0
Az önce elimizde çay bardaklarımız, kucağımızda kedimizle bir dvd izledik. Ahmet hocanın önce satırlarından sonra kendisinden dinledik Ayvalık'ı, Ayvalık mutfağını, o güzelim yemeklerini, zeytinyağını... Sakızlı kurabiye yapımını, lor tatlısına şerbetin verilişini, deniz börülcesinin ayıklanışını, arasına kelle peyniri konan Girit kabağının fırına sürülüşünü izledik, adeta ağlamaklı olduk.

Sıcağı sıcağına paylaşayım istedim.
Özlediniz mi bilmem, ama bir kez gitmişliğiniz varsa özlediğinize eminim. Bizim gözümüzde tütüyor sokaklarımız, evlerimiz, sakızlı kurabiyemiz, denizimiz, Taş Kahvemiz, Servet abimiz, Murat abimiz, Yasemin'imiz, Taksiyarhis'imiz, Cunda'mız, dondurmalarımız, rakı akşamlarımız, kedilerimiz...

Tam da özlemin tavan yaptığı bir anda geldi sevgili Ayfer Özcan, ofisime.
Ortak bir arkadaşımız varmış meğer, bilmiyordum. Bir kitap çıkardı çantasından, armağan etti bana. Bu öyle özel bir andı ki, bir de üstüne üstlük o kitap Ahmet Yorulmaz'ın nice zamandır beklediğim Ayvalık yemekleri kitabı olunca... Sevincimi tarif edemem, zaten o anda da edemedim. Teşekkür edebildim sadece. Ve söz verdim, Ayvalık'a bir sonraki gelişimizde Tarlakuşu'nu ziyaret edeceğimize, tekrar görüşeceğimize...

Kitap, Ayvalıklı gazeteci-yazar Ahmet Yorulmaz tarafından, yıllar süren dost baskıları ve kitapçıların istekleri doğrultusunda yazılmış. Öyle ya, yemek kitabı dediğin sürüyle... Ama evimizde pişen "bizim" zeytinyağlı yemeklerimizin tarifleri kaybolup gitmesin diye çıkmış bu kitap ortaya. Ne de güzel olmuş! Ellerine sağlık tüm emeği geçenlerin, Ayvalıklı hanımların, beylerin.

Neler mi var kitapta?
Aklınıza gelebilecek, bildiğiniz / bilmediğiniz Ayvalık otlarının / sebzelerin pişirilişi, kabak böreği, fava, peynirli kabak, lor tatlısı, sakızlı kurabiye, kabak çiçeği dolması, kabak çiçeği tavası, zeytinyağlı kek, zeytinyağlı su böreği, Adabeyi buğulaması ve çorbası, Kofana fırın pilakisi, Ada köftesi, papalina, zeytin kebabı, hatta Girit leblebisi! Kitap bir de güzel dvd ile (küçük bir belgesel + yemek tarifleri) desteklenmiş ki, ne de güzel düşünülmüş dedik izlerken. Ben o zeytinyağlı kurabiye yapan teyzeleri oturur keyif için bile izlerim! Dedim ya özlemim tavan yaptı diye... (Ahh hele de dün yüreğimi sızlatan Dedemin İnsanları'ndan sonra!)


"Bu kitapla yapacağımız her yemek, o kutsal yağla olacak.
Hem dertlere deva, hem besleyici, hem lezzetli, hem de antik dönemden beri insanların kutsadığı bir yağ oluşundan. Aile büyüklerini bizim gibi ancak kocadıklarında, çok ileri yaşlarda kaybeden, biz zeytinyağı yandaşlarının mutfağı, sadece burada bulacaklarınız değildir; bir kısım seçmelerdir. 
...................
Sonrası sizin zevkinize kalacak. Yemeği melamin mi, toprak mı, porselen mi, cam ya da gümüş mü olur, olanaklarınızın el verdiği bir tabağa alır sofraya getirirsiniz. Yeter ki ürettiğinizi ilkin ağzınız, sonra mideniz 'Ooh! Elime sağlık. Ne güzel olmuş!..' diyerek karşılasın."

Ellerinize sağlık Ahmet hocam, çok yaşayın siz!

Yorum Gönder

 
Top