0
Kuzenim evlilik nedeniyle Beypazarı'na yerleşti.
Uzağa gitmesini çok istemesek de yeni oğlumuzu çok sevdik.
Gerçi biz de kızlar evlenince küme düşer, "gelin" olur.
Yeni oğullarımız (damat diyemiyorum annem çok kızıyor), evin has çocukları-oğulları oluyorlar.
 
Neyse sonuç olarak, biz de soluğu Beypazarı'nda aldık.
 
Sevinç Teyzesinin evinde enerji patlaması yaşayan oğlum ;)
Bakmayın numaracı yaramaza, fotoğrafını çekiyorum diye masum pozlar veriyor.

 Gittiğimiz yerin önce parklarını gezmemiz gerekiyor ya...
Ankara Parkı...
 Yengem, annemin "kıymetlisi" kuzenim (SevinÇ) ve annem...
Kıymetlisi derken emin olun abartmıyorum.
Bu aşka daha uygun bir kelime bulamadım da!
Kokulu, her derde deva sabunları... 
 
 Sebze ve meyve kuruları...
Kekler-pastalar için meyve kurusunu, çorbalar için karışık sebze kurusunu şiddetle öneririm.
 
 Ne kadar baştan çıkarıcı bir görüntü değil mi?
İçeri girip, baklavalarınızın fotoğrafını çekebilir miyim?, dediğim de çok şaşırdılar ama...
Ziyaretçilere ve böyle garip isteklere alıştıklarından yadırgamadılar ;) 

Neredeyse her şeyin kurusunu bulmak mümkün...
Annemin meşhur Halise Teyzesi...
Beypazarı'na gittiğimizde alışverişi buradan yapıyoruz.
Çok da memnunuz...
Kararsız kalanlar için belirteyim dedim... 
 
 Beypazarı'na gidince gümüşçüler çarşısını gezmeden gelmeyin...
 

Öyle kendine has güzellikleri var ki...
Ne tarafa baksanız değişik insan manzaraları...


 
 
Her köşesinde bizden bir şeyler bulmak mümkün...







 
Beypazarı'nın altını üstüne getirdik.
 Sevinç bizi çok güzel gezdirdi.
En sonunda semaverde çay içmemiz gerekiyor diye dağın başına çıkardı.
Mevki olarak neresi bilemiyorum ama manzara çok güzeldi.
Baktık, hava biraz soğumuş, orası da esiyor,
hadi dedik eve geri dönelim çaylarımızı orada içelim.
Semaverde çay gelecek bahara kaldı.
 
 
Cumartesi okulu kıran oğlum, pazar günü derste...
 
Sevinç'in -gelin kızın- marifetlerini de en yakın zaman da paylaşacağım.
 
Çok yakında...


Yorum Gönder

 
Top