0



Bugün hem hafif bir sütlü tatlı tarifi vermek, hem de biraz Ramazan'daki beslenmemizden bahsetmek istedim. Dün oruç mükemmel bir detoks demiştim, öyledir gerçekten de! Ama elbette temel bazı konulara dikkat edilirse... Dengesiz beslenir, yediklerinize dikkat etmezseniz bu dönemde çok kolay kilo alabilir (evet, bütün gün aç kaldığınız halde!) ya da tam tersi güçsüz düşebilirsiniz.

Vücudumuzun mükemmel işleyen bir mekanizması var. Yediklerimiz bizi oluşturuyor, bir başka deyişle "ne yersek oyuz". Böyle bakınca bünyenize alacağınız her besin üzerinde uzun uzun düşünmeye başlıyorsunuz. Elbette en saf, en doğal şekilde beslenmek herkesin hayali ama bunu tam anlamıyla gerçekleştirmek ne kadar mümkün, tartışılır. Yine de en azından elimizden gelenin en iyisini yapabiliriz diye düşünüyorum.

Yıl boyu toksin biriktirmiş olan vücudumuzun bu toksinleri atması için oruç harika bir fırsattır. Hem bedeninizi, hem ruhunuzu arındırır, eskilerin deyişiyle "terbiye eder". Yemek yiyebiliyor olmanın değerini anlarsınız yeniden, akşam ilk lokmayı ağzınıza götürürken duyduğunuz minnet duygusu sizi arındırır. Manevi duyguların daha yoğun olduğu bir dönem olması, kendi içinize daha çok dönmenizi sağlar, özellikle benim gibi sahurdan sonra uyumaz ve günün ilk ışıklarını yakalarsanız!

Mesailerimiz Ramazan'a göre ayarlandığı için akşamları işten erken çıkıyor ama tabi sahurdan sonra fazlaca vakit kalmadığı için tekrar uyumuyorum. Bu bir anlamda iyi oluyor, tok halde uyumak zaten sağlıklı değil. Akşam erken çıktığım için eve gelince kolay bir çorba ("hazır" değil!) ya da salata yapmak için bile vaktim kalıyor. Yaz boyunca oldukça geç saatte eve gelebildiğim için yemek yapmaya vaktim olmuyordu. Yeniden mutfağa girebilmek güzel:)

Elbette bir uzman değilim ama "ne yersem oyum" cümlesini hiç unutmadığım için beslenmeme maksimum özeni gösteririm ve sağlıklı beslenmeye dair bolca okurum. Öğrendiğim ve bu dönemde uyguladığım (faydasını da gördüğüm) birkaç temel ilkem var, onları paylaşmak istiyorum sizinle. Uygulamak uygulamamak size kalmış, her bünyenin ihtiyaçlarının farklı olabileceği unutulmamalı!

- Sahur için kalktığınızda öncelikle 1 bardak ılık su için.

- Sahurda mutlaka gün boyu ihtiyaç duyacağınız temel besin ögelerini alın. Tercihe göre peynir, süt, yoğurt gibi bir süt ürünü, tam tahıllı bir-iki dilim ekmek veya bir kase yulaf ezmesi, her gün olmasa da haftada en az 2 kez yumurta, tatlıya ihtiyaç duyuyorsanız bir kaşık bal veya pekmez, bir meyve veya meyve suyu ideal bir kahvaltı olabilir. Eğer daha tok tutacak birşeylere ihtiyaç duyuyorsanız belki hafif bir börek, bir parça tam unlu kek veya kurabiye yiyebilirsiniz. 1 bardak daha su içmeyi ihmal etmeyin.

- Sahurdan sonra eğer dışarı çıkacaksanız tekrar uyumamanız en sağlıklısı. Üzerinize çöken ağırlık birkaç saat içinde kaybolur, ama tok uyursanız pek iyi hissederek uyanmayabilirsiniz. Yine de uyuyacaksanız bu mümkün olduğu kadar uzun süre sonra olsun. Akşam da tabi her zamankinden erken yatmaya çalışın.

- İftarda orucunuzu hurma ile açmanızı tavsiye ederim. Hurma insanın yaşayabilmesi için gerekli tüm besin ögelerini içermesiyle mucize bir besin. Kan şekerinizi hemen normal düzeyine çekecek ve tabi sizi mutlu edecektir:)

- Hurmanın ardından 1 bardak ılık su için. Suya 1 çay kaşığı kadar bal ve bir miktar limon suyu eklerseniz bedeninize olağanüstü bir iyilik yapmış olursunuz. Ancak bu suyu yudum yudum için. Bal kan şekeriniz üzerinde etkili olacak, limon da toksinlere saldıracaktır:)

- Suyun ardından birkaç dakika bekleyin ve daha sonra çorba için. Çorbanın ardından da yine birkaç dakika bekleyip yemeğe öyle devam edin. Zaten içtiğiniz su, çorba ve bekleme süreleri nedeniyle muhtemelen fazla yiyemeyeceksiniz. Yine de porsiyonlarınıza ve besin dengelerine dikkat edin.

- Yemek üstüne çay veya kahvesiz olmaz diyenlerden olabilirsiniz. Ama öncesinde veya yanında 1 bardak da maden suyu için. Çok soğuk olmazsa ve içmeden 10-15 dk önce açarsanız daha faydalı olur.

- Yemeğin 1 saat sonrasında küçük bir avuç kuruyemiş, meyve veya sütlü bir tatlı yiyebilirsiniz. Ancak uyumadan hemen önce midenizi fazla yormayın.

- Oruç döneminin en büyük handikapı vücudunuzun susuz kalma olasılığıdır. Bunun için de sahurda içtiğiniz suların yanısıra akşamları da içebildiğiniz kadar su için. Yemek sonrası şişkinlik hissedebilirsiniz ama bu suya vücudunuzun çok ihtiyacı var.

İftarda hurma, limonlu-ballı su ve bekleme süreçlerini Dr. Ender Saraç'tan öğrendiğimi belirtmek istiyorum. Geçen Ramazan'da bunu 1 ay boyunca aksatmadan uyguladım ve gerçekten de yemek sonrası hiçbir rahatsızlık hissetmedim.

Gelelim sütlü tatlımıza!

Benim sütlü tatlılara ayrı bir zaafım var. Akşamları ne güzel gidiyorlar yemek sonrasında! Gerçi bu dönemde insanın her türlü tatlıya zaafı oluyor ama mümkün olduğunca meyvelerle veya sütlü tatlılarla geçiştirmek lazım bu zaafı. Yoksa yemek sonrası yenilen o tatlılar ne yapıyor biliyoruz:)

Bu tatlıyı dün akşam yaptım ve Sevim'le dayanamayıp biraz ılıyınca önce buzdolabına oradan da buzluğa koyduk bir an önce soğuması için. Kısa zamanda yenecek soğukluğa geldi neyse ki:)

Malzemeler:
*6 kase/kup için

- 1 su bardağı irmik
- 1,5 su bardağı toz şeker
- 1 lt süt
- 1 paket vanilya
Üzerine:
- 1/2 paket çikolata sosu*
- 250 ml (1 büyük bardak) süt

* Biliyorum çok faydalı olmadığını:) Ama işte zaaflarım ve ben! Tukaş'ın çikolata sosunu aldık bu kez ve çok beğendim.

Yapılışı:

1. İrmiği, şekeri ve sütü bir tencereye alıp tel çırpıcıyla karıştırın. Daha sonra ocağa alın.

2. Orta ateşte sürekli karıştırarak kaynatın. Kaynadıktan sonra vanilyayı ilave edin. Karıştırmaya devam ederek bir 10 dk pişirin.

3. Kaselere veya kuplara boşaltın.

4. Çikolata sosunu paketteki tarife göre hazırlayıp bekletmeden tatlıların üzerine kaşıkla paylaştırın. Soğuyunca servis yapın.

Yorum Gönder

 
Top