Geçtiğimiz hafta biraz endişeli günler geçirdik sevgilimle.. Uzun süredir devam eden mide rahatsızlığının sonucunda, artık ne olacaksa olsun diyerek endoskopiye girdi benim cesur sevgilim. Endoskopi, gırtlağınızdan midenize kadar inen bir hortum demek.. Ve o sırada baygın filan değilsiniz, yapılan tüm işlemin farkındasınız. Gerekli olduğu durumlarda çok faydalı, özellikle erken teşhisin önemli olduğu durumlarda çok gerekli olduğu bir gerçek ama sanırım ciddi bir soğukkanlılık ve cesaret de gerektiriyor. Şahsen kendimi düşünemiyorum bile…
Sonuçta Allah daha büyük dert vermesin diyerek birbirimizi avuttuk ve endoskopi merkezinin yolunu tuttuk. Dışarıda onu beklerken geçen 10 dakika 1 saat gibi geldi bana. Ne kadar sakin olmaya çalışsam da kireç gibi olan yüzüm, hemşirenin “biz onunla ilgileniyoruz” diyerek beni aşağıya göndermesine neden oldu ama neyse ki bitti. Ve sonuçta ciddi bir rahatsızlığı olmadığı ortaya çıktı. Sadece gastriti var. Yani bundan sonra yediklerine çok dikkat etmemiz gerekiyor.
Bütün bunların çorbamızla ne ilgisi olduğuna gelince.. Endoskopi öncesi akşam yemeğinde sadece çorba içmesini, ekmek dahi yememesini söylemiş doktor. Bu durumda besleyici, tok tutan bir çorba olmalıydı mümkün olduğunca.. Ben de buğdayla yapılan bu çorbanın ideal olduğunu düşündüm. Sevgilim iki kocaman kase içtikten sonra fazlasıyla doyduğunu söyleyince de içim rahat etti.
Kış akşamları için nefis bir çorba.. Yoğurtla yapılan çorbaları seviyorsanız seveceğinizi düşünüyorum. Yanında başka yemek olmasa bile doyurucu. Hele yanında güzel bir ekmeğiniz de olursa.. Bana o endişeli zamanları hatırlatıyor şimdilik, ama tadı gerçekten güzel:) Soğuk ve yağışlı akşamlarda içinizin sıcacık ısınması için...
Malzemeler (6 kişilik)
- 1 su bardağı aşurelik (yarma) buğday
- 7 su bardağı içme suyu
- 1,5 su bardağı yoğurt
- 1 adet yumurta
- 2 yemek kaşığı un
- Tuz, kuru nane, dilerseniz pul biber
- Üzeri için zeytinyağı ya da eritilmiş tereyağı
Yapılışı
- Buğdayları 1 gece önceden (ya da akşam pişirecekseniz sabahtan) kaynar suya ıslatın.
- Pişireceğiniz zaman buğdayın suyunu süzün ve bir tencereye alın. Üzerine 7 su bardağı kaynar su ekleyerek pişmeye bırakın. Buğdayın yumuşaması cinsine bağlı olsa da en az 30 dk sürecektir.
- Buğdaylar yumuşadıktan sonra ocağın altını kısın. Ayrı bir yerde yoğurdu, yumurtayı ve unu çırpın. Bu karışımı yavaş yavaş tencereye ekleyin. Ocağın altını açın ve kaynayıncaya kadar karıştırın. Eğer çorbanız çok koyu olduysa biraz kaynar su ilave edebilirsiniz.
- Kaynadıktan sonra ocağı tekrar kısın ve birkaç dakika daha pişirin. En son tuzunu ve baharatlarını ekleyin.
- Tabaklara aldıktan sonra dilerseniz üzerlerine birer tatlı kaşığı eritilmiş tereyağı / zeytinyağı gezdirerek servis yapın.
Tek kişilik bu tepsiyi Fırat'ın rahatsız olduğu bir başka akşam kendim için hazırladım. Çorbama fırında brokoli ve maydanoz salatası eşlik etti bu kez..
Artık kahvaltı sofralarımızda baş köşeye kurulan Nutella kavanozumuz yok.. Çay kahve zaten pek içmezdi, ama midesi daha iyi olana kadar çok sevdiği çikolatalara da veda etti. Ancak çok az ve çok seyrek olarak izin var. Yani artık şu keyfi –en azından kahve kısmını- paylaşamıyoruz…
Yine de böyle bir çikolatayı insanlığa armağan eden Magnum’a kocaman sevgilerimizi yollarız :))
Çikolatada olay bitmiştir.
Yorum Gönder