0

Uzun ara verince yazmaya başlamak da zorlaşıyor. Galiba hiçbir şey eskisi gibi değil. Biz eskisi gibi değiliz, yaşadığımız ülke, arkadaşlarımız, ailelerimiz... Hiçbir şey eskisi gibi değil artık. Önceliklerimiz, düşlerimiz, gerçeklerimiz. Her şey değişti. Herkes ve her şey incecik bir elekten geçti. Kimileri döküldü, kimileri eleğin üstünde kaldı, hatta kimileriyle aslında yeni tanışıldı. İnsan denen varlık beni şaşırtmaya devam etti, artık ona hiç şaşırmam zannederken... Hiç ummadığım insanların "kör kuyuya taş atılsa ses gelir" denen bir ortamda sustuğuna, sindiğine, konuşsa bile başka dillerden konuştuğuna tanık oldum! Yine hiç beklemediğim insanları en önlerde cesaretle yürürken gördüm, somut olarak sokakta olamasa bile klavyesinin başında... Başım sıkışsa kimleri arayabileceğimi, kimlere gerçekten güvenebileceğimi, sığınabileceğimi öğrendim. Çok şey kazandım, kaybettiklerime ise üzülmüyorum.

Daha kurulacak çok cümle var. Belki zamanını bekliyorlar.Uzunca bir süredir böyle bir ruh halindeyim. Günlük hayat ise her şeye rağmen tüm acımasızlığıyla devam ediyor. Görevler, sorumluluklar, işler... Onlar bir an bile nefes aldırmıyor. Yine nefes almak istediğimde mutfağa giriyorum. Eskisi kadar keyifle değil her zaman. Ama elime değecek bir hamurun sakinleştirici gücüne hâlâ inanıyorum. Ocakta kaynayan sütlacın iç ısıtan şefkatine de. Balkonumda ben su verdikçe bana mis kokulu yapraklarını veren fesleğenim iyileştiriyor beni bazen. Bazen de demlediğim çaydan ya da kahve makinesinden yayılan koku... Elime bir kitap aldığımda, uykuya yenilmeden birkaç satır okuyabildiğimde, ağaçların altında uzanıp dalların arasından sızan güneşe bakıp gülümseyebildiğimde umutlanıyorum.

Bu kek, mutlu başlaması istenen bir sabah için yapıldı. Tüm sabahların kahve ve kek kokması, kızarmış ekmek kokması, mutluluk ve huzur kokması dileği ile... Her güne güzelliklerle, iyi ki burada yaşıyorum diyerek başlayabilmemiz umuduyla... Tarif Trendsetter İstanbul Ocak sayısından, fikirlerine bayıldığım Blenderella'nın Mutfağı'ndan.

Malzemeler:
(12-14 muffin için)

- 2 su bardağı meyveli tahıl gevreği (ben Nesfit kullandım)
- 1/3 su bardağı esmer şeker
- 1+1/4 su bardağı yağsız veya yarım yağlı süt
- 1 yumurta, çırpılmış
- 2 iri elma, rendelenmiş (yeşil elma kullandım)
- 50 gr ceviz
- 50 gr kuru üzüm (veya yaban mersini)
- 1 su bardağı tam buğday unu (karabuğday unu kullandım)
- 1 paket kabartma tozu
- 1 çay kaşığı karbonat
- 1 çay kaşığı tarçın
- 1 çay kaşığı zencefil
- Bir tutam tuz


Yapılışı:

1. İlk üç malzemeyi (tahıl gevreği, esmer şeker, süt) karıştırın. 10 dk bekletin.

2. Çırpılmış yumurta, rendelenmiş elma, iri kırılmış ceviz ve kuru üzüm karışımını beklettiğiniz sütlü karışıma ekleyin.

3. En son un ve diğer kuru malzemeleri karıştırın. Hepsi için spatula kullanın, miksere gerek yok. Sadece malzemelerin bütünleşmesi yeterli.

4. Karışımı muffin kalıplarına doldurun. Fırını 210 dereceye ayarlayıp ısıtın. Muffinleri fırına verince ısıyı 190 dereceye düşürün. (Fırın ısısını kendinize göre ayarlayabilirsiniz.) Kabarıp üstleri kızarıncaya kadar pişirin.  

Muffinler light labne ile muhteşem oluyor. Kahvaltı için ideal. Üstelik oynamalara son derece açık bir tarif. Ben bir dahaki sefere elma yerine havuç koyacağım. Esmer şeker yerine pekmez koymak mümkün. İçine keten tohumu da eklenebilir. Ceviz yerine badem olabilir. Artık keyfiniz nasıl bir kahvaltı muffini çekerse... İçinde yağ olmadığı için çok düşük kalorili olduğunu da ekleyeyim...

Yorum Gönder

 
Top