0



Tatlı dilli, güler yüzlü bir komşu teyzem var benim şehr-i İstanbul'da..
Ne büyük nimet!
Hiç beklemiyorken hem de, komşuluk kavramının çoktan geçmişin sandığına kaldırıldığı büyük kentte..

Nuran teyzem kapımı ilk çaldığında, yeni evimdeki ilk yalnız akşamımdı..
Annem beni yerleştirdikten sonra Aydın'a dönmüş, ben de demonte olarak aldığım bazı eşyalarımı kurma derdine düşmüştüm. Yemek masam da bunların içinde olduğundan, salonda henüz bir sehpa bile bulunmadığından, hatta henüz kanepem bile olmadığından, yere serdiğim gazeteler üzerinde öğrenci usulü bir akşam yemeği yiyecektim. Annemin bir önceki akşam yaptığı tarhana çorbası ve biraz da patlıcan kavurması vardı mutfakta. Yeter de artardı bana..

Tam soframı kuruyordum ki kapı çaldı.
Yüzündeki kırışıklıkların sevimlileştirdiği yaşlı kadınlardan biriydi karşımda duran. Ve bana sevecenlikle uzattığı tabakta fırından yeni çıkmış, sıcacık ıspanaklı börekler vardı!

Beni birkaç gün göremese merak eden, sık sık hatırımı soran, neye ihtiyacım olsa söylememi isteyen Nuran teyzem, anne evimdeki komşu teyzelerime benziyor tıpkı.. Eve taşındığım zamandan beri hiç eksilmedi ilgisi ve ikramları. Yemekler, tatlılar, börekler, poğaçalar.. Çok da marifetlidir!

Ben de ondan gelen tabakları boş vermiyorum tabi. O her ne kadar "tabağımı boş istiyorum bak, ona göre" dese de, her seferinde bana kızmasını göze alarak yaptıklarımdan götürüyorum:)


Geçenlerde kocaman bir kase sütlaç getirmişti Nuran teyze. Canım istiyorken hem de! Gerçi canımın sütlü tatlı istemeyeceği bir zaman var mı? yok:) Ama karşımda üstü bol tarçınlanmış bir kase sütlaç görünce çocuklar gibi mutlu olmuştum.

Öğleden sonra evde olduğum ve ne kadar yemek programı varsa izlediğim günlerden birinde, programların da verdiği hevesle mutfağa girdim ve bir tepsi kurabiye pişirdim. Hemen kaseyi sıcacık kurabiyelerle doldurdum, üzerini onun yaptığı gibi peçeteyle örttüm ve kapısını çaldım Nuran teyzemin. Kurabiyelerimi ne kadar sevdiklerini söyledi, öncesinde tabağı boş getirmiyorum diye kızmayı ihmal etmeyerek tabi!

İşte o kurabiyelerin tarifi:

Komşu Kurabiyeleri

Malzemeler:
(15 adet)

- 125 gr tereyağı (oda sıcaklığında)
- 1 adet yumurta (sarısı ve akı ayrı)
- 1/2 su bardağı pudra şekeri
- 1 tatlı kaşığı kabartma tozu
- Aldığı kadar un (kepekli unla karıştırdım)
- 2 yemek kaşığı hindistan cevizi
- 2 yemek kaşığı dövülmüş fındık
- 2 yemek kaşığı kuru üzüm (sıcak suda 5 dk bekletip kurulayın)
- Üzeri için susam

Yapılışı:

1. Tereyağı, yumurta sarısı ve pudra şekerini karıştırın. Kabartma tozunu ekleyin, azar azar un ilave ederek elinize yapışmayacak hale gelinceye dek yoğurun.

2. Hazırladığınız hamuru 3 parçaya bölün. Bir kısmına hindistan cevizini, bir kısmına fındıkları, bir kısmına da üzümleri ekleyin ve yoğurun.

3. Her hamuru 5 parçaya bölün ve böldüğünüz parçaları avucunuzda yuvarlayarak, yağlı kağıt serili fırın tepsisine sıralayın. Üzerlerine fırçayla yumurta sarısı sürün ve susam serpin.

4. Önceden ısıtılmış 175 derece fırında yaklaşık 20 dk pişirin.


Kurabiyelere ilk piştikleri gün doyum olur mu?
Olmaz.
Ben de kendimi şımarttım ve Zerrinciğimin armağanı olan güzel fincanlarla kahve-kurabiye keyfi yaptım.

Aynısını yapmak istediğinizi biliyorum:)
Hiç durmayın, girin mutfağa. Bir tepsi kurabiye mis kokusuyla evinize mutluluk getirecek. Hem de o minicik boylarından hiç beklenmeyecek kadar fazla!

Bir tabak da komşunuza götürmeyi unutmayın.
Hem belki o da henüz çay demlemiştir...

Yorum Gönder

 
Top