Erkek kardeşim askerlik sonrası ana ocağında uzun bir dinlenmenin ardından İstanbul'a geldi. Askerlik öncesi de İstanbul'daydı ama bu güzel şehir ona istediği imkanları -hem de çok hakettiği halde- sunmamıştı bir türlü. Herşeyin bir zamanı vardır, doğrudur.. Şimdi Türkiye'nin büyük bir medya kuruluşuna bağlı bir şirkette yazılım uzmanı olarak çalışıyor. Hakettiği imkanlara ve güzel bir iş ortamına kavuştuğu için onun adına çok seviniyorum. Hakettiği diyorum, çünkü küçücük yaşlarından itibaren bilgisayarı kendi kendine nasıl çabalayarak öğrendiğini, onca olanaksızlık içinde sadece kendi çabasıyla kendini nasıl geliştirdiğini, kendi deyimiyle bugünlere gelebilmek için "kafasında bir çip yaktığını" biliyorum, yakın tanığıyım. Şimdi de onunla gurur duyuyorum, ileride daha da güzel işler yapacağını biliyorum.
Kardeşim bugünlerde beni çok heyecanlandıran bir işle de meşgul, boş vakitlerinde.. Sibel'in Kahvesi'ne yeni bir biçim veriyor, baştan aşağı yeniliyor. 3 yıllık arşiv olunca kolay olmuyor tabi. Uzun sürmeyeceğini umuyorum yine de. Kendimi daha rahat ifade edip sizlerle daha çok şey paylaşabileceğim yeni bir sitenin müjdesini vermiş olayım şimdiden.
İstanbul'a geldiğinde ev tutana kadar bir süre bizde kalmıştı. O günlerde hepimiz iş görüşmeleri haricinde evde olduğumuzdan durmadan yemek yapıyor, hatta mutfaktan çıkamıyordum. Yetişkin iki erkeği doyurmak (hele de iştahlı cinsten olduklarında) kolay değilmiş! Bu böreği de akşam yemeğine kadar idare etsin diye, bir iş görüşmesine gitmeden hemen önce hazırlamış buzdolabına koymuştum. Eve dönerken telefon edip fırını ısıtmalarını söyledim, gelir gelmez de fırına attım. Sıcacık böreğin yanına da çay demledim o arada.. Bizimkiler çok severek yediler koca koca dilimleri. Bana bir tanesi bile yetti:)
Bugün bu tarifi paylaşmak istiyorum işte.. Tarif muhtemelen yemek grubumuzda yazılmıştı ama isim hatırlamıyorum şimdi. O kendini hatırlar ve yorum bırakırsa sevinirim. Biz bu böreği çok sevdik. O sabah yufkacıdan aldığım tazecik yufkayla yapmıştım, lezzetini biraz da ona bağladım.
Malzemeler:
- 4 adet yufka
- 1/2 su bardağı sıvıyağ
- 1 şişe maden suyu
- 2 adet rendelenmiş kabak
- 3 adet yumurta
- 1 su bardağı rendelenmiş beyaz peynir
- 1/2 demet maydanoz
- 1/2 demet dereotu
- Tuz, karabiber
1. Öncelikle kabakları rendeleyin, suyunu iyice sıkarak bir kaba alın. İçine peynir, ince kıyılmış maydanoz ve dereotu, tuz ve karabiberi ekleyip harmanlayın.
2. Hafif yağlanmış fırın tepsisine 2 adet yufkayı buruşturarak üst üste koyun. Üzerine kabaklı içi yayın, kalan 2 yufkayı da buruşturarak koyun.
3. Hazırladığınız böreği keskin bir bıçak yardımıyla karelere bölün. Ben kare borcamda yaptım, 9 parçaya böldüm. Daha sonra yumurtaları, soda ve sıvıyağı bir kabın içinde çırpıp böreğin üstüne gezdirin.
4. Böreğinizin güzel bir kıvama gelmesi için pişirmeden önce buzdolabında 1 saat bekletin . Daha sonra önceden ısıtılmış 200°C fırında güzelce kızarana dek pişirin. Fırından alınca ilk sıcaklığının geçmesini bekleyip soğumadan servis edin. Kalan böreklerinizi servis etmeden önce tekrar fırında ısıtırsanız daha güzel olur.
Deneyin, çok pratik ve lezzetli bir börek. Hani kabağa burun kıvıranlara hımmms dedirtecek türden.. Oldukça doyurucu olduğu için hem çay yanında hem de akşam yemeğinde (hatta davetlerinizde) sunabileceğiniz bir börek çeşidi.. Yanında ayran da güzel gidebilir!
Yorum Gönder