0

Benim gibi hamur yoğurmayı seven, özellikle ekmek yapmaya bayılan, ve üstelik onca güzel ekmek alınabilecek harika fırınlarla dolu bir semtte yaşamasına rağmen dışardan almak yerine daima ekmeğini kendi yapmayı tercih eden biri için, ekmek makinesine sahip olmak başlarda gereksiz olsa da, sonraları kaçınılmazdı..

Uzun süre direndiğimi kabul ediyorum.
Makine tamam güzel, ama ekmek hamuru yoğurma meditasyonumdan neden vazgeçeyim?
Herşeyi makine yapacak olduktan sonra ben ne işe yarayacağım?
O ekmeği ben yapmış sayılacak mıyım yani?
... gibi itirazlar ve düşüncelerle, uzun zaman uzak durdum o binbir fonksiyonlu makinelerden..

Ama içimde bir ses, özellikle kentin telaşında yorgun düştüğüm ve iş çıkışı ekmeğimi Komşufırın'a uğrayıp alıverdiğim günlerde, "ne olur bir makinem olsa artık, üşendiğim ya da yorgun olduğum zamanlarda o yapsa ekmeğimi, ben de iç rahatlığıyla yesem" demeye başladı.. Yine de o sesi dinlemedim.

Ta ki sevgilim bir gün eve elinde kocaman bir paketle gelene kadar!

Paketi heyecanla açtığımda karşımda Sinbo marka küçük bir ekmek makinesi duruyordu. Meğer bunu ne çok istiyormuşum da farkında değilmişim! Sevinç çığlıkları atarak sevgilimin boynuna dolandım. Yaşasın! Artık seri üretime geçebilirdim:)) Sevgilim makineyi alırken benden çok kendini düşündüğünü, çünkü sayemde artık beyaz ekmek yiyemediğini, dışarda satılan ekmeklerin de pekçoğunu beğenmez hale geldiğini söyleyince güldüm. "Her gün soframızda ev yapımı taze ekmekler olacak merak etme" dedim ona.


Fotoğrafta gördüğünüz ekmek, makinede yaptığım onlarca ekmekten sadece biri, evde lor yaptığım zaman kalan peynir altı suyu ile yapılmıştı. Tarifini isterseniz şuraya bakın lütfen. Sevgili Binnur'un Ekmek Kokusu blogunda yer verdiği tariflerden epeyce denedim, büyük çoğunluğunda da güzel sonuçlar aldım. Keşke yazmaya devam etse.. Bu arada Binnur'un Taze Ekmekler Sıcak Öyküler kitabını da tavsiye ediyorum tüm ekmek yapma meraklılarına. Çok işinize yarayacak ve ekmek yapma tutkunuzu körükleyecek bir kitap.

Makineyi ilk kullanmam balayı sonrasına denk geldi, ilk fırsatı günlük hayatımızı yoluna koyduktan sonra bulabildim. Yeni oyuncağım diyorum ama çok da yeni sayılmaz hani, ancak fırsatım oldu yazmak için. Makinemin fotoğrafını koymuyorum, Sinbo'nun en basit modeli makinem. 500 gr.lık ekmek yapıyor, kek pişirme, reçel ve çorba yapma gibi zaten kullanmayacağım özellikleri yok. Ama doğrusu biraz daha gelişmiş ve büyük bir model olsa ne güzel olurmuş dedim sonradan. Yine de bu ilk makinemi çok seviyorum ve daha gelişmiş modeline sahip olursam bir gün, bunu anneme ya da erkek kardeşime hediye etmek istiyorum. Hem zaten 500 gr ekmek iki kişi için iki öğünde gayet yeterli oluyor. En azından bize yetiyor.


Lor dedim de..
İşte yine ev yapımı bir ekmek diliminin kenarına azıcık kondurulmuş lor ve üstünde bal.. Ben loru balla birlikte severim illa ki.. Bu arada merak edenler için, lor yapımında Arman Kırım'ın tarifini temel alıyorum. Size de tavsiye edebilirim. Detaylarıyla birlikte evde lor (ya da ricotta) yapımını şurada okuyabilirsiniz.

Makinede ekmek yapımı hiç zor değil, sadece bazı püf noktaları var ki onları da zamanla anlıyor ve birkaç denemenin ardından çok başarılı ekmekler yapmaya başlıyorsunuz. Hatta makine ile birlikte size verilen kitapçıkları tembellik etmeyip baştan sona okursanız ilk denemede bile güzel sonuç almanız mümkün. Ben çoğu ekmeğimi Sinbo'nun tarif kitapçığından ve Binnur'un tariflerinden yola çıkarak yapıyorum. Arada evdeki malzeme durumuna göre değişiklikler yaptığım da oluyor. Hatta geçenlerde tam buğday unu yetmeyince mısır unu, o da az gelince (az geldiğini hamurun makine içinde top haline gelmemesinden anlıyorsunuz) soya unu ekledim. Sonuç "yenebilir" derecesini aldı sevgilim tarafından:) Ama aynı şekilde uydurup çok güzel sonuç aldığım da oluyor..

Kısacası makinesi olan herkes kolayca tarif bulabilir diye düşünerek makine tariflerinden birini değil, makinede mayalandırıp fırında pişirdiğim bir tarifi paylaşmak istedim. Evet makinenin böyle bir hoşluğu var, isterseniz size sadece hamurunu hazırlıyor, içine ek malzemeler koyup dilediğiniz gibi şekillendirmek size kalıyor. Özellikle makineden çıkan kare ya da dikdörtgen formlu ekmeklerden sıkıldığınız zamanlar için:) Bu ekmeği kendiniz yoğurarak da hazırlayabilirsiniz. Tarif yine Sinbo'dan, ama Hürriyet gazetesi için hazırlamış oldukları ek dergiden. Yarım ölçü yaptım ve bence yeterli ebatta bir ekmek oldu. Size de bu şekliyle yazıyorum.


FAVORİ CEVİZLİ EKMEĞİM

Malzemeler:

- 160 ml ılık su
- 1 tatlı kaşığı esmer şeker ya da pudra şekeri
- 3/4 tatlı kaşığı tuz
- 1 çorba kaşığı zeytinyağı
- 90 gr tam buğday unu
- 75 gr kepekli un
- 75 gr beyaz un
- 3/4 tatlı kaşığı instant maya
- 75 gr iri parçalanmış ceviz içi

Yapılışı:

1. Malzemeleri sırayla ekmek teknesinin içine koyun. Cevizler hariç.. Onları daha sonra kullanacağız.

2. Makinenizi hamur programında çalıştırın. Sinyali duyduğunuzda hamurunuz hazır demektir. (elde yapıyorsanız hamuru yoğurduktan sonra üzerini örterek 1 saat kadar dinlendirmeniz gerekiyor). Daha sonra hamuru makineden alıp un serptiğiniz tezgaha yerleştirin.

3. Cevizleri ekleyerek yoğurun. Fazla yoğurmanıza gerek yok, cevizler hamura karışana kadar yoğurmak yeterli. Daha sonra somun şekli vererek üzerine çizikler atın, yağlı kağıt serili fırın tepsisine alın ve üzerini streçle kaplayarak tekrar kabarması için yarım saat kadar bekletin.

4. Hamur iki katına çıkınca streç filmi çıkartın, önceden ısıttığınız 200 derece fırına koyun, pişirin. Benim fırınımda genelde yarım saat yeterli oluyor, siz 20. dakikadan itibaren kontrol etmeyi unutmayın. Üzeri güzelce kızardığında fırından alın, hemen temiz bir mutfak bezine sararak biraz dinlendirin. Düzgün dilimlenebilmesi için biraz ılıması gerekiyor, aslında bu tüm ekmekler için geçerli bir kural (ben de yeni öğrendim:)


Cevizli ekmek en güzel kahvaltıda gidiyor.. Ben de dostlarımızın bize geldiği bir kahvaltıya çıkarmıştım bu ekmeği ve çok güzel yorumlar almıştım. Yanında kendi üretimim şeftali reçeli.. O zaman mevsim yazdı ve reçelimi çoğunlukla dostlarla paylaşıp kısa sürede tüketmiştim. Diğer fotoğraftaki çilek reçeli de annemin üretimi. Bence kimse eline su dökemiyor çilek reçeli konusunda:) Tabi bunda memleketimin mis kokulu hormonsuz çileklerinin payı büyük. Ahh ah..

Son olarak kısacık unlardan ve mayalardan bahsedeyim de tam olsun.

Tam buğday unu ekmekte her zaman en favori unum. Sadece onu kullanarak yaptığım ekmekler daima lezzetli oluyor. En lezzetlisinin de Doygun marka un olduğunu söyleyebilirim rahatlıkla. Beyaz unda Söke Un'un mavi paketli Altın Harman'ı (sağolasın Binnur!) kesinlikle ilk tercihiniz olsun. İpek gibi bir un ve özellikle ekmek için ideal.. Kepekli unda da yine Söke Un tercih ediyorum. Çavdar unu için Doygun markayı önereceğim. Ekmek karışımlarından yine Söke Un.. Sinangil'i de denedim ama pek memnun kalmadım açıkçası. Ben dolu dolu, hani tek dilimi doyuracak cinsten ekmekler seviyorum, bu markanın ekmek unlarından (karışım olanları kastediyorum, diğerlerini denemedim) yaptığım ekmeklerin içleri nasıl desem.. fos fos oldu. Hafif ve çok doyurucu olmayan ekmekler oldu desem daha anlaşılır olur mu bilmem:)

Mayalara gelince.. Dr. Oetker'in yeşil paketli instant mayasını artık bilmeyen yok. Doğrudan una karıştırılarak kullanılan bu maya çok pratik ve hiç yanıltmıyor.. Ama makinede ekmek yapmaya başlayalı, önceden pek de severek kullanmadığım kuru maya ile de barıştım. Yuva markalı kuru mayam bir kavanozun içinde buzdolabında, daima elimin altında. Bazılarınız için yeni bir bilgi olabilir (ben de yakın zamanda öğrendim), tüm mayaların (instant ve kuru mayalar da dahil) paketleri açıldıktan sonra buzdolabında saklanmaları gerekiyor..

Sonbaharın o güzel kahvaltı sofralarında kendi yapımınız ekmeklere yer verin lütfen.. Makineniz olsa da olmasa da.. İnanın hiç zor değil! Ya da akşam, çorbanızın yanında mis gibi bir dilim ev ekmeği olsun.. Birilerinin eve geldiğinde "oh mis gibi ekmek kokuyor!" demesi mutlu olmak için yeterli!

Yorum Gönder

 
Top