0

Sevgili Pisikopati kitaplarla ilgili bir mim yanıtlamış, sonra da bana paslamış.. Ben de kitap aşkı konusu eskimeye yüz tutmuşken ateşe biraz odun atayım dedim. Zira bugünler tam okunacak günler.. Evet kabul ediyorum, İstanbul bembeyaz kar örtüsü altındayken, bugünler sıcacık evlerde kahve ve pasta keyifleri yapılacak günler aynı zamanda! Böylece bir sonraki yazının konusunu açık ediyor, ama daha fazla sır vermeyip hemen sorulara geçiyorum:)

1. Şu an okuduğunuz kitap ve konusu:
Bab-ı Esrar, Ahmet Ümit.

İngiltere'de büyük bir sigorta şirketinde çalışan Karen, bir otel yangınında sabotaj olup olmadığını araştırmak üzere Konya'daki acentelerine gönderilir. Başlangıçta sıradan bir soruşturma ve birkaç günlük iş gibi görünen bu ziyaret, babası mevlevi bir Türk olan ve o çok küçükken annesiyle kendisini bırakıp giden Karen için sırlarla dolu gizemli bir yolculuğa dönüşmeye başlar. Babasına duyduğu öfke ve kırgınlığın da etkisiyle o güne dek Mevlevilik ile hiç ilgilenmemiş olan, herşeyi mantık çerçevesinde ve analitik olarak değerlendirme alışkanlığı edinmiş Karen için, Konya'ya ayak bastığı andan itibaren karşılaştığı garip olaylar ve yaşadığı şoklar, gördüğü ilginç rüyalarla da birleşerek birbiri ardına yeni kapılar açacak, olaylar basit bir otel yangını soruşturmasının çok ötesinde boyutlara doğru ilerleyecektir.

2. En son aldığınız kitap:
Kitaplarımı Idefix'ten aldığım için en son bir değil beş kitap aldım:
-Erendiz Atasü, Gençliğin O Yakıcı Mevsimi
-Uğur Kökden, Kuğular Kanallar Salkımsöğütler
-Ahmet Önel, Aynı Düşün İçinde,
-Susanna Tamaro, Her Sözcük Bir Tohumdur
-Prosper Merimee, Carmen

3. Şimdiye kadar aldığınız kitaplar içinde en sevdiğiniz kitap :
Zor bir soru.. Çocukları arasında ayrım yapamayan bir anne gibi hissediyorum kitaplığıma bakınca. Ama en "sevdiğim" sorulduğu için, herhalde dönüp dolaşıp hep elimi uzattığım, her sayfasında içimin titrediği bir kitabın adını verebilirim, bende çok ayrı bir yeri olan.
Nazım Hikmet, Kuvayı Milliye.

4.Bir türlü bitiremediğiniz, bitirseniz de sizi illallah ettiren kitap:
İstanbul'u Geziyorum Gözlerim Açık, Haldun Hürel.
Ne kadar zamandır elimde olduğunu ne siz sorun ne ben söyleyeyim.. Sevimciğimin hediyesiydi, paketi açtığımda çığlıklar atmıştım, hiç unutmam:) Ama yani, 872 sayfalık, büyük boyutlu bir referans kitaptan bahsediyoruz. Öyle çantada filan taşınmadığı, ancak evde olduğum zamanlarda elime alabildiğim için, ama en çok da, bu kitabı İstanbul'u gezerken paralel olarak okumak istediğim için çok yavaş ilerliyorum. Olsun, eninde sonunda bitecek!

5. Elinizdeki bitince okumayı düşündüğünüz kitap :
Yeni aldıklarımdan birine başlarım, muhtemelen Uğur Kökden'in kitabına.

Ben de bu mimi Nazife'ye pas ediyorum, belki yeni yazmaya başladığı güzel sayfasını daha sık günceller:)

Geçelim sevgili Ruhdağı'nın mimine..
Benimle ilgili 7 ilginç bilgi? Ah Ruhdağı, ısrar ediyorum demesen yazmazdım ne yalan söyleyeyim:) 4 küsur yıldır okurların bilmediği ne kaldı diye düşünüyorum da.. Ama seni kıramam. Eşeleyelim bakalım, birşeyler çıkar muhakkak..

1. Küçükken balerin olmak istiyordum. Ergenlik dönemim balerin ya da dansçı olmamın imkansızlığı yüzünden acı çekmekle geçti. Liseye başladığımda sanat bölümünü seçmek istedim, kredili sistem beni sosyal'e yönlendirdi. Nedense bende yazık edilmiş bir cevher olduğuna yüzde yüz inanmıştım. Hala çok severek bale ve modern dans izlerim ama neyse ki acısı geçti (ve evet, kızım olursa mutlaka baleye göndereceğim:)

2. Zifiri karanlıkta uyuyamam. Diğer her koşulda uyuyabilirim. Buna ipod'umdan son seste yükselen müzik de dahil.

3. Çocukken oynadığım oyuncaklarımı hala saklarım. İlk okuduğum kitaplar da sararmış sayfaları ve yıpranmış kapaklarıyla hala arşivimdedir..

4. Yeni aldığım gazeteyi ya da dergiyi birinin benden önce okuması kavga sebebidir:) kimse o kaymak sayfaları ilk çeviren olma lüksümü elimden alamaz.

5. Yüksekten değil basık ve çukur ortamlardan korkarım. En büyük kabusum öyle bir ortamda bulunmaktır, rüyamda da arasıra görür ve panik halinde uyanırım. Buna ne fobi deniyor bilmiyorum:)

6. Lunaparkta dönme dolaptan ve çarpışan arabadan başka birşeye asla binememiş biriyim. Ödüm kopar ordaki herşeyden.

7. Dönem dönem değişik yiyeceklere, içeceklere, giysilere, müziklere, filmlere vb. bağımlılık geliştirir, kendimi (ve bazen etrafımdakileri de) bıktırana kadar onlarla yaşarım. Alışkanlıklarımı seviyorum ve alışkanlık edinmeyi de. Rahatlatıcı bir konforu olur onların daima..

Bu mimi 7 kişiye paslamak gerekiyormuş.. Ben de adaşım'a, kitap kurdu'na, Özlem'e, Evren'e, Yasemin'e, Bocuruk'e ve Uyuz Cadı'ya paslıyorum, hadi bakalım elim sizde...

Yorum Gönder

 
Top