Nasıl başlarsa öyle gider sözüne bir vakitler fazlaca inanıp düşkırıklıkları yaşamış biri olarak pek fazla beklentim yok açıkçası bu yıldan, o benden fazla birşey beklemesin yeter diyorum hatta. Beni 30 yaşın eşiğine getirdiği için "sağol, bundan sonrasını ben kendim giderim!" diyorum ve huysuz huysuz bakıyorum takvime. Bir iki, iki sıfır, bir altı. Peki.
Geçen yıl "ben bu yıl artık rafine olayım" demiştim, yapamadım. Anlaşmayı bozdum. Uzak duramadım, olmadı işte, sadece sebzelerle mutlu olamadım. Belki olurdum, belki mutluluğun sebzelerle ilgisi hiç yoktu (ya neyle?neyle??) ama ben olamadım. Kendimi tutamadım. Çikolata yedim, itiraf ediyorum işte, pasta da yedim, hem de en kremalısından. Kurabiyeler de yedim, şaraplar da içtim şişman kadehlerde. Uykusuz kaldım, kendime hiç iyi bakmadım. Sabahın kör saatinde kalkmam gerektiğini bile bile gecenin bir saatine kadar fırının başında bekledim, sonra oturdum kitap okudum, film izledim gözlerim yana yana. Kendimi küçücük şeyler için üzdüm, kırdım kendimi. A tipi kişilik sendromuna attım suçu, rahatladım. Hepsini ben yaptım, kabul ediyorum. Artık yapmayacağım mı demeliyim şimdi, yalan borcum mu var dünyaya?
Ama yeni yıl kararları alayım ben yine de, alayım da sıramı savayım, ayıp olmasın bir iki iki sıfır bir altı'ya. Diyeyim ki; kendimden çok uzağa düşmeyeyim ben bu yıl, kendimi özlemeyeyim. Artık biraz kendimle de zaman geçireyim, biz biraz başbaşa kalalım ve hiçbirşey yapmayalım diyeyim. Sevim'in elinde tuttuğu, kapağında koca koca harflerle "Bütün Ruhsal Arayışların Sonu: Birşey Yapmamak" yazan küçük kitaba bakıp gülümseyeyim, okuyayım onu ben bir ara! Kendimi bu kadar mutfağa kapatmayayım diyeyim. Hem sahi, hep Külkedisi, hep Rapunzel rolleri mi düşecek bana? Ya sırada Mavi Sakal varsa, kaçacak delik mi arasın yani bu kız çocuğu, masallarla büyümek mi onun suçu? Evet evet, çıkayım şu mutfaktan arasıra. Mutfaksız yapamam, bilirim ben beni, ama hani devamlı yemek pişirmek zorunda da hissetmeyeyim kendimi! Bu da benim yeni yıl kararım olsun, olmaz mı yani? İstemem lüks, istemem para. Ben lazımım bana! Daha çok kitap okuyayım, daha çok film izleyeyim, daha çok yazayım bu yıl. Hatta kaçış planları yapayım küçük tatillerde, ceplerimde dünya, sırt çantamda bir matara bir harita. Uzağa gitmeye de gerek yok öyle, içimdeki yolculuklar da yeter bana, sahiden gidebilirsem içime, varabilirsem bir kıyıya..
Evet evet! Bu yıl 20'lere veda edeceğim madem, bu yıl Sibel'le bol bol vakit geçirelim biz, yaramazlıklar yapalım, gülen aynada yüzümüzü çarpıtalım, korku tünellerine çığlıklarla dalalım, yalınayak kalalım biraz, sırtımızdaki yükleri vestiyerde bırakalım. Belki yanan gemileri bile onarırız, belli mi olur, bizden herşey beklenir!
**************************
Yeni bir yıla ekmekle, ama tatlı bir ekmekle başlamak istedim... 2006'ya tatlı bir başlangıç niyetiyle, mutfakta ve kahvede yıl boyu güzel tatlar olsun diye!
Eski yılın son kahvaltısı için Cuma akşamından üzümlü ekmek yapmıştım. Yenisinin ilk kahvaltısı için de Cumartesi gününden Zinnur'un panettone'sini yaptım. Her iki ekmeğim de çok acele yapılmalarına rağmen güzel oldular, özellikle kahvaltıda ısıttıktan sonra reçelle birlikte yemek harikaydı. Zinnur'un bol malzemeli ekmeğini herkese tavsiye ediyor, üzümlü ekmeğin tarifini de hemen paylaşıyorum.
Tarif Yemek Zevki dergisinin Mayıs 2005 sayısından. Ben tarifteki 2 bardak kepekli un az gelince yoğurma aşamasında yarım bardak da beyaz un ekledim. Size de unu yavaş yavaş eklemenizi öreririm. Şeker olarak esmer şeker, pekmez olarak da harnup pekmezi kullandım. Küçük bir ekmek oluyor, o yüzden en küçük kalıbınızda pişirebilirsiniz.
TARÇINLI ÜZÜMLÜ EKMEK
Malzemeler:
- 1 su bardağı ılık su
- 7 g (~1 yemek kaşığı) kuru maya
- 1 tatlı kaşığı esmer şeker
- 2 su bardağı kepekli un
- 1/2 su bardağı beyaz un
- 2 tatlı kaşığı tarçın
- 1/2 su bardağı kuru üzüm
- 3 yemek kaşığı eritilmiş tereyağı
- 1 yemek kaşığı pekmez
- 1 yemek kaşığı sıcak süt
Yapılışı:
1. Ilık su, maya ve şekeri küçük bir cam kasede karıştırın. Üzerini streçle kapatıp sıcak bir yerde 10 dk bekletin. Suyun üzerinde hafif kabarık ve köpüksü bir maya tabakası oluşacak.
2. Bir kaba unları ve tarçını eleyin; ortasını açarak yağı, pekmezi ve maya karışımını dökün. Üzümleri de ekleyip yoğurun. Yaklaşık 10 dk yoğurduktan sonra elastik bir hamur elde edince üzerini örtün ve 1 saat mayalanmaya bırakın.
3. Dibine yağlı kağıt serilmiş ve kenarları yağlanmış dikdörtgen bir kalıba hamuru alın (ben küçük baton kalıbımı kullandım), üzerine sıcak sütü sürün. Önceden 180 derece ısınmış fırında yaklaşık 40 dk pişirin.
Yorum Gönder