0

Dışarda buz gibi bir hava ve lapa lapa yağan kar varken evde olmak ne güzeldir... Cama çarpıp eriyen kar tanelerine dalıp gitmek, mutfakta sürekli sıcak bir demlik çayı hazır ederek kanepede kitap okumak, belki güzel bir film izlemek... Eğer İstanbul'un Erzurum'a döndüğü bugün ev keyfi yapanlardansanız, gerçekten şanslısınız. Ben olsam bu keyfi bir de güzel, baharatlı bir kış kekiyle taçlandırırdım. Tabii yanında dumanı tüten bir fincan kahve veya ince bellide sıcacık çay ile...

Böyle günlerde kek-kurabiye bir keyiftir ama olmazsa olmaz bir şey vardır ki, o da çorba... Keksiz olur, kurabiyesiz olur, çorbasız olmaz. Çorbasız karlı bir kış akşamı teklif dahi edilemez:) Artık bu akşam için tarhana mı ıslatırsınız, acele tarafından bir mercimek mi kaynatırsınız, yoksa pazardan aldığınız ve tatlı mı yapsam ne yapsam diye düşündüğünüz bal kabaklarını güzel bir çorba yaparak mı değerlendirirsiniz, bilmem... Ama ben üçüncü seçeneği işaretleyeceğinizi varsayıyorum. Zira bu havada evde olmayan bir malzemeyi dışarı çıkıp almak her babayiğidin harcı olmasa gerek.

Gerçi zorunlu haller dışında evden burnumuzu bile çıkaramadığımız günlerde, hazır paketlenmiş ürünlerin kolaycılığına kaçmadan, hepimiz nefis çorbalar yapabiliriz el altındaki malzemelerle... Gerçekten de el altında olan her malzeme ile yapılabilen, tarif istemeyen, kolayca uydurulabilen bir şeydir çorba. O yok, bu kalmadı gibi mazeretler başka yemekler için geçerli olabilse de, çorba için bahane bulmak biraz zordur. Sadece yoğurt ve artmış pilavdan bile çorba yapılabilen bir mutfak bizimkisi. Bir avuç bulgur, bir patates, dolap dibinde kalmış bir havuçla bile harikalar yaratabilirsiniz... Biraz baharat, varsa sarımsak, bıçak ucuyla da tereyağı eklediniz mi... Ortaya öyle bir lezzet çıkabilir ki, şaşırır da kalırsınız.

Ama şimdi konumuz bu şahane bal kabağı çorbası... İçinde taze zencefil var. Her yudumda boğazınızı yakıp giden, şahane iç ısıtan bir çorba bu. Hemen söyleyeyim, bal kabağının tatlımsı tadını sevmeyenlerin, çorbasını tatlı bulanların seveceği bir lezzeti var. İçindeki zencefil, kimyon, sarımsak ve limon suyuyla birleşince, bal kabağı adeta evrim geçiriyor. Boğazı da bir güzel yakıyor ki... Özellikle hastalar için gerçek bir şifa.












Geçtiğimiz sene yemek grubumuza yazan İsmet hanım, yemek konusunda usta bir arkadaşından aldığını söylemişti bu tarifi. Kendisi de deneyip çok beğendiğini yazınca, bir de içindeki malzemeler son derece cazip olunca, hep klasik usulde pişirdiğim bal kabağı çorbasını (ki sevgili eşim çok bayılmasa da beni kıramadığından yerdi) bu şekilde denemek istedim. Sonuç mu? Artık bizde eski usulde pişmeyeceği kesin. Eşimin de çok severek yediği bu versiyonu, bal kabağı ile arası iyi olmayan herkese şiddetle tavsiye ediyorum. Klasik usulden şaşmayanlara ise bir de bu şekilde şans verin demek istiyorum. Daha çok sevebilirsiniz. (TDK'nın neden ayırdığını hiç bilmiyorum ama doğru yazılışı "bal kabağı" imiş. Dergi için araştırınca öğrenmiştim.)

Malzemeler: 

- 1/2 kg bal kabağı, soyulmuş
- 1 küçük patates
- 2 veya 3 diş sarımsak
- 2 ufak köy biberi
- 1 tatlı kaşığı rendelenmiş taze kök zencefil
- Dilediğiniz kadar kimyon, karabiber
- 2 çorba kaşığı zeytinyağı
- Deniz tuzu
- Çeyrek limonun suyu
* 3-4 dal taze soğan da var tarifte ama ben eklemedim. Siz seviyorsanız ekleyin. 

Yapılışı:

1. Bal kabaklarını kabaca doğrayın. Patatesi birkaç parçaya ayırın. Biberleri de irice doğrayın.

2. Soğan kullanıyorsanız öncelikle soğanları zeytinyağında hafifçe soteleyin. Kimyon, zencefil ve limon suyu haricinde bütün malzemeleri tencereye ekleyin.

3. Üzerini örtecek şekilde sıcak su ilave edip kapağı kapalı olarak pişmeye bırakın. Çorbanızın pişmesi yarım saat bile sürmeyecek. Sebzeler yumuşadığı anda zencefili ekleyin. Bu şekilde aromasını daha net hissedeceksiniz. Kimyon ve limon suyunu da ilave edin.

4. Blender ile pürüzsüz hâle getirin, gerekirse sıcak su ekleyip bir taşım daha kaynatın. Ardından servis kâselerine paylaştırın.

5. Serviste klasik çorbada krema gezdirilir ama ben bu çorbaya tereyağında çevrilmiş kırmızıbiberi yakıştırdım. Siz dilediğiniz şekilde süsleyebilirsiniz.


Mutfağınızdan zencefili eksik etmeyin olur mu? Şifadır. Çorbanıza koyun, salatanıza ekleyin, kurabiye-kek hamurunuza katın, çayını demleyip için.
Evinizde huzurla, keyifle, sıcacık oturabildiğiniz bir kış olsun...

Yorum Gönder

 
Top