0

Anneciğinin karnına düştüğünü öğrendiğim günü dün gibi anımsıyorum..
Teyze olacağım diye nasıl heyecanlanmıştım!
Sonra günleri saydık, ultrasonda görünen belli belirsiz yüzün, minicik gövden yüreğimizi ısıttı, geliversen diye beklemeye başladık...

Derken "teyze olduğumu" yazdı baban, bir geceyarısı telefonuma düşen mesajda.
Uçarak geldim yanına, kokladım seni, göğsümde uyuttum, adının nerden geldiğini hemen öğren diye İlhan İrem dinlettim sana..


Sonra birkaç kez daha görüşebildik ama hepsi o kadar.. En son teyzenin düğününde, kat kat tüllerden bir minicik gelinlikle nedime oldun yaşına girmeden!


Her gün seni görmeyi, kucaklamayı özlüyorum ama ancak haberlerini alabiliyorum, ne yapayım miniğim, uzaklardayım..

Ama doğduğunda sana verdiğim bir söz vardı..
İlk yaşına girerken doğumgününü ben organize edecek, sana pastaların en tatlısını yapacaktım!


Ne güzel oldu doğumgünün..
Teyzen hepsinin bitmeyeceğini bile bile bir sürü mama pişirdi. Bir pasta yetmez dedi, iki pasta yaptı hatta. Sen sadece tadına baksan da biz senin yerine de yedik, meleğimizin hep tatlı olsun hayatı dedik..


Sonra da cici hediyelerini açtın annenle. Teyzen sana aldığı pembe pabuçlar minik ayacıklarına olmadı diye üzüldü biraz, ama olsun, seneye giyer dedi herkes. Orada olsaydım gider denerdik öyle alırdık di mi kuşum?


Yaramazlıklar da yaptın tabi.. Dünya şekeri, hiç huysuzluk yapmayan, herkese gülücükler dağıtan bir bebek de olsan yaramazlık yapmak hakkın.. Dünyayı keşfetmeye başladın, kim tutar artık seni?


Öyle sıcaktı ki hava, her gün yıkadık seni annenle. Bazen günde birkaç kez suya girdin sevinerek. Suyun altında ellerini çırpıp mutlu çığlıklar atışın hiç çıkmıyor aklımdan. Su kuşu musun sen?


Gölgede 40 derece sıcakken, sereserpe uyunur tabi, enişten de dayanamayıp fotoğrafını çeker.. Ne iyi anlaştınız değil mi? O da seni çok özledi şimdiden...


Yazılacak öyle çok şey birikti ki.. İrem kuşun doğumgününün üstünden bile 2 hafta geçti.. Son 2 haftadır Aydın'daydım, 1 haftalığına gitmiştik ama annemin kolu incinince ben 1 hafta daha kaldım (şimdi iyi çok şükür, fizik tedaviye gidiyor ama aklım hala onda). Öyle olunca İrem kuşla ben ilgilendim daha çok, tek güzel tarafı buydu.

İstanbul'a döneli birkaç gün oldu, bu kez de evdeki telaştan fırsat bulamadım yazmaya.. Hala beni okuyor musunuz onu bile bilmiyorum:) Ama birikenleri hızlı bir şekilde ekleyip sık sık güncelleyeceğim sayfayı. İrem'in doğumgününde yaptıklarım, Aydın'da annemin mutfağında pişenler, hatta pazar gezmelerimizin detayları var sırada.

Tarifleri sonraya bırakıp şimdilik sadece doğumgünü menüsünü yazıyorum:

- Vişneli antepfıstıklı pasta

- Şeftalili pasta

- Minik ekler pastacıklar

- Susamlı tuzlu kurabiyeler

- Annemin patlıcanlı / kıymalı böreği

- Kalpli çikolatalı kurabiyeler


- Peynirli poğaçalar
- ve mercimek köftesi..
(fotoğrafları çekilemedi ama masa üzerinde görünüyorlar:)


Yorum Gönder

 
Top