0



Bu güzel maviş kurabiye ve kardeşleri ofisteki kurabiye kutusu için yapıldılar. Son birkaç gündür de sabah kahvelerine eşlik ediyorlar. Aslında çaya daha çok yakışırlar ama kendi özel çayımdan (ceylon + kakule) başkasını içemez olduğumdan, ofiste ancak kahve eşlikçisi olabiliyorlar...

Haşhaşın tatlı bir kurabiyeye yakışabileceğinden hiç emin değildim yaparken.. Tereyağından kaçıp sadece zeytinyağı kullanınca ve hamuru toplamakta zorlanınca ümidimi hepten kesmiştim. Ama fırında pişerken çıkardıkları kokuyla ve görünüşleriyle beni utandırdılar. Biz kurabiye olduk! hem de güzel olduk! dediler:)


Siz de haşhaşı sadece tuzlularda düşünebiliyorsanız bunları denemenizi isterim. Çok hoş oldular gerçekten. Üstelik hem zeytinyağlılar, hem tam unla yapıldılar, hem de ağızda dağılıyorlar. Hamuru toplamakta zorlanırsanız endişelenmeyin, nedeni sıvıyağ. Eğer çok dağılıyorsa avucunuzda sıkıştırarak yuvarlak şekil verebilirsiniz, ben öyle yaptım. Ama garantili olsun isterseniz sıvıyağ yerine yarım paket kadar oda sıcaklığında tereyağı kullanabilirsiniz.

Malzemeler:

(14 adet kurabiye)

- 1/2 su bardağı zeytinyağı
- 3 yemek kaşığı esmer şeker
- 1/2 çay kaşığı tuz
- 1 paket kabartma tozu
- 2 su bardağı (yaklaşık) tam un
- 2 adet köy yumurtası (ekolojik pazarımdan:)
- Ufak bir kase haşhaş

Yapılışı:


1. Haşhaş ve 1 yumurtanın sarısı hariç diğer malzemeleri derin bir kaba alın, yoğurun. Hamur elinizi bırakıncaya kadar gerektikçe un ekleyin.

2. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alıp avucunuzda yuvarlayın, üzerine fırçayla yumurta sarısı sürün ve bolca haşhaşa batırın. Yağlı kağıt serili fırın tepsinize sıralayın.

3. Önceden ısıttığınız 180 derece fırında 15 dk kadar pişirin.


İfistanbul bugün başlıyor..
10 günlük bir film maratonu festival havası solumayı özleyenlere ve bağımsız sinemayı sevenlere çok iyi gelecek! Söz vermiştim, favorilerimi paylaşıyorum:

Göçebe Kız:
Ünlü bir moda fotoğrafçısı olan yönetmen Perry Ogden, kentlerde yaşayan yoksul gençlerin fotoğraflarını topladığı kitabının ardından kendine "bu çocukların hayatta nasıl bir şansları olabilir?" sorusunu sormuş ve bir de film yapmış. Dublin'de yaşamını ailesiyle birlikte eski bir karavanda sürdüren İrlandalı bir genç kızın ekseninde, kentlere tutunamayan yoksul göçebelerin çıkışsızlık dolu öyküleri üzerine bir film.. İzlenmeye değer olduğunu düşünüyorum. 2005 Londra Film Festivalinden ödüllü..

Avida:
Kanat Atkaya, "ucundan kıyısından Bunuel'i sevdiyseniz kaçırmayın" yazmış bu filmle ilgili.. Bunuel'i sevmek ne demek, izlediğim hiçbir filmini unutamadım! Avida absürd bir film, tahminimce eğlenceli bir film. Festivalin fantastik filmler bölümünde gösterilecek..

Hazne:
En heyecanla beklediklerimden biri.. Japon sinemasından, siyah-beyaz, deneysel bir film.. Tanıtımındaki "dini inançlar ve spiritüalizm, tüketim çılgınlığı ve pop kültürü üzerine bir an sayıklamaya dönüşen, ardından mutlak dinginliğe ulaşan karmaşık bir fikirler ve kişilikler yumağı" cümleciği izlemek istemem için yeterli oldu.

Ekspres Kasa:
Hollywood'la -kendini ciddiye almadan- dalga geçen, küçük bütçeli ve öyküsüne bakılırsa sevimli bir film. Bir Hollywood yıldızı (Morgan Freeman), şoförü kendisini yol ortasında bırakınca Hollywood'a geri dönebilmek için süpermarkette eskpres kasada çalışan genç bir kadının yardımını istiyor. Ve kendini onunla Los Angeles sokaklarında turlarken buluyor! Festivalin "hit filmler" bölümünde gösterilecek, muhtemelen vizyona da girer.

Bilekkesenler:
Yine hit filmler bölümünde, biletleri çabucak tükenebilir! Sevgilisinden ayrıldıktan sonra intihar eden genç bir adam, ertesi gün intihar etmiş insanların toplandığı tuhaf bir evrende uyanıyor. Ayrıldığı sevgilisinin de kendisi gibi intihar etmiş olduğunu öğrenince de onu bulmak için tuhaf iki karakterle birlikte yola çıkıyor. Festivalin en bol ödüllü filmlerinden..

Rönesans:
Tatlıyı sona bıraktım:) Tam benim sevdiğim türden bir film bu; siyah-beyaz çizgi roman estetiğiyle kasvetli bir yakın gelecek tasviri yapan bir film noir! 2054 yılının Paris'inde geçen bu öyküyü izlemeyi sabırsızlıkla bekliyorum. Umarım o gün yağmur da yağar, ben de filmin havasına iyice girerim:) Festivalin fantastik filmler bölümünde gösterilecek. Belki vizyona da girer ama kaçırmamakta fayda var, türü sevenler için tabi..

Bir kez daha, yaşasın sinema!

Yorum Gönder

 
Top