0

Yaklaşık 10 gündür hayata "ara verdim"; o sinemadan bu sinemaya, o filmden şu filme koşturuyorum. Bütün sene beklediğim Nisan ayı benim için bahar değil, film festivali demek epeydir. Sinefillerin "festival bitmeden İstanbul'a bahar gelmez" inancı bu yıl da değişmedi ve şaşırtıcı şekilde sıcak bir havada başlayan festivalin ikinci haftasonunda hava yine buz kesti. Ellerimizde şemsiyeler, çamurlara, zıplayan taşlara basa basa, bir yandan film öncesi (olmazsa olmaz) kahve sırasına girip geç kalmamak telaşıyla dakikaları sayarak doldurduk sinema salonlarını. Bilet bulamayıp koridorlarda 'belki birileri gelmez' umuduyla bekleyenlere, gişenin önünde umutsuz kuyruklara girenlere bakıp, "iyi ki o buz gibi Cumartesi sabahı, ilk dakikalarda aldım biletlerimi" dedik. Tabii bazılarımız 'bu kadar işkence yeter, evimin konforunda alırım biletlerimi bundan sonra, kimseler kapmadan' diye karar aldı ve Lale Kart sahibi oldu bu yıl. Evet, onlardan biri de benim!

Bu seneki 21 biletimin yarısından fazlası kesilip festival kitapçığının arasında kitaplığa kaldırılmak üzere yerini almışken, haftasonu birkaç saatlik boş vaktim oldu. Normalde Beyoğlu'ndaysam gizli sığınağım olan bir kahvecide kitap okuyarak geçirdiğim bu saatleri, bu kez evime yakın bir sinemaya gideceğim için eve gelip kek yaparak değerlendirdim. Kekim çabucak hazırlandı, fırına girdi, yaklaşık yarım saat sonra çıktığında da yağmur serpiştirmeye başladı. Kahvemi demledim, size bu keyfi anlatmaya karar verip fotoğraflarını çektim ve işte huzurlarınızda "yağmurlu gün keki"m!
 
Bu kekin tarifini, sevdiğim "dost" diyetisyenlerden olan Elvan Odabaşı Kanar Twitter'da paylaşmıştı bir süre önce. Galiba iyice 'kış'tı o zamanlar ve bir kek yapma furyası gidiyordu:) Yapın, yiyin ama sağlıklı olsun, doyursun demek için birkaç tarifini yazmıştı o zaman. İşte onlardan biri de buydu ve adı aslında 'limonlu kış keki' idi. Ben sadece tarifteki light sütü, light soya sütü ile değiştirdim. (Alpro'nun yeni ürünü light soya sütü çok lezzetli gerçekten, deneyin derim.) Soya sütünün tatlımsı tadını çok seviyorum, aslında amacım buzdolabındaki açılmış olan kutuyu değerlendirmek olsa da, keke güzel bir lezzet verdi. Elvancığım yaptığım değişiklik hoşuna gider umarım, bu güzel tarifin için teşekkür ederim! Hâlâ gönderdiğin güzel malzemeleri kullanıyorum büyük keyifle.

Evet, diyetisyen onaylı bir tariftir, diyette olanlar da hiç çekinmeden yapıp, ara öğün olarak bir dilim yiyebilir diyor, hemen tarife geçiyorum. Malzemelerin bir kısmı evinizde bulunuyordur ama olmayanları da üşenmeyip alın ve öyle yapın. Sonuçta çok sağlıklı, her lokması içinize sinecek bir lezzet elde edeceksiniz. Sütlü kahveyle de bir güzel oluyor ki:)

Malzemeler:

- 3 adet yumurta (organik veya Green Ranch, kafessiz yetiştirilen tavuk yumurtası kullanıyorum)
- 1 çay bardağı bal (en küçük bardaklardan kullandım)
- 1 küçük kutu light süt veya 200 ml light soya sütü (sade)
- 1 çay bardağı riviera zeytinyağı (ben sızma kullandım, Egelilik damarım tuttu:)
- 1/2 çay bardağı yulaf kepeği
- 2,5 su bardağı tam buğday unu
- 2 paket vanilya
- 1 paket kabartma tozu
- 1 çay kaşığı toz zencefil
- 1 çay kaşığı tarçın
- 1 limonun rendelenmiş kabuğu

Yapılışı:

1. Yumurtaları balla birlikte 5 dk kadar mikserle çırpın. Sütü ve yağı ekleyip biraz daha çırpın. 

2. Unu, yulaf kepeğini, baharatları, vanilya ve kabartma tozunu ayrı bir yerde karıştırıp sıvı karışıma azar azar ekleyin. Bir yandan çırpmaya devam edin. En son limon kabuğunu da ekleyip karıştırın. (Un az gelirse biraz daha ekleyebilirsiniz.)

3. Yağlı kâğıt serilmiş baton kalıba hamuru dökün. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında yaklaşık yarım saat pişirin. Fırından aldığınızda çok yumuşak olacak, dağılmaması için dilimlemeden önce biraz soğumasını bekleyin.


Fazlasını dilimleyip tek tek folyoya sararak dondurucuya kaldırabilirsiniz. Özellikle diyetteyseniz mutlaka bunu yapmanızı öneririm. Gözden uzak olan gönülden de uzak olur:))
Bol filmli, bol kitaplı, lezzetli bir mevsim olsun...



Yorum Gönder

 
Top