0


Havalar soğumaya başladı..
Bu cümleyi Şubat ortasında kurmak garip gelse de durum böyle.
Küresel ısınmanın sonuçlarını artık hissedebiliyor oluşumuz sizi ürkütüyor mu bilmem ama ben ürküyorum. Hepimizin birşeyler yapması gerek, tek başıma ne kadar etkim olur ki diye düşünmeden! Elektrik tüketimimizi azaltsak, gereksiz lambaları söndürsek, çevreye daha az atık bıraksak, mümkün olduğu kadar sade yaşasak.. Senin ne kadar katkın olur ki diyenlere "hiç olmazsa vicdanım rahat olur" desek!


Hafta başından beri akşamları eve gidene kadar epey üşüyorum ve eve girer girmez tek istediğim çorba içmek oluyor. Dün yine biraz çorba pişirmeyi düşünürken ne zamandır bloga bir çorba tarifi yazmadığımı da anımsadım. Tarhana çorbasından vazgeçerek yeni birşey denemeye karar verdim ve manavdan biraz pırasa aldım. Eve gelince de haftasonu Hürriyet'in verdiği Oktay Usta'nın tarifleri kitapçığında gördüğüm çorbayı denedim. Hoşuma gidince de paylaşmak istedim.


Ben tarifi yarım ölçüyle denedim ancak su miktarını epey artırmam gerekti. O nedenle kendi yaptığım şekliyle yazıyorum. Bu ölçüyle 3 kase sıcacık çorbanız oluyor. Çorbaları yanında belki grissini ve bir dilim peynirle sunmak da güzel bir fikir! Beyoğlu'nun sevimli mekanlarından Zencefil'de içtiğim bir çorbayı yanında tulum peyniriyle servis etmişlerdi. Oradan aldığım bu fikri gerçekten seviyorum:)


Malzemeler:



- 1/2 çay bardağı pirinç
- 1 küçük boy pırasa
- 4-5 su bardağı su
- 1 yemek kaşığı tam un
- 1,5 yemek kaşığı süzme yoğurt
- 1 yemek kaşığı tereyağı
- Tuz, kuru nane, kırmızı toz biber

Yapılışı:


1. Pirinçleri ayıklayıp yıkayın ve 4 bardak su ile birlikte ocağa koyup kapağını kapatarak haşlayın.

2. Diğer tarafta pırasayı incecik doğrayın, pirinçlerin pişmesine yakın tencereye ilave ederek birlikte pişirin.

3. Ufak bir kasede yoğurt ve unu yarım bardak kadar suyla ezin, tencerede kaynayan çorbadan biraz alarak ılıştırın. Hazırladığınız terbiyeyi yavaş yavaş tencereye aktarın. Kısık ateşte 5 dk daha pişirin. Kıvamına göre dilerseniz su ekleyebilirsiniz. En son tuzu ekleyin.

4. Çorbanızı kaselere aldıktan sonra ufak bir tavada erittiğiniz tereyağına nane ve toz biber ekleyin, çorbaların üzerine paylaştırın. Afiyetle için, içinizi ısıtın!


Sevgili Kuzine beni geçenlerde sobelemişti ama hakkımda beş bilinmeyen bulamadım desem bana kızar mı bilmem? Blogda paylaşabileceğim herşeyi zaten paylaşıyorum sizlerle.. Kızma bana Kuzineciğim olur mu?

Aşure ayına kavuştuk yine..
Ne güzeldir aşure, nasıl severim! Bu yıl aşuremi ilk kez tek başıma yaptım. Annemin eli değmediğinden onunla yaptıklarımız kadar harika olmadı bence ama yine de lezzetli bir aşure yapmayı başardığıma sevindim. Ben bu yıl farklı olarak kuru bakla da ekledim aşureye. Geçen yıl yayınladığım tarif burada. Sizler yaptınız mı aşurelerinizi?

Feriköy'deki sevgili ekolojik pazarımda da aşure dağıtılıyordu geçen hafta! Ürünlerini çok beğendiğim ve diğerlerine kıyasla hayli uygun fiyatlı bulduğum Antepli "Tiryaki" firmasındandı organik bakliyatlar.. Üzerine o güzel antepfıstıklarından da serpmeyi unutmuyorlardı ikram ederken. Keyveni yemek fabrikası da pişirip dağıtmayı üstlenmişti bembeyaz önlüklü aşçılarıyla. Bir kaşık alıp "aaa şekeri az ne güzel!" dediğimde "şekeri yok ki" cevabını aldım. Şeker organik olmadığından pazar yerine girmesi yasakmış. Aman ne iyi dedim, daha da sağlıklı böylece, üstelik tadı da yeterliydi bence. Haftaya yine yapılacakmış, benden söylemesi. İmkanınız varsa gidin, yiyin aşurenizi standları gezerken, haftalık alışverişinizi de yapın güzel güzel.. Hem belki karşılaşırız!

Yorum Gönder

 
Top