0


Ben susayınca su içenlerdenim!
Sıcak günlerde serin birşeyler içmek istediğimde (ki bu "serin" lafın gelişi, oda sıcaklığından biraz daha soğuk olur benim içeceğim), öncelikle su, sonra belki maden suyu isterim. Gerçi yazın da kahveden vazgeçemediğim için soğuk kahveye de hayır demem! Soğuk yağsız sütüme az şeker ve bol kahve ekleyerek içmeyi severim. Meyve suları da güzel bir seçenektir belki ama ben meyvenin kendisini yemeyi daha çok seviyorum ve böylesinin daha yararlı olduğunu düşünüyorum, liflerinden, posasından da yararlanabilmek için..

Kola, aromalı - aromasız her tür gazoz ve teneke kutularda / plastik şişelerde satılan diğer tüm katkılı-boyalı içecekleri hayatımdan çıkaralı çok oldu. Eksikliklerini de hiç ama hiç duymadım. Hamburger kültürünü reddettiğim döneme denk geldi sanırım! Bu reddediş nedeniyle üniversitedeki son zamanlarımda çok ama çok zorlandım ve yemek pişirmekle ciddi anlamda ilgilenmeye o zamanlar başladım. Ve en son kolayı hatır için içtiğimi, hemen ardından da "ben ne yapıyorum?" dediğimi hatırlıyorum. O gerçekten son oldu! Alternatifler her zaman var, herşey tercihinize bağlı. Ben evde soğuk içecekler hazırlıyorum yaz aylarında. Bazen kışın sıcak olarak içtiğim bitki çaylarımı aynı şekilde demleyip soğutuyorum. Ben genellikle tatlandırma ihtiyacı duymuyorum ama az şeker veya bal ilavesiyle de harika oluyorlar. Özellikle de böğürtlen ve diğer meyve çayları ideal, soğuk içmek için. Dedim ya, alternatifler her zaman var, sadece onları tercih etmenizi bekleyen!

Bu kokteylin fikri Dr. Ender Saraç'a ait. Ender Saraç kitaplarını ilgiyle okuduğum, yazılarını takip ettiğim bir doktor. Ayurvedik ve vejetaryen beslenme üzerine araştırmalarından, önerilerinden oldukça yararlandım. Bu kokteyli nerede okuduğumu hatırlamıyorum ama özellikle uykusuzluk ve gerginlik durumlarında önerdiğini not düşmüşüm defterime. Tadına baka baka yaptığım için bazı değişiklikler yaptım. Kendi yaptığım şekilde tarifini yazacağım. Bitki çaylarıyla aranız çok kötü olmadığı sürece seveceğinizi düşünüyorum. Zaten içindeki şeftali ve bal oldukça hoş bir lezzet veriyor...

Malzemeler:

- 2 yemek kaşığı papatya çayı (siz poşet çay kullanacaksanız 4 poşet)
- 1 poşet melisa çayı
- 5-6 dal taze nane
- 1,5 limon
- 2 adet şeftali
- 2 yemek kaşığı bal
- 2 lt içme suyu

Yapılışı:

1. Önce birer fincan papatya çayı ve melisa çayı hazırlayın. Her iki çayı da hazırlamak için, çay poşetlerini porselen fincanlarınıza koyup kaynamış içme suyu ekleyin, üstlerini kapatın, 5 dk kadar demlenmelerini bekleyin. Porselen demliğinizi de kullanabilirsiniz, ancak çayları ayrı ayrı hazırlamanız gerekir.

2. 2 lt suyu geniş bir kaba boşaltın, üzerine hazırladığınız çayları ekleyin. Karıştırma kolaylığı açısından derin ve büyük bir kap kullanmanız daha iyi olur.

3. Naneleri incecik kıyın, limonların suyunu sıkın. Bunları hazırladığınız karışıma ekleyin, daha sonra limonların kabuklarını da içine atın.

4. Şeftalileri rendeleyin. Balla birlikte şeftalileri de karışımınıza ekleyin. Karıştırın. Bu şekilde en az 30 dk bekleyin.

5. Süre sonunda çayınızı süzgeçten geçirin, şişelerinize / sürahilerinize doldurmadan önce tadına bakmayı unutmayın. Daha tatlı isterseniz bal ekleyebilirsiniz. Durdukça da lezzetlenecektir. İyice soğuttuktan sonra dilerseniz buz ilavesiyle servis yapın.


Yorgun bir iş günü sonrasında, uyku öncesi serin serin içmek için ideal bir kokteyl! Bu ölçülerle yapınca epey de gider herhalde:) Şimdi eve gidip önce hafif bir yemek yemeyi sonra da koca bir bardak içmeyi düşünüyorum...

Unutmadan, bugün de az önce izlediğim Küçük Buda'dan bir replik paylaşayım sizlerle:
Evini minimalist çizgilerde döşeyen adama Tibetli keşiş şöyle der:
"Kafan doluysa hiçbir oda yeterince boş değildir!"

Yorum Gönder

 
Top