çektiğim ekmeklerden koydum)
1 tatlı kaşığı salça
Tuz, karabiber
Püresi için:
2 adet haşlanmış patates
1 çay bardağı süt
1 yemek kaşığı tere yağ
Tuz, karabiber
Yapılışı:
Kıymamızın içine bütün malzemeleri katıp yoğuruyoruz. (Soğan rendelenecek). Ve bu harçtan elimizle çanaklar yapıp yağlanış fırın tepsisine diziyoruz. Eğer elinizle şekil vermede zorlanırsanız küçük bir kaseyi yağlayıp harçtan kasenin içine koyup ortasına bastırıp şekil verebilirsiniz. Kıymalı çanaklarımızı önceden ısıttığımız fırında patatesini içine koymadan 10-15 dk. Pişiriyoruz.
Köftelerimiz pişerken diğer yandan da patates püremizi hazırlıyoruz. Haşlayıp ezdiğimiz pataeslerimizi tavada erittiğimiz tereyağının üzerine alıp kavuruyoruz. Süt, tuz ve karabiberi de ekleyip karıştırıyoruz.
Fırında hafif pişen köftelerimizin üzerine patates püresini koyuyoruz. ben püreyi buzdolabı poşetinin içine koyup köşesinden sıkarak köftelerin içine doldurdum daha kolay oldu ve tekrar köftelerimizi fırına verip köftelerimiz kızarana kadar pişiriyoruz
fırından çıkarmaya yakın üzerine kaşar rendesi koyabilirsiniz. Fırından çıkardığınız köfteleri hazırlamış olduğunuz domates sosuyla servis edebilirsiniz. Afiyet olsun…