Bir şeyin "yatağında" servis edilen bir başka şey, daha doğrusu yemeklere verilen bu tarz isimler beni hep gülümsetmiştir. Çoğu kez zorlama olduğunu düşünsem de bazen eğlenceli bulurum böyle yemek isimlerini. Ama günün birinde böyle bir isim kullanacağımı kesinlikle düşünemezdim, buyrun, bu da oldu işte!
Efendim tarifimizin tam ismi "menemen yatağında soya soslu omlet şeritleri", ama biz herhangi bir otelin özel kahvaltı menüsünü oluşturmadığımız için bu kadar havalı bir isme gerek yok dedik:)) Bu tabak sadece annemle ikimizin Pazar keyfinden ibaret! Ama gözümüze pek hoş gözüktüğü için -Kahve'nin kahvaltılıklar bölümünün fakirliğini de gözönüne alarak- paylaşayım istedim. Belki sizin haftasonu kahvaltınız için de bir fikir olur.
Pazar kahvaltısında omlet, olmazsa olmazlar arasındadır bizde. Omlet yoksa haşlanmış yumurta var demektir (ki Ev Cini'nin geçenlerde paylaştığı tekniklerle bundan sonra çok daha mükemmel yumurtalar pişirileceği kesin gözüküyor), yani yumurta olmazsa olmaz desek daha doğru olur. Menemen zaten bir yaz klasiğidir; bizde genelde yemek olarak düşünülse ve çoğu kez akşam yemeği için pratik birşeyler gerektiğinde hazırlansa da, soğansız versiyonuyla kahvaltı sofrasındaki yerine de itiraz edilmez...
Fikrini Yemek Zevki dergisinin eski sayılarından birinden aldığım bu tarifte ise yumurta ve menemen farklı bir şekilde biraraya getiriliyor, yumurtayı içine kırmak yerine krep gibi pişirip dilimliyor ve menemen üzerine yerleştiriyorsunuz. Basit bir tarif, kahvaltı masasına oturanlar için hoş bir sürpriz oluyor:)
Malzemeler:
(2 kişilik)
- 2 adet yumurta
- 2 adet domates
- 2 adet sivri biber
- 1 tatlı kaşığı soya sosu
- 1 tatlı kaşığı su
- Küçük bir tutam taze fesleğen
- 2 yemek kaşığı zeytinyağı
- Tuz, karabiber
Yapılışı:
1. Domateslerin kabuklarını soyup küp küp doğrayın, biberleri ince ince kıyın. Tuz ve karabiber serptikten sonra 1 kaşık zeytinyağı ile tavada bir müddet soteleyin. İnce kıyılmış fesleğeni serpiştirip altını kapatın.
2. Yumurtaları soya sosu ve su ile incelterek iyice çırpın. Küçük bir teflon tavayı kalan yağ ile her defasında yağlayarak, yumurtaları krep yapar gibi 3 seferde pişirin. Hazırladığınız omletleri üstüste koyarak rulo yapın, bıçakla incecik dilimleyin.
3. Menemeni servis tabağına alın. Hazırladığınız omlet şeritlerini üzerine yerleştirin. Dilerseniz maydonozla süsleyerek sıcak sıcak servis yapın.
Omlet tabağımızı masamızın göbeğine oturtup, peynir-zeytin-reçel tabaklarını çevresine sıraladıktan ve çaylarımızı doldurduktan sonra masayı pencere kenarına taşıdık annemle. Evet, masayı sonradan taşıdık! Canımız öyle istedi aniden, sokağa karşı bol güneşli bir kahvaltı yapalım istedik. Ama bir vakitler küçük kentimizin dağlarını bile rahatça görebildiğimiz penceremizden şimdi neredeyse karşı komşunun mutfağını görmekte olduğumuzu farkettik birden. Ve etrafımızı çevreleyen apartmanlar arasında iki katlı eski evimizin karikatür gibi ufacık kaldığını, diğer taraftan artık kentin iyice merkezinde olduğumuzu düşündük. Eskiden bizim mahalleden biraz daha ötesi zeytinlikken, dayımların evinden sonra incir ağaçlarıyla dolu tarlalar uzanıyorken, kent orada "bitiyorken", biz ne zaman merkezde kalıverdik, ne zaman bu kadar apartman ve site tarafından çevrelendik, insanlar ne zaman her yere minibüslerle taşınır oldu, ne vakit böyle "tıklım tıklım" olduk, bilmiyorum.
Yahu anne, bizim taşra hangi arada kentliğe terfi etti de haberimiz olmadı?
Ne zaman büyüdü de, "ben biraz daha büyüsem var ya, metropol bilem olurum!" diye kafa tutmaya başladı? Baksana alışveriş merkezimsi Kipa'mız bile var artık, insanlar alışkın olmadıkları o dev alanda, şartlı refleks halinde, devasa alışveriş arabalarını acemi manevralarla kullanıp oradan oraya heyecanla gezinerek aslında hiç ihtiyaçları olmayan şeyleri alıyorlar durmadan... Bazen bakkaldan irmik almaya gönderildiğim 7 yaşındaki halimi anımsıyorum, evimize yürüme mesafesindeki Kipa'ya giderken.
Ne zaman "büyüdük" sahi biz?
Çayımdan bir yudum aldım.
"Haftaya buraya oturmayalım, eski yer iyiydi" dedi annem.
Yorum Gönder