0

Geçen bahardı…
İzmir’e gidecek bir otobüsün gece yolcularıydık..
“Ayrılıkların da sonu var” demişti İlhan İrem, İzmir’deydi buluşmamız bu kez, gidecektik yüreklerimizi kanatlandırıp…

Geceyarısına doğru buluştuk, görür görmez tanıdım onu, Sevecen’di..
Ertesi gün, konser öncesi dostlarımızla, -daha o zamandan dostum olacaklarını anladığım dostlarımızla- tarifsizdi paylaşımlarımız.. İlhan İrem şarkıları, bir şişe Şiraz, ve.…

…. konserde elimizi tuttu Üstad… İlk onun elini, sonra benim elimi.. usulca birleştirdi bizi, henüz biz bile bilmeden belki..
Sonrası su gibiydi.. İrem bağının nice güzellikleriyle çevrelenmiş, sıcacık, ışık ve sevgi dolu günler... Ruh eşimdi, ilk günlerde anlamıştım.

Ve.. “taçlandık” 12 Nisan gecesi..
Nişan gecemizde parmaklarımıza takılan yüzükler, sonsuza giden bir yolun küçük simgeleri sadece.. yolumuz uzun…
Çünkü bizi birleştiren tesadüfler değildi.

Şimdi yüreklerimizin sonsuza açılmış kanatları, incecik bir tül gibi örtüyor yaşanılan anları..
ve "hayallerimin sedef kapısını açınca", içimde bir şarkı çalıyor..

“gül kokulu çeyiz sandığı…”

Yorum Gönder

 
Top