Pazar günü Hürriyet’te olmanın tuhaf heyecanı ile hayatımda başka bir boyutta da olsa devam etmekte olan belirsizliklerin sıkıntısının birbirine karıştığı garip bir ruh halindeydim. Bir Terazi uzun süre denge halinden uzakta kalmamalı! Hürriyet’teki kendime garip, karmaşık duygularla bakıp çayımı içtikten sonra sokağa çıktım, uzun uzun yürüdüm.. Düşkent haftasonu tatili telaşındaydı! Gülümsedim..
Baktım dün akşam o garip sıkıntı devam ediyor, iş çıkışında kendimi yağmurlu Beyoğlu’na atıp Emek Sineması’nda aldım soluğu. Lady in the Water (Sudaki Kız)’ı izledim. “Hepimiz birbirimize bağlıyız, birimizin yaptığı bir eylem bir gün hepimizin yaşamını etkileyebilir” diyordu film. Evden ayrılışımın neleri değiştirebileceğini düşündüm, bunların iyi şeyler olmasını diledim tüm kalbimle.. Gördüğünüz gibi garip bir duygusallık hallerindeyim şu sıra. Bir an önce dengemi kurmak için gün sayıyorum diyebilirim.
Neyse! Uzun bir aradan sonraki ilk tariflere gelelim...
Çok istememe rağmen bu telaşlı günlerimde fındıklı bir tarif deneyip o güzel fındık projesine katkıda bulunamadım. Ama katkıda bulunan arkadaşlarımın birbirinden güzel tariflerine fırsat buldukça bakıyor, kitabı da heyecanla bekliyorum. Ne kadar güzel bir proje olmuş! Katılan herkesi içtenlikle tebrik ediyorum. Ve tabi, son YE etkinliklerine de katılamadığım için üzgünüm.. Üstelik son 3 konu en sevdiğim yiyeceklerdi! Umarım bundan sonrakilere katılabilirim.
Her ikisi de erikli olduğu için bu iki tarifi birlikte vermek istedim. Uzun süren tarifsiz dönemi de affettirmek istedim böylece. Birisi klasik ve basit bir pay, diğeri mayalı hamurla bir tart denemesi..
Erikli payı yapalı öyle çok zaman oldu ki. İstanbul’a ilk gelişimde, yani Yılmaz’ın “abla biz açız!” diye telefon etmesinden sonra ona getirmek için hazırladığım kolide bulunanlardan biriydi. O kadar çok şey yapmışım ki, biraz abarttığımı bizim iştahlı çocuklar getirdiklerimi 1 haftada ancak bitirince anladım:)
Pay çok ama çok basit. Vakti veya deneyimi olmayanlar için de çok ideal. Malzemeler elinizin altında her zaman olanlardan, kocaman tatlı erikler ise şu sıra en fazla bulunan meyvelerden. Gerçi ben yaptığımda henüz mürdümler yoktu, ben İtalyan eriği kullanmıştım, ama mürdümle çok daha güzel olacağını düşünüyorum. Tarif Pratik Mutfak Rehberi’nden.
Malzemeler:
(6 kişilik)
- 150 g tereyağı (oda ısısında)
- 2 su bardağı un (yaklaşık)
- 1/2 su bardağı toz şeker
- 10-12 adet mürdüm eriği
- Üzeri için pudra şekeri
Yapılışı:
1. Tereyağı, şeker ve unu bir kaba alarak yoğurun. Unu hamur elinize yapışmaz hale gelene kadar azar azar ekleyin. Daha sonra hamuru streç filme sararak yarım saat kadar buzdolabında dinlendirin.
2. Küçük tart kalıbınızı yağlayarak (ben küçük boy borcam kullandım) hamuru yerleştirin. Hamurun kenarlarını hafifçe yükseltin.
3. Eriklerin çekirdeklerini çıkartın, çekirdek yuvaları yukarı gelecek ve tüm hamur yüzeyini kaplayacak şekilde yerleştirin.
4. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında güzelce kızarana kadar pişirin. Erikler sulanıp hamuru şahane bir renge boyayacak ve soğuduktan sonra pudra şekerini de serptiğinizde o artık bir pay değil pasta olacak:)
Diğer tarif ise maya paketinde görüp ani bir kararla denediğim bir tart. Evde pişirdiğim son tatlı olma özelliği nedeniyle biraz hüzünlü bir anısı var bende.. Canım annem çok sevdiğim için bolca mürdüm eriği almıştı o hafta pazardan, hepsi bitmeyince kalanların bir kısmını tartta kullanmamın iyi olacağını düşünmüştüm. Gerçekten de çok lezzetli bir tart oldu ve aynı günün akşamında sadece birkaç dilim kaldı (gündüz kahveyle çok güzel gittikleri gibi, annemle sohbet ederken gece sütüme de harika eşlik ettiler!) Mayalı olduğu için yumuşacık, ama aynı sebeple benzerleri gibi 1 gün bekleyince değil, aynı gün yenirse güzel olan tartlardan.
Malzemeler:
Hamur için:
- 2,5 su bardağı un
- 1 paket Dr. Oetker instant maya
- 1/2 çay bardağı toz şeker
- 1/2 çay kaşığı saf vanilya (veya 1 paket vanilin)
- Bir tutam tuz
- 1 adet yumurta
- 50 g tereyağı (oda ısısında)
- 1 çay bardağı ılık süt
Üzeri için:
- 10 adet mürdüm eriği
- 1 çay bardağı toz şeker
- 1 çay kaşığı tarçın
- 1 çay bardağı ceviz (irice parçalanmış)
Yapılışı:
1. Öncelikle üst malzemenizi hazırlayın: Eriklerin çekirdeklerini çıkartıp dilimleyin (benim kullandıklarım çok iri oldukları için ben elma gibi dilimledim), üzerine şekeri döküp 10 dk pişirin. Ocağı kapattıktan sonra tarçın ve cevizi ekleyin, karıştırıp soğumaya bırakın.
2. Unu eleyip maya ile karıştırın. Şekeri, vanilyayı, bir tutam tuzu, yumurtayı, tereyağını ve sütü ekleyip yoğurun. Elinize yapışan bir hamur olabilir ancak un eklemeyin, kabın üzerini bir kapakla örterek hamuru mayalanmaya bırakın.
3. Hamurun mayası geldikten sonra derince dikdörtgen bir fırın tepsisini yağlayarak hamuru içine yerleştirin. Bu sırada elinize yapışabilir, yanınızda ellerinizi hafif ıslatmak için küçük bir su kabı bulundurabilirsiniz.
4. Hamurun üzerine hazırladığınız erikli karışımı dökün ve eşitçe dağıtın. 30 dk daha bekletin.
5. 180 derece ısınmış fırında 30 dk kadar (ya da mürdümler o nefis kızıl rengi alana kadar) pişirin. Tadına doyulmaması için ılık olarak, dilerseniz yanında dondurmayla servis yapın!
İlk tarifler de gelmiş oldu böylece..
Erikler bitmeden belki birini denemek istersiniz. Denerseniz benim yerime de bir dilim yersiniz değil mi?
Gecikmeli de olsa Git’in yeni sayısının haberini vermek istiyorum son olarak. Eylül-Ekim sayısını büyük kitapçılarda ve bayilerde bulabilir, kahvaltılarımızın keyfi reçellerden bahsettiğim yazımı okuyabilirsiniz.
Ve unutmadan!
Blogumu takip edenler için gerek yok ancak beni yeni tanıyanlar için Hürriyet’teki haberle ilgili küçük bir-iki düzeltmem olacak.. Birincisi İzmir’de yaşamıyorum, hiç yaşamadım:) O “Ege'nin küçük kıyı kenti” Aydın’dı. Diğer düzeltme ise sevgili Hatice’nin ve Portakal Ağacı’nın elbette bana da ilham verdiği ama asla “aynısını yapmaya karar vermiş” olmamam:)
Eylül’ün tadını çıkarın olur mu?
Yorum Gönder