0




                         Sene 1999, o zamanlar yüksekokul öğrencisiyim. Bir tatil dönüşü, babam beni otomobille, Bilecik otogarına bırakmaya gidiyor. Ordan Bolu otobüsüne binip, okula gideceğim. Ama daha okula başlayalı çok olmamış. Annemden ayrılalı çok olmamış. Yeni yeni alışıyorum okula ve evden ayrı bir yerde kalmaya.
                        Otomobilde o zamanların meşhur bir şarkısı çalıyor, Annem Annem...
Şarkı sözleri şu şekilde:

Bu gurbetin geceleri
Soğuk olur çekilmez
Yalnızların ne derdi var
Yaşamayan bilemez
     Annem annem
     Ben ne günler gördüm
     Annem annem
     Ben ne acılar çektim
     Annem annem
     Çok yalnız, üzgünüm
      Annem annem
Üşüyorum,   kimler sarsın beni
Özlüyorum,  kimler sevsin beni
Arıyorum, şimdi nerelerdesin annem annem...

                    O zaman bu şarkı ne kadar anlamlı ve ne kadar acıklı gelmişti.(Gerçi bende bıraktığı etkisi hâlâ daha devam ediyor, hâlâ severek buruk bir hüzünle dinliyorum) Bir başladım ağlamaya, otobüs garına gidene kadar sürekli ağladım. Ben öyle barıl barıl ağlayamayan biri olaraktan, sessiz sessiz, usul usul, ağladım...
                   Güya babama göstermiyeceğim, ama o da görüyordu. İkimiz de, hiçbir şey söylemeden, öylece yolculuk ediyorduk.

                   Yine bir anneler gününde, yine annemden uzak, yine gurbette, yine buruk bir anneler günü geçiriyorum. Ve bu satırları yazarken de, ağlıyorum. Çok özlemişim seni anne. Her ne kadar uzakta olsak da biliyorsun ki hep kalbimdesin. Benim vefakar annem. Seni Seviyorum ve Anneler gününü buradan da kutluyorum.Var ol annem...
  

                       Gelelim kendi anneliğime. Küçük kızım Bengisu, geçenlerde yaptığım kabaklı muhallebiyi, yesede, "Anne keşke buna kabak yerine, çilek katsaydın." dediğinden beri aklımda idi. Çilekli, ahudulu vb hazır malzemeleri mümkün olduğunca kullanmıyorum artık. " Neden olmasın ki" dedim. Pekala da evde çilekli puding yapılabilirdi. Kendi kafama göre pişirdim, kotardım. Rengi gerçek pudinglerinki kadar canlı olmasa da (ki isteseydim onu da yapay şeylerle renklendirebilirdim ama doğal ve ev usulü olsun istedim) tadı ve aroması yönünden bence pek de güzel oldu. Bizim ufaklıklardan da tam not alınca sizlerle buluştu.
                      Tarife geçmeden önce, Bütün annelerin Anneler Günü'nü kutluyorum. İyiki Allah dünyaya anne gibi bir melek göndermiş. Gününüz kutlu olsun Anneler...

Şimdi gelelim tarife: 3 su bardağı süt, 3/4 su bardağı şeker, 1,5 yemek kaşığı un, 1,5 yemek kaşığı nişasta,1 kaşık tereyağ, 1 paket vanilin. Çilekli Sos İçin: 1,5 bardak robotta çekilmiş çilek püresi, 3/4 bardak şeker, 1/2 yemek kaşığı nişasta.Üzeri İçin: Fındık kırığı

Yapılışı:
1) Püre halindeki çilekleri, küçük bir tencereye alıp, üzerine şeker  ve nişasta ekliyoruz, pişiriyoruz.
2) Sütü bir tencereye alıp, içine, şeker un ve nişastayı katıp iyice çırpıyoruz ve ocağa alıyoruz. Başında durarak, kıvamı gelinceye kadar pişiriyoruz.
3) Muhallebi şeklinde olanı ocaktan indirince içine bir kaşık tereyağ ve vanilini ekleyip iyice karıştırıyoruz. Çilekli karışımı da katıp biraz daha çırpıyoruz.
4) Islatılmış kaselere birer kepçe koyarak, soğumaya bırakıyoruz. Soğuyunca üzerine fındık kırığı koyarak, dolaba kaldırıyoruz.



Yorum Gönder

 
Top